Bitlis Efsaneleri ( Tüm Bitlis Efsaneleri ) |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Bitlis Efsaneleri ( Tüm Bitlis Efsaneleri )![]() BİTLİS EFSANELERİ ![]() Nemrut Efsanesi Zalim kral Nemrut yaşadığı dönemde Tatvan yakınında bulunan dağı yayla olarak kullanmıştır, Nemrut dağı volkanik patlaması başlayınca dağ eteklerine yerleşmiş durumda olan köylerin üzerine ateş parçaları gelmeye başlar, bu arada halk Nemrutun İbrahim Peygambere yapmış olduğu zulüm akıllarına gelir,yayla olarak kullandığı dağın verdiği zarar karşısında sözler söylemeye başlanır, Nemrutun zulmü gibi oldu derler ve dağın ismi Nemrut olarak kalır ![]() ![]() El-Aman Efsanesi Bitlis-Tatvan yol güzergahı üzerinde bulunan El-Aman hanı zamanla gaddar bir hancının eline geçer kervan yolu üzerinde bulunan handa kervancılar zorunlu olarak konaklamak durumunda kaldıklarında, gaddar hancı kervancılara her türlü zorluklar çıkararak adeta bıktırırdı Bu handa sağ salim kurtulanlar kaçıp uzaklaşırlardı, handansöz ederlerken EL-AMAN derlerdi,bunun üzerine hanın ismi El-Aman hanı olarak kalmıştır ![]() ![]() Altun Kalbur Efsanesi Bitlis in Mutki yolu üzerinde ihtiyar bir kadın, deve ve koyunlarını otlatıyormuş O tarihte bu efsane söz konusu olmadığı gibi, sözüedilen yerde herhangi bir pınar veya su bulunmamaktaymış ![]() Kendisinin ve hayvanlarının çok susadığını gören bu ihtiyar kadın, ellerini havaya kaldırarak Allah tan su istemiştir ![]() Suyu verdiği takdirde kendisine bir kurban adayacağını söylemiştir ![]() Yüce Allah, kadının dileğini kabul etmiş, şimdiki ismiyle Altun Kalbur suyunu ortaya çıkarmıştır Bunu gören kadın; başta kendisi, develerive koyunlarını kana, kana sulamış, daha sonra otlamaları için serbest bırakmıştır Kendisi bir kenara çekilerek hamur yoğurmaya başlamıştır![]() Hamur yoğururken bir tarafının kaşındığını hisseder Orasını kaşıdığızaman eline irice bir bit gelir Biti iki elinin baş parmakları arasına alarak çıtlatmış ve“işte; Allah yoluna kurban olsun” demiştir ![]() Kadının iki eli hamurun içinde, develeri ve koyunlarıyla beraber taş kesilmiştir Sözü edilen yerde bu gün bile insan ve deve şekilleriniandıran kayalar bulunmaktadır ![]() ![]() Malhan Hazinesi Efsanesi Bayındır Han zamanında Ahlat ta fakir bir aileye mensup bir ana ile oğlu yaşarmış ![]() Bu ailenin geçimini, çobanlık yapan oğul sağlarmış Bir gün Ahlat ınmeydanlık mezarlığı semtinde hayvanlarını yaydıktan sonra vakit de öğlen olduğundan, yemeğe oturmuştur Yemeğini yedikten sonra eline aldığı birküçük ağaç parçasıyla vakit geçsin diye toprağı eşmeğe başlamıştır Toprağıeşerken ufak bir delik açılır ![]() Bunu merak eden çoban, deliği genişletmeye başlar Bir müddet sonragenişleyen delik, kuyu halini alır Kuyudan aşağıya doğru bir merdiveninindiğini gören çoban, korku ve heyecan içinde merdivenden aşağıya iner Aşağıya inen çobankendisini bir salonun içinde bulur Salona açılan birçok odalar ve odalarınkapılarının üzerinde anahtarlar görür Anahtarları alıp odaların kapılarınıaçan çoban, çeşitli süs eşyalarıyla altınla dolu bir hazine görür Hemendışarıya çıkarak deliğin ağzını kapatır, yeri belli olsun diye bir işaret bırakır ![]() Akşam eve gelen çoban, annesine Bayındır Han’ın kızını istemesini söyler ![]() Hayrete düşen anne oğluna, böyle bir şeye nasıl cesaret ettiğini söylerse de çoban isteğinde diretir Sonunda ısrarlar karşısında mecbur kalan anne,Bayındır Han’a giderek kızını oğluna ister Bu isteğe gülen Bayındır Han işişakaya dökerek; “benim sarayım gibi bir saray yapar, bir altın mutfak takımı, bir altın kahve takımı, bir altın beşik ve çeşitli altından süs eşyalarını getirir, bütün ülkenin davet edildiği, kırk davul ve kırk zurnanın çalındığı, kırk gün kırk gece süren bir düğün yapılırsa kızımı oğluna veririm” der Kadın Bayındır Han’ın bu şartlarınıoğluna iletir Oğlu da şartsız olarak Bayındır Han’ın isteklerini kabul eder![]() Kadın oğlunun, ileri sürülen şartları kabul ettiğini Bayındır Han’a bildirir ![]() Daha evvel şaka yoluyla da olsa söz veren Bayındır Han’da istemeyerek kabul eder Çoban Bayındır Han’ın bütün isteklerini yerine getirir, düğünyapılır Bayındır Han bu çobanın büyük bir hazine bulduğuna inandığından,kızından hazinenin yerini öğrenmesini ister Evlendikten sonra kadın kocasınabu kadar altını nereden bulduğunu sorduğunda kocası; büyük bir hazine buldum söyler Kadın hazineyi merak ettiğini, mutlaka görmek isteğinisöyleyince; kocası kadının gözlerini bağlayarak hazinenin olduğu yere götürür ![]() Gözleri açılan kadın hayretler içinde hazineyi seyretmeye başlar Bu aradadışarıdan bazı seslerin geldiğini duyan kadın, kocasına bu seslerin nereden geldiğini sorar Kocası da; “ bu sesler su içmeye giden babanın atlarınınsesidir” der Çoban karısının gözlerini tekrar bağlayarak evegetirir![]() Kadın da olup bitenleri babasına anlatır ![]() Sonunda Bayındır Han damadını saraya davet ederek hazinenin bulunduğu yeri söylemesini ister Damat gelmeden önce cellat başını çağırarak; damadıkorkutmasını, başını taşa bırakarak keser gibi yapmasını bildirir BayındırHan’ın bütün ısrarlarına rağmen damat hazinenin yerini söylemez Sonundasinirlenen Han, daha önce cellat başıyla anlaştığı gibi damadın kafasını kesmesini ister Emri yanlış anlayan cellat başı, gerçekten damadın kafasınıkeser Olaya çok üzülen Bayındır Han, cellat başının kafasını kestirir![]() Gerek atların su içmeye gittiği yön ve gerekse kızının anlattıklarından hazinenin Mal Han isimli hanın yakınlarında olduğu tahmin edilir Bütünaramalara rağmen hazinenin yeri bulunamaz O günden sonra Malhan hazinesidilden dile dolaşılır Halen Ahlat’ta bu hazinenin varlığına inanılmaktadır![]() ![]() Avcı Kasım Masalı Bir tarihte Bitlis’te Avcı Kasım isminde bir adam yaşarmış İsminden deanlaşıldığı gibi, adam avcı olup her gün bütün işi dağlara gidip avlanmakmış ![]() Günlerden bir gün ava giderken çok güzel bir yılan görmüş Yılan uzun,kırmızı, güzel bir yılanmış Bir yerde kümelenip duran yılanı, avcı Kasımhayretler içinde seyretmeye başlamıştır ![]() Ömründe bu kadar güzel bir yılan görmemişti ![]() Yılanı seyrederken birden çok çirkin, hantal, ihtiyar bir yılanın gelerek bu güzel yılanla seviştiği görür Bu olayı gören Kasım, bu kadar güzelbir yılanın bu kadar çirkin ve ihtiyar bir yılanla nasıl sevişeceğini hazmedememiştir İhtiyar yılanı öldürmek için tüfeğini doğrultmuş vetetiğe basmıştır Ancak saçmalar çirkin yılanın yerine güzel yılana değmişve yılanı yaralamıştır Meğerse bu güzel yılan, yılanların başı olanŞahmarah’ın karısıymış Karısının yaralandığı gören Şahmaran, bu olayınnasıl olduğunu ve kim tarafından yapıldığını sorar Karısı; hava almak içindışarıya çıktığını bu esnada oradan geçmekte olan bir avcı tarafından vurulduğunu anlatır Olaya sinirlenen Şahmaran; yılanları toplayarakavcının bulunup getirilmesini ister Muhafızlar uzun aramadan sonra bu işi avcı Kasım’ın yaptığını anlar veyakalayarak Şahmaran’ın huzuruna getirirler ![]() Avcı Kasım, bu güzel yılanın Şahmaran’ın karısı olduğunu, yanlışlıkla onu vurduğunu anlar Şahmaran Kasım’a; “bu olayı neden yaptığını, karısınıniçin vurduğunu” sorduğunda; avcı Kasım gördüklerini, yaşadıklarını Şahmaran’a anlatır Yaşlı ve çirkin bir yılanın gelerek bu güzel yılanlaseviştiğini, kendisinin buna tahammül etmeyerek yaşlı yılanı öldürmek istediğini ve kurşunun yanlışlıkla güzel yılana değdiğini söyler ![]() Şahmaran; bu adamın doğru söyleyip söylemediğini anlamak için muhafızlarına haber vererek dünyadaki bütün yılanların sarayında toplanmasını emreder Dünyadaki bütün yılanlar saraya gelerek toplanır![]() Şahmaran, avcı Kasım’a hangi yılanın bu suçu işlediğini göstermesini ister ![]() Bütün yılanları gözden geçiren avcı Kasım, bu yılanın gelmediği söyler ![]() Şahmaran da başka yılanın kalıp kalmadığını adamlarına sorduğunda muhafızlar birisi; “yılanın biri çok yaşlıydı, hastaydı gelemedi ![]() Size selamını iletmemi söyledi ” Şahmaran da derhal o yılanıngetirilmesini emretmiştir Ancak o yaşlı, çirkin, hasta yılan suçunubildiği için gelmek istememiş, çeşitli bahaneler ileri sürmüştür ![]() Sonunda muhafızla bu yılanı zorla Şahmaran’ın huzuruna getirmişlerdir ![]() Bu yılanı gören avcı Kasım heyecanla; “işte bu yılandı” demiştir Suçunukabul eden yaşlı yılan, Şahmaran’ın emriyle öldürülür Şimdi sıra avcıKasım’a gelmiştir Şahmaran avcı Kasım’a bu olayları kimseye anlatmamasını,hatta kendi hanımına bile söylememesini, söylediği takdirde üç gün içinde öleceğini bildirmiştir Daha sonra dünyadaki bütün hayvanların konuşmalarınıanlaması için avcının ağzına tükürür Avcı Kasım üzgün, bitkin bir haldeevine döner Meraklı karısı; yılanların neden gelip kendisini götürdüklerini,Şahmaran’ın kendisinden ne istediğini öğrenmek ister Şahmaran’ın; herkime söylersen üç gün içinde öleceğini söylediğini hatırlayan avcı Kasım, olayı söylemez Kadının içindeki merak bir kurt gibi içini kemirmektedir![]() Günlerce kocasına ısrar eder ![]() Günler böyle geçerken bir gün avcı Kasım bir horozla tavuğun kavga ettiğini görür Aralarındaki konuşmaları dinler Horoz tavuğa der ki: “Sen deavcı Kasım’ın karısı oldun Karısı avcı Kasım’dan rahat durmuyor, yakasınıbırakmıyor, onu ateşler üzerine koymuş Avcı Kasım vurup da karısının birdişini kırmıyor ki Dur ben seni öldüreyim de rahat olayım ” Bu konuşmalarıduyan avcı Kasım gülmeye başlamıştır Kocasının neye güldüğünü merakeden karısı, olup bitenleri anlatmasını ister ![]() Sonunda karısının ısrarlı sorularına tahammül edemeyen Kasım, olup bitenleri anlatacağını, ancak anlattıktan üç gün sonra öleceğini söyler Bunainanmayan karısı, her şeyi baştan sona kadar anlatmasını ister Avcı kasımçaresiz, başına geleceklerden haberi olduğu halde olan bitenleri başından itibaren bütün detaylarıyla anlatır Çaresiz bir şekilde kara, kara düşünenKasım, ölümü bekler ![]() Kapının eşiğine oturmuş, çaresiz bir şekilde ölümü beklerken, bir kedi ile köpeğin konuşmalarına kulak misafiri olur Kedi köpeğe yalvarmalı birşekilde şunları demektedir: “Ey köpek! Ne olur beni bırak içeri gireyim ![]() İki gün sonra nasıl olsa avcı Kasım ölecek Onun hayrını, helvasınıverecekler Ben de bir parça et kapıp geleyim Eti getirince sana daveririm ” Ve üç gün tamamlanınca avcı Kasım ölmüştür![]() ![]() *Ahlat'ın adının menşei hakkında halk arasında hala süregelen bir efsane vardır Bu efsane şöyledir;“ Van Gölü'nün bu müstesna kıyısında hüküm süren Urartu Kıralı “Lat” Med'lerin saldırısına dayanamayınca şehir düşe ve hükümdar da ağır yaralar alır Babasının başını dizine koyan hükümdarın kızı “Ah!” çekerek inceince göz yaşları dökmektedir Kızın “Ah! Lat , Ah! Lat” diye yükselen feryadı, Med'lerin şehre girmesine kadar devam eder Urartu Kıralı hayata gözlerini yummuş ancak bilmeyerek çok sevdiği bu şehre ismini vermiştir ” Şüphesi bir efsane ama doğrusu hoş yakıştırılmış Bunun yanı sıra ilçenin ismi islami literatürde “Hilat” olarak geçer![]() * Milattan önce 3 bin yıllarında Hilatos adlı bir kumandan tarafından kurulan Ahlat şehri ,adını kumandanın isminden almış ve dilde evilerek Ahlat'a dönüşmüştür ![]() * Ahlat'ın adı hakkındaki dördüncü bir görüş ise tarihte ahlat'ta çeşitli milletlerin bir arada yaşadığı ve farklı dillerin konuşulduğundan dolayı bu ismim verilmişolmasıdır Ahlat tarihi hakkında Bizans kaynakları şehrin adını Khlat; Ermeniler Hlat; Süryaniler Khalat, Kelath, Khılat; Araplar Halat ve Hılat ; İranlılar ve Türkler ise Ahlat şeklinde telaffuz etmişlerdir Gerek Ahlat ve gerekse Hılat veya Halat kelimeleri Araplar tarafından karışık manasında kullanılmıştır Arapların kullandığı bu deyimden de anlaşılıyor ki ,menşei etimolojik olarak "H L T" kökünden gelmekte ve etnik yapısından dolayı bu adın verildiği tahmin edilmektedir Halat Hilat veya bugünküadıyla Ahlat isimlerinin kullanılmış olması en doğal ve en doğrusu olsa gerek Diğer anlatılanlar ise birer hikayedir![]() *Ahlat'ın Lat adındaki Rum Kralının Daryona adlı kızı Müslümanların Ahlat'ı fethetmesi sırasında Müslümanlığı kabul etmiş ve babasınıda ikna ya çalıştığı halde razı edememiş Bu yüzden de Daryona babasını öldürmüş Sonra babasına çok üzülerek ah![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lat, ah![]() ![]() ![]() ![]() Lat demiş Böylece Ahlat ah![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lat hecelerinin birleşiminden meydana gelmişitir
|
|
|
|