Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dostluğun, hicret…, kayıp, zamanlarına

Dostluğun Kayıp Zamanlarına Hicret…

Eski 10-02-2009   #1
GöKKuŞaĞı
Varsayılan

Dostluğun Kayıp Zamanlarına Hicret…






Dostluk, sahtelerin yakınına yaklaşamayacağı kadar temiz ve sâfidir… Tıpkı bir su gibi berrak ve tertemiz… Gönlünden geçeni yüzünden okuyabilirmişçesine, bir çiçeğin güneşe durması kadar apaydındır… Bir anda emeklerin boy vermesi, fidan vermesi, meyve vermesi kadar şevinçtir yüreklerde… Hep vermek ama hiç almamaktır… Almayı murâd etmeden, vermenin tarifsiz hazzını yaşarmışçasına bir isârdır… Kardeştir, kardeşten de ötedir… Dost dost olabildiğince dost, yakın hissedebildiğince yakındır…

Günümüz coğrafyasından hicret etmiş lâkin… Hep almadan vermelerin bıkkınlıklarından yüklü bir kervanla yola çıkan sitem yüklü bulutların kanadına takılıvermiştir artık…

Bir mağarada, dostunu kendine tercih eden, o söylerse, doğrudur, onun emaneti emanetimdir diyen dillerin saadet zamanlarından kalma nidâları ne kadar da çabuk nisyânâ garkoldu gitti

Şimdi kayıp zamanların, arayan yolcuları gibiyiz Kaybolduğumuz zaman dilimlerinde, yalanla doğru aynı pazarda satılırken, sıdkın sadakat olduğu, hakiki dostun bulunamadığından dem vurmak boşuna değil elbet…

Hakiki kul olabilmek yolundan geçiyor belki bu zorlu sınav… Güzel ahlâkı kendine rehber edinen hangi gönülde yaşanmaz ki bu dünya ziyneti güzellikler…

Hatırlar, bilirsiniz, lakin yine bir tefekkür dünyasına demlenme ihtiyacına binaen, bir güzîde kıssayı dile getirelim…


Şiblî, hâdiselere hikmetle bakan bir ibret ehliydi de Vermek istediği bir fikri, bazen hikmetli bir vak'ayla nazarlara takdim eder; düşünmeyi te'mine gayret gösterirdi Bir gün dostlarına sordu:
"Beni ciddi olarak seviyor musunuz?"
Hep birlikte cevap verdiler:
"Efendimiz, bunu sormak bile bize ağır geliyor Şüpheniz mi var sarsılmayan sevgimizden?"

Bu defa eline geçirdiği odun parçalarını dostlarına doğru fırlatan Şibli, dostlarının "bu adam aklını oynattı galiba" diyerek birer ikişer uzaklaştıklarını gördü
Tekrar sordu: "Ey benim sarsılmayan dostlarım, nereye gidiyorsunuz böyle birer, ikişer?"

Dediler ki: "Nereye olacak, evlerimize!" "Hani beni seviyordunuz Niye terk ediyorsunuz?"

"Efendimiz, siz bize fırlattığınız odunlarla başımızı, gözümüzü yaralayıp bize sıkıntı verdiniz Bu durumda artık yanınızda duracak hâlimiz kalmadı"

Şibli, mütebbessim, "Geliniz, geliniz Ey benim sahte dostlarım!" dedi ve ilâve etti:

"Dostluğun şanı odur ki, dostundan zarar da gelse sineye çekecek, acı da gelse rıza gösterip terk etmeyecek Siz benim hakiki dostum olsaydınız, bende rahatsız edici bir tavır görülünce sabreder, ıslahıma çalışırdınız, terk etmeyi tercih etmezdiniz"

Böylece bir imtihanı kaybeden dostları, yine çevresini aldılar Vaaz ve nasihatlerinden istifadeye başladılar Dostluğun şartını da böyle fiili bir örnekle, unutulmayacak şekilde öğrenmiş oldular

Reşhâ Sahradaesinti

__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK





GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali
GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.