10-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Şanlıurfa İlimizde Turizm
ŞANLIURFA İLİMİZDE TURİZM Tarihi, paleolitik çağa kadar uzanan Urfanın çevresinde çok sayıda ören yeri vardır Aynı yol güzergahında bulunan ve bir günlük turla gezilmesi mümkün olan Harran, Han-el Bağrur, Şuayb Şehri, Soğmatar Harabeleri ve Eyyüb Nebi Köyü Urfa’daki Ören Yerlerinin en önemlileridir HARRANIN GÖRÜLMEYE DEĞER ESERLERİ HARRAN EVLERİ :Harranın turistler tarafından en çok ilgi çeken yanı, külah biçimindeki konik tipik evleridir Harran denilince hemen bu evler akla gelir Harran evlerinin oluşturduğu ilginç mimari dokuya dünyanın hiç bir yerinde rastlanılmamaktadır Harran harabelerindeki antik mimari kalıntılardan toplanan tuğlalarla köylüler tarafından yapılan bu evler, kare bir alanın üzerini örten külah biçiminde bir kubbeden oluşmaktadır Yan yana gelen tek kubbeler iç kısımda kemerlerle birbirine bağlanmış ve içeride geniş bir oturma mekanı elde edilmiştir Bölgenin iklimine uyumlu olan bu evler yazın serin kışın sıcaktır Harranın bu evlerinde tavukların daha çok yumurtladığı, at gibi bazı hayvanların daha uysal olduğu, kuru soğanların daha çabuk filizlendiği, yiyeceklerin bozulmadığı halk arasında söylenmektedir ŞEHİR SURLARI :Harranı çevreleyen, yaklaşık 4 km uzunluğundaki şehir surları bugün görülebilir bir şekilde ayakta durmaktadır 187 adet burcu bulunan surların; Batıda Halep kapısı, kuzeyde Anadolu Kapısı (Rum Kapısı), doğuda Aslanlı Kapı, Musul Kapısı ve Bağdat Kapısı, güneyde Rakka Kapısı olmak üzere toplam 6 kapısı vardır Bu kapılardan Halep Kapısı ayakta olup diğerleri yıkılmıştır HARRAN KALESİ :Kentin güneydoğusunda yer alan Harran Kalesi şehir surlarına bitişik olarak inşa edilmiştir Çeşitli dönemlerde hükümdarlık sarayı olarak kullanılan üç katlı kale yer yer yıkılmış bir durumdadır 1059 yılında İslam devletlerinden Fatimiler tarafından restore edilerek yenilenen Harran kalesinin esas inşa tarihi bilinmemektedir Şehir merkezinin güneyindeki Damlacık Dağının kuzey eteğinde sarp kayalar üzerinde kurulmuştur Halil-ü Rahman ve Ayn-ı Zeliha göllerinin güneyine düşer Doğu,Batu ve güney tarafı kayadan oyma derin savunma hendeği ile çevrilidir Kuzey tarafı da sarp kayalıklarla çevrilidir Kaleye batı tarafından açılan bir kapıdan girilir Düz kesme taşlardan yapılan kale 25 burçla tahkim olunmuştur Etrafı 7 ile 10 m arasında değişen surlarla çevrilidir Çevresi 1500 metredir Hz İbrahim Nemrut tarafından bu tepedeki mancınıklardan ateşe atılmıştır 812-814şehir surlarının yeniden inşa edilmesi sırasında kalenin inşa edildiği tahmin edilmektedir Güneyindeki kayadan oyma hendeğim MS 3yy`a ait kaya mezarlarının üzerine yapıldığı kesilmiş kaya mezarlıklarından anlaşılmaktadır Kale üzerindeki Bizans ve İslami devirlere ait çok sayıda yapı kalıntısı bulunmaktadır Selçuklular,Memlüklüler,Akkoyunl ular ve Osmanlılar döneminde çeşitli onarımlar geçiren kalenin kuzey,güney ve batı cephelerindeki duvarlarda çeşitli onarım kitabeleri yer almaktadır Kaledeki sütunların birinde Osroen Krallarından Eftuna tarafından Süryanice;"Ben Eftuna`yım, Güneşin oğluyum,Bu sütunları ve üzerinde ki heykeli,Kral Mano`nun kızı Kraliçe Saimet için yaptırdım" yazılıdır HARRAN ULU CAMİİ :Harran Höyüğünün kuzey doğu eteğinde yer alan Ulu Cami, Emevi Hükümdarı II Mervan tarafından 744-750 yılları arasında yaptırılmıştır Bazı kaynaklarda "Cami-el Firdevs" (Cennet Camii) veya "Cuma Camii" olarak da geçer Harran Ulu Camii Anadolunun en eski, en büyük ve en zengin taş süslemeli camiidir Mihraba paralel üç sütun sırayla dört sahına ayrılmış olan cami kubbesinin bulunmadığı, üzerinin tamamının ahşap çatıyla örtülü olduğu bir yangın neticesinde bu örtünün çöktüğü arkeolojik kazılardan elde edilen buluntulardan anlaşılmıştır Bugün camiin kitabeli doğu duvarı, kıble duvarı, mihrabı, cami iç mekanına giren orta kemeri ve kare gövdeli minaresi ayaktadır Zengin taş süslemeli çok sayıdaki sütun başlığı ve kemer taşları gibi mimari parçalar camiin kalıntıları arasındadır ŞEYH HAYAT-EL HARRANİ TÜRBESİ VE CAMİİ:Şeyh Hayat-el Harrani 12 yüzyılda yaşamış İslamın ermiş ve alimlerindendir M S 1185 tarihinde Harranda vefat edince türbesi 1195 tarihinde Harran surlarının kuzeybatı tarafında ve sur dışındaki mezarlığa inşa edilmiştir Türbe çok sayıda ziyaretçi çekmektedir Hz İbrahimin babası Azer (Tarah)in de buraya
|
|
|