Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kültür-Sanat > Şiir Cenneti

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bak, işte

Bak İşte

Eski 10-09-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bak İşte



Nur yüzlü tebessümler bırakıp da yurduma

Bazen rüzgâr olursun burçlarında gecenin

Öteyi omuzlayıp gelir bazen de rüzgâr

Başımdaki dumanı dağıtır gözlerinle

Züleyha?yı Yusuf?a götürürken atlılar

Bak işte, tohum şimdi rüyada, derindedir

Bir dua mahşerinin sonsuz mihverindedir

Avucundan taşıyor kevser dolu bir sebil

Merhamet ki, o leylî saçlarında uyuyan

Son derin aynasıdır tenhayı bilenlerin

Yüreğimde ay gizli, sinemde bir karanfil

Bense yine bir nehir, şeb-i yelda ve mahrum

Bazen de bir cellâdın simsiyah ellerinde

Eski bir bahçıvanın korkularına mahkûm

Bak işte, bir gözyaşı damlası, boynu bükük

Bir ayna sırlarını döküyor toprağına

Kendi karanlığına gömülüyor sönen mum

Bak işte, uyandırdı gelişin ağaçları

Her yaprakta o mahzun düşlerimin oyası

Özsuyunda sen varsın çiçeklerin; her düşte

Kapılar, pencereler sana vurgun, bak işte

Sus ve yürü; ruhumun sarayıdır otağın

Gizli bir şehzadenin sırrında kaybol ve sus

Bilsen ki, sultanlığın, tahtındadır bu çağın

Hüzün ki, ne girift bir dünyadır sana mahsus

Bak yine ayağına kapandı köleler; sus

Doğunun o efsunlu harabelerinde mi

Kayıp cennetlerini aradın da mevsimin

Ki her gece yıldızlar saatleri kırdılar

Akrebini zincire vurup sonbaharında

Yelkovandan kederin hesabını sordular

Sen şimdi ne kadar da Züleyha?sın ki öyle

Beyaz bir gül taşırsın avuçlarında her an

Rüyalarında bile senin için ağlayan

Parmağının ucunda bir Yusuf görüyorsun

Öteden sıradağlar geliyor sevda ile

Denizler senindir al; umudu denizlerin

Körpe bir nergis olup düşünce eşiğine

Ruhumun kumruları, kardelenleri, senin

Sustuğunda, kelime yangını, cümle kışı

Konuş; suyu ısınsın buz tutan çeşmelerin

Durduğunda duraklar mutlu; yollar çaresiz

Yürü; ayak bastığın kara parçalarında

Irmaklar gökyüzüne akıyor ardınsıra

Kımıldayan yokuşta, uğuldayan inişte

Yolcular izlerini soruyorlar, bak işte

Bozkırdaki sureti kayboldu bir çobanın

Bir vadiye akmanın eşiğindedir zaman

Bir ney bulup üflesem gözlerine bakarak

Kamış kül, ses kıvılcım, boşlukta bir yanardağ

Anlayamıyor muyum kirpiğinde bulutlar

Avare kuşlar gibi benim göğümü arar

Yalnızlığı gül kokan benim bahçelerimde

Rengârenk bir kelebek oluyor bakışların

Anlayamıyor muyum, en gizemli şarkılar

Dudakların ruhuma dokunduğunda çalar

Gece aydınlığında bir devin kalbindesin

Bir hayalden kalan her muamması ömrümün

Senin duygularında çözülüyor ansızın

Yüzünle buluşuyor yüzümün çizgileri

Yankısını sesinde arıyor çığlıklarım

İçimde kum saati, ne ileri, ne geri

Bulunur belki bir gün bir şehirde bir sokak

Bir ev, sessiz bir oda, her köşesinde bahar

Öyle mağrur ki zaman yeniden doğmak için

Bir kadın bir cihangir istiyor kaderinden

Bir adam, kucağında güneş, ay ve yıldızlar

Kâinatın o sonsuz, o esrarlı yerinde

Bak işte, tarihini arıyor ellerinde

Nurullah Genç

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.