Prof. Dr. Sinsi
|
Yeryüzü Kitapliği|Kitap Özetleri E-Kitaplar
Shakespeare'in gerçek yüzü
Bilmeyen yoktur, Shakespeare tiyatrodaki amacını Hamlet'in ağzından dile getirmişti: Doğaya ayna tutmak Doğa derken de, kuşkusuz, ağaçlardan çiçeklerden, kurttan kuştan değil, insan doğasından, insan yaşamından söz ediyordu İnsan doğasındaki nerdeyse her türlü duygu ve çatışmayı belleklerden silinmeyecek sözler ve imgelerle yansıttığı için de, bugün birçoğumuzun gözünde yalnızca Elizabeth dönemi İngiltere'sinin değil, tüm dünyanın gelmiş geçmiş en büyük oyun yazarı değil mi?
Ama Shakespeare, aynı zamanda, kimliği, kim olduğu ya da kim olmadığı en çok tartışılan yazarların başında gelir Birçokları, Shakespeare'in hem büyük bir edebiyatçı, hem de yetersiz eğitim görmüş sıradan bir insan olduğunu, kökeni ve yaşamıyla edebiyattaki başarısı arasında büyük bir uçurum bulunduğunu ileri sürmüştür Romeo ile Juliet'in, Hamlet'in, Venedik Taciri'nin, Macbeth'in, Bir Yazdönümü Gecesi Rüyası'nın gerçekte Francis Bacon, Oxford 17 kontu Edward de Vere ya da Christopher Marlowe tarafından yazılmış olabileceği az tartışılmamıştır
Shakespeare'in "yetersiz eğitim görmüş olduğu" savı ne denli geçerli, bilmiyorum Çünkü ana kaynaklar, büyük olasılıkla Stratford'ın nitelikli ortaöğrenim kurumunda öğrenim gördüğünü, Latince öğrendiğini ve klasik yazarların yapıtlarını oburcasına okuduğunu söylüyor Evet, daha sonra üniversiteye gitmemiş Belki de iyi etmiş
Bence, Shakespeare'in kimliği konusundaki kuşkularımız, insan doğasını tüm yönleriyle bu denli derinliğine yansıtan bunca yapıtın tek bir yazarın kaleminden çıkmış olması karşısındaki şaşkınlığımızdan kaynaklanıyor
Yüzdeki harfler
Ama biz ne düşünürsek düşünelim, Shakespeare araştırmaları günümüzde de olanca hızıyla sürüyor Son yıllarda bu alanda en çok ürün veren araştırmacılardan biri de Alman profesör Hildegard Hammerschmidt-Hummel Bir süre önce, William Shakespeare'in Gerçek Yüzü adlı bir kitap yayımladı Hammerschmidt-Hummel İngilizce çevirisi (The True Face of William Shakespeare) Chaucer Press'ten çıktı Kitapta, günümüzdeki teknolojik olanaklardan yararlanılarak gerçekleştirilmiş çalışmalar ortaya konuyor Shakespeare'in değişik dönemlerde yapılmış portreleri, büstleri ve ölüm maskı karşılaştırılarak ozanın "gerçek yüzü" belirlenmeye çalışılıyor
Kim bilir, Alman araştırmacı belki de Oscar Wilde'ın "Bir erkeğin yüzü onun özyaşamöyküsüdür  " sözünden yola çıkıyor Belki de, "Yüz ruhun portresidir" diyen Cicero ya da "Yüz bedenin ruhudur" diyen Wittgenstein ışık tutuyor bu araştırmaya Thomas Browne'ın sözü de yabana atılmamalı: "Akıl sır ermez ama, yüzümüzde ruhumuzun özünü ele veren harfler vardır; okuma yazma bilmeyen biri bile onlara bakarak huyumuzu suyumuzu okuyabilir  "
Ne ki, Hammerschmidt-Hummel, gelişmiş teknolojiden yararlanarak Shakespeare'in "gerçek yüzü"nü ortaya çıkarsa bile sorun çözülmeyecek Rainer Maria Rilke diyor ki: "Tümen tümen insan var bu dünyada, ama yüzler insanlardan çok daha fazla, çünkü her insanın bin türlü yüzü var  " O yüzden, Shakespeare'in "gerçek yüzü"nü öğrenmek için biz yine de onun yazdıklarına bakalım Ne demiş usta: "Yüzün, efendim, bir kitaptır, aklından çıkarma;/Yüzüne bakan, ürkünç şeyler okuyabilir orada  "
* * * * *
CAMEKÂN
Yaşam satranca öykünüyor
''Putin'in dayattığı yönetim belki sıkıyönetim değil, ama light sıkıyönetim olduğu söylenebilir (  ) Saydamlığın ve sorumluluğun olmaması, devletin sınırsız büyümesine yol açıyor; devlet görevlilerine eleştiri yönelten herkes 'aşırı uç' olarak nitelenebiliyor ve 'aşırı uç' terimi, Putin'in kitabında 'terörizm'den yalnızca bir virgülle ayrılıyor (  ) Dokuz yaşındaki oğlumun, ileride Çeçenistan'daki yasadışı savaş yüzünden askerlik görevimi nasıl yapacağım diye kaygılanmasını ya da zorbaca baskıların korkusuyla yaşamasını istemiyorum  "
Bunlar, bugün Rusya'da Putin yönetimine karşı çıkan sıradan bir politikacının sözleri değil Bu sözler, 1985-2000 yılları dünya satranç şampiyonluğu unvanını elinde tutmuş olan Garri Kasparov'un Yaşam Satranca Nasıl Öykünür (İngilizce çevirisi How Life Imıtates Chess adıyla Heinemann'dan çıktı) adlı kitabından
Birçoklarına göre gelmiş geçmiş en büyük satranç oyuncusu olan Kasparov bugün Rusya'da muhalefetin önderi konumunda; dahası, kimilerinin gözünde demokrasinin son umudu
Yaşam Satranca Nasıl Öykünür, özyaşamöyküsel nitelikte bir kitap 1963 yılında Bakû'da Yahudi bir babayla Ermeni bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Kasparov'un "otoportresi" de denilebilir bu kitaba Ama Kasparov yaşadıklarını anlatmakla yetinmiyor, bugün Rusya'da verdiği siyasal savaşımı, siyasal görüşlerini de dile getiriyor
"Bu, mutlaka verilmesi gereken bir savaş," diyor Kasparov "Rusya'da benim gibi basın özgürlüğünü ve hukukun üstünlüğünü savunan, toplumsal adaletten yana çıkan ve seçimlerin özgürce yapılmasını isteyen milyonlarca insan var  Bu hedeflere ulaşabilmek için arkadaşlarım ve ben, gerçek muhalefet gruplarını ve aktivistleri bir araya getiren, ideolojik olmayan geniş bir koalisyon oluşturduk  "
Kasparov'un kalkıştığı bu demokrasi savaşımı karşısında, insan ister istemez satrançtaki ustalığının politika sahnesinde işine yarayıp yaramayacağını düşünüyor
Anımsayacaksınız, Kasparov'un 1984-1990 yılları arasında en büyük rakibi Anatoli Karpov'la yaptığı beş karşılaşmanın da politik uzantıları olmuştu Kasparov'un deyişiyle Karpov'un Sovyet devlet yapısıyla yakın bağlantıları vardı, oyun tarzlarındaki karşıtlık siyasal tutumlarındaki karşıtlığın aynasıydı Kendini "asi" diye niteleyen Kasparov, Karpov'u "bir işbirlikçi" olarak görüyordu
İki oyuncu 1984-85'teki ilk unvan maçı için karşı karşıya geldiklerinde, aralarındaki siyasal karşıtlık karşılaşmanın gerilimini doruğa vardırmıştı O günlerde satranç uzmanları Karpov'un oyun tarzını, yavaş hareket eden, avını güçlü gövdesiyle sıkarak ağır ağır öldüren pitona benzetiyorlardı Nitekim Kasparov da ilk karşılaşmada rakibinin oyun tarzına öykünmüş, ilk dokuz oyunun dördünü yitirdikten sonra titiz bir savunma oyunu benimsemiş, arka arkaya bir dizi beraberlik almış, ardından bitkin durumdaki Karpov karşısında üç oyun kazanmıştı Uluslararası Satranç Federasyonu başkanı Florencio Campomanes, Sovyet yetkililerin baskısı karşısında, 48 oyundan sonra karşılaşmayı ertelemiş, yorgun düşen Karpov kararı sevinçle kabul ederken, yirmi bir yaşındaki Kasparov bu oldubittiye sert bir biçimde karşı çıkmıştı 1985'teki ikinci karşılaşmada Karpov'u 24 oyun sonunda az farkla yenen Kasparov, satranç tarihinin en genç dünya şampiyonu olmuş, bu unvanı on beş yıl elinden bırakmamıştı
Bakalım, yaşam satranca öykünecek mi? Kasparov, Karpov'a satranç tahtasında uyguladığı stratejiyi politika sahnesinde Putin'e karşı da uygulayabilecek mi? Yayımladığı kitaptaki sözleri, en azından, satrançtaki cesaretini yitirmediğini, dahası siyaset alanına taşıdığını gösteriyor
|