![]() |
Cehenneme Giden Devamlı Orada Kalır |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Cehenneme Giden Devamlı Orada KalırCehenneme giden devamlı orada kalır Hakkında Cehenneme giden devamlı orada kalır Cehenneme giden devamlı orada kalır Akaide göre Mumin Kişiler Günahları kadar Cehennemde cezalarını çektikten sonra Cennete alınırlar ![]() ![]() ![]() 3 / AL-İ İMRAN - 86 Keyfe yehdillâhu kavmen keferû ba’de îmânihim ve şehidû enner resûle hakkun ve câehumul beyyinât(beyyinâtu) vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne) ![]() Kendilerine beyyineler (açıklayıcı belgeler) geldikten ve hiç şüphesiz Resûl'ün hak olduğuna şahadet getirmelerinden ve îmânlarından sonra kâfir olan (fasık olan) kavmi, Allah nasıl (yeniden) hidayete erdirir? Allah, zalimler kavmini hidayete erdirmez ![]() 3 / AL-İ İMRAN - 87 Ulâike cezâuhum enne aleyhim la’netallâhi vel melâiketi ven nâsi ecmaîn(ecmaîne) ![]() İşte onların cezaları; Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lânetinin onların (fasıkların) üzerlerine olmasıdır ![]() 3 / AL-İ İMRAN - 88 Hâlidîne fîhâ, lâ yuhaffefu anhumul azâbu ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne) ![]() (O lânetin) içinde de ebedî kalacaklardır ![]() ![]() 3 / AL-İ İMRAN - 116 İnnellezîne keferû len tugniye anhum emvâluhum ve lâ evlâduhum minallâhi şey’â(şey’en), ve ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Hiç şüphesiz o kâfirlerin, ne malları ve ne de evlâtları, onlara; Allah'tan (gelecek bir cezaya) bir şey'e, (karşı koymaya) yetmez ![]() ![]() ![]() 33 / AHZAB - 64 İnnallâhe leanel kâfirîne ve eadde lehum saîrâ(saîren) ![]() Muhakkak ki Allah, kâfirleri lânetledi ![]() ![]() 33 / AHZAB - 65 Hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), lâ yecidûne veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîren) ![]() Orada ebediyyen kalıcılardır (kalacak olanlardır) ![]() ![]() 7 / A'RAF - 36 Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ ulâike ashabun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Ve âyetlerimizi yalanlayan kimseler ve onlara karşı kibirlenenler, işte onlar ateş ehlidirler ve onlar, orada devamlı kalanlardır (kalacaklardır) ![]() 2 / BAKARA - 39 Vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbun nâr(nârı), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Ve inkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar ateş ehlidir, orada ebedî kalacak olanlardır ![]() 2 / BAKARA - 81 Belâ men kesebe seyyieten ve ehâtat bihî hatîetuhu fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Hayır, (sandığınız gibi değil) kim günah kazanmış da hataları kendisini kuşatmışsa; işte onlar, ateş halkıdır ve içinde de devamlı kalacaklardır ![]() 2 / BAKARA - 161 İnnellezîne keferû ve mâtû ve hum kuffârun ulâike aleyhim la’netullâhi vel melâiketi ven nâsi ecmaîn(ecmaîne) ![]() Muhakkak ki (Allah'a ruhun ölmeden ulaşmasını yani hidayeti) küfredip (örtüp gizleyip) kâfir olarak ölenlere, işte onlara, Allah'ın, meleklerin ve insanların hepsinin lâneti onların üstünedir ![]() 2 / BAKARA - 162 Hâlidîne fîhâ, lâ yuhaffefu anhumul azâbu ve lâ hum yunzarûn(yunzarûne) ![]() (Onlar) onun (lânetin) içinde ebediyyen kalacak olanlardır ![]() ![]() 2 / BAKARA - 167 Ve kâlellezînettebeû lev enne lenâ kerreten fe neteberree minhum kemâ teberreû minnâ kezâlike yurîhimullâhu a’mâlehum haserâtin aleyhim ve mâ hum bi hâricîne minen nâr(nâri) ![]() Ve o (Allah'tan başkasına) tâbî olanlar dedi ki: “Keşke bizim için (dünyaya) bir kere daha dönüş olsaydı ![]() ![]() ![]() ![]() 2 / BAKARA - 217 Yes’elûneke aniş şehril harâmi kıtâlin fîh(fîhi), kul kıtâlun fîhi kebîr(kebîrun), ve saddun an sebîlillâhi ve kufrun bihî vel mescidil harâmi ve ihrâcu ehlihî minhu ekberu indallâh(indallâhi), vel fitnetu ekberu minel katl(katli), ve lâ yezâlûne yukâtilûnekum hattâ yeruddûkum an dînikum inistetâû ve men yertedid minkum an dînihî fe yemut ve huve kâfirun fe ulâike habitat a’mâluhum fîd dunyâ vel âhireh(âhireti), ve ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Sana haram (hürmetli) aydan ve onun içinde yapılan savaştan soruyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 / BAKARA - 257 Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Allah, âmenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır ![]() ![]() ![]() ![]() 2 / BAKARA - 275 Ellezîne ye’kulûner ribâ lâ yekûmûne illâ kemâ yekûmullezî yetehabbetuhuş şeytânu minel mess(messi), zâlike bi ennehum kâlû innemal bey’u mislur ribâ, ve ehallallâhul bey’a ve harramer ribâ fe men câehu mev’izatun min rabbihî fentehâ fe lehu mâ selef(selefe), ve emruhû ilâllâh(ilâllâhi), ve men âde fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Riba (faiz) yiyenler, kabirlerinden ancak şeytan çarpmasından hırpalanmış bir kimse gibi kalkarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 98 / BEYYİNE - 6 İnnellezîne keferû min ehlil kitâbi velmuşrikîne fî nâri cehenneme hâlidîne fîhâ, ulâike hum şerrul beriyeh(beriyyeti) ![]() Muhakkak ki kitap ehlinden inkâr edenler ve müşrikler, cehennem ateşindedirler ve orada devamlı kalacak olanlardır ![]() ![]() 72 / CİN - 23 İllâ belâgan minallâhi ve risâlâtih(risâlâtihî), ve men ya’sıllâhe ve resûlehu fe inne lehu nâre cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden) ![]() (Bu) sadece Allah'tan olanı tebliğ ve O'nun risaletidir ![]() ![]() 6 / EN'AM - 128 Ve yevme yahşuruhum cemîa(cemîan), yâ ma’şerel cinni kadisteksertum minel ins(insi) ve kâle evliyauhum minel insi rabbenestemtea ba’dunâ biba’dın ve belagnâ ecelenellezî eccelte lenâ, kâlen nâru mesvâkum hâlidîne fîhâ illâ mâ şâallâhu, inne rabbeke hakîmun alîm(alîmun) ![]() Ve onların hepsini biraraya topladığı gün (Allahû Tealâ şöyle buyuracaktır): “Ey cin topluluğu! İnsanlarla sayınızı artırdınız (tagutların arasına insanları da kattınız) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 21 / ENBİYA - 99 Lev kâne hâulâi âliheten mâ veradûhâ, ve kullun fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Eğer onlar gerçekten ilâhlar olsaydılar, oraya (cehenneme) girmeyeceklerdi ![]() ![]() 25 / FURKAN - 68 Vellezîne lâ yed’ûne meallâhi ilâhen âhara ve lâ yaktulûnen nefselletî harremallâhu illâ bil hakkı ve lâ yeznûn(yeznûne), ve men yef’al zâlike yelka esâmâ(esâmen) ![]() Ve onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha tapmazlar ![]() ![]() ![]() 25 / FURKAN - 69 Yudâaf lehul azâbu yevmel kıyâmeti ve yahlud fîhî muhânâ(muhânen) ![]() Kıyâmet günü onun azabı kat kat artar ![]() ![]() 41 / FUSSİLET - 24 Fe in yasbirû fen nâru mesven lehum ve in yesta’tibû fe mâ hum minel mu’tebîn(mu’tebîne) ![]() Artık sabredebilirlerse artık ateş onların kalacakları yerdir ![]() ![]() 41 / FUSSİLET - 28 Zâlike cezâu a’dâillâhin nâr(nârun), lehum fîhâ dârul huld(huldi), cezâen bimâkânû bi âyâtinâ yechadûn(yechadûne) ![]() İşte bu Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir ![]() ![]() 59 / HAŞR - 17 Fe kâne âkıbetehumâ ennehumâ fîn nâri hâlideyni fîhâ, ve zâlike cezâûz zâlimîn(zâlimîne) ![]() Böylece ikisinin (münafıkların ve şeytanın) akıbeti orada, ateşin içinde ebediyyen kalmak oldu ![]() ![]() 11 / HUD - 39 Fe sevfe ta’lemûne men ye’tîhi azâbun yuhzîhi ve yehıllu aleyhi azâbun mukîm(mukîmun) ![]() Kendisine alçaltacak bir azap gelecek kimseleri artık yakında bileceksiniz ![]() ![]() 11 / HUD - 107 Hâlidîne fîhâ mâ dâmetis semâvâtu vel'ardu illâ mâ şâe rabbuk(rabbuke), inne rabbeke fe'âlun limâ yurîd(yurîdu) ![]() Onlar, semalar ve yeryüzü (cehennemin semaları ve arzı) durdukça orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır) ![]() ![]() ![]() 82 / İNFİTAR - 14 Ve innel fuccâre lefî cahîm(cahîmın) ![]() Ve muhakkak ki füccar, mutlaka alevli ateş içindedir ![]() 82 / İNFİTAR - 15 Yaslevnehâ yevmed dîn(dîni) ![]() Dîn günü ona (alevli ateşe) yaslanırlar (atılırlar) ![]() 82 / İNFİTAR - 16 Ve mâ hum anhâ bi gâibîn(gâibîne) ![]() Ve onlar, ondan (alevli ateşten) gaib olacak (kaybolacak, yanıp bitecek) değillerdir ![]() 5 / MAİDE - 37 Yurîdûne en yahrucû minen nâri ve mâ hum bi hâricîne minhâ, ve lehum azâbun mukîm(mukîmun) ![]() Ateşten çıkmak isterler ve onlar oradan çıkacak değillerdir ![]() ![]() 5 / MAİDE - 80 Terâ kesîran minhum yetevellevnellezîne keferû lebi’se mâ kaddemet lehum enfusuhum en sehıtallâhu aleyhim ve fîl azâbi hum hâlidûn(hâlidûne) ![]() Onlardan bir çoğunun kâfirlere döndüğünü (dost olduğunu) görürsün ![]() ![]() ![]() 58 / MUCADELE - 17 Len tugniye anhum emvâluhum ve lâ evlâduhum min allâhi şey’â(şey’en), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Onların malları ve evlâtları, Allah'tan bir şeye (azaba) karşı onlara asla fayda vermez ![]() ![]() 47 / MUHAMMED - 15 Meselul cennetilletî vuidel muttekûn(muttekûne), fîhâ enhârun min mâin gayri âsin(âsinin), ve enhârun min lebenin lem yetegayyer ta’muh(ta’muhu), ve enhârun min hamrin lezzetin liş şâribîn(şâribîne), ve enhârun min aselin musaffâ(musaffen), ve lehum fîhâ min kullis semerâti ve magfiretun min rabbihim, ke men huve hâlidun fîn nâri ve sukû mâen hamîmen fe kattaa em’âehum ![]() Takva sahiplerine vaadedilen cennetin durumu şudur ki; içinde kokusu değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet veren şaraptan nehirler ve saf (süzülmüş) baldan nehirler bulunur ![]() ![]() 23 / MU'MİNUN - 103 Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum fî cehenneme hâlidûn(hâlidûne) ![]() Ve kimin mizanı (sevap tartıları), hafif gelirse işte onlar, nefslerini hüsrana düşürenlerdir ![]() ![]() 40 / MU'MİN - 76 Udhulû ebvâbe cehenneme hâlidîne fîhâ, fe bi’se mesvel mutekebbirîn(mutekebbirîne) ![]() Ebediyyen orada kalmak üzere cehennemin kapılarından girin ![]() ![]() 16 / NAHL - 29 Fedhulû ebvâbe cehenneme hâlidîne fîhâ fe lebi’se mesvel mutekebbirîn(mutekebbirîne) ![]() Haydi, orada ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin ![]() ![]() 78 / NEBE - 21 İnne cehenneme kânet mirsâdâ(mirsâden) ![]() Muhakkak ki cehennem mirsad olmuştur ![]() 78 / NEBE - 22 Lit tâgîne meâbâ(meâben) ![]() Azgınlar için meab (sığınılacak yer) olarak ![]() 78 / NEBE - 23 Lâbisîne fîhâ ahkâbâ(ahkâben) ![]() (Onlar) orada bütün zamanlar boyunca kalacak olanlardır ![]() 4 / NİSA - 14 Ve men ya’sıllâhe ve resûlehu ve yeteadde hudûdehu yudhılhu nâren hâliden fîhâ ve lehu azâbun muhîn(muhînun) ![]() Kim Allah'a ve peygamberine isyan eder ve O'nun sınırlarını aşarsa, daimî kalmak üzere ateşe atılır ![]() ![]() 4 / NİSA - 93 Ve men yaktul mu’minen muteammiden fe cezâuhu cehennemu hâliden fîhâ ve gadıballâhu aleyhi ve leanehu ve eadde lehu azâben azîmâ(azîmen) ![]() Ve kim, bir mü'mini taammüden (kastederek) öldürürse, onun cezası, içinde ebediyyen kalacağı cehennemdir ve Allah'ın gazabı ve lâneti onun üzerinedir ![]() ![]() 4 / NİSA - 169 İllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), ve kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîren) ![]() Sadece cehennem yoluna ulaştırır ![]() ![]() ![]() 13 / RAD - 5 Ve in ta’ceb fe acebun kavluhum e izâ kunnâ turâben e innâ le fî halkın cedîd(cedîdin), ulâikellezîne keferû bi rabbihim, ve ulâikel aglâlu fî a’nâkıhim, ve ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Eğer acayip buluyorsan (şaşıyorsan) (bil ki ![]() ![]() ![]() ![]() 37 / SAFFAT - 9 Duhûran ve lehum azâbun vâsib(vâsibun) ![]() Kovulmuş olarak, onlar için kesilmeyen sürekli azap vardır ![]() 32 / SECDE - 14 Fe zûkû bi mâ nesîtum likâe yevmikum hâzâ, innâ nesînâkum ve zûkû azâbel huldi bi mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne) ![]() Öyleyse bu "likâe" (Allah'a ulaşma) gününüzü, unutmanızdan dolayı (azabı) tadın ![]() ![]() ![]() 32 / SECDE - 20 Ve emmellezîne fesekû fe me’vâhumun nâr(nâru), kulle mâ erâdû en yahrucû minhâ uîdû fîhâ, ve kîle lehum zûkû azâben nârillezî kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne) ![]() Ve fakat fasık olanlar, onların mevası (barınağı) ateştir ![]() ![]() ![]() ![]() 42 / ŞURA - 45 Ve terâhum yu’redûne aleyhâ hâşiîneminez zulli yenzurûne min tarfin hafîy(hafîyyin), ve kâlellezîne âmenû innel hâsirînellezîne hasirû enfusehum ve ehlîhim yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), e lâ innez zâlimîne fî azâbin mukîm(mukîmin) ![]() Ve onları zilletten boyun eğmiş olarak, ona (azaba) arz olunurken, gizli gizli (yan gözle) baktıklarını görürsün ![]() ![]() 20 / TAHA - 101 Hâlidîne fîh(fîhi), ve sâe lehum yevmel kıyâmeti hımlâ(hımlen) ![]() Onlar, onda (o yükün getireceği azabın içinde) ebedî kalacak olanlardır ![]() ![]() 20 / TAHA - 127 Ve kezâlike neczî men esrefe ve lem yu’min bi âyâti rabbih(rabbihî), ve le azâbul âhıreti eşeddu ve ebkâ ![]() İsraf edenleri (haddi aşanları) ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız ![]() ![]() 64 / TEGABUN - 10 Vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbun nâri hâlidîne fîhâ ve bi’sel masîr(masîru) ![]() Âyetlerimizi inkâr edenler ve yalanlayanlar; işte onlar, ateş ehlidirler, orada (cehennemde) ebediyyen kalacak olanlardır ![]() ![]() 9 / TEVBE - 17 Mâ kâne lil muşrikîne en ya'murû mesâcidallâhi şâhidîne alâ enfusihim bil kufr(kufri), ulâike habitat a'mâluhum ve fîn nâri hum hâlidûn (hâlidûne) ![]() Müşriklerin, Allah'ın mescidlerini imar etmeleri olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() 9 / TEVBE - 63 E lem ya’lemû ennehu men yuhâdidillâhe ve resûlehu fe enne lehu nâre cehenneme hâliden fîhâ, zâlikel hızyul azîm(azîmu) ![]() Allah ve O'nun resûlüne karşı, kim haddi aşarsa, artık onun için mutlaka orada ebediyyen kalacağı cehennem ateşinin olduğunu bilmiyorlar mı? İşte bu, büyük rüsvalıktır (rezilliktir) ![]() 9 / TEVBE - 68 Vaadallâhul munâfikîne vel munâfikâti vel kuffâre nâre cehenneme hâlidîne fîhâ hiye hasbuhum, ve leanehumullâh(leanehumullâhu) ve lehum azâbun mukîm (mukîmun) ![]() Allah, münafık erkeklere ve münafık kadınlara ve kâfirlere, orada ebedî kalacakları cehennem ateşini vaadetti ![]() ![]() ![]() ![]() 10 / YUNUS - 27 Vellezîne kesebûs seyyiâti cezâu seyyietin bi mislihâ ve terhekuhum zilleh(zilletun), mâ lehum minallâhi min âsim(âsimin), ke ennemâ ugsîyet vucûhuhum kita'an minel leyli muzlimâ(muzlimen), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne) ![]() Seyyiat kazanan kimselerin seyyiatlerinin cezası, onun misli kadardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 10 / YUNUS - 52 Summe kîle lillezîne zalemû zûkû azâbel huld(huldi), hel tuczevne illâ bimâ kuntum teksibûn(teksibûne) ![]() Sonra zulmedenlere: “Ebedî (devamlı) azabı tadın!” denildi ![]() 39 / ZUMER - 40 Men ye’tîhi azâbun yuhzîhi ve yahıllu aleyhi azâbun mukîm(mukîmun) ![]() Kendisini rezil edecek azap, kime gelecekse (ona ulaşır) ve mukim (sürekli) azap onun üstüne iner ![]() 39 / ZUMER - 72 Kîledhulû ebvâbe cehenneme hâlidîne fîhâ, fe bi’se mesvel mutekebbirîn(mutekebbirîne) ![]() (Onlara): "Orada ebediyyen kalmak üzere cehennemin kapılarından girin!" denildi ![]() ![]() 43 / ZUHRUF - 74 İnnel mucrimîne fî azâbi cehenneme hâlidûn(hâlidûne) ![]() Muhakkak ki mücrimler (suçlular), cehennem azabı içinde ebediyyen kalacak olanlardır ![]() 43 / ZUHRUF - 75 Lâ yufetteru anhum ve hum fîhi mublisûn(mublisûne) ![]() (Azap) onlardan hafifletilmez ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|