Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular > Sorularla İslamiyet

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
allaha, arabi, buluta benzer bir duman şeklinde olmasıdır, demiş, doğru, muhyiddin

Muhyiddin Arabi Allah'a &Quot;Buluta Benzer Bir Duman Şeklinde Olmasıdır.&Quot; Demiş Bu Doğru Mu?

Eski 10-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Muhyiddin Arabi Allah'a &Quot;Buluta Benzer Bir Duman Şeklinde Olmasıdır.&Quot; Demiş Bu Doğru Mu?




Muhyiddin Arabi Allah'a "Buluta benzer bir duman şeklinde olmasıdır" demiş bu doğru mu?
Hakkında Muhyiddin Arabi Allah'a "Buluta benzer bir duman şeklinde olmasıdır" demiş bu doğru mu?




Değerli Kardeşimiz;

Allah’ın hiçbir şeye benzetilemeyeceği, onun hiç benzerinin olmadığı gerçeği, “Allah’a benzer hiçbir şey yoktur” (Şura, 42/11) mealindeki ayette çok açık bir şekilde ifade edilmektedir İslam ümmetinin itikadı da bu merkezdedir Bu sebepledir ki, Kur’an’da geçen “Arş’a istiva, yed/el, vech/yüz” gibi bazı kavramlar, özellikle Eşarî ile başlayan yeni dönem alimleri tarafından müteşabih/manaları derin ve kapalı olarak kabul edilmiş ve bu inanca uygun tevil edilmiştir Bu derin manalı ve müteşabih olan bazı kavramlar hadislerde de söz konusudur Konuya yardımcı olacağını düşündüğümüz bu kısa açıklamadan sonra, sorunun asıl cevabına geçebiliriz:

a Muhyiddin İbn Arabî, “ Hakk Teâlâ'nın evvelki şekli, buluta benzer bir duman şeklinde olmasıdır” şeklinde bir ifade kullanmamıştır Onun ifadesi aynen şöyledir: “Allah mahlukatı yaratman önce bir ‘AMA’da idi Amanın altında da hava, üstünde de hava vardı”(bk El-Futuhatu’l-Mekkiye, I/148)

b İbn Arabî, bu konuyu bir hadis-i şerife dayanarak açıklamaktadır Hadiste gelen rivayet şöyledir: Ashap’tan Ebu Rezîn anlatıyor: Ben: “Ey Allah’ın Resulü! Rabbimiz, mahlukatı yaratmadan önce neredeydi?” diye sordum “Allah mahlukatı yaratman önce bir ‘AMA’da idi Amanın altında da hava, üstünde de hava vardı Sonra Arşını su üzerinde yarattı” diye cevap verdi(Ahmed b Hanbel; IV/11-12; Tirmizî, Tefsir, 12; İbn Mace, Mukaddime,13)

Alimlerin bildirdiğine göre, ‘Amâ’dan maksat, Allah ile birlikte hiçbir şey yoktu demektir (Tirmizî, a gy) İbn Mace’nin rivayetinde yer alan “Onunla birlikte hiçbir yaratık yoktu” ilavesi de bu anlamı pekiştirmektedir

İbn Esir, en-Nihaye fi Garibi’i-Hadisi ve’l-Eser adlı eserinde bu konuda şu bilgileri vermiştir:
‘Amâ’ kelimesi uzatmalı şekliyle bulut demektir Bazı rivayetlerdeki ‘Amen’ kısaltmalı şekliyle de “Allah ile birlikte hiçbir şeyin olmadığını” ifade etmektedir

Bunun ‘ince bulut’ anlamında olduğunu söyleyenler de vardır

Bazı âlimlere göre, ‘Amâ’ insan aklının kavrayamayacağı, insan idrak sınırının ötesinde olan bir kavramdır

Ünlü Dil bilgini, el-Ezherî, “Biz buna iman ederiz, fakat herhangi bir şekilde onu nitelendiremeyiz” diyerek görüşünü açıklamıştır (bk Age, III/576 -el-Mektebe eş-şamile)
Bazı bilginler, mananın yanlış anlaşılmaması için, hadiste bir muzafın/tamlayan bir kelimenin/Arş kelimesi takdir edilmesinin lüzumuna işaret etmişler Buna göre, “Ey Allah’ın Resulü! mahlukatı yaratmadan önce Rabbimiz neredeydi?” ifadesi “Rabbimizin Arşı neredeydi? Şeklindedir Bu kelimenin takdir edilmesi, “Allah’ın Arşı su üzerindeydi”(Hud, 11/7) mealindeki ayetin ifadesine de uygundur

Nitekim alimler, “Onlar, ancak buluttan gölgeler içinde Allah’ın (emrinin) ve meleklerin gelmesini ve işin bitirilmesinden başka bir şey mi beklerler? Halbuki bütün işler sadece Allah’a döndürülür”(Bakar, 2/210) mealindeki ayette de “Allah’ın gelmesi” ifadesinde emir kelimesini takdir etmişler ve “Allah’ın emrinin gelmesi” şeklinde anlamışlardır (agy)

İbn Arabî, ‘Amâ’nın Allah’ın nurunun tecelli ettiği ilk sahne olduğunu ifade etmekti (Fütuhat, agy) Kendisinin her zaman olduğu gibi, bu konuda da kullandığı hususî bir dili vardır Onun seviyesinde olmayanların anlaması oldukça zordur Bu sebeple biz, gerek İbn Arabî’nin yukarıdaki açıklamasından ve gerekse hadiste geçen ‘Ama’ kelimesinin de yardımıyla bu konuyu –anladığımız kadarıyla- şöyle açıklayabiliriz:

1 Hadiste geçen ‘Amâ’ kavramı, anlamı ne olursa olsun, bir muammayı ifade etmektedir Yani varlık yaratılmadan önce Allah’ın isim ve sıfatlarının nasıl olduğu bilinmez bir muamma idi

Allah’ın varlığı, birliği,yaratıcılığı, ilmi, hikmeti, kudreti, bağışlaması, affı, gazabı, celal ve cemal ve kemal sıfatlarının olup olmadığı bilinmiyordu Bu durum ‘Amâ’ olarak ifade edilmiş olabilir

‘Ben gizli bir hazine idim, kendimi tanıtmak istedim, mahlukatı yarattım ki, beni tanısınlar’ (Aclunî, II/132) Bu hadis, hadis alimlerince, senet bakımından eleştirilmiş olmakla beraber, Aliyyu’l-Karî gibi bazı alimler, bunun manasının doğru ve “Cinleri ve insanları sırf bana kulluk etsinler diye yarattım(Zariyat, 51/56) ayetine uygun olduğunu söylemiş ve İbn Abbas’ın bu ayette geçen ‘ibadet/kulluk’tan maksat Allah’ı tanımaktır, şeklindeki açıklamasını delil göstermiştir (bk Agy; Aliyyu’l-Karî, el-Esraru’l-Merfua, s 273)

Bu açıklama İbn Arabî’nin genel felsefesiyle de uyuşmaktadır Nitekim, İbn Arabî, söz konusu hadisi şöyle açıklamıştır: “Mahlukatı yarattım ki, bana bir ayna olsun ve o aynada cemalimi göreyim”(bk İşarartu’l-İ’caz, s17)

Demek ki, mahlukat yaratılmadan önce, güneşin bulut arkasında gizlendiği gibi, Şems-i Ezelî olan yüce Allah’ın isim ve sıfatları o mahiyeti bilinmez gizemde bir muamma idi “Amânın altında hava, üstünde hava vardı” Yani Onunla birlikte hiçbir varlık yoktu Kimse onu tanımıyordu Çünkü varlıktan eser yoktu Sonra mahlukatı yarattı ve kendisini tanıttı

Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemâlini görmek ve göstermek istemesi sırrınca, o sultan-ı zîşan dahi istedi ki, bir fuar açsın, içinde sergiler dizsin, ta insanlara ve diğer şuurlu varlıklara saltanatının haşmetini, servetinin şaşaasını, sanatının harikalarını, kendi maharetini göstersin Ta ki, manevî cemal ve kemâlini iki vecihle müşahede etsin: Bir vechi, bizzat kendi kuşatıcı ilmiyle ve bakışıyla görsün Diğeri, diğer şuurlu varlıkların nazarıyla baksın (bk Sözler/11 Söz, s120) Bu safha Ayan-ı sabitenin teşahhus ettiği varlığın ilk sahnesidir

b Amâ kavramının ince bulut anlamına geldiğini görmüştük Bu anlama göre, Amâ safhası, kâinatın ikinci safhasını teşkil eden bulutumsu Nebülaların teşekkül ettiği sahneye de dikkat çekmektedir Hadiste Amâ olarak ifade edilen sahne, Kur’an’da duhan/duman olarak ifade edilmiş gibidir Aşağıdaki ayet bu hususu işaret etmektedir:

“Sonra (Allah’ın iradesi) duman halinde bulunan göğe yöneldi Ona (göğe) ve yerküreye: “İsteyerek veya istemeyerek gelin!” dedi İkisi de: “İsteyerek geldik” dediler (Fussilet, 41/11)
Hadiste geçen “Allah mahlukatı yaratmadan önce Âmâ’da idi” mealindeki ifadede yer alan âma kavramı, ikinci sahnede duman adını alıyor Ve ayette bu şekilde yer alıyor İnce bulut biraz daha varlıkların teşekkülüne medar olacak bir vaziyet alıyor Sonuçta gök ve yer olarak ayrılıp sabit bir düzene geçiliyor Ayette mealen yer alan “Ona (göğe) ve yerküreye: “İsteyerek veya istemeyerek gelin!” dedi İkisi de: isteyerek geldik, dediler” ifadesi bu gerçeğe işaret etmektedir
Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet Editör



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.