Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Karadeniz Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
amasya, tanıtımı, şehir

Amasya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Şehir Tanıtımı




Amasya Şehir Tanıtımı

Yüzölçümü: 5520 Km²

Nüfus: 357191 (1990)

İl Trafik No: 05

Orta Karadeniz'de, Yeşilırmak vadisi Harşena Dağı eteklerine kurulan Amasya, 7 bin yılın üzerindeki eski tarihi boyunca krallık başkentliği yapmış, bilim adamları, sanatkarlar, şairler yetiştirmiş, şehzadelerin eğitim gördüğü bir belde olmuştur

Kurtuluş savaşının başlangıç temelleri de Amasya'da atılmıştır Amasya, tarihi ve kültürel zenginlikleri yanı sıra, özellikle Yeşilırmak kıyısına yapılmış Yalıboyu evleri ile dikkat çekmektedir

Dünyanın en güzel Misket elması, kirazı, şeftalisi ve bamyasının üretildiği, tarih ve doğanın birlikte bulunduğu ilginç bir antik kent görmek istiyorsanız sıcak kanlı ve misafirperver Amasya sizi bekliyor

İLÇELER:

Amasya (merkez), Göynücek, Gümüşhacıköy, Hamamözü, Merzifon, Suluova, Taşova'dır

Göynücek: Çekerek Irmağı Vadisi'nde kurulan ilçeye 8 km uzaklıktaki Çekerek vadisine bakan kayalık üzerinde kurulmuş Gökçeli kalesi ilçenin önemli tarihi eseridir Roma Döneminde garnizon olarak kullanılan Kalede 98 basamaklı merdiven ile gizli bir yol bulunmaktadır İlçe merkezine 6 km uzaklıkta bulunan Çamurlu köyü İlice mevkiinde çıkan kaynak suyunun böbrek taşlarına karşı tedavi edici özelliği olduğu söylenmektedir

Gümüşhacıköy: İlçe merkezindeki Bedesten, Büyük hamam, Koyun pınarı ve Kabak çeşmesi; Gümüş beldesinde yer alan Haliliye Medresesi, Yörgüç Paşa Cami, Darphane Cami, Maden Cami (Eski Kilise) ilçenin Selçuklu ve Osmanlı dönemi mimari eserleridir Şarlayuk beldesi ise yeşilin her tonunun bulunduğu, altyapısı olan bir mesire yeridir

Hamamözü: İnegöl dağlarının doğu ve kuzey eteklerinde kurulmuştur İlçe merkezinde bulunan Arkut Bey kaplıcası yörenin önemli dinlenme ve piknik yeridir İlçe merkezine 1km uzaklıkta olan Kahramanlar İçmesi bağırsak parazitlerine iyi geldiği bilinmektedir

Merzifon: İl merkezine 49 km uzaklıktadır 7 yüzyıl sonlarında Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın Sadrazam olmasıyla Merzifon köklü imar değişikliğine uğramıştır

NASIL GİDİLİR

Amasya; komşu illerden Samsun, Çorum ve Tokat'a Devlet Karayolu ile bağlıdır Aynı zamanda Avrupa -İran Uluslararası (E-5) Karayolu üzerindedir

İle en yakın deniz ve havayolu limanları 130 km uzaklıkta olan Samsun İlinde bulunmaktadır

Karayolu Otogarın şehir merkezine uzaklığı 1,5 kilometredir Ulaşım şehir içi minibüs ve firma servisleri ile yapılmaktadır

Otogar Tel : (+90-358) 218 80 12

Demiryolu Amasya, Sivas-Samsun demiryolu üzerinde Sivas'a 261 km Samsun'a ise 134 km uzaklıktadır İl hudutları içerisinde iki gar (Amasya-Hacıbayram) ve 6 istasyon (Kızılca, Kayabaşı, Eryatağı, Bovazköy, Suluova, Hacıbayram) bulunmaktadır



Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Şehir Tanıtımı




Amasya Adının Kökeni

Eskiçağda bir çok Anadolu şehrinin

kurucu (ktistes) tanrısı veya kahramanının

olduğu bilinmektedir Bu mitolojik kuruluş Amasya için de geçerlidir

Roma İmparatoru Septimius Severus (MS 193-211) dönemine ait bir Amasya sikkesi üzerinde yer alan ERMHC KTICAC THNPOLIN yazıtından hareketle Hermes’in Amasya kentinin kurucu tanrısı olduğu kabul edilmektedir

Bu kısa açıklamadan sonra Amasya adının tarihçesine gelecek olursak;

Hitit belgelerine göre Amasya’nın bilinen ilk adının Hakmiş [Khakm(p)is] olduğu sanılmaktadır Bu isimin Perslerin Amasya’yı fethine kadar devam ettiği değerlendirilmektedir

Amasya’nın Mitridates Krallığı Dönemi'ndeki adı “Amasseia” dır Özellikle M Ö II yüzyıldan itibaren darp edilen Amasya şehir sikkelerinde AMASSEİA ibaresi açıkça görülmektedir Zaten coğrafyacı Strabon’da Amasya için Amaseia sözcüğünü kullanmaktadır

Amaseia sözcüğü, “Ana” anlamına gelen ve özellikle “Ana Tanrıça” yı kasteden ‘Ama’ ve onun çeşitlemesi olan ‘Mâ’ ibaresi ile bağlantılıdır Bundan hareketle denilebilir ki Amaseia “Ana Tanrıça Mâ’nın şehri” anlamına gelmektedir

Ana Tanrıça Mâ, Perslerin Anadolu’yu fethinden sonra tapımı yaygınlaşan doğu kökenli bir tanrıçadır Aynı zamanda bu tanrıça Mitridates ve Kapadokya’nın yerel tanrıçasıdır Amaseia sözcüğü de Persler zamanındaki asıl söyleniş şeklinin Hellen ağzına uydurulmuş biçimidir

Roma döneminde Amaseia adı fazla bir değişikliğe uğramadan AMACIAC (Amasia) olarak kullanılmıştır Örneğin, İmparator Septımıus Severus, Caracalla ve Severus Alexander döneminde darp edilmiş Amasya şehir sikkelerinde AMACIAC adını görmekteyiz

Bizans Devri'nde de Amasia adının değişmeden devam ettiği bilinmektedir

Amasya’nın adı Danişmendliler zamanında ise bazen Amasiyye, bazen de Şehr-i Haraşna olarak anılmıştır

Selçuklu, İlhanlı, Beylikler ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde de Amasya adı herhangi bir değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmiştir

TARİHÇE

İlk yerleşimin MÖ 5500 yıllarına kadar uzandığı belirlenen Amasya; Antik Çağdan günümüze kadar geçen zaman içerisinde Hitit, Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Roma, Bizans, Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır 1386 yılında Osmanlı topraklarına katılan Amasya, Osmanlı padişah ve şehzadelerinin gösterdikleri özel ilgi nedenleriyle "şehzadeler şehri" olarak da ün yapmıştır Amasya, Kurtuluş Savaşı sırasında ön plana çıkmıştır 19 Mayıs 1919'da Samsun'da başlayan Milli Mücadelenin ilk adımı 12 Haziran 1919'da Mustafa Kemal'in Amasya'ya gelmesiyle devam etmiştir Kurtuluş Mücadelesinin planları hazırlanmış, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin toplanmasına burada karar verilmiş, 22 Haziran 1919'da yayınlanan Amasya Tamimi ile "Milletin İstiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağı" Amasya'da ilan edilmiştir

Kalkolitik Çağ

Amasya sınırları içerisinde Kalkolitik Çağ'a ait önemli bazı yerleşmeler arasında Amasya merkez Ovasaray Köyü Hamam Tepesi Höyüğü, Sarımeşe KKünbet Höyük, Keşlik Köyü Koşapınar Höyük ve Ayvalıpınar Köyü Ayvalıpınar Höyüğü ile Suluova ilçesi Kanatpınar Köyü Devret Höyük ve Deveci Köyü Yoğurtçu Baba Höyükleri sayılabilir

Tunç Çağı

İlk Tunç Çağı'nda da (3000-2500) Amasya’da yoğun bir yerleşmenin olduğu bilinmektedir Bu dönem höyüklerine Amasya merkez Yassı Höyük (Oluz Höyük), Gümüşhacıköy ilçesi Sallar Höyük, Merzifon ilçesi Hayrettin Köyü Delicik Tepe Höyüğü, Göynücek ilçesi Gediksaray Höyük, Alakadı Köyü Türkmenlik Tepe Höyüğü ve Merzifon ilçesi Kayadüzü Höyük örnek verilebilir

Amasya, Orta Tunç Çağı'nda (MÖ 2500-2000) Mezopotamya yazılı belgelerinde “Hatti Ülkesi” olarak bilinen uygarlığın sınırları içerisinde kalmıştır MÖ 2500-2000 tarihleri arasında Anadolu’da güçlü bir uygarlık kurmuş olan Hattiler'e ait önemli yerleşmelerden biri de Amasya Merkez İlçeye bağlı Mahmatlar Höyüğü'dür

Mahmatlar Höyük, 1949 yılında defineciler tarafından kaçak kazılar sonucu tahrip edilmiştir Burada bulunan eserler daha sonra resmi makamlarca ele geçirilmiş olup altın, gümüş ve bronzdan oluşan bu eserler Hatti Uygarlığı'nın önemli eserlerindendir

Tunç Çağ / Hitit Dönemi

Hatti egemenliğine Hititler tarafından son verilmesi üzerine Amasya, Hititlerin egemenlik sahasında kalmıştır Kendilerini Nesice konuşanlar anlamına gelen Nesili sözcüğü ile adlandıran Hititler Anadolu’da büyük bir siyasi birlik kurmuşlardır Amasya şehri de bu dönemde Hititlerin sınırları içerisinde kalmıştır

Hititlerin Amasya’daki önemli yerleşim yerlerinden biri Amasya merkez Doğantepe (Zara) Beldesi'dir Bu beldede bulunmuş olan ve MÖ 1400-1200 yılları arasına tarihlendirilen Hitit Fırtına Tanrısı Teşup’a ait olan bronz heykel günümüze intikal etmiş önemli Hitit eserlerindendir

Hititler, içinde bulundukları kuraklık ve kıtlığın etkisiyle yaşadıkları bunalımlı bir dönemde, bir görüşe göre Karadeniz dağlarında yaşayan Kaşgaların diğer bir görüşe göre ise, içinde Friglerin de bulunduğu ve Balkanlardan Anadolu’ya gelen bazı kavimlerin akınları sonucunda M Ö 1190 tarihi civarında egemenliğini yitirmişlerdir Bu yıllarda meydana gelen yıkım, talan ve katliamlar sonucunda Amasya’nın da içinde bulunduğu orta Anadolu’da Karanlık Çağ olarak adlandırılan ve 400 yıldan fazla devam eden bu dönem hakkında elde fazla bilgi bulunmamaktadır

Demir Çağı / Frigler Dönemi

M Ö 750 den sonra siyasal bir güç olarak tarih sahnesine çıkmış olan Frigler Kral Midas döneminde (MÖ 725-695/675) sınırlarını genişletmiş ve bunun sonucunda Amasya yöresi de Friglerin egemenlik sahası içerisinde kalmıştır

Frigler MÖ 676 yılında Kafkaslar üzerinden gelen Kimmerler’in şiddetli saldırıları karşısında dayanamayarak kısa sürede güçlerini kaybetmiş ve yıkılma sürecine girmiştir

Demir Çağı / Kimmer-İskit Dönemi

Kimmerler; bu dönemde Anadolu’da bulunan devletler karşısında bir tehdit unsuru olmuş ve sanatsal açıdan ilişkide bulundukları toplumları etkilemişlerdir

Kimmerler, Karadeniz Bölgesi'nde yayılmış ve bu dönemde Amasya ve civarı Kimmerlerin egemenlik alanı içerisinde kalmıştır

Amasya’da Kimmerler devrine ait fazla eser olmamakla birlikte Gümüşhacıköy İlçesi İmirler Köyü'ndeki bir kurgandan çıkarılarak Amasya Müzesine getirilen madenî savaş aletleri bu döneme ait eserlerdendir

Anadolu tarihinde MÖ 675-585 arası önemli bir güç olarak varlığını hissettiren Kimmerler ve İskitler, daha sonra yavaş yavaş etkinliğini yitirmişlerdir

Kimmerlerin yaşadığı çağda İskitler de tarih sahnesinde görülmektedir Zaten Herodot’un da ifade ettiği gibi; İskitler genellikle Kimmerler'in yerleşim yerleri üzerine yerleşmişlerdir Bu nedenle Amasya ve civarındaki Kimmer egemenliği sonrasında İskit egemenliği görülür

Demir Çağı / Med-Pers Dönemi

Anadolu’daki iki büyük güç olan Lidya ve Med devletleri arasında beş yıl boyunca süren savaşın son bulması üzerine, MÖ 585 yılında her iki güç arasında Kızılırmak sınır olarak kabul edilmiş ve bunun üzerine Amasya Pers egemenliğine kadar Medlerin sınırları içerisinde kalmıştır

Kısa süren Med egemenliğinden sonra Amasya, M Ö 547/46 tarihinde Pers İmparatorluğu'nun kurucusu Kyros’un Lidya kralı Kroisos’u yenmesi üzerine Anadolu’nun büyük çoğunluğu gibi Pers idaresi altında kalmıştır

Persler, fetihler yoluyla egemen oldukları yerleri toplam yirmi satraplık halinde taksim ederek buralara birer genel vali atamışlardır Bu genel valiler, tacın muhafızı anlamına gelen satrap sözcüğü ile adlandırılıyordu Bu dönemde Amasya yaklaşık iki yüz elli yıl boyunca Kapadokya Satraplığı olarak bilinen bölgenin doğu sınırları içerisinde kalmıştır

Bu dönemde, Sardes’ten başlayan ve Susa’da son bulan Kral Yolu güzergahının belli bir kısmı Amasya’nın da içinde bulunduğu Yeşilırmak Ovası'nda geçmektedir


Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Şehir Tanıtımı




Helenistik Çağ

MÖ 333 yılında meydana gelen İssus Savaşı'nda; Pers kuvvetlerinin Büyük İskender’in güçleri karşısında yenilmesi sonucunda, Amasya’nın da içinde bulunduğu Kuzey Kapadokya Bölgesi dışında Anadolu’nun büyük bir kısmı Makedonya Krallığı'nın egemenliğine girmiş ve böylelikle tarihte Hellenistik Çağ olarak bilinen ve Anadolu’da etkisini daha çok kültürel ve sanatsal boyutta hissettiren bir dönem başlamıştır Bu dönem; özü itibariyle doğu ile batı inanç ve kültürlerinin sentezi olan bir dönemdir

Büyük İskender’in ölümü üzerine (MÖ 323) Anadolu’da siyasi anlamda yeni bir süreç baş göstermiştir Bu süreçte; Büyük İskender’in halefleri imparatorluğun birliğini sağlayamamış ve imparatorluk çeşitli krallıklara bölünerek dağılmıştır

Bu gelişmeler yaşanırken MÖ 301 yılında Pers kökenli Mitridates Ktistes, Mitridates Krallığını kurarak Amasya’yı başkent yapmıştır

Başkentin V Mitridates Euergetes (150-120) döneminde Sinop’a nakledilmesine kadar uzun yıllar Mitridates Krallığının başkenti olarak kalmış olan Amasya’da, büyük bir imar faaliyeti başlamış ve özellikle Mitridates Eupator döneminde bu faaliyetle birlikte şehir bir kültür merkezi haline gelmiştir

Bu dönemde; Mitridates Krallığı ile Roma İmparatorluğu arasında özellikle V Mitridates zamanında gelişen iyi ilişkiler, Mitridates Eupator döneminde (MÖ 111-63) tersine dönmüş ve bunun sonucunda uzun yıllar süren Mitridates savaşları yaşanmıştır En son MÖ 63 yılında Mitridates Eupator ile Romalı general Pompeius’un orduları arasında yapılan savaşta Eupator’un yenilmesi üzerine Amasya Roma askerleri tarafından işgal edilerek tahrip edilmiş Pompeius, Mitridates Krallığının egemenliğine son vererek topraklarını Bithynia bölgesiyle birleştirerek Bithynia-Mitridates Eyaletini oluşturmuş Amasya ve civarı Roma egemenliği altına girmiştir

Mitridates Eupator’un oğlu olan Kırım Kralı II Pharnakes, Roma İmparatorluğu içerisinde yaşanan iç savaşlar nedeniyle Mitridates Krallığının eski topraklarını bir süre geri almayı başarmış, fakat MÖ 47 yılında Zela (Zile) yakınlarında Caesar (Sezar) komutasındaki Roma birlikleriyle yaptığı savaşta yenilmesi üzerine, Amasya’nın da içinde bulunduğu topraklar tekrar Roma egemenliğine geçmiştir

Roma Dönemi

Parthlar’ın Karia’ya kadar olan bölgeyi işgal etmeleri üzerine Roma İmparatoru Antonius komutanları aracılığıyla Parthlar’ı yenerek onları Anadolu’dan atmıştır Bu olaydan sonra Anadolu’ya gelen Antonius, Parthlar’ın saldırılarını önlemek amacıyla kendi toprakları ile Parthlar arasında tampon bir bölge oluşturmak için bazı vasal krallıklar kurdurmuştur MÖ 39 yılındaki bu gelişmeye göre; İçinde Amasya’nın da bulunduğu Mitridates Bölgesi II Pharnakes’in oğlu Darius’a verilmiştir

Amasya bu dönemde Mitridates Galaticus Bölgesi'nin Metropolis’i olup önemli bir şehir konumundadır MÖ 25 yılında İmparator Augustus (MÖ 27 – MS 14) kendisine bağlı Provincia Galatia Eyaletini kurarak bir çok bölgeyle birlikte Mitridates Galaticus Bölgesini de bu eyalete bağlamıştır

Roma İmparatorluğu döneminde eyalet statüsünde olan Amasya, aynı zamanda eyaletler arası yol sisteminin de merkezi konumuna gelmiştir Örneğin Galatya ve Kapadokya yolları Amasya’da son buluyordu

Amasya’da İmparator Domitianus’tan (MS 81-96) itibaren Severus Alexander (MS 222-235) dönemine kadar şehir sikkeleri darp edildiği de bilinmektedir Bu sikkelerden bir çoğu günümüzde Amasya Müzesi sikke koleksiyonunda yer almaktadır

Amasya şehri; İmparator Diocletianus sonrasında Diospontus’un dinsel ve idarî merkezi durumuna gelmiş ve VIII yüzyıldan itibaren ise Bizans’ın askerî vilâyetlerinden (thema) olan Armeniakon Kaleleri arasında yer almıştır

Selçuklu Dönemi

Büyük Selçuklu ordusunun 1071 Malazgirt savaşını kazanması üzerine Sultan Alparslan’ın mahiyetinde bulunan üst düzey komutanlar, Anadolu içlerine doğru akınlara başlamıştır Bu akınlar sonucunda Anadolu’daki Bizans egemenliği sona ermiş ve kazanılan topraklarda, fetihleri yapan komutanlar Selçuklu Devleti'nin izniyle içişlerinde bağımsız beylikler kurmuşlardır

Bu süreçte Amasya ve civarı Danişmend Ahmet Gazi tarafından fethedilerek bölgede Türk egemenliği dönemi başlamıştırBu dönemde Anadolu’ya gelmiş olan Haçlı Ordusu'na karşı Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan ile Danişmend Ahmet Gazi komutasındaki birliklerin Amasya-Merzifon arasında 5 ağustos 1101 günü yapmış olduğu savaş sonucunda Haçlı Ordusu bozguna uğratılmıştır

Danişmendliler'in yaklaşık yüzyıl süren egemenlik dönemi Selçuklu Sultanı II Kılıç Arslan’ın 1175 yılında Amasya’yı ele geçirmesiyle sona ermiştir Böylelikle Amasya şehri ve civarı Selçuklu egemenliği altına girmiştir

II Kılıç Arslan uzun süren saltanatı sırasında Selçuklu Devleti'ni on bir oğlu arasında paylaştırmış (1185/1186) ve bu paylaşım sırasında Amasya Nizameddin Argunşah’ın hissesine düşmüştür Nizameddin Argunşah’ın kardeşi II Rükneddin Süleymanşah’ın (1196-1204) Selçuklu saltanatını ele geçirmesi üzerine bir çok yöre gibi Amasya’da bu sultana bağlı bir il haline gelmiştir

Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaeddin Keykubad, Moğolların bir tehdit unsuru haline gelmesi üzerine olası bir Moğol saldırısına karşılık komşusu Harezm beylerinin deneyimlerinden yararlanmak amacıyla bazı illeri onlara tımar (dirlik) olarak vermiştir Amasya bu dönemde timar olarak Bereket Han’a verilmiştir (1231)

Sultan Alaaddin Keykubad (1220-1237) sonrasında ülkenin iyi yönetilememesi Selçuklu Devletinde bazı toplumsal olayların meydana gelmesine neden olmuştur 637H/1239M tarihinde meydana gelen ve merkezi Amasya olan Babaîler Başkaldırısı bu dönemde görülen önemli toplumsal hareketlerin başında gelmektedir

Baba İlyas Horasanî önderliğinde başlayan bu başkaldırıda, Baba İshak Kefersudî hareketin pratik sürecini Kefersud köyünden başlatmış ve bu başkaldırı süresince yaşanan gelişmelerde Amasya önemli bir tarihi mekan olarak olaylara tanıklık etmiştir

Başkaldırının büyüyerek yayılması sonucu, Sultan II Gıyaseddin Keyhüsrev (1237-1246) ihtiyaten Kubadabad Kalesi'ne çekilir ve bu sırada Amasya Subaşılığına atanan Hacı Armağanşah hareketin bastırılması için görevlendirilir

Sonuçta kanlı bir şekilde bastırılan Babaîler Başkaldırısının önderi Baba İlyas, Hacı Armağanşah tarafından tekkesinde ele geçirilerek Amasya Kalesi burçlarına astırılır

Selçuklu Devleti’nin 1243 Kösedağ Savaşı'nda Moğollara yenilmesinden sonra Anadolu’nun neredeyse her yanı yağmalanmaya başlanmış ve Selçuklu Devleti yarım yüzyılı geçkin bir süre Moğollar tarafından yağmalanmış ve bundan Amasya’da etkilenmiştir

Anadolu’yu işgal etmiş olan Moğollar daha çok Amasya’nın da içinde bulunduğu Orta Anadolu Bölgesi'ne yerleşmişlerdir Bu yerleşenlere genellikle Tatar adı verilmektedir Bu dönemde Amasya’ya yerleşenler ise daha çok sol kol oymakları olarak da bilinen Ca’unğar oymaklarıdır

İlhanlı hükümdarı Ebu Said Bahadır Han’ın 1335 yılında ölümü sonrasında, İlhanlılar'ın Anadolu genel valisi bulunan Sultan Alaeddin Eratna bağımsızlığını ilan ederek Eratnalılar Devleti'ni kurmuş ve Amasya 1341 tarihinde Eratnalılar'ın egemenliği altına girmiştir

Amasya aynı yıl merkezi Niksar olan Taceddinoğulları Beyliği tarafından işgal edilmiş, bir süre bu işgale ses çıkarmayan sultan Eratna, Mısır Memlûklu Sultanı Melik Nâsır’ın himaye ve desteğini sağladıktan sonra işgalciler üzerine emirlerinden Tüli Bey’i göndermiş ve bunun üzerine Tüli Bey Amasyalıların da yardımıyla Amasya ve çevresini Taceddin Doğanşah’ın elinden alarak bu işgale son vermiştir

Bu dönemde; Zeyneddin Tüli Bey Amasya Emirliği yapmış, onun ölümünden sonra ise 1347 yılında Hacı Kutluşah Amasya Emirliği görevine getirilmiştir Sonrasında ise Hacı Kutluşah’ın büyük oğlu Şahabeddin Ahmet Şah 1352 ortalarında Amasya Emiri olmuş, 1356 yılında ise, Emir Kebir Şücaaddin Süleyman Bey Amasya Emirliği'ni zorla ele geçirmiş, ondan da tekrar Şahabeddin Ahmet Şah 1358 tarihinde Amasya Emirliği'ni geri almıştır

1359 yılında Amasya Emirliği görevine Hacı Kutluşah’ın diğer oğlu Hacı Şadgeldi Paşa getirilmiş ve 1361 yılında ise, eski Amasya Emiri Şücaaddin Süleyman Bey’in oğlu Alaaddin Ali Bey Amasya Emiri olur Fakat Kaynar Vakıası'ndan sonra 1362 tarihinde Hacı Şadgeldi Paşa ikinci kez Amasya Emiri olarak tarih sahnesinde görülür

Sultan Eratna’dan sonra devleti yöneten sultanların zayıf olmaları ayrıca zevk ve sefaya düşkünlükleri devlet otoritesinin sarsılmasına ve görev yapan idarecilerin bağımsızlık fikrine kapılmalarına yol açmıştır Bu yıllarda Amasya Emiri Hacı Şadgeldi Paşa da, kendi başına buyruk hareket etmeye başlamış ve daha sonra ise beyliğini ilan etmiştir

Şadgeldi Paşa döneminde Amasya’da kayda değer imar faaliyetleri görülür Bu dönemde; 1363 tarihinde Amasya Kalesi onarılır ve eski darphane yenilenir, ayrıca Amasya’da bir kağıt fabrikası yaptırılır Bu faaliyetlerle birlikte 1372 tarihinde cami, medrese ve imaretten oluşan bazı yapı birimlerinin de yaptırıldığı bilinmektedir

Eratna Devleti naibi Kadı Burhaneddin ile 1381 yılında yaptığı savaşta hayatını kaybeden Hacı Şadgeldi Paşa’dan sonra oğlu Fahrettin Ahmet Bey Amasya Emirliği görevini üstlenmiştir

Fahreddin Ahmed Bey de babası gibi Kadı Burhaneddin ile devamlı bir mücadele içerisinde olmuş, fakat bu mücadelelerden bir sonuca varamamış olması nedeniyle başka bir sancağa karşılık Amasya’yı, Osmanlılara vermeyi teklif etmiş, bunun üzerine 1393 yılında şehir Osmanlı idaresine girmiştir






Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Şehir Tanıtımı




Osmanlı Dönemi

15 yüzyılın başında Timur’un Anadolu’yu işgal etmesi ve büyük yıkımlar yapmaya başladığı süreçte Amasya da Timur’un askerlerince yedi ay boyunca kuşatılmıştır

Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşı'nda (1402) Timur’a yenilerek esir düşmesi ve sonrasında şehzadeleri arasında meydana gelen taht kavgaları üzerine, Fetret Devri olarak bilinen bu dağılma sürecinde Osmanlı birliğini sağlamaya çalışan ve bunda da başarılı olan Çelebi Sultan Mehmet, bu mücadele yıllarında Amasya’yı kendisine merkez edinmiştir

1402 yılında Yakut Paşa’nın Amasya Emiri olduğu dönemde, Timur tarafından Kara Devletşah Amasya’ya emir olarak atanmış, fakat Kara Devletşah Amasya halkı ve ileri gelenlerince zalim bir insan olarak bilindiğinden onun emirliği tanınmamış ve şehre girmesine izin verilmemiştir Bunun üzerine Kara Devletşah Kağala/Hakala Köyü'nde konaklamış ve burada şehrin diğer kısımlarına hükmetmiştir

Çelebi Sultan Mehmet, Kara Devletşah’ın bu şekilde hareket etmesine karşılık onunla savaşarak bozguna uğratmış ve Kara Devletşah savaş meydanında öldürülmüştür

Osmanlılar Devri'nde Amasya, 15 yüzyılın ilk yarısından itibaren şehzadelerin görev yaptığı bir sancak ve aynı zamanda Eyalet-i Rum’un da merkezi konumundadır

Amasya, Yörgüç Paşa’nın Beylerbeyi olduğu dönemde (1422/1435); Sivas, Tokat, Çorum ve Samsun sancaklarından müteşekkil bir vilayet olup, bu dönemde Amasya’ya “Rumiyye Vilayeti” deniliyordu

Bu dönemde Amasya ve civarında Kızıl Koca Oğulları namıyla bilinen ve mevcut sistemin disiplini altına girmemiş olan bir Türkmen topluluğunun ortaya çıktığı ve bu topluluğun yörede eşkıyalık yaptığı, Yörgüç Paşa’nın ise bazı hileler ile bu grubu ve ele başlarını yakalatarak kılıçtan geçirdiği bilinmektedir

Osmanlılar Devri'nde Amasya’da görülen önemli olaylardan biri de tarihte Celalî İsyanları olarak bilinen toplumsal olaylardır Özellikle 16 yüzyılda yaşanan bu olaylarda celalî grupları daha çok içinde Amasya’nın da bulunduğu Yeşilırmak Havzası içerisinde hareket etmişlerdir Bu dönemde Amasya’da büyük kargaşalar yaşanmıştır

Bu isyanlar içerisinde özellikle Amasya Sancak Beyliği de yapmış olan Urfalı Kara Yazıcı Abdülhalîm’in yaşattığı kargaşa önemlidir 1603 yılında yaşanan bu olaylarda Kara Yazıcı Abdülhalîm’in taraftarları Amasya'yı yakmışlardır Bu talan hareketi öylesine şiddetli bir şekilde yaşanmıştır ki, bu sırada Amasya eşraf ve âyânı servetleriyle birlikte kral mezarları içerisine sığınmak zorunda kalmıştır

Amasya, Osmanlı İmparatorluğu tarihinde önemli olan bir antlaşmaya da tarihi mekan olmuştur 1555 yılı nisan ayı sonunda yapılmış olan ve tarihte Amasya Antlaşması olarak bilinen bu antlaşma İran-Safevî Hanedanıyla yapılmış ilk ve önemli antlaşmalardan biridir Bu sırada Kanunî Sultan Süleyman Amasya’da ikamet etmektedir

Osmanlı tarihine yön veren bir çok şehzadenin Amasya’da yetişerek görev yapmış olması nedeniyledir ki, Amasya Osmanlı tarihinde “şehzadeler şehri” olarak tanınmıştır Bu şehzadeler arasında; Çelebi Sultan Mehmet, II Murat, Fatih Sultan Mehmet ve II Bayezid gibi sonradan padişah olanlar da vardır Ayrıca, Amasya’da görev yapmış ve burada ölmüş bazı şehzadeler de bilinmektedir

Osmanlılar tarafından fethedildiği tarihten itibaren şehzadelerin tahtgâhı olan Amasya , Şehzade Bayezid’in 1559 tarihinde İran’a firar etmesinden sonra şehzade (çelebi sultan) sancaklığından çıkarılmış ve bu tarihten sonra Amasya’da hiçbir şehzade görevde bulunmamıştır






Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Şehir Tanıtımı




GEZİLECEK YERLER

Konaklar

Hazeranlar Konağı : Yalı boyu evleri dizisindeki en güzel konak olan Hazeranlar Konağı Osmanlı döneminin en zarif sivil mimari örneklerinden birisidir Konak Defterdar Hasan Talat Efendi tarafından kız kardeşi Hazeran Hanım adına 1872 yılında yaptırılmıştır Diğer kapı Hatuniye Cami avlusu ile bağlantılıdır Çift kanatlı selamlık kapısından alçak tavanlı bir mekana girilir Dört köşede birer oda ve odaların arasında orta sofanın uzantıları eyvanlar yer alır Batı eyvanlarını giriş kata bağlayan sade korkuluklu ahşap merdivenler işgal eder Katlarda oturma ve yatak odaları, avlu, kahve odası, ocaklı oda, ebeveyn ve selamlık odaları ile hela sofa etrafında yer almaktadır

Kaleler, Kaya Mezarları

Amasya Kalesi: Şehrin ve Yeşilırmağın kuzeyinde bulunan Harşane Dağı adlı dik kayalıklar üzerindedir Kalenin Belkıs, Saray, Maydonos ve Meydan adlarına dört kapısı, kale içinde Cilanbolu adlı su kuyusu, sarnıç, zindan bulunmaktadır

Kaleden 70 m aşağıda Yeşilırmağa ve kral mezarlarına kadar uzanan MÖ III yüzyıla ait merdivenli yer altı yolu, burç ve cami kalıntıları vardır

Kral Kaya Mezarları: Amasya Kalesi eteklerinde düz bir duvar misali dikine uzanan kalker kayalara oyularak yapılmış olan 5 adet mezar, yapıları ve mevkileri itibariyle ilk bakışta dikkati çekmektedir

Çevreleri oyularak ana blok kayadan tamamen ayrılmışlar ve kaya bloklarına merdivenlerle bağlanmışlardır

Vadi içerisinde irili ufaklı toplam 18 adet kaya mezarı bulunmaktadır Amasya'da doğan ünlü coğrafyacı Strabon'un (MÖ 63-MS 5) verdiği bilgiye göre kaya mezarları Pontus krallarına aittir

Aynalı Mağara (Kaya Mezarı): Çevre yolunun Samsun güzergahından sağa ayrılan Ziyaret beldesi yolu üzerinde, şehir merkezine yaklaşık üç kilometre uzaklıktadır Kral Kaya Mezarlarının en iyi işlenmiş ve tamamlanmış olanıdır

Tonoz kısmında 6'sı sağda, 6'sı solda olmak üzere 12 havari tasviri ile kuzey ve güney duvarlarında bir takım kadınlı erkekli figürler, doğu cephesinde ise İsa, Meryem ve Yoannes'ten oluşan bir kompozisyon bulunmaktadır

Ferhat Su Kanalı: Kentin su ihtiyacını karşılamak için Helenistik dönemde yapılmış olan su kanalı yaklaşık 75 cm genişliğinde 18 km uzunluğundadır Terazi sistemine göre kanallar oyularak, tünel açılarak bazı yerlerinde duvarlar örülerek inşa edilmiştir

Medreseler

Bimarhane (Darüşşifa): İlhanlı döneminden günümüze ulaşan tek eserdir İlhanlı Hükümdarı Sultan Mehmet Olcaytu ve hanımı Ilduz Hatun adına 1308 yılında yaptırılmıştır Yapının özellikle ön cephesi sanat bakımından değerlidir Sadece Amasya Bimarhanesine mahsus bir özellik olan kapı kilit taşında diz çökmüş vaziyette insan kabartması mevcuttur

Sultan II Bayezid Külliyesiultan II Bayezid adına 1485-86 yılında yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret türbe ve şadırvandan oluşmaktadır Her iki minare hizasında bulunan yaşlı çınar ağaçlarının külliye ile yaşıt olduğu tahmin edilmektedir

Haliliye Medresesi: Gümüşhacıköy İlçesi Gümüş Beldesi merkezinde bulunan eser, Çelebi Sultan Mehmed'in Beylerbeyi Halil Paşa tarafından 1413 de yaptırılmıştır Kare planlı kapalı avlulu bir medresedir

Kapı Ağa Medresesiultan II Bayezid'in Kapı Ağası Hüseyin Ağa tarafından 1488 yılında yaptırılmıştır Ön Asya ve Selçuklu mezar anıtlarında görülen sekizgen plan şeması fonksiyon itibariyle ilk defa bu medresede tatbik edilmiştir

Diğer Medreseler;

- Gökmedrese 1267)

- Çelebi Mehmed Medresesi (1415) Merzifon

- Büyük Ağa Medresesi (1488)

- Küçük Ağa Medresesi (1463- 1464)

- Hakala Yolpınar Köyü Kasım Bey Medresesi (1463- 1464)






Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Şehir Tanıtımı




Camiler

Burmalı Minare Cami, Gökmedrese Cami görülmeye değerdirAmasya'nın diğer önemli camileri Gümüşlü Cami, Bayezid Paşa Cami, Yörgüç Paşa Cami, Sofular Abdullah Paşa Cami,Şirvanlı (Azeriler) Cami, Abide Hatun Cami ve Halifet Gazi Kümbetidir

Amasya Camileri

Gök Medrese Cami (Merkez)

Selçuklu valilerinden Torumtay'ın (1267) Amasya'da yaptırdığı kabul edilen Gökmedrese Cami, belirli şekilde derinliğine uzanan, kubbe ve tonozlarla örtülü, üç nefli bir yapıdır Kesme taş mimarisi, olgun nispetleri ve sade süslemeleriyle ağırbaşlı ciddi bir üsluptadır Caminin çok uzun olan giriş bölümü medrese olarak kullanılmıştır

Burmalı Minare Cami (Merkez)

Selçuklu Sultanı II Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Vezir Ferruh ve kardeşi Haznedar Yusuf tarafından 1237-1247 yıllarında yaptırılmıştır Girişin sol tarafındaki cepheye bitişik sekizgen biçimli klasik Selçuklu kümbeti ve sonradan eklenmiş burmalı minaresi caminin belirgin özelliklerindendir

Sultan II Bayezıt Külliyesi (Merkez)

Sultan II Bayezıt adına 1485-86 yılında yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret türbe ve şadırvandan oluşmaktadır

XV yüzyılın son çeyreğinde yapılan, yan mekanlı (L planlı) cami mimarisinin gelişmiş son örneğidir Caminin iki minaresi vardır Batıda medrese, doğuda imaret ve konukevi vardır Her iki minare hizasında bulunan yaşlı çınar ağaçlarının külliye ile yaşıt olduğu tahmin edilmektedir

Diğer Camiler;

- Fethiye Camii (Bizans- Danişmend 11 Yy)

- Gümüşlü Camii (1326)

- Saraçhane Camii (1372)

- Çilehane Camii (1413)

- Medreseönü Camii (1427) Merzifon (II Murad Camii)

- Yörgüç Camii (1428)

- Yörgüç Rüstem Paşa Camii (1429) Gümüş

- Hızırpaşa Camii (1466)

- Kilari Süleyman Ağa Camii (1489)

- II Bayezid Külliyesi (1486)

- Mehmet Paşa Camii (1486)

- Şamlar Ayas Ağa Camii (1495)

- Sofular Abdullah Paşa Camii (1502)

- Hatuniye Camii (1510)

- Pir Mehmet Çelebi Camii (15 Yy)

- Temenna Mescidi (1567)

- Sofular Camii (15- 16 Yy) Merzifon

- Bozacı Camii (16- 17 Yy) Merzifon

- Merzifonlu Kara Mustafa Paşa C (1666)

- Darphane Camii (18 Yy) Gümüş

- Maden Camii (1800) Gümüş

- Azeriler Camii (1876- 1895)

Ahşap Camiler

- Abide Hatun Camii (1680)

- Eyüp Çelebi Camii (1725) Merzifon

- Hacı Hasan Camii (1714) Merzifon

- Çay Camii(1774)

- Eski Kışlacık Köyü Camii (1865)

- Aşağı Baraklı Camii (1870)

- Kaleköy Camii (1870)

- Yukarı Baraklı Camii (1875)

- Ziyaret Camii (19 Yy)

- Şıhlar Köyü Camii (1924)

- Eliktekke Köyü Camii (1928)

- Müftü Camii (20 Yy) Gümüşhacıköy

- Kızılca İstasyon Camii (1956)






Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Şehir Tanıtımı




Han, Hamam ve Çarşılar

Ezine Han : Amasya - Tokat Karayolunun 35 kmsinde bulunan Ezinepazar beldesi içerisinde yolun sol yanındadır Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad'ın hanımı Mahperi Hatun tarafından yaptırılmıştır

Taşhan: Merzifon ilçesinde, 17 yüzyıl mimarı üslubunda dikdörtgen planla yapılmıştır

Bedesten : Merzifon ilçesinde, dikdörtgen planlı, kubbeli dış cephelerde dükkanlarla çevrilidir

Eski Hamam: Merzifon ilçesindedir Kitabesine göre 1678 yılında yaptırılmıştır

Diğer Hamamlar;

- Karsavul Hamamı (Roma)

- Yıldız Hamamı (13 Yy)

- Arkut Bey Hamamı (13 Yy)

- Çifte Hamam- Merzifon (1388)

- Hızırpaşa Hamamı (15 Yy)

- Mustafa Bey Hamamı (1436)

- Kumacık Hamamı (15 Yy)

- Çukur Hamamı (15 Yy)

- Sinan Paşa Hamamı- Uluköy (15 Yy)

- Kızlar Sarayı Hamamı (15 Yy)

- Gediksaray Hamamı (15 Yy)

- Ziyaret Hamamı (15 Yy)

- Çayüstü Köyü Hamamı- Suluova (15 Yy)

- Maarif Hamamı- Merzifon (16 Yy)

- Maarif Hamamı- G Hacıköy (16 Yy)

- Paşa Hamamı- Merzifon (1677)

- Tuz Pazarı Hamamı- Merzifon (1677)

- Ekin Pazarı Hamamı- G Hacıköy (1658)

- Eski Hamam- Gümüş (19 Yy)

Kaplıcalar

Terziköy Kaplıcası ilin önemli kaplıcasıdır Gözlek Kaplıcası, Hamamözü (Arkut Bey) Kaplıcası ve Ilısu Kaplıcası diğer kaplıcalarıdır

Terziköy Kaplıcası

Yeri : Amasya'nın güneyinde belediye ve mücavir saha dışındadır

Ulaşım : Amasya il merkezine 30 km uzaklıktadır

Suyun Isısı : 37oC

PH Değeri : 6,6

Özellikleri : Bikarbonatlı, Kalsiyumlu, kısmen Karbondioksitli bir bileşime sahiptir

Yararlanma Şekilleri : İçme ve banyo kürleri

Tedavi Ettiği Hastalıklar : Romatizma, mide ve bağırsak, böbrek ve idrar yolları, beslenme bozukluğu gibi hastalıklarda olumlu etki yapar

Konaklama :90 yataklı bir motel tesisi mevcuttur






Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Şehir Tanıtımı




Mesire Yerleri

Yedi Kuğular Kuş Cenneti (Yedikır Barajı) Amasya -Suluova karayoluna 7 km uzaklıkta bulunur Baraj gölü çevresinde yer alan doğal güzelliği, yürüyüş parkuru, DSİ sosyal tesisleri ve balık üretim tesisleri ile amatör balık avcılığı nedeniyle bölgenin çekici piknik alanı durumundadır Göl; kuğu, yabankazı, yaban ördeği, angut, karabatak ve balıkçıl vb 34'den fazla kuş türünün barındığı bir kuş cenneti haline gelmiştir

Borabay Gölü Amasya- Taşova karayolunun 44 kmsinden sola ayrıldıktan sonra Taşova-Samsun karayolunu 14 kmden tekrar sola ayrılarak ulaşılan, doğa harikası Borabay Gölü ve çevresi turizm merkezi ilan edilmiştir

Ormanlık alan içerisinde her biri 3 yataklı 9 adet bungalov tipi evler, gazinosu kamp imkanı, piknik alanları, doğa yürüyüşü ve dinlenme imkanları nedeniyle yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak merkezi durumundadır

Baraklı Şelalesi Taşova ilçesinde,Taşova İlçesine 30 km uzaklıkta olan Özbaraklı beldesi sınırları içerisindedir

Kuş Gözlem Alanı

Yedikır Barajı

Müzeler ve Örenleri

Müzeler

Amasya Müzesi

Adres: Atatürk Cad Amasya

Tel: (358) 218 69 57

Hazeranlar Konağı Etnografya Müzesi

Alpaslan Müzesi

Örenyerleri

Kral Kaya Mezarları

COĞRAFYA

Amasya, doğuda Tokat, güneyde Yozgat, batıda Çorum, kuzeyde Samsun İlleri ile çevrilidir Yeşilırmağın Orta Karadeniz Dağları (Canik) arasında oluşturduğu vadi üzerinde kurulmuştur

Akdağ, Tavşan Dağı, İnegöl Dağı, Kocacık Tepesi, Kırklar Dağı, Ferhat Dağı önemli dağlarıdır Sulama amaçlı gölet ve barajlar ile sulanan verimli ovalara sahiptir Borabay Gölü en önemli gölüdür Yeşilırmak ve göletlerde yayın, sazan, turna, levrek, pullu gibi balık türleri bulunmaktadır

İlde Karadeniz iklimi - kara iklimi arasında bir geçiş iklimi hüküm sürer Yazları kara iklimi kadar kurak, Karadeniz iklimi kadar yağışlı değildir Kışları ise Karadeniz iklimi kadar ılıman, kara iklimi kadar sert değildir






Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Şehir Tanıtımı

Eski 10-14-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Şehir Tanıtımı




NE YENİR?

Amasya tarihi, köklü bir kültür düzeyi yanında ekolojik yapısı itibariyle zengin bir bitki örtüsüne, dolayısıyla da zengin mutfak kültürüne sahiptir Yöreye özgün yemekler arasında, çatal çorba, cırıkda-cızlak (akıtma), helle çorbası, ekmekaşı (papara), kesme ibik çorbası, toyga çorbası, cilbir, bakla dolması, hengel (kıymasız mantı), pancar (pastırmalı), kabak kabuklu pilav, sirkeli ciğer, yuka tatlısı (yufka patlıcanlı pilav tatlısı), gömlek kadayıfı, halbur tatlısı, zerdali gallesi, vişneli ekmek (Amasya çöreği), sini su böreği (Amasya usulü) ve Yakasal böreği sayılabilir

Amasya'dan yemek tarifleri:

Mumbar - İşkembe

Malzemeler:

2 su bardağı bulgur

1 demet maydanoz

1 yemek kaşığı salça

1 tatlı kaşığı karabiber

1 takım koyun işkembesi (mumbarı ile birlikte)

1 tatlı kaşığı tuz

Hazırlanışı: İşkembe kazınır, mumbarın içi temizlenir İç kısmı dışa çevrilerek bulgurla birlikte hazırlanan harç mumbarın içine doldurulur, bakır kazanda işkembe ile birlikte 2 saat kadar pişirilir

Hasuda (tatlı)

Malzemeler :

1 Bardak nişasta

5 Bardak su

1 Bardak toz şeker

3 Kaşık tereyağı

1/2 Bardak ceviz içi

Hazırlanışı: 4 bardak su kaynatılır, 1 bardak su ile nişasta karıştırılır, kaynar suya ilave edilir karıştırılarak pişirilir Piştikten sonra bir tepsiye dökülerek üzerine kızdırılmış tereyağı gezdirilir Ceviz serpilerek servise sunulur Sıcak olarak yenir

Kalbura Bastı

Malzemeler :

1 Paket margarin

Şerbet için:

1 paket vanilya

2 adet yumurta

15 kg toz şeker

1 tutam tuz

1 litre su

2 kaşık yoğurt

1/2 limon suyu

1 su bardağı ceviz

1 paket kabartma tozu

Malzemelere yetecek kadar un

Hazırlanışı: Unun ortası havuz yapılır Margarin, yumurta, tuz, yoğurt, vanilya ilave edilerek yoğrulur Hamur kulak memesi yumuşaklığına getirilir, hamur yumurta büyüklüğünde parçalara ayrılır, her parçanın içerisine ceviz konularak kalbur üzerinde şekli verilir Bir tepsiye dizilerek orta ısıda fırında 30-35 dakika pişirilir Piştikten sonra üzerine soğuk şerbet dökülür Servis yapılır

NE ALINIR?

Amasya'dan El askısı yazma, yemeni, ev yapımı kuşburnu ezmesi, pirinç ve elma alınması önerilir






Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.