Osmanlıca Kelimelerin Türkçesi |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Kelimelerin TürkçesiÂBÂ VÜ ECDAD: Babalar, dedeler, atalar ABÂ: Bazı dervişlerin ve ilmiye mensuplarının giydikleri yünden yapılmış bir giysi ABD: Kul, köle, mahlûk Tasavvufta kâmil müslüman ABD-İ MEMLUK: Kul, köle ABES: Boş, saçma ÂB-I HAYAT: Hayat suyu, içene ebedî hayat veren efsanevî su ÂBİR-İ SEBÎL: Yolda giden yolcu ACÂİB VE GARÂİB: Anlaşılmaz ve tuhaf ACÂİB-İ DEKÂİK: Anlaşılmaz hileler, ince oyunlar A'CEMÎ: Arap olmayan ACÎB: Şaşılacak ve hayret edilecek şey ACÛZ: Âcizler, beceriksizler, yaşlı kadın ACZ-I BEŞERÎ: İnsanın acizliği, güçsüzlüğü ACZ-I KÜLLÎ: Tam güçsüzlük A'DÂ: 1 "Adüvv"ün çoğulu Düşmanlar 2 Pek zâlim, pek gaddar A'DÂD: "Aded"in çoğulu Sayılar ÂDÂT-I CARİYE: Kullanılan âdetler, yaşayan sosyal kurallar ADÂVET: Düşmanlık, husumet ADEM: Yokluk ADEM-İ KÜLLÎ: Tam yokluk ADEM-İ MÜSÂVÂT: Eşitsizlik ADEMÎ: Yokluğa ait ÂDET-İ CÂHİLİYYE: İslâm'dan önceki putperestlik ve müşriklik devrine ait âdet ÂDETULLAH: Allah'ın kâinatta câri olan usûl ve kanunu, sünneti ÂDİL: Adalet sahibi, doğru adaletli ADÎL: Benzer, eş, akran ADL: Adalet, çok adaletli ÂFÂK: "Ufuk"un çoğulu Ufuk, yerle göğün birleştiği gibi görünen uzak daire Âfak, ufuklar, dış âlemler ÂFÂKÎ: Havâî, herhangi bir dayanağı olmayan şey Mekke'ye mikat sınırları dışından gelenler ÂFÂT: Âfetin çoğulu, musibetler, büyük felaketler ÂFÎF: İffetli, namuslu, terbiyeli, haramdan sakınan, nezih AFV Ü GUFRÂN: Bağışlama ve yarlığama AFV: Affetme, suçu bağışlama ÂGÂH: Uyanık, basiretli haberdar AĞNAM: "Ganem"in çoğulu Davarlar, koyunlar, keçiler AĞNİYÂ: "Ganî"nin çoğulu Zenginler AĞRAZ: Maksatlar, arzular, amaçlar AĞRAZ-I DÜNYEVİYYE: Dünyevî maksatlar, dünyevî niyetler, amaçlar AĞRÂZ-I FÂSİDE: Bozuk maksatlar, bozguncu niyetler AĞRAZ-I NEFSÂNİYYE: Nefsanî maksatlar, nefsî arzular AĞRAZ-I ŞAHSİYYE: Şahsî maksatlar, ferdî niyetler ÂĞÛŞ: Kucak, sığınılacak yer AĞYÂR: Başkaları, düşmanlar, yabancılar ÂHAD HABER: Bir kişi tarafından rivayet edilen hadis veya rivayetler ÂHÂD: "Ehad'in çoğulu Birler, birden dokuza kadar olan sayılar ÂHAR: Başkası, diğeri, yabancı AHBÂR: "Haber"in çoğulu Haberler AHBÂR-I SADIKA: Doğru haberler AHD U EMÂN: And ve emniyet, korkusuzluk, güvenlik AHD U MÎSÂK: Yemin ve anlaşma, kesin söz AHD: 1 Söz verme 2 Yemin, and 3 Devir, zaman, gün AHD-İ HARİCÎ: Daha önceden ismi bilinen kişilere veya şeylere işaret eden Lâm-ı tarif ÂHENG: Uygunluk ve düzen AHFÂ: Çok gizli, en gizli AHFÂD: "Hafîd"in çoğulu Torunlar AHİD: (Bak: AHD) ÂHİR ZAMAN PEYGAMBERİ: Son zaman Peygamberi Hz Muhammed (s a v ) ÂHİR ZAMAN: Son zaman, dünyamızın son çağı AHİZ: (Bak: AHZ) AHKÂM: Hükümler, kanunlar AHKÂM-I AMELİYYE: Tatbikata ait hükümler, uygulanan kurallar AHKÂM-I EZELİYYE: Ezelî hükümler, başlangıcı bilinmeyen hükümler AHKÂM-I FER'İYYE: Asla ait olmayan, ikinci derecedeki hükümler AHKÂM-I ULUHİYYET: Allahlık hükümleri, ilâhlık hükümleri AHKÂM-I UMÛMİYYE: Umûmî hükümler AHKEMU'L-HÂKİMİN: Hükümdarların hükümdarı, hâkimlerin hâkimi olan Allah AHLÂK-I ZEMÎME: Kötü huylar, çirkin davranışlar AHLÂM: "Hulm"ün çoğulu, karışık rüyalar AHRÂR: Hürler, esir ve köle olmayanlar AHSEN: "Husn"den En güzel, pek güzel, daha güzel AHSEN-İ TAKVÎM: En güzel ve en iyi kıvamda en güzel biçimde AHSENÜ'L-KASAS: 1 Kıssaların, hikâyelerin en güzeli 2 Yusuf Sûresi AHZ: 1 Alma, tutma, kabzetme, 2 Kabul etme 3 Tessellüm 4 Sorgulama AKABE: 1 Sarp ve çıkılması zor yokuş, bâdire 2 Tehlike 3 Tehlikeli geçit 4 Bugün Ürdün sınırları içinde bulunan bir şehir AKÂİD: Akîdeler, inançlar, dinin itikadî hükümleri AKAR: Gelir, gelir getiren gayr-ı menkuller AKD: 1 Anlaşma, sözleşme 2 Bağlama, düğümleme ÂKIBET: Nihayet, sonuç ÂKIDEYN: Anlaşma veya sözleşme ÂKIL BÂLİĞ: Ergenlik, olgunluk çağına gelen ÂKILÂNE: Akıllıca AKÎDE: İtikad, iman ÂKİF: 1 İbadette devamlı olan kimse 2 Sebat eden AKİKA: Yeni doğan çocuk için Allah'a şükür maksadıyla kesilen kurban AKÎM: 1 Beyhude, boş yere 2 Kısır erkek veya kadın AKL-I SELÎM: Doğru düşünen, doğru anlayan, doğru karar veren akıl AKLÎ: Akla ait, akla uygun AKRÂN: Birbirine benzeyenler, em-sâl, yaşıt, denk AKRİBA: Akraba, aralarında soy veya sihriyetçe yakınlık olanlar AKSÂ: En uzak, en son AKSÜ'L-AMEL: Tepki, istenilen şeyin zıddının hâsıl olması AKTAR: Baharatçı AKTÂR: Kuturlar, çaplar, dairenin merkezinden geçen hatlar, bölgeler, taraflar Her taraf AKVÂ ve AHZAR: Daha kuvvetli ve daha açık AKVÂ: Daha kuvvetli, en kuvvetli AKVÂL: "Kavl"in çoğulu Kaviller, sözler AKVÂM: Kavimler, milletler AKVÂM-I SÂİRE: Diğer kavimler A'LÂ: En yüce ALADDERECÂT: Derecelere göre ALÂK SÛRESİ: Kur'ân-ı Kerim'in 96 sûresi ALAKA: "Alak"dan yapışkan sıvı, embriyo ÂLÂM: Elemler, kederler, acılar ALÂMET: İşaret, nişan ALÂMET-İ FARİKA: Bir şeyi diğerinden ayırıcı işaret Belirgin özellik ÂLÂT: Âletler, vasıtalar ÂLÂT-I CİSMANİYYE: Maddî âletler A'LÂ-YI İLLİYYÎN: Cennette en yüksek derece, olgun kişilerin Allah katındaki dereceleri ALE'L-HUSÛS: Hususiyetle, özellikle ALE'L-USÛL: Usûl üzere Usûle göre, usulen ÂLEM: Kâinat, dünya ALEMDÂR: Bayraktar, sancaktar ÂLEM-İ CİSMANİYYE: Maddî âlem, kâinat, dünya ÂLEM-İ EŞBÂH: "Şebah"tan: 1 Cisimler âlemi, varlıklar âlemi 2 Hayaller âlemi "Şibh ve şebih"den: Misaller âlemi ÂLEM-İ KABİR: Kabir âlemi ALESSEVİYYE: Aynı seviyede, eşit olarak ÂL-İ FİRAVUN: Firavun ailesi Firavun soyu ÂLİŞÂN: Şan ve şerefi yüksek olan ALİYYU'L-A'LÂ: Pek iyi Fevkalâ-de ALLAH BES BÂKÎ HEVES: Allah yeter, başkası gelip geçici istektir, hevestir ALLÂME: Bilginlerin en bilgilisi ALLÂMÜ'L-GUYÛB: Esmâ-i Hüs-nâ'dan biri, bütün gizlileri bilen Allah ÂMÂ: Kör AMDEN: Kasten, bile bile, isteyerek AMELDE İ'TİDÂL: Amelde aşırılıktan uzak, dengeli AMEL-İ SALİH: Allah'ın rızasına uygun olan her iş AMELİKA: Eskiden Sîna yarımadasında yaşamış olan bir kavim AMÎK: Derin Bahr-i amîk: Derin deniz Fikr-i amîk: Derin düşünce ÂMİL: 1 Sebep 2 İş yapan 3 Zekat toplayan memur ÂMM: Umumî, genel AMR: Bir erkek ismi AMÛD: Direkler, sütunlar ANÂSIR-I MUHTELİFE: Çeşitli unsurlar ANKA-YI MUĞRİB: İsmi var, cismi yok Ankâ kuşu ANVETEN: Cebren, kahren, zorla, sıkıntı ile ANYEDİN: Elden ÂRÂBÎ: Bedevî Çölde yaşayan köylü A'RÂF: Cennetle cehennem arasında bulunan bir yer ARAFAT: Mekke'ye 12 mil yani takriben 20 km uzaktaki bir yer Hacca gidenler Zilhicce'nin 9 günü buraya gelerek bir müddet vakfe yaparlar ARASAT: Mahşer yeri, haşir ve neşir meydanı ARAZ: 1 İşaret, alâmet 2 Tesadüf 3 Kaza, felaket 4 Kendi kendine vücut bulmayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet AREFE: Kurban bayramından bir önceki gün ARIZÎ: Sonradan hasıl olan şey Geçici ÂRÎ: Temiz, hür, uzak ÂRİF: Anlayışlı, bilgili ARŞ: 1 Taht 2 Dokuzuncu gök 3 Çardak 4 Cenab-ı Hakk'ın kudret ve azametinin tecelli ettiği yer ARZ: yeryüzü, dünya, genişlik ARZ-I MUKADDES: Kutsal ülke Kudüs, Filistin ASÂ: Değnek, sopa, baston ASABÂT: 1 Baba tarafından olan akrabalar 2 Şer'an miras alamayan akrabalar ASABE: Baba tarafından akraba olanlar ASAHH-I RİVÂYET: En doğru olan rivayet ÂSÂR: Eserler ÂSÂR-I ATÎKA: Eski eserler ASÂ-YI MÛSÂ: Hz Musa'nın sopası ASGARİ: En az, en küçük ASHAB: Hz Peygamber'i mümin olarak gören ve o iman üzere ölen kimseler ASHÂB-I KEHF: Mağara arkadaşları Bunlar, zamanlarındaki zalim hükümdarlarının şerrinden mağaraya sığınan ve orada yıllarca uyutulduktan sonra tekrar diriltilen, köpekleri ile birlikte, yedi sekiz kişiydiler ASHAB-I MEŞ'EME: Uğursuz, şerli kişiler, kötüler ASHAB-I MEYMENE: Uğurlu kişiler, iyi kimseler ASHAB-I YEMİN: Uğurlu, meymenetli kimseler ÂSIF: Şiddetli rüzgar, fırtına ÂSİ: İsyan eden ÂSİM: Günah işleyen, günahkâr ASNÂM: "Sanem"in çoğulu Putlar ASR: 1 İkindi namazı 2 İkindi vakti 3 Yüzyıl, çağ AŞR: Kur'ân-ı Kerim'den on âyet miktarı okunan kısım ATÂ: İhsan, lütuf, bağışlama ATALET: Tembellik, hareketsizlik ATF-I BEYAN: Kapalı bir sözü, açıklayan cümle ATIF (ATF): 1 Eğme, meyletme, 2 Bağlama ÂTİH: Bunak ATİYYE: Hediyye, ihsan, bahşiş ATTAR: (Bak: AKTAR) AVÂLÎ: Yüceler, büyükler Medine etrafındaki semtler AVAM: 1 Halk 2 Soylu veya bilgin olmayanlar AVÂMİL: 1 Âmiller, sebepler 2 Arap nahvine ait ve bu isimdeki kitap A'YÂN: 1 İleri gelenler 2 Gözdeler A'YÂN-I SABİTE: Allah'ın ilminde varlıkların değişmez suretleri, öz mahiyetleri ÂYÂT: Âyetler ÂYÂT-I BEYYİNAT: Açık seçik âyetler ÂYÂT-I TEKVİNİYYE VE TEŞRİİYYE: Yaratılışa ve şeriata ait âyetler AYIN: Arap alfabesinin 21 harfi Ebced hesabında sayı değeri 70'dir ÂYİN: 1 Tören, âdet 2 Dinî bazı gösteriler Mevlevî âyini gibi AYN: 1 Göz, 2 Pınar 3 Eşyanın hakikatı AYNE'L-YAKÎN: Müşahede ve keşif ile hâsıl olan ilim A'ZÂ: Uzuvlar, organlar, üyeler AZÂB: 1 Büyük sıkıntı, şiddetli elem 2 Dünyada işlenen günahlara karşı ahirette çekilecek ceza AZÂB-I NÂR: Cehennem azabı ÂZÂDE: SerEn iyi, hür, kayıtlardan kurtulmuş AZ'AF-I MUZÂAF: Kat, kat, pekçok AZAMET: Büyüklük, kibirlilik AZDÂD (EZDÂD): Zıd olan şeyler AZHAR: En açık: AZÎMÜ'Ş-ŞÂN: Şânı büyük AZÎZ: 1 Allah'ın isimlerinden biri Değerli 2 Ermiş, velî
|
|
|
|