Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Sanat Tarihi / Arkeoloji

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
başlatmıştır, ilk, müzeciliği, türkiyede

Türkiyede İlk Müzeciliği Kim Başlatmıştır

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türkiyede İlk Müzeciliği Kim Başlatmıştır




Türkiyede ilk müzeciliği kim başlatmıştır

Türk Müzeliğinin temelini ve gelişimini maddeler halinde özetleyecek olursak

Selçuklular Döneminde 1221’de Konya Alaeddin Tepe’sinin etrafı surla çevrilirken daha önceki dönemlere ait taş eserler duvarda süsleme amacıyla kullanılmıştır

Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinden sonra mimari eserlerin özenle korunduğu, birçok mimari parçanın sarayın avlusunda toplandığı bilinmektedir

Ülkemizde ilk müze 1846 yılında Tophane-i Emire Müşiri Ahmet Fethi Paşa tarafından İstanbul Aya İrini Kilisesi ’nde kurulmuştur

İlk Müze, Mecmua-i Asar-ı Atika (Eski Eserler Koleksiyonu) ve Mecmua-i Esliha-i Atika (Eski Silahlar Koleksiyonu) adı verilen iki bölümden oluşuyordu

Kurulan bu ilk müze daha çok bir depo görünümündeydi

1869’da müzehane adı “Müze-i Hümayun” (İmparatorluk Müzesi) olarak değiştirilir

Müzenin müdürlüğüne 1869 yılında Galatasaray Lisesi tarih öğretmenlerinden Edward Goold getirilir

1871 yılında Ali Paşa’nın yerine Mahmut Nedim Paşa geçince müze müdürlüğünü kaldırır

Ressam Teranzio bir yıl eserlere muhafızlık yapar

13 Şubat 1869 tarihli Âsar-ı Âtika Nizamnamesi

Maarif Nezaretinden izin alınmadan kazı yapılamayacağı, kazı sonucu bulunan eserlerin başkalarına satılabileceği, ancak yurt dışına çıkarılamayacağı, şahısların kendi mülkleri içinden çıkan eserlerin kendi malı olacağı, sikkelerin yurt dışına çıkarılabileceği, bir devlet tarafından resmen eski eser talebi halinde olabilecek iltimas kabulünün yalnızca padişaha ait olduğu belirtilmiştir

1872 yılında Ahmet Vefik Paşa müze müdürlüğünü yeniden kurarak, müdürlüğüne Avusturya Lisesinin Müdürü Alman Dr Philipp Anton Déthier’i getirir

Déthier, müzeye yeni eserler kazandırmaya ve mevcut eserlerin tasnifini yapmaya çalışır

Müze 1875 yılında Çiniliköşk’e taşınır

1881 yılında ziyaretçilerden para alınmaya başlanır

Déthier, 1874 yılında o zamana kadar hiçbir yasağa bağlı olmayan eski eser kaçakçılığını önleyebilmek amacıyla bir Âsar-ı Âtika Nizamnamesi (Eski Eserler Tüzüğü) hazırlayarak yürürlüğe koydurur

7 Nisan 1874 tarihli Âsar-ı Âtika Nizamnamesi

Tüzüğe göre kazılardan çıkan eserlerin üçte birinin kazı yapana, üçte birinin devlete, üçte birinin de arazi sahibine verilmesi öngörülüyordu Tüzükte, yurtdışına eser kaçırılamayacağına dair herhangi bir madde bulunmadığı için, yabancılar kazı yaptıkları arazileri satın alarak arazi sahiplerinin hisselerini de yurtdışına kaçırmışlardır Déthier’in 1881’de ölümünden sonra Müze-i Hümayun’un başına bir Türk, Osman Hamdi Bey getirilir

İlk Türk Müzecisi Osman Hamdi Bey, 1881’den 1910 yılına kadar müdürlük yapar

Osman Hamdi Bey’in babası İbrahim Ethem Bey Osmanlının eğitim için Avrupa’ya önderdiği ilk dört gencinden birisidir Osmanlı ve batı kültürüyle yetişmiştir Dahiliye Nazırlığı ve Sadrazamlık görevlerinde bulunmuştur Osman Hamdi Bey, Fransa’da hukuk, arkeoloji ve resim eğitimi almıştır

Osman Hamdi Bey, Müzeye yeni eserler kazandırabilmek ve ülkemizden eser kaçırmasının önüne geçebilmek için Müze-i Hümayun adına 1883-1895 yılları arasında kazılar yapmıştır

İlk kazısını 1883 yılında Nemrud Dağı’nda yapmıştır

1887 yılında Lübnan’da yer alan Sayda’da kazılar yaparak ünlü İskender Lahdi’nin de içinde bulunduğu çok önemli eserleri müzeye kazandırır

Geniş yankı uyandıran bu keşif onu tüm dünyada üne kavuşturur

1891 – 1892 yıllarında

Muğla - Lagina Hekate Tapınağı’nda kazı yapar

Planları mimar A Vallaury tarafından çizilen Türkiye’nin ilk müze binası olan Müze-i Hümayun (İstanbul Arkeoloji Müzesi) 13 Haziran 1891 yılında hizmete açılır

Osman Hamdi Bey, yaptığı kazılar ve düzenlemelerle Müze-i Hümayun’u dünyanın en önemli birkaç müzesinden biri haline getirmiştirÜlkemizde müzeciliğin temeli onun zamanında atılmıştır

1884 yılında eski eserlerimizin

yurt dışına kaçırılmasını önlemek amacıyla bir Âsar-ı Âtika izamnamesi hazırlayarak yürürlüğe girmesini sağlar

21 Şubat 1884 tarihli Âsar-ı Âtika Nizamnamesi

Nizamnamede kazı yapmak için ruhsat alınması zorunluluğu getirilmiş, kazılarda çıkan tüm eserlerin devlete verileceği ve ülke dışına çıkartılamayacağı belirtilmiştir “ Memalik-i Osmaniye’de zuhur eden her türlü asarı atikanın diyarı ecnebiye nakil ve ihracı kattiyen memnudur

23 Nisan 1906 tarihli Âsar-ı Âtika Nizamnamesi:

Türk-İslam eserlerinin de devlet malı olduğu belirtilmiş ve eski eser ticareti ruhsata bağlanmıştır

Cumhuriyet döneminde de kullanılan nizamname 1973 yılına kadar, tek koruma mevzuatı olma özelliğini korumuşturOsman Hamdi Bey 1910 yılında arkasında Avrupa düzeyinde bir müze bırakarak vefat etmiştir

Osman Hamdi Beyin ölümü üzerine yerine kardeşi Halil Ethem Bey getirilmiştir

1910 – 1931 yılları arasında 21 yıl müze müdürlüğü yapmıştır

O da ağabeyinin izinde ve temposunda çalışmış, özellikle anıtların korunması için amansız bir mücadele ermiştir

31 temmuz 1912 tarihinde Halil Ethem Bey zamanında “Muhafaza-i Abidat Hakkında Nizamname” yürürlüğe sokulur Nizamname ile taşınmaz kültür varlıklarının korunması amaçlanmıştır 1917 yılında müze dışındaki eski eserleri ve anıtları korumaya yönelik çalışmalar yapmak üzere “ Muhafaza-i Âsar-ı Âtika Encümen-i Daimisi “ (Eski Eserler Koruma Kurulu) kurulmuştur

Müze-i Hümayun adına Priene, Milet, Efes ve Sard’da kazılar yapmıştır

Gustav Mendel’e 1912-1914 yılları arasında üç ciltlik ”Cataloque de Sculptures Grecques, Romaines et Byzantines” isimli İstanbul Arkeoloji Müzesini dünyaya tanıtan taş eserler katalogunu hazırlatmıştır

Thedor Makridi 1892 – 1930 yılları arasında arkeolog-müzeci olarak Müze-i Hümayun’da çalışmıştır

Müzenin kazı ve teşhir-tanzim işlerinde görev almış, birçok kazıya komiser olarak görevlendirilmiştir

1906-1907 ve 1911-1912 yıllarında Almanların Boğazköy’de yaptığı kazılara katılmıştır Ancak kısa bir süre sonra patlak veren I Dünya Savaşı nedeniyle kazılara ara verilmiştir

1925 yılında Ankara tren garının arkasındaki tümülüslerde yaptığı kazı, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı adına gerçekleştirilen ilk bilimsel çalışmadır

Büyük Millet Meclisi’nin açılışından hemen sonra kurulan

ilk hükümet tarafından 10 Mayıs 1920 günü Maarif Vekaletine bağlı olarak, "Türk Âsar-ı Âtikası Müdürlüğü" kurulur

Müdürlük, her türlü arkeolojik ve etnoğrafik buluntunun toplanması ve korunmasına yönelik çalışmaları üstlenmiştir

Atatürk’ün emriyle 5 Kasım 1922 yılında Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa tarafından “Müzeler ve Âsar-ı Âtika Hakkında Talimat” başlığı adı altında bir genelge yayınlanır

Türk Müzeciliğinin geleceği için önemli bir adım olan bu genelgede; müzelerin görev ve sorumlulukları açıklanarak, çalışmaların ne şekilde yapılacağı ifade edilmiştir

Atatürk’ün emriyle 5 Kasım 1922 yılında Milli Eğitim Bakanı İsmail Safa tarafından “Müzeler ve Âsar-ı Âtika Hakkında Talimat” başlığı adı altında bir genelge yayınlanır

Türk Müzeciliğinin geleceği için önemli bir adım olan bu genelgede; müzelerin görev ve sorumlulukları açıklanarak, çalışmaların ne şekilde yapılacağı ifade edilmiştir

Atatürk’ün direktifleri ile 1923 yılında Heyet-i İlmiye kurulmuştur

Heyet-i İlmiye’nin görev alanları arasında; Ankara’da bir Milli Müze kurulması,

Türk Etnografya Müzesi’nin hemen açılması

ve Âsar-ı Âtika Nizamnamesi’nin

gözden geçirilmesi konuları da yer almıştır

3 Nisan 1924 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Topkapı Sarayı Müze olarak ziyarete açılmıştır

Konya Mevlana Türbesive Dergahı 1926 yılında Müze olarak ziyarete açılmıştır

Ankara Etnografya Müzesi Cumhuriyet’in müze olarak inşa edilen ilk binasıdır Bizzat Atatürk’ün emirleri ve denetimi altında inşa edilerek 1930 yılında ziyarete açılmıştır

Ülkemizde Osman Hamdi Bey’in kişisel çabalarıyla başlayan müzecilik, Cumhuriyet döneminde Atatürk’ün akılcı politikalarıyla çağdaş bir seviyeye erişmiştir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.