Prof. Dr. Sinsi
|
Karadeniz Evlerinin Tipolojisi
KARADENİZ EVLERİNİN TİPOLOJİSİ
Prf Dr Metin Sözen, Prf Dr Cengiz Eruzun
Geleneksel mimarlığımızda evlerin plan tiplerini içinde yaşayan ailenin sosyo-ekonomik ve kültürel yapısı belirler Doğal etkenler, daha çok binaların yapı sistemleriyle ilgili çözümler üzerinde kendini göstermektedir
Doğu Karadeniz kıyı kesimi evlerinin ana mekânı mutfaktır Ancak mutfak terimi, bu mekânın tanıtımına yetmez Çünkü sözünü ettiğimiz mutfak, sadece yemek pişirme eylemini değil, yemek yeme, oturma, dinlenme, yıkanma ve bunun gibi işlevleri de karşılayabilen çok amaçlı bir mekândır Evin plan şemasının temel elemanı sayılan mutfak, yörede Aşhane, Ohomonduni olarak da adlandırılmaktadır Bazı örneklerde iç mekânlar toplamının yarısı kadar alan kaplayabilir
Evin arazideki yeri ve konumu belirlenirken aşhane, genellikle korunmuş yöne yerleştirilir Aile bireylerinin ev içindeki yaşamlarının büyük bir bölümü bu mekânda geçmektedir Aşhane'nin özellikle kış aylarında yağıştan, soğuk rüzgardan korunmuş olması istenen çözümdür Odalara, hayata, yıkanma yerine ve tuvalete bu mekândan ilişki kurulur Evin girişi bile genellikle doğrudan aşhaneye açılır Geleneksel kulanımda bahçeyle sürekli ilişkisi olan insanların çamurlu ayaklarıyla içeri girebilmeleri için, aşhanenin döşemesi sıkıştırılmış topraktır
Aşhanenin çok amaçlı kullanılabilmesi, araç ve gereçlerin taşınabilir olmasını gerektirmiştir Aşhane'de ocak ve dolaplar dışında sabit olan donatı elemanları yoktur Otuma elemanları elle, kolayca taşınabilen arkalıksız iskemlelerdir Üzerinde yemek yenen eleman ya bakır sini ya da ahşap sofradır Açılıp katlanabilen ayaklar üzerine yerleştirildiğinden işi bittikten sonra duvardaki yerine asılmakta, mekân diğer kullanımlara hazırlanabilmektedir
Aşhane'de, Hayat bölümüne geçiş kapısının karşısına gelen duvarda sürekli ateş yanan bir bölüm ayrılmıştır Bu ateş yemek pişirme, su ısıtma, mısır ekmeği pişirme gibi eylemler, dışında kışın ısınma, korlarından yararlanılarak mangal yakma gibi çok yönlü yararlar sağlamaktadır Tavandan, ucunda yüksekliği ayarlanabilir bir çengeli bulunan zincir sarkıtılmıştır Zincirin çengeline hazırlanacak yemeğin türüne göre büyüklükleri ve biçimi farklı kazan asılarak ve altındaki ateş canlandırılarak pişirme işlemi gerçekleştirilir
Bazı örneklerde ateş yakılan bölümde içinde insanların oturabileceği büyüklükte kemerli ocak yapılmıştır Bazılarında ise ateşin dumanları serbest yükselmekte ve tavanda özellikle bırakılmış boşluktan dışarı atılmaktadır Aşhane'de yanan ateş korları kül altına saklanarak gece sönmeden sabaha kadar korunur ve ateş yeniden canlandırılır Bu işlem kuşkusuz kibritin henüz yaygın olmadığı dönemlerden çağımıza ulaşmıştır Ancak sosyal yaşamda öyle yer etmiştir ki, yoldan giden biri gördüğü evin bacasından çıkan dumana bakarak rahatlar Tersine duman çıkmayan evler için de huzursuzluk duyar Çünkü evin çatısının üstündeki duman içinde yaşamın devam ettiğini gösterir Halk arasındaki en büyük beddualardan biri "Ocağın sönsün" sözleridir
Aşhane mekânının hayat bölümüne geçilen kapısının yanlarıda yüksekliği insan elinin uzanabildiği düzeye kadar olan kapaklı dolapları vardır Bu dolabın alt bölümleri daha çok toprak zemine de konabilen kazan, bakraç, tencere ve benzeri diğer eşyalar için ayrılmıştır İnsan elinin rahat uzanabildiği orta bölüm ise en çok kullanılan araç gereçlerin korunduğu yerdir Dolabın üst bölümündeki kapalı gözler ise, daha az kullanılan araç gereçlere ayrılmıştır Bunların dışında, bakır sinilerin geçici olarak ahşap duvara iliştirildiği mandallar, bazı küçük araçların asıldığı çengeller ve açık raflar aşhanenin uygun duvarlarına yerleştirilmiştir
Evin en önemli mekânı olan aşhanenin girişi, uzaklardan bile farkedilecek çözümlerle biçimlenmiştir Evlerin tümüne 50 santimetreyle 100 santimetre arasında bilen yükseklikten girilir Bir başka deyişle öncelikle iç mekâna kolay geçişi sağlamak üzere kapının bulunduğu bölüme bir platform hazırlanır Genellikle bu platformun üstü kapalıdır Giriş terası olarak tanımlanabilecek olan bu açık alanın uzunluğu aşhanenin boyu kadardır Genişliği ise 1,5-3 metre kadardır Bu platformdan eve, evin önünde yer alan setlenmiş düzlükten bir merdivenle ulaşılır Ayrıca platformdan evin alt katına ulaşan bir ikinci merdiven bağlantısı bulunmaktadır
Dışa açılan kapı, iç kapılara oranla daha büyüktür Gündüzleri açık tutulur Evin içine köpek, tavuk ya da diğer hayvanların girmesini önlemek üzere yerden 120-150 santimetre yüksekliğinde halk arasında Perde olarak adlandırılan ve kapalı tutulan bir kapı daha vardır Bu kapının uygun yerine, mandalı dışardan gelen kişi tarafından kolayca ulaşabilmesi amacıyla, dairesel bir boşluk bulunmaktadır Bu çözüm, evin kapalı tutulan kapısının insanlar için değil, içeri girilmesi istenmeyen hayvanları engellemek amacıyla yapılmış olduğunu açıkça ortaya koymaktadır
Hayat, evin araziye yerleşmesinde denize, vadiye ya da manzaraya açılan yönünde yer alır Her iki yanında birer ya da ikişer oda bulunur
O halde plan tipinin oluşumunda bir ortak mekân, çevresinde sıralanan odalar, hayat ve çamaşırlık-tuvalet mekânlarından oluşur Bu mekânların bazıları ortak mekânla/aşhane doğrudan, bazıları dolaylı ilişkilidir Dolaylı ilişkili olanlar, hayattan girilen odalar ve uzun bir koridordan geçilen çamaşırlık-tuvalet mekânlarıdır
Hayatın yanlarında yer alan odalardan büyük olanı Baş Oda'dır Seki ya da sedir düzeniyle oturma ve yatmaya olanak veren baş odalarda genellikle ocak bulunmaktadır Daha çok konuk ağırlanırken kullanılır Baş Oda'nın karşısında bir ya da iki oda bulunur Bunlardan manzaraya bakan Köşk Oda olarak adlandırılır Genellikle evin genç evlileri tarafından kullanılır
Bazı ev tiplerinde çamaşırlık-tuvalet mekânına geçiş koridoru, Hayat'tan bazılarında ise Aşhane'den çözülmüştür Yaygın olan uygulama, bu ilişkinin Hayat'tan bağlantılı olanıdır
Ortak mekânla doğrudan ilişkisi olan oda sayısı dörde kadar çıkabilmektedir Evin ana giriş kapısının karşısına gelen yönde bir oda varsa Yan Oda iki oda varsa arazi eğiminin yükseldiği yönde yer alana Yukarki Oda, eğimin alçaldığı yönde yer alana Aşşaki Oda adı verilmektedir Bazı örneklerde Hayat'ın yanında yer alan odalardan biri doğrudan ortak mekânla ilişki kılınmıştır Bu durumda biçimlendiğinde Mabeyn Oda ismini alır Büyük örneklerde giriş kapısının yanında da ortak mekânla doğrudan ilişkili bir oda daha yeralmaktadır ki, bu plan tipine çok varlıklı ailelerin evlerinde rastlanabilmektedir
Ev planlarında mekânların yeri ve birbirleriyle olan ilişkileri aynı ilkelerle biçimlenmesine karşılık, aile büyüklüğüne ya da ekonomik güce bağlı olarak oda sayılarında, mekân büyüklüklerinde farklılıklar ortaya çıkmaktadır Genellikle arazinin eğimli olduğu kabul edildiğinde eğimin yükselen bölümünde ortak mekân/aşhane, eğimin alçaldığı ve manzaraya bakan bölümünde Hayat yerleştirilerek iç mekânın iki temel elemanının yeri belirlenmiş ve odalar bu iki mekânın yanlarına yerleştirilmiştir
İklim açısından istenen yönler önem sırasına göre doğu, güney ve batıdır Kuzey iklimsel etkiler açısından istenmeyen yön olmasına rağmen genellikle manzaraya açıldığı için evler de çoğunlukla kuzeye dönüktür Bu saptama, Karadeniz insanı için, evde mutlu yaşamanın ne denli önemli olduğunu vurgulamaktadır
Odaların çoğunlukla gece kullanım alanına karşılık adları ne olursa olsun bazı tiplerde ocaklar yapıldığı, hatta bazılarına sonradan eklendiği düşünülürse bu odaların gereğinde oturma, dinlenme, çalışma eylemlerine de olanak tanıyan bir düzeni ortaya çıkmaktadır
Zamanımıza ulaşabilenlerin çoğunda ocakların ve sekilerin sökülmüş, ortak mekân zeminini ahşapla kaplanmış olması, bunların eski kullanımlarıyla ilgili bilgilerin unutulup kaybolmasına yol açmaktadır
Doğu Karadeniz evinin ülkemizin diğer bölgelerine göre farklılıklarına bakıldığında, orta yaşama mekânının aşhaneyle bütünleşmiş olduğu görülür Türk evinde en önemli mekân Oda iken, Doğu Karadeniz evinde Aşhane'dir Bazı yörelerde bu mekân Hayat olarak adlandırılmıştır Oysa Hayat'ın Sofa ile eş anlamlı bir ad olduğu benimsendiğinde Mabeyn olarak adlandırılan manzaraya yönelik mekânın Hayat olması gerekir Türk evi plan tiplerinde sofa/hayat ev mekâları içinde en geniş alanı kaplamasına karşılık, Doğu Karadeniz evinde boyutları oldukça küçülmüştür
Bu temel farklılıklardan başka aşhane ve iç düzenlerinde de farklılıklar vardır Kapı, ocak, dolap, tavan süslemelerinde eski Karadeniz kültürlerinin izleri olmasının yanı sıra Kafkasya'dan gelen dış etkiler de ağırlıklı olarak kendini göstermektedir
Kent ve köy evlerinin plan şemalarındaki farklılıklar, tarımsal üretimle tarım dışı üretimin ortaya koyduğu değişik çözümlerden kaynaklanmaktadır Köy evlerinde toprak zeminli mutfak varken, kent evlerinde odalardan biri mutfak işlerini üstlenmiş veya bahçede ek yapı olarak yer almıştır
Köy evlerinin alt katı hayvan barınağı olarak kullanılırken kent evlerinde alt kat kışlık oda, depo ya da mutfak olarak kullanılmaktadır Kent ve kasabalarda koyların rüzgar ve dalgaları perdelediği bölümlerde yalılar yer almıştır Yalıların alt katları kayıkhane ve ağ depoları olarak değerlendirilmiştir Kent evlerinde gelenek içindeki evlerin alt katları dükkândır
İnsan yaşamının sürdürüldüğü üst katlar, kent evlerindeki plan şemalarının karakteristik tiplerini oluştururlar Trabzon'un doğusundaki kent ve kasaba evlerinde kırsal kesim planları olan iç sofa ya da açık sofa/hayat ile yöresel çözümlerin yorumundan oluşan kendine özgü çözümler vardır Bu evlerde toprak zeminli aşhane ve iç sofa bir arada vardır Hayatlı ya da açık sofalı planlar Ardanuç, Artvin ve Trabzon evlerinin bazılarında uygulanmıştır
Eskiden bu tür evlerin daha yoğun olduğu, zamanla açık sofaların kapatılarak uç sofaya dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır
Trabzon'un batısında ise toprak zeminli aşhane yerine ayrı bir mutfak planda yerini almıştır Bu mutfak, yalnıza yemek pişirilen ve ev halkının zaman zaman oturma, yemek yeme eylemlerini karşılayan bir mekârdır Asıl oturma, dinlenme, yemek yeme işlevlerini odalar karşılar
Genellikle alt ve üst katların planları aynıdır Girişin yarısından başlayan merdiven çoğu tiplerde köşeden üst kata bağlanır Sofa,T, L yada karnıyarık ve kapatılmış hayat şeklinde olabilmektedir
Daha çok kent ve kasabalarda rastlanabilen iki katlı evlerde evin boyutları daha küçüktür Oda sayısının katlara bölünmesiyle daha yalın plan şemaları oluşturulmuştur
Yapı sistemi
Doğu Karadeniz yöresindeki mimarlık ortamında kullanılan yapı sistemleri başlıca üç bölüme ayrılabilir: Bunlardan birincisi ahşap yığma yapı sistemidir Dikmeler kullanılmadan ahşap yapı malzemelerinin yatay olarak birbiri üzerine bindirilmesiyle kurulan taşıyıcı sistemleridir Doğu Karadenizde bu tip yapılara, ahşabın yaygın olduğu iç kesimlerde ve genellikle yaylalarda rastlanabilmektedir Günümüze kadar ulaşabilen kıyı kesimindeki ahşap yığma yapıların, büyük ağaç türlerinin buralarda da yaygın olduğu, eski yıllardan kalma olduğu söylenebilir
İkincisi ise, ahşap çatma/iskelet yapı sistemidir Çatma, Ahşap İskelet, Ahşap Karkas gibi yöreye ait deyimler, her kesimde belirli yapı sistemini tanımlayamayabilir Bölgenin bir kesiminde Çatma olarak adlandırılan yapı sistemi, başka bir kesimde İskelet ya da Karkas olarak adlandırılmıştır İsmi ne olursa olsun bu tip yapı sistemlerinde ana kural, tüm yapı yükünü temel duvarlarına ileten taşıyıcı elemanlar, ahşap yığma sistemlerin tersine düşey olarak kullanılmaktadır
Genellikle 50 santimetre kalınlığında moloz taşla yapılan temel duvarları yükseltilerek bodrum kat elde edilmiştir Çatma yapı strüktürü, temel duvarların belirli düzeyde bitiminden sonra kurulur Öncelikle taş duvarın üstüne yatay konumda 15x15 kesitli taban ağaçları yerleştirilir Köşeler, yörede Boğaz Geçme olarak adlandırılan yarım geçmeyle birleştirilir Gerek köşelerin gerekse kiriş-taban ağacı birleşmelerinden rijit olabilmesi için taban ağacı üst üste iki parçadan oluşturulur İkinci aşamada taban ve kirişlerin üzerine geçme bir detayla düşey taşıyıcılar oturtulur Yörede direk olarak bilinen düşey taşıyıcıların boyu, normal kat yüksekliğini belirlemektedir Köşe ve aradaki ana direklerin üstüne, yatay konumda yine geçme detaylarla Direk Başı yerleştirilir Bütün bu işlemler yapılmadan önce yapının cephesinin kuruluş biçiminin önceden saptanmış olması gerekir Bunun nedeni, seçilen dolgu malzemelerinin de taşıyıcı sisteme yardımcı olmalarıdır Çatma yapılarda dolgu tekniğine göre cephe üç şekilde kurulmaktadır
Blok Ahşap Dolma
Dolgu malzemesi 5-6 santimetre kalınlığında ve 30-40 santimetre genişliğinde genellikle sert ağaç ve çıralı çam tahtalardır Bu tahtaların yatay konumunda üst üste dizilmesiyle bina yüzeyinin kurulabilmesi, dolguların da ana taşıyıcılarla birlikte inşa edilmeleri sonucu gerçekleşir Dolgu elemanlarının direklerde açılan oluklara geçirilebilmesi için başka bir çözüm yoktur Yörede genellikle yatay kullanılan blok ahşap tahtaların, düşey olarak kullanıldığı örneklere de rastlanmaktadır
Blok ahşap dolgulu karkas sistemlerde, köşe direklerinin yatay yükleri karşılamak üzere çarpaz payandalarla desteklenmesine de gerek kalmaz Buna karşılık dış yüzeyin kurulmasında, pencere boşluğunun oluşturulması ve su sorununun giderilmesi için önlem alınmak gerekmiştir Pencere boşluğunun kurulabilmesi ara dikmelerle gerçekleşebilmektedir Bazı örneklerde ara dikmeler, taşıyıcı değil pencere aralarındaki dolgu tahtalarının bağlayıcısı görevini yaparlar Bu dikmelerin arasına, döşemeden 70-80 santimetre yükseklikte alt pencere yüksekliğini sınırlayacak şekilde üst yatay bağlantılar yapılır Örneklerin çoğunda bu bağlantılar, blok ahşap dolgu malzemesiyle yapılmıştır Blok ahşap dolmalı çatma sistemlere günümüzde ahşabın bol olduğu iç kesimlerde rastlanmaktadır Kıyı kesimlerinde görülebilen çok az sayıda örneklerin, 150-200 yıl öncesinden kalma olduğu sanılmaktadır
Göz Dolma
Düşey ve yatay konumdaki taşıyıcıların araları daha küçük kesitli parçalara bölünerek kurulur İç bölmelerin dış yüzeyle birleştiği yerlerde ve pencere boşluklarının yanlarında ara dikmelerden yararlanılır Ayrıca yatak konumundaki ara bağlantılar pencere boşluğunun alt ve üst kenarını belirlemektedir Düşey ve yatay konumdaki tüm ana ve ara taşıyıcıların oluşturduğu boşluk, 17-20 santimetre arayla önce düşey ahşap elemanlarla bölünür Meydana gelen dar, uzun boşluklar 15-22 santimetre arayla düşey elemanlara tesbit edilen küçük yatay parçalarla yeniden bölünerek kare ya da dikdörtgen kutucuklar oluşturulur Artık kurulmuş olan cephe yüzeyi, dolgu malzemesi yerleştirilmeye hazır durumdadır
Göz dolması sisteminde dolgu malzemesi, bir yüzeyi çok düzgün olan dere taşlarından kırılarak hazırlanmaktadır Ahşap elemanlarla oluşturulmuş gözler arasında küçük oranda boyutsal farklar olmasına rağmen, bu boşluklar standart sayılabilir Bu nedenle hazırlanan dolgu taşlarının da gözlere girebilecek şekilde standart olması gerekmektedir Pencere boşluklarının dışında tüm kutucuklar, hazırlanan taşlarla doldurulmaktadır Taş dolguların ahşap gözlerle meydana getirdiği küçük boşluklar, kireç harçla kapatılarak cephe kuruluş tamamlanır Zamanla kararan ahşap sistemin içinde farklı renkteki dere taşları ve beyaz kireç harcı, evlerin dış yüzeylerini yeşil doğa içinde bambaşka bir görünüme ulaştırmaktadır Göz dolma tipindeki evlere Sürmene ile Hopa arasında kıyıya yakın olan kesimlerde yaygın olarak rastlanabilmektedir Devlet Karayolu üzerindeki yerleşmelerde birkaç örnek dışında hemen hemen tümü yıkılmıştır
|