Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ahilik, gıda, helal, işçilik, kazanç, kusursuz, namuslu

Namuslu Kazanç Helal Gıda Kusursuz İşçilik | Ahilik

Eski 10-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Namuslu Kazanç Helal Gıda Kusursuz İşçilik | Ahilik



Her sabah besmeleyle açılır dükkânımız,
Ahi Evran’dır dâhi pirimiz üstadımız
-Anonim-

Ahi Evran, 1171 senesinde, Azerbaycan’ın Nahçivan bölgesinde yer alan Hoy şehrinde doğar 90 küsur sene yaşadığı söylenmekle birlikte, nasıl vefat ettiği hususunda kesin bir bilgi yoktur Çocukluk döneminin bitimiyle, ilim maksadıyla çeşitli seyahatler gerçekleştirir Hacca da gitmiştir, Hac dönüşü uğradığı dönemin Bağdat’ı, kendisine kültürel açıdan mühim katkılar sağlar Hocası ve sonradan kayınpederi olan Evhadüddîn Kirmani ile tanışma vesilesine erişir Feyz alır Burada Bağımsız bir örgütlenme biçimi olan Fütüvvet ile özel olarak ilgilenme imkânı bulur; teşkilata temas eder Dönem esnasında, Selçuklu sultanı, tahta geçtiğini, Abbasi halifesine bildirmek için, Sadrettin Konevi’nin babası Necmeddin İshak’ı Bağdat’a büyükelçi olarak göndermiştir Bağdat’ta 1 sene kalan İshak, dönüşte oradaki ilim ehlini, Anadolu’ya davet eder Ahi Evran da vardır aralarında Adını Ahi Evran olarak bilsek de, esasında adı Şeyh Nasreddin Mahmut el-Hoyî’dir Evran kelimesinin sözlük karşılığı, hem dünya, hem de yılandır Menkıbe odur ki: Yılanın biri vakti zamanında Kırşehir halkına musallat olmuş, Ahi Evran bu yılanı bağlamış, terbiye etmiş, yılanın zehrinden ilaç yapmıştır

Ahi Evran Anadolu’da

1205’de, ilk olarak Konya’da, Denizli’de ve Kayseri’de esnaflarla sık sık biraraya gelen Ahi Evran, esnaflığın ve sanatkârlığın nasılı hususunda, Fütüvvet teşkilatı dolayısıyla öğrendiklerini, ahaliye aktarır Dinî ilimlere de vakıftır Fütüvvet demişken, sözlük karşılığı civanmertlik olup, İslâm dünyasında müstesna bir pozisyona sahiptir Ahiliğin, temel değerlerini idrak edebilmek için, elbette, fütüvvetnameleri incelemek gerekir Bilinen ilk fütüvvetname, Ebu Abdi’r-Rahman Muhammed’e aittir: Kitab'u- Fütüvve

Ahi Evran, Ahilik anlayışının teşkilatlanması niyetiyle, Anadolu’nun şehir, kasaba ve köylerini dolaşır Teorik olarak anlattıklarını pratiğe dönüştürdüğü ilk şehir Kayseri’dir Debbağdır(sepici), debbağları biraraya getirmiş, birarada bulunan debbağların rekabet hissiyle hareket edeceğini bilmiş ve fakat ihtilafı engellemek için Ahiliği ilkelerle maddeleştirerek, ahali için daha tesirli ve anlaşılır kılmıştır Çeşitli iş zümrelerinin yer aldığı küçük bir sanayi sitesi kurulmuştur bile Ahi Evran bir müddet sonra Kayseri’ye yerleşir çünkü sanayi bakımından gelişmiş bir yerleşim birimidir Dönem, Selçuklular dönemidir; bu dönemi tarikatsız ve evliyasız okuyamayacağımızı özellikle hatırlatmalıyım Ahi Evran, Selçuklu sultanı I Alaaddin Keykubat tarafından sevilmiştir de Fakat Ahilik mensuplarının, Keykubat sonrasının sultanlarıyla ve Mevlevîlerle çeşitli sorunlar yaşadıklarından da bahsedilmekte

Dünyada benzeri bulunmayan enteresan bir girişim daha bu dönemde gerçekleşir: Ahi Evran’ın hanımı Fatma Bacı öncülüğünde, ilk sivil kadın teşkilatı, Bacıyan-ı Rum(Anadolu Bacıları) kurulur Bir debbağ olan Ahi Evran, koyun derilerini işler, -derilerin o ağır kokusunu özellikle tercih etmesi mânidardır- yünlerini de teşkilattaki kadınlar işleyip, iplik yaparlar Ticari faaliyet böylece devam eder Her iki teşkilat, faaliyetlerini üyelik sistemiyle yürütür Daha sonra Kayseri’den Kırşehir’e gelen Ahi Evran, gecikmeksizin, burada bir tabakhane inşa etmeye karar vermiştir Kırşehir’e geldiği dönemde, çağdaşı Hacı Bektaş Veli’dir Birbirlerini ziyaret ettikleri, görüştükleri biliniyor İşbu yüzden, Ahiliğin ananevi menşeini Hz Ali’ye dayandıranlar ve Ahi zaviyelerini Bektâşi dergâhlarıyla ilişkilendirenler olmuştur

Ahilik, zamanla, sınaî ve ticarî bütün faaliyetleri tanzim eder Devletin tesirine gerek kalmadan, ahali kendi kendisini idare etmektedir artık Fakat heyhat! Anadolu, Moğol istilasına maruz kalır Moğolların istilacılığı neticesinde, Orta Asya’dan Anadolu’ya göç gerçekleşmiştir ayrıca; Ahilik daha da kuvvetlenir İstilacılar, cihat idealini özümsemiş alp ve gazi Ahilerin direnişiyle karşılaşırlar Sonrasında Moğolların, yönetimde söz sahibi olmasına da direnirler Hattâ Ahi Evran’ın, bu direnişlerin birinde öldürülmüş olabileceği düşünülür Moğollar, Ahi Evran’ın nüfuzundan korkmaktadırlar Çeşitli rivayetler mevcuttur Fakat Ahi Evran sonrasında bir tükenmişlik yaşanmaz Anadolu’nun ilk Ahilik mensuplarından biri de, Osman Gazi’nin kayınbabası ve hocası Şeyh Edebalı’dır Dört yüz çadırlık beylikten, cihan devleti olabilmeye erişmek, varlığını yalnızca at binmeye, kılıç kuşanmaya mı borçludur?

Ahiliğin ailevi bir teşkilat oluşu, tesirini çeşitli vesilelerle ispatlar çünkü dağınıklığı engellemiştir İlkelerinden biri de şudur: “Eşine, aşına ve işine sahip ol” Ahilik, “sönmeden tüten en son ocak” üzerinden alır ifadesini Yerleşik hayata geçişi hızlandırmıştır, Anadolu’da Meslekî ve ahlâkî alan dışında, askerî olarak da eğitici olmuştur: Nişancılık, avcılık, binicilik gibi Osmanoğulları esnaf loncalarıyla ve “gedik” ile devam ettirir, bu geleneği Sabit veya seyyar olmak üzere, iki türlüsü olan gediklikte, kişi çıraklıktan yetişip, ustalık makamına geçmedikçe, dükkân açarak ticaret yapamaz “Eti senin, kemiği benim deyimi” buradan gelir Usta, babası kadar mesuldür, çırağından Her iki yapılanma da, esnafı ayrıcalıklı hale getirmiştir Fakat itibar gözeterek Cumhuriyet döneminde ise Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri ve benzeri kuruluşların, Ahiliğe dayandığı belirtilmektedir Gözüken o ki bir nevi devir teslim gerçekleşmiştir Milletleri yaşatan da bu kurucu irade değil midir zaten? Fakat günümüzde; “toplam kalite, müşteri beklentisi” olarak piyasada sıkça dillendirilen şeyler bir “mecburiyet” olarak algılanmaktadır İlişki iyileştirici “ombudsman”lığı keşfedememiştir Ahiler, ama olsun! “Demokrasinin vazgeçilmezi” diye takdim edilen “sivil toplum” bahsinde, örnek bir sivil toplum modeli olan Ahilik, hizmette kusursuzluğu şiar edinmiştir Emek, kıymettir Bu anlayışla, emek ve sermaye çatışmaz orada, barışıktır, yeter ki ahengi bozulmasın Binlerce yıllık Türk tarihinin en mühim müesseselerinden biri olan Ahilik, kültürel kıymetimizdir, tabelalar değişse de, daima muhafaza edilmelidir

Sosyal bir müessese: Ahilik

Dîvânu Lugâti’t-Türk, “cömertlik” olarak tanımlar, Ahiliği; Türkçe “akı”dan türemesinden dolayı Kelime kökeni itibariyle Arapça, “kardeşim” anlamına gelir Sûfi menşelidir Ahi Galip Demir, şöyle tanımlar Ahiliği: “Kendine istediğini, önce başkalarına isteyendir” Şehirlidir, Ahiler Diğerkâmdırlar Şayet işitebilmeyi arzuluyorsanız, halen daha sesleri yankılanır, Anadolu’da: “Elini açık tut, sofranı açık tut, kapını açık tut, gözünü bağlı tut, beline sahip ol, diline sahip ol” İç disiplinini “güzel ahlak” nispetinde edinen Ahilik, her an ölecekmiş gibi davranır; ve hiç ölmeyecekmiş gibi Sanat ve meslek erbabı yetiştirmekle birlikte, insan terbiye edilir orada, “insan güzeli” olsun diye Şöyledir temel ilkeleri:
  • İyi huylu ve güzel ahlâklı olmak,
  • İşinde ve hayatında, kin, çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak,
  • Ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak,
  • Gözü, gönlü ve kalbi tok olmak,
  • Şevkatli, merhametli, adaletli, faziletli, iffetli ve dürüst olmak,
  • Cömertlik, ikram ve kerem sahibi olmak,
  • Küçüklere sevgi, büyüklere karşı edepli ve saygılı olmak,
  • Alçakgönüllü olmak, büyüklük ve gururdan kaçınmak,
  • Ayıp ve kusurlarını örtmek, gizlemek ve affetmek,
  • Hataları yüze vurmamak,
  • Dost ve arkadaşlara tatlı sözlü, samimi, olmak,
  • Gelmeyene gitmek, dost ve akrabayı ziyaret etmek,
  • Herkese iyilik yapmak, iyiliklerini istemek,
  • Yapılan iyilik ve yardımı başa kakmamak,
  • Hakka, hukuka, hak ölçüsüne riayet etmek,
  • İnsanların işlerini içten, gönülden ve güler yüzle yapmak,
  • Daima iyi komşulukta bulunmak, komşunun eza ve cahilliğine sabretmek,
  • Yaratandan dolayı yaratıkları hoş görmek,
  • Hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramak,
  • İyilerle dost olup, kötülerden uzak durmak,
  • Fakirlerle dostluktan, oturup kalkmaktan şeref duymak,
  • Zenginlere, zenginliğinden dolayı itibardan kaçınmak,
  • Allah için sevmek, Allah için nefret etmek,
  • Hak için hakkı söylemek ve hakkı söylemekten korkmamak,
  • Emri altındakileri ve hizmetindekileri korumak ve gözetmek,
  • Açıkta ve gizlide Allah'ın emir ve yasaklarına uymak,
  • Kötü söz ve hareketlerden sakınmak,
  • İçi, dışı, özü, sözü bir olmak,
  • Hakkı korumak, hakka riayetle haksızlığı önlemek,
  • Kötülük ve kendini bilmezliğe iyilikle karşılık vermek,
  • Belâ ve kötülüklere sabır ve tahammüllü olmak,
  • Müslümanlara lütufkâr ve hoş sözlü olmak,
  • Düşmana düşmanın silahıyla karşılık vermek,
  • İnanç ve ibadetlerinde samimi olmak,
  • Fani dünyaya ait şeylerle öğünmemek, böbürlenmemek,
  • Yapılan iyilik ve hayırda hakkın hoşnutluğundan başka bir şey gözetmemek,
  • Âlimlerle dost olup dostlara danışmak,
  • Her zaman her yerde yalnız Allah'a güvenmek
  • Örf, adet ve törelere uymak,
  • Sır tutmak, sırları açığa vurmamak,
  • Aza kanaat, çoğa şükür ederek dağıtmak,
  • Feragat ve fedakârlığı daima kendi nefsinden yapmak
Ahilik, kültürel değerler çerçevesinde kurulan faal bir sivil toplum örgütüdür, fakat sözüm ona günümüzdekiler gibi değil Bir Ahi, öncelikle kendinden mesuldür, özünün ve sözünün dosdoğru olması için mücadele eder, maksat bu istikamette kalabalıklara nüfuz edebilmektir İlgilisinde, ayrıca şu vasıfları da aranmıştır: Kuvvetli bir yürek, iyi bir at, iyi bir kılıç, uygun bir arkadaş, hususi bir elbise, şecaat, pazu kuvveti, gayret, yay, süngü

Meslek sahibi olmayan Ahi olamaz Ahilikte, organizasyon yapısı itibariyle, emir komuta usulü uygulanmaktadır Hiyerarşi böylece devam eder Her zaviye ayrı bir birimdir Dönemin seyyahları anlamaya çalışmıştır, Ahileri Doğal olarak, oryantalistler de ilgilenmiştir İbn-i Batuta, Seyahatnamesi’nde, kendilerinden şöyle bahseder: “Bunlar Anadolu'ya yerleşmiş bulunan Türkmenlerin yaşadıkları her yerde, şehir, kasaba ve köylerde bulunmaktadırlar Memleketlerine gelen yabancıları karşılama, onlarla ilgilenme, yiyeceklerini, içeceklerini, yatacaklarını sağlama, ihtiyaçlarını giderme, onları uğursuz ve edepsizlerin ellerinden kurtarma gibi konularda bunların eş ve örneklerine dünyanın hiç bir yerinde rastlamak mümkün değildir” İbn-i Batuta’nın izlenimlerinden ziyade, bilmeliyiz ki, dönem esnasında Mevlevi pirlerinin en büyüklerine verilen unvan çelebiydi, sonrasında Türklerin “çelebi millet” olarak vasıflandırılması bu unvanla ilişkilidir Çelebi, yani terbiyeli, yani efendi

Ahilik, temiz ticarete inanır Güzel ahlâka, namuslu kazanca ve helal gıdaya Sermaye vasıtadır, maksat değil, varlık sebebi olarak özümsenmemiştir Para ile kirli ilişki kurulmaz Ahi için müşteri, veli nimettir Hizmette mükemmelliği varlık sebebi telakki eden Ahiler, müşterek bir toplum tasavvuru güder ki, kalitenin yanında, dürüstlük de gerçekleşebilsin Mesela, teşkilatın yaptırım gücü açısından, “papucu damat atmak” deyimi ile kast edilen; papucun sahiden dama atılması olup, kusurlu mal üreten esnafın cezalandırılmasıdır ki, utansın diyedir; insan utanabilen bir varlıktır çünkü

Kaçınılmazdır: Özün ve sözün bir olmaması çok yüzlülüğü elverişli hale getirir Esnaflığı ve sanatkârlığı “dosdoğru” yapmayı öğütler, Ahilik Çünkü güvensizliğin yaygınlaştığı bir toplumda, adına “toplumsal dayanışma” dedikleri şey gerçekleşmez Kâr için her yolu yürünebilir ve mubah kabul edenlerin hırsı, paylaşımı mümkünleştirebilir mi? Hele ki hırs, vahşi doğa belgesellerini anımsatıyorsa artık

Anadolu’da yerli bir ekonomik hayattan, ticarî bir hâkimiyetten, meslekî bir gelişimden bahsedebiliyorsak, Ahilik vesilesiyledir Daha da mühimi, bu teşkilatlanma, iktisadiyata indirgenemez; ahlâkîliği gözardı edilemez Günümüzde, piyasanın “bozuk” oluşunun, ambalaj ve vitrin dolandırıcılığının, iş ahlâksızlığının bulaşıcı hale gelmesi ısrarla vurgulanırken, neyi kaybettiğimizi hatırlayabiliyor muyuz acaba?

Afşin Selim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.