![]() |
Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Özeti |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt ÖzetiFriedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Özeti Böyle Buyurdu Zerdüşt, Bakış Açısı: Nietzsche’nin felsefe öğretisi, kendi çağına tümden bir karşı çıkış olarak görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nietzsche, insanlara yeni değerler getirmeye çalışarak güçlü insanların egemenliğinde, çoğunluktan ibaret olan ve sürü olarak nitelendirdiği insanlıkta ilerlemenin mümkün olduğunu ileri sürmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Din, ahlak, çağdaş kültür, felsefe ve bilim gibi konularda eleştiriler yazmıştır ![]() ![]() ![]() Kendisini “Filozoflar içinde ilk psikolog” olarak tanımlayan Nietzsche, Psikanaliz’de kullanılan “BilinçAltı” (id) kavramından ilk kez bahseden kişi olmuş ve bu yönüyle Sigmund Freud ve Psikanaliz’i etkilemiştir ![]() Kıta felsefesinde ve analitik felsefede alternatif yollar göstermiştir ![]() ![]() Nietzsche, erken ölümü ve hastalığı nedeniyle, “ne ahlaksal idealini, ne de trajik şiirini gerçekleştirebilmiştir ![]() Otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü ardına bırakarak dağa çekildi Zerdüşt ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bak! Ben, fazla bal toplamış arı gibi uzanacak ellere muhtacım ![]() ![]() ![]() ![]() Ey, en büyük mutluluğu bile kıskanmadan görebilen tek göz, beni kutsa!… Taşmak isteyen kadehi kutsa ki içinden su, altın gibi aksın ve mutluluğun parıltılarını her tarafa saçsın ![]() “Bak, bu kadeh yine boşalmak, Zerdüşt yine insan olmak istiyor ![]() ![]() Yazarı: Friedrich NIETZSCHE Yayınevi: İskele Yayıncılık Çevirmen: Mustafa BAHAR Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul / 2005 – Temmuz Sayfa Sayısı: 308 Kitap Hakkında Kısaca: Nietzsche’nin düşüncelerinin en yüksek düzeye eriştiği olgunluk dönemi, ‘Böyle Buyurdu Zerdüşt’ adlı eseri ile başlar Bu eser Nietzsche felsefesinin ana kitabıdır Ecce Homo’da Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt adlı eseri için şöyle der: ‘Yazılarımın içinde Zerdüşt’ün ayrı bir yeri vardır Onunla insanlığa şimdiye dek verilen en büyük armağanı sundum Binyılları aşan sesiyle Zerdüşt yazılmış en yüce kitap, gerçekten yüksekler kitabı olduğu gibi – insan denen olguyu uçurumlar boyu aşağısında bırakmıştır – hem de kitapların en derini, doğrunun en derin hazinelerinden doğmuş olanıdır; bir tükenmez kuyudur, içine daldırılan kova ancak altın dolu, iyilik dolu olarak çıkar’ Eser dört ana bölüme ayrılır Her bölümde değişik insan davranışlarını ve insani olguları konu edinen başlıkların toplamı seksen üçtür Nietzsche ilk iki kısmını 1883′te, üçüncü kısmını 1884′te, dördüncü ve son bölümünü ise 1885′te kaleme almıştır Eserin dili şiir ile düz yazı arasındadır Bazı bölümler şiiirden çok düzyazıya, bazı bölümler ise düz yazıdan çok şiire yaklaşır Fakat eserin bütünlüğünde şiir niteliği ağır basar Nietzsche düşünürken de, yazarken de hem bir filozof hem de bir sanatçıdır, şairdir Anlatımı ve cümle kuruluşları Alman diline uymayan farklı bir söyleyiş tarzı içerir Nietzsche dilin kuralları, kısıtlı anlatımı, dar kalıpları ile anlatamadığı düşüncelerini bir ozan bağımsızlığı ile dil ile oynayarak anlatmaya çalışır En sığ sanılan anlatımlarda bile insanı şaşırtacak şekilde derinleşir Alman dilinin gelenekçi söyleyiş kurallarının dışına çıkan Nietzsche, yazılarını bir şiir uyumu içinde yazar, aklından geçeni yazıya dökerken dil bilgisi kurallarını bir yana iter; aforizmalar şeklinde yazdığı eserlerinin büyük kısmı imalarla, düşüncelerine dair ipuçları ile doludur Olumlu başladığı bir cümleyi yada fragmanı olumsuz bitirir yada olumsuz başlar, olumlu bitirir Alaycı, iğneleyici bir anlatımı vardır Bu yazım tarzı onun felsefesi ile ilişkilendirilebilir Nietzsche için felsefe yaşam ile içiçedir Filozof – Nietzsche’ye dek anlaşıldığı gibi – yaşamın ötesinde, yaşama karşı ezeli – ebedi bir takım ilkeleri, öncesiz- sonrasız hakikatleri ve olguları düşünen, soyutlama yapan, cam kulelerden hayatı seyreden kişi değildir Nietzsche’de filozof bir birey olarak, bir yaratıcı olarak, değişmeden korunan her değere karşı bir savaşçı olarak, yaşamın tam ortasında, oluşun içinde, sorunsal olanın arayışında, putların tam karşısındadır ‘Felsefe bugüne dek anladığım, yaşadığım gibisi, yüksek dağda buz içinde gönüllü yaşamaktır – varlıkta yabancı, sorunsal olanı, şimdiye dek törenin yargıladığı herşeyi arayıştır’ Filozof, bugüne kadar değişmeden kalan herşeyi değiştiren, doğru olduğuna inanılanların yanlışlığını, yanlış olduğuna inanılanların doğruluğunu gösteren, değerlerin yazılı olduğu levhaları kıran kişidir ‘Benim filozoftan anladığım şey o yakınında ne varsa hepsinin tehlike de olduğu korkunç dinamit’ |
![]() |
![]() |
![]() |
Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Özeti |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt ÖzetiNietzsche, ‘inanmanın’ karşısındadır Çünkü inanmak sorgulamadan kabul etmektir, oysa Nietzsche hiçbirşeyi hatta kendi düşüncelerini bile sorgulamadan, onlara saldırmadan edemez ‘İnananlar istemiyorum ben; kendi kendime inanmak için bile çokça hayınım sanıyorum’ Nietzsche yaşanım ana niteliğini oluş ve değişme olarak kabul eder Onun aynı kalan, değişmeye direnen, putlaştırılmış herşeye saldırması bu yüzdendir Felsefe de yaşamın içinde, yaşamla içiçe olmalı; bu yüzden de tüm kalıplardan uzak durmalıdır Felsefeyi bu şekilde tanımlayan Nietzsche’nin eserlerinde belli bir dilin kalıpları, kuralları içine hapsolmasını beklemek mantıksızlık olur Fakat anlatımdaki bu belirsizlik, bu yapıtın ve genel olarak da tüm eserlerinin yanlış yorumlanmasına, çoğunluklada düşüncelerinin bilinçli olarak saptırılarak, Nietzsche’nin asla savunmayacağı hatta tam karşısında olduğu görüşlerce kullanılmasına yol açmıştır Nietzsche yanlış anlaşılacağını,bu tarz bilinçli saptırmaların olacağını ve bunlardan duyduğu rahatsızlığı şu şekilde ortaya koyar; ‘Yığınlar için konuşmuyorum Yüreğim oynuyor yerinden günün birinde beni ermişler katına koyacaklar diye Anlıyorsunuz değil mi, bunu önceden çıkarıyorum ki sonradan benim adıma bir takım budalalıklara girişilmesin’ Arthur Danto, Böyle Buyurdu Zerdüşt’ün ‘Herkes için olan ve Hiç kimse için olmayan’ şeklindeki alt başlığı tam da bu kitaba uydun düşmektedir der Gerçekten de Zerdüşt, herkes için yazılmıştır, ama onu doğru yorumlayacak insanlar yüzyıllar boyu hiç çıkmayabilir Ama bu durum Nietzsche için bir üzüntü kaynağı olmaktan çok uzaktır Aksine o sadece seçilmiş insanların kendisini anlayacağını, sürünün – yığının onu anlamayacağını yada yanlış anlayacağını Böyle Buyurdu Zerdüşt’ün ve diğer eserlerinin bir çok kısmında belirtir Anlamıyorlar beni; bu kulaklara göre ağız değilim ben’ ‘Her babayiğidin harcı değildir Zerdüşt’ü duyabilmek’ Nietzsche yaşadığı dönemde (günümüze dek doğru yorumlanıp yorumlanmadığı da tartışılması gereken bir konu) hiç kimse tarafından doğru olarak yorumlanmamıştır Ama o bu durum karşısında, yeryüzünün anlamı olacak kişiler için yazdığını onların ise ortaya çıkışının yüzyıllar alabileceğini belirtir İşte Nietzsche onların habercisi, yol göstericisidir ‘Bu gün oltadır yazılarımın her biri; Kim bilir belki de herkesten ustayımdır olta atmakta Hiç birşey vurmadıysa benim değil suç Balık yoktu’ Böyle buyurdu Zerdüşt’te Nietzsche kendisine sözcü olarak Zerdüşt’ü seçer Eski İran peygamberi olan Zerdüşt, yani tarihsel Zerdüşt, dünyanın birer nesnel güç olan (tinsel nitelikte) iyi ile kötü arasında sürekli bir çatışma ve savaşın hüküm sürdüğü bir yer olduğuna inanır Nietzsche bu görüşe tabiki katılmaz Fakat Zerdüşt’ün ‘iyi ve kötü’ ye nesnel bir nitelik kazandıran, böylece gerçeği yaşamın dışına çıkaran ilk kişi olduğu için bu hatayı düzeltecek kişinin de o olması gerektiğini söyler Bu nedenle kitapta Zerdüşt’ü kendine sözcü olarak seçer ‘Tam da benim, ilk töresizcinin ağzında Zerdüşt adı ne anlama geliyor, sormadılar bana; sormalıydılar; çünkü o İranlının tarihteki korkunç benzersizliğini yapan şey, benimkinin tam tersidir’ Son söz Nietzsche’nin düşüncelerini, eserlerini anlamanın ve anlatmanın en iyi yolu her zaman onun gözü ile görebilmek, onun dili ile konuşabilmektir Bu nedenle, bence Nietzsche’nin eserlerini okuyacak olan kişilere son söz yine Nietzsche tarafından söylenmelidir; Sağlam dişler, bir de sağlam miğde Budur dilediğim senin için! Sindirebildinse kitabımı, Barıştı demektir benimle yıldızın! ‘ Böyle Buyurdu Zerdüşt Kitabından Seçmeler: -I- Zerdüşt’ün öyküsünü anlatmama geldi sıra ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ben size Üstinsanı öğretiyorum ![]() ![]() (…) İnsana göre maymun nedir? Gülünecek bir şey, ya da acı bir utanç ![]() ![]() ![]() ![]() (…) Yalvarırım size, kardeşlerim, yeryüzüne bağlı kalın, ve inanmayın size dünyaötesi umutlardan söz açanlara! Ağı saçanlardır onlar, bilerek bilmiyerek ![]() (…) Bir zamanlar Tanrıya karşı işlenen günah en büyük günahtı, ama Tanrı öldü, onunla birlikte öldüler o günahkârlar da ![]() (…) Ama siz de, kardeşlerim, söyleyin bana: gövdeniz, canınız için ne diyor? Canınız, yoksulluk ve kirlilik ve acınacak rahatlık değil mi? Evet, kirli bir ırmağı içine alması ve bozulmadan kalması için deniz olmalı kişi ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Özeti |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt ÖzetiZerdüşt – Öndeyiş -II- Bu kişiliği anlamak için, insan onun çıktığı fizyolojik koşulları, yani benim büyük sağlık dediğim şeyi iyice kavramış olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() “İnsan , hayvanla Üstinsan arasına gerilmiş bir iptir, -uçurum üstünde bir ip ![]() ![]() ![]() ![]() (…) Ben, bilmek için yaşayan ve bir gün Üstinsan yaşasın diye bilmek isteyeni severim ![]() ![]() (…) Ben, bir sürü erdem istemeyeni severim ![]() ![]() (…) Ben, insanların üstünde asılı o kara buluttan tek tek düşen ağır damlalar gibi olan herkesi severim: onlar şimşeğin gelişini haber verirler ve haberci olarak yok olurlar ![]() ![]() Zerdüşt – Öndeyiş -III- O güçlü çağlarda ozanların esin dedikleri şey nedir, ondokuzuncu yüzyıl sonunda bunu açıkça bilen var mı? Yoksa, ben anlatayım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Yazık! İnsanın, özlem okunu insandan öte salamayacağı ve yayının, vınlamayı unutacağı zaman geliyor! Size diyorum: hora tepen bir yıldız doğurabilmek için, kişinin içinde kargaşa olmalı daha ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (…) Ama Zerdüşt üzüldü ve gönlüne dedi: “Beni anlamıyorlar: ben bu kulaklara göre ağız değilim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (…) İyilere ve doğrulara bakın! En çok kimden nefret ediyorlar? Kendi değer levhalarını parçalayandan, bozandan, yasa bozandan: -oysa o yaratıcıdır ![]() ![]() (…) Varacağım ereğime, ben kendi yolumu yürüyorum; duraklayanların ve geride kalanların üzerinden atlayacağım ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Özeti |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt ÖzetiZerdüşt – Öndeyiş -IV- Sonra, hasta düşüp birkaç hafta Cenova’da yattım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Düş gibi gelirdi bana dünya ve bir Tanrının masalı gibi; hoşnutsuz Tanrının gözleri önünde renkli dumanlar ![]() ![]() ![]() (…) Yeni bir gurur öğretti bana ben’im, insanlara öğretiyorum bunu: başımı artık göksel nesnelerin kumuna gömmeyi, yeryüzüne anlam veren, yersel bir baş olarak özgür taşımayı onu! (…) Onlar hep geriye, karanlık çağlara doğru bakarlar: o zamanlar, doğrusu, başkaydı kuruntu ve inanç; usun çılgınlığı tanrıcalık, ve kuşku günahtı ![]() ![]() ![]() (…) Siz bence, kardeşlerim, sağ gövdenin sesini dinleseniz: daha dürüst ve duru bir sestir o ![]() (…) İnsan altedilmesi gereken bir şeydir: bundan ötürü seveceksin erdemlerini -: çünkü onlar yüzünden yok olacaksın ![]() Zerdüşt – I ![]() -V- Bu onar günlük çalışmaları bir yana bırakırsak, Zerdüşt’ü yazdığım yıllar, özellikle ondan sonrası benzersiz bunalım yılları oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Ben ırmak kıyısında bir parmaklığım: tutunabilen tutunsun bana! Fakat koltuk değneğiniz değilim ben ![]() (…) Bütün yazılmış şeyler içinde yalnız, kanla yazılmış olanıseverim ![]() ![]() (…) Okuru tanıyan, artık başka bir şey yapmaz okur için ![]() ![]() (…) Bir zamanlar ruh, Tanrıydı; derken insanlaştı; şimdiyse, yığınlaşıyor bile ![]() ![]() (…) Siz yükselmek isteyince, yukarı bakarsınız ![]() ![]() ![]() (…) Bana diyorsunuz: “Hayata katlanmak güçtür ![]() ![]() (…) Ben ancak hora tepmeyi bilen bir Tanrıya inanırdım ![]() Zerdüşt – I ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Özeti |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Özeti-VI- Bu yapıtın yeri apayrıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -en uzun merdiveni olan ruh, en derine inebilen, en geniş, en büyük ruh, kendi içinde en çok dolanıp gezebilen, yolunu en çok şaşırabilen, o en zorunlu olan, seve seve atılan rastlantının içine, o varolan ruh, oluşu isteyen, varlıklı ruh, istemeyi ve açlığı isteyen,- Kendi kendinden kaçan, en geniş çevrelerde yakalayan kendini, en bilge ruh, kulağına çılgınlığın en tatlı şeyler fısıldadığı, kendini en çok seven, içinde tüm şeylerin ileriye ve geriye aktığı, alçaldığı, kabardığı- Ama bu Dionysos kavramının ta kendisi işte ![]() ![]() ![]() “İnsan da ağaca benzer ![]() ![]() (…) ‘Sonrasız Hayat’la baştan çıkıp çekilsinler bu hayattan ![]() (…) Bilgi ermişleri olmak elinizden gelmiyorsa, hiç değilse bilgi savaşçıları olun ![]() ![]() (…) Devlet mi? O da ne? Peki! Şimdi bana kulak verin, size ulusların ölümünden söz açacağım ![]() ![]() ![]() ![]() (…) ‘Yeryüzünde benden büyüğü yoktur: düzenleyen parmağıyım ben Tanrının’ -böyle böğürür o canavar ![]() (…) Orada, devletin bittiği yerde, orada başlar gereksiz olmayan insan: orada başlar gerekli kişilerin türküsü, o eşsiz, o benzersiz ezgi ![]() (…) Sen yumuşak ve doğru olduğun için, dersin: “Suçsuzdur onlar küçükj varlıkları içre ![]() ![]() Zerdüşt – I ![]() -VII- -Kendi kendine kalınca hangi dili konuşur böyle bir tin? Dithyrambos dilini ![]() ![]() ![]() ![]() …Gecedir: Yüksek sesle konuşuyor tüm fışkıran çeşmeler şimdi ![]() ![]() …Gecedir: Yeni yeni uyanıyor sevenlerin türküleri ![]() ![]() …Dinmeyen, dinme bilmez birşey var içimde, ses olmak istiyor ![]() ![]() …Işığım ben: Gece olaydım keşke! Ama budur işte benim yalnızlığım, çepeçevre ışıkla sarılmış olmam ![]() Ah, karanlık olaydım, gece olaydım! Nasıl emerdim ışığın memelerinden! Üstelik kutsardım bir de sizleri, ışıl ışıl yıldızcıklar, ateşböcekleri göğün! O ışıktan armağanlarınızla mutlu olurdum ![]() Ama öz ışığımla yaşıyorum ben, gene ben içiyorum benden taşan alevleri ![]() Bilmiyorum almadaki mutluluk nedir; çoğu zaman bana öyle geldi ki, çalmak daha da büyük mutluluktur almaktan ![]() Budur benim yoksulluğum, elim durup dinlemeden bağışlıyor; budur çekemediğim, bekleyen gözler görüyorum hep, özleyişin aydınlanmış gecelerini ![]() Vay, bağışlayanların mutsuzluğu, vay! Güneşimin kararması! Vay susamaya susamış olmak! Vay açlıktan kıvranmak doymuşluğun içinde! Gerçi benden alıyorlar: Ama elim ruhlarına dokunuyor mu daha? Bir uçurum vardır vermekle almak arasında, -ve en küçük uçurumdur en zor kapanan ![]() Bir açlık büyüyor güzelliğimden: Aydınlattıklarıma acı vermek istiyorum, soymak istiyorum birşey bağışladıklarımı- hayınlığa böylesine susamışım ben ![]() Doluluğum böyle bir öç kuruyor, böyle bir kalleşlik sızıyor yalnızlığımdan ![]() Bağışlaya bağışlaya öldü bağışlamanın mutluluğu; kendi bolluğundan bezdi erdemim! Durmadan bağışlayan için tehlike, utanmayı unutmaktır; hep dağıtan kimsenin elleri, yüreği nasır bağlar dağıtmaktan ![]() Gözüm yaşarmıyor artık yalvaranın utanması önünde; sertleşen elim artık duymuyor o dolu ellerin titreyişini ![]() Gözümde o yaş damlası nereye gitti, yüreğimde o belirsiz ürperiş? Vay, yapayalnızlığı tüm bağışlayanların! Vay, tüm ışıldayanların suskusu! |
![]() |
![]() |
![]() |
Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt Özeti |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Friedrich Nietzsche Böyle Buyurdu Zerdüşt ÖzetiIssız uzayda nice güneş dönüyor: Karanlık ne varsa, hepsine konuşuyorlar ışıklarıyla -yalnız bana susuyorlar ![]() Işıyanlara karşı budur düşmanlığı ışığın: Acımadan gider kendi yoluna ![]() Işıyanlara karşı katı yürekli, güneşlere karşı soğuk- böyle döner her güneş ![]() Bir kasırga gibi döner güneşler yörüngeleri üzerinde ![]() Amansız istemlerine uyup giderler: Budur soğukluğu onların ![]() Yalnız sizler, ey karanlık, ey gecesel olanlar, siz ısınırsınız onların ışığında! Yalnız siz susuzluğunuzu dindirirsiniz, emersiniz ışığın memelerinden! Ah, dört bir yanım buz; donmuş şeylere değmekten yanıyor elim! Ah, içimde susuzluk var, sizin susuzluğunuz için yanıp tutuşuyor ![]() …Gecedir: Neden böyle ışığım ben! Geceye susamışlık! Yalnızlık! …Gecedir: Bir pınar gibi kaynıyor içimden isteğim, -konuşmak istiyorum ![]() …Gecedir: Yüksek sesle konuşuyor tüm fışkıran çeşmeler şimdi ![]() ![]() …Gecedir: Şimdi uyanıyor işte sevenlerin türküleri ![]() ![]() Şunlar kendilerini tutarlar, doğru: fakat yaptıkları her şeyden, şehvet denen kancık it kıskanç sırıtır ![]() (…) Kendisinden bir parça et esirgenince, bir parça ruh dilenmeyi nasıl da bilir bu şehvet iti! (…) Pek uzun bir süre köleyle zorba gizlenmiştir kadınlarda ![]() ![]() (…) Kadın daha dostluğa yeterli değildir: kadınlar daha kedi ve kuşturlar ![]() ![]() (…) Övülesidir, güç saydıkları şey; pek gerekli ve güç olana iyi derler, en büyük sıkıntıdan kurtaranı, eşsiz ve en güç olanı, kutsal diye överler ![]() (…) Kendi yalımınla yakmaya hazır olmalısın kendini; önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki! (…) Kadın kimden nefret eder en çok? -Demir şöyle demiş mıknatısa: “En çok senden nefret ederim, çünkü sen çekersin, ama kendine doğru sürükleyemezsin ![]() ![]() ![]() (…) “Kadınlara mı gidiyorsun? Kırbacını unutma!” (…) “Ejderin yılan ağısından öldüğü nerde görülmüş?” dedi, “Geri al şu ağını! Sen bunu bana armağan edecek kadar zengin değilsin ![]() (…) Ahlâk yıkıcısı, derler bana iyilerle doğrular: benim öyküm ahlâka aykırıdır ![]() ![]() ![]() (…) Ve ceza, saldırgan için aynı zamanda bir hak ve şeref olmazsa, cezanız eksik olsun! Zerdüşt – I ![]() -VIII- Böyle birşey ne yazılmış, ne duyulmuş, ne de çekilmiştir: Bir tanrı, bir Dionysos çekebilir bu acıyı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanlar arasında, geleceğin kırık parçaları arasında gibi dolaşıyorum: O gördüğüm geleceğin ![]() Derdim günüm bu benim, kırık parça, bilmece, ürkünç rastlantı olan herşeyi toplamak, tek birşey yaratmak ![]() Nasıl katlanırdım insan olmaya, aynı zamanda ozan, bilici, rastlantının kurtarıcısı olmasaydı insan? Tüm geçmişi kurtarmak, “böyleydi” denilen herşeyi yeni baştan yaratmak “ben böyle isterdim” diye, -benim için bu olurdu ancak kurtuluş ![]() Zerdüşt başka bir yerde de, olabildiğince katı yüreklilikle, kendisi için “insan” ancak ne olabilir, bunu anlatıyor, -bir sevgi, hele acıma konusu değil hiç, -insandan o büyük tiksinmeyi de yenmiştir Zerdüşt: Onun gözünde insan biçimlenmemiş özdektir, yontucusunu bekleyen çirkin bir taştır ![]() Artık hiç istememek, artık değer biçmemek, artık hiç yaratmamak: Bu büyük yorgunluk benden ırak olsun hep! Bilip tanırken bile, istemimin doğurtmaktan, oluştan aldığı tadı duyuyorum yalnızca; benim bilgim bir çocuk gibi arıksa, onda doğurtma istemi olduğu içindir ![]() Bu istem tanrıdan, tanrılardan uzağa alıp götürdü beni: Yaratacak ne kalırdı, tanrılar… varolsaydı? Ama beni hiç durmadan insana doğru çekti bu yanıp tutuşan yaratma isteğim; taşı böyle arar çekiç de ![]() Bilseniz, nasıl bir yontu taşta benim için, o yontular yontusu! Ah, taşların en sertinde, en çirkininde mi uyumalıydı böyle! Azgınca vuruyor şimdi çekicim, acımadan vuruyor onu tutsak eden taşa ![]() Onu tamamlayacağım; bir gölge geldi göründü çünkü bana, -tüm şeylerin en eşsizi, en tüy gibisi göründü bana bir kez! Gölge olup geldi bana üstinsanın güzelliği: Bundan böyle bana ne… tanrılardan! ![]() ![]() Bu koşuklar dolayısıyla, sırası gelmişken, bir başka görüşü de belirtmek isterim: Çekicin sertliği, yoketmenin kendisinden alınan tad, Dionysosca bir ödev için gerekli başlıca koşullardandır ![]() ![]() Kaynak: Ecco Homo Bir derin kuyuya benzer yalnız ![]() (…) Kendinizden öte seveceksiniz bir gün! Onun için önce sevmeyi öğrenin ![]() ![]() (…) Vaktinde öl! Vaktinde öl: bunu öğretir Zerdüşt ![]() (…) Siz ey bugünün yalnızları, ey çekilenler, siz ilerde bir ulus olacaksınız: sizden, kendini seçmiş kişilerden bir ulus doğacak: -bu ulustan da, Üstinsan ![]() (…) Artık beni yitirmenizi ve kendinizi bulmanızı istiyorum, ancak hepiniz beni yadsıdığınız zaman döneceğim size ![]() ![]() (…) Şudur büyük öğle: insan, hayvanla Üstinsan arasındaki yolunun ortasındadır ve akşam yolunu en büyük umudu olarak kutlamaktadır: Çünkü bu, yeni bir sabah yoludur ![]() (…) “Öldü bütün tanrılar ![]() ![]() NOT: Umarım yardımcı olabilmişimdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|