Prof. Dr. Sinsi
|
İnsan Zihninin Özellikleri
İnsan Zihninin Özellikleri
Bir psikolog olarak kendi bakış açımdan "Sanat"a yaklaşacağım Nedir bu bakış açısı? Sanatı, insan zihninin bir ürünü olarak alacağım İnsan zihninin niteliklerini inceleyerek sanatın insan hayatındaki işlevini anlamaya çalışacağım
Her canlı türü gibi insanın da kendine özgü biyolojik ve psikolojik özellikleri vardır Bu özellikler, insana hem birtakım problemler getirmiş hem de bu problemleri çözme kapasitesini kazandırmıştır Bu kapasiteyi kullanarak o problemlerle boğuşan insan, başlangıcından bugüne kadar gelmiştir
Çok kimseler buna "ilerleme" de der Yani insan, başlangıcındaki kısıtlı konumundan daha becerikli, daha bilgili, daha duyarlı ve daha verimli bir konuma doğru ilerleyebilmiştir Ama, burada bizim asıl dikkatimizi çekmesi gereken nokta şu: İnsan, başlangıçta problemli bir konumda olduğu için ilerleme yoluna girmek zorunda kalmıştır Yani onun problemi, bugün bizim geriye dönüp bakarak gördüğümüz anlamda ilerlemeyi sağlamak değildi; kendini içinde bulduğu koşullarda hayatta kalmaktı
İnsan genetik potansiyelinde var olan kapasiteyi kullanarak hayata tutunmaya çalışırken problemlere çözüm bulmuştur Bulduğu çözümleri bir bilgi birikimi olarak muhafaza etmiştir Sonra da o çözümleri basamak yaparak daha karmaşık problemleri çözmeye çabalamıştır İnsan zihninin niteliklerinden söz ederken daha iyi anlaşılacaktır: İnsan yalnız biyolojik olarak algı planında doğrudan gördüğü problemleri çözmekle de kalmamıştır; problemler icat etmiştir İnsanın neyi problem olarak gördüğü, bir ölçüde nasıl yaşamak istediğine bağlı olmuştur
Başka bütün canlı türlerinde olduğu gibi insanın da davranışları biyolojik bir temele dayanır Ama insanda biyoloji, davranışlarda bulunma kapasitesine (o kapasite ne kadar geniş olursa olsun) bir sınır koymakla birlikte, davranışları içerik olarak belirlemez Genetik bir programla, belirli sinyallere belirli davranışlar yaparak ayarlanma, insanda pek yoktur İnsan, deneyimleri esnasında davranışlarını oluşturur Elbette başka canlı türleri de çeşitli derecelerde öğrenir Ama onların hangi koşullarda neleri öğreneceği yine genetik programla belirlenmiştir İnsan hayatına tarih perspektifi içinde baktığımızda, insanın değişik yerlerde ve değişik devirlerde birbirinden çok farklı hayat biçimleri geliştirdiğini görüyoruz Bu nedenle insanın, geniş bir imkânlar alanında yaşadığını kabul etmek zorunda kalıyoruz
Elimizde çok çeşitli veriler var Günlük hayat deneyimleri, deneysel psikolojinin bulguları, antropolojik ve sosyolojik gözlemler, insanın icat kabiliyetini sergileyen teknolojik ürünler, insanın doğayı anlama girişimlerini yansıtan bilimsel bilgiler, sanat eserleri, hatta insana özgü psikiyatrik bozukluklar ve kriminolojik davranışlar İşte bütün bunlar, olumlu ve olumsuz yönleriyle, insan zihninin bir imkânlar alanı olduğunu göstermektedir Bu verilerde ayrıca ne görüyoruz? İnsanın bir sosyal ve siyasal örgütlenme yanı var Kurumlar gelişiyor ve insan ilişkileri böylece belirli kurallara bağlanıyor Ama bu kurallar, genetik yapıyla belirlenmemiştir; insan hayatının karmaşıklıkları içinde serbestçe oluşturuluyor Kurallar, bireyler tarafından algılanabilir ve kavramlaştırılabilir biçimde oluştuktan sonra, bireyin arzuları dışında bir gerçeklik ve yaptırım gücü kazanıyor Fakat kurallar sabit değil, değişkendir
İnsan zihninin başka hiçbir canlı türünde bulunmayan özellikleri en karakteristik olarak nerede kendini gösteriyor? İnsanın özünü belirleyici bu karakteristik özellik, insanın soyut düşünme kabiliyetidir İnsan somuta, algılarına sıkı sıkıya bağlı olan, davranışlarını somut algıların güdümünde doğuran bir canlı değildir Başka canlı türleri, algı planına bağımlıdır Onlar, algı planı ortadan kalktıktan sonra soyut zihin düzleminde düşünmeye devam edemiyor Onların davranışlarını güden, bir taraftan kendi biyolojik ihtiyaçları bir taraftan da somut algı planının verileridir
İnsan ne yapıyor? Algı planı yokken düşünebiliyor Bir insanı bir hücreye koyun, gözlerini kapatın, kulaklarını tıkayın, yine düşünmeye devam edebilir İşte bu, hiçbir canlı türünde olmayan bir özelliktir Soyut zihin düzleminde düşünme, insanın daha birçok ayırt edici niteliklerini belirleyen bir temel kapasitenin göstergesidir Ben bu temel kapasiteyi, "bilincinde olduğunun bilincinde olma" diye adlandırıyorum Başka bütün canlılar da çevrelerinin farkında Yani onlar çevrelerinin bilincinde olduklarını, oradan gelen sinyallere uygun tepkileri yaparak ve böylece hayatta kalmayı başararak gösteriyorlar Hayatın temel biyolojik olgusu bilinç Bu anlamdaki bilinci aşan bir özellik gösteriyor insan Yalnızca algılayıp tepki yapmıyor Algıladığının ve tepki yaptığının da bilincinde oluyor
Bu demektir ki insan, yalnızca hayvanlar gibi çevresinin bilincinde olmakla kalmıyor; kendinin de bilincinde oluyor İşte bu biyolojik yorum çerçevesinde insanın asıl ayırt edeci özelliği, bilinç değil, bilincinde olduğunun bilincinde olma kapasitesidir Bu temel kapasitenin ürünü olan soyut düşünme kabiliyeti, insanın yalnız çevresinin değil, kendi zihninin de farkında olmasına ve algı verisi yokken de düşünmeyi sürdürebilmesine imkân veriyor İnsan kendi düşüncesinin bilincindedir ve kendi düşüncelerinin gerisine çekilerek düşüncelerini tıpkı dışarıdaki bir cismi inceler gibi inceleyebilir İnsan düşünmekle kalmaz; düşüncelerini eleştirir Gerekli görürse düşüncelerinde değişiklik yapar Düşünme işlemleri sonunda dışarıdaki dünyada eyleme geçmesi gerektiğinde, daha eylemleri yapmadan, onların dış dünyadaki sonuçlarını soyut düşünme düzleminde hesaplayabilir
|