Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilgiler, tarihten

Tarih'ten Bilgiler..

Eski 10-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarih'ten Bilgiler..



Tarih'ten Bilgiler DARÜLACEZE
Yardıma muhtaç çocukların, sakat kadın ve erkeklerin bu durumdan kurtarılması amacıyla 7 kasım 1892' de İstanbul Kağıthane' de temeli atılan kurumdur Sultan II Abdülhamit zamanında İstanbul'da kurulması düşünülmüş (9 nisan 1890) ve Sadrazam Halil Paşa' nın gayretleri ve padişahın maddi desteği sonucu gerçekleştirilmiştir Darülaceze' nin yapımı dört yıl sürmüş ve 2 şubat 1896 tarihinde hizmete açılmıştır Darülaceze yeni doğmuş bebeklerden, kimsesiz yaşlılara kadar birçok kimseye yardımcı olmaktadır

KAPALIÇARŞI
Kapalıçarşı, Nuri Osmaniye ve Beyazid Camileri ile Mahmutpaşa Çarşısı arasında, üzeri dam ve kubbelerle örtülü çeşitli dükkanların bulunduğu sokaklardan meydana gelen büyük çarşıdır Şekil yönünden pek düzenli olmasa da 30700 metrekarelik bir alanı kaplar Üzeri kurşun kaplı ve pencereli yüzlerce kubbesi vardır Kapalıçarşı'nın ilk çekirdeği, bugün Eski Bedesten adı verilen Bizans çağından kalma bir yapıdır Bugünkü Kapalıçarşı değerli eşya ve mücevher alıp satılan bölümleri ile Fatih Sultan Mehmed tarafından, asıl büyük çarşı ise, Kanuni Sultan Süleyman çağında ahşap olarak yapıldı Çeşitli deprem ve yangınlardan sonra birçok kez onarım gören Kapalıçarşı'da 2 lokanta, 4399 dükkan, 2195 oda, 497 dolap, 12 hazine, bir camii, 10 mescid, bir hamam, 19 çeşme, 8 kuyu, 24 han, 1 mektep ve 1 türbe vardı Kapalıçarşı'daki sokaklara verilen isimler dükkanlarda satılan mallara göre konulmuştu İstanbul ticaret hayatının önemli bir merkezi olan Kapalıçarşı'da, Fatih çağında yaptırılan bedesten de yer almaktaydı

MESCİD-İ HARAM
Mekke'de, iç avlusunda başta Kabe olmak üzere Zemzem Kuyusu ve Makam-ı İbrahim gibi İslamın en kutsal yerlerinin yer aldığı cami Cami, Hz Muhammed zamanında Mekke'de yaptırılmış olup, zamanla cemaate dar gelmesi üzerine Hz Ömer'in çevredeki yapıları yıktırmasıyla geniş bir alana kavuşmuştur Zaman içerisinde pek çok ek yapılan cami bugünkü biçimini, 16 yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman ve II Selim'in yaptırmış olduğu bölümlerle almıştır Mescid-i Haram dünyadaki yedi minareli tek cami olduğu gibi, mihrabı bulunmayan tek cami özelliğini taşımaktadır

Yapı 7,5m yüksekliğinde bir duvarla çevrili 110mx162m boyutlarında dikdörtgen bir alanı kaplar Bu duvarın iç yüzünü çepeçevre dolanan revaklar, orta yerde çok büyük bir avlu oluşturur Kabe gibi Mescid-i Haram'da, köşegenleri dört ana yöne gelecek biçimde düzenlenmiştir kuzeydoğu cephesinde beş, kuzeybatı cephesinde sekiz, güneybatı cephesinde dört ve güneydoğu cephesinde yedi tane kapısı vardır

RUMELİ HİSARI
İstanbul'un Avrupa yakasında aynı adlı semtte bulunan, Bopazkesen Hisarı olarak bilinen kale
Boğazın en dar noktasında ve Anadolu Hisarı'nın tam karşısındadır 1452 yılında II Mehmet tarafından İstanbul'un fethini kolaylaştırmak, Boğaz'dan gelecek yardımı kesmek için yapılmış ve inşaatı sadece 4 ay sürmüştür Planı kabaca dörtgen biçiminde, uzunluğu yaklaşık 250 m, eni ise 50-125 m arasında değişmektedir Uzun kenarı itibariyle kıyıya paralel olarak uzanır

Dörtgenin kuzey ucunda Sarıca Paşa Kulesi, güney ucunda ise Zaganos Paşa Kulesi yer almaktadır Herbiri yapımı yönetmiş olan Paşa'nın adını almış üç kule vardır Ortada ise Halil Paşa Kulesi vardır Kalenin beden duvarları üstünde seğirdim yolu yer almaktadır Bir savunma önlemi olarak seğirdim yolu hisarı çepeçevre olacak şekilde yapılmıştır; bütün burçlarda kesintiye uğramaktadır Böylelikle, düşman beden duvarını bir aşıp seğirdim yoluna ulaşırsa, her iki yöndende ilerleyebilmek için de karşısına çıkan burcun içinden geçmek zorundaydı

Rumeli Hisarı, Osmanlıların eline geçtikten sonra önemini yitirdi Zamanla içine ahşap evler yapılmış, böylelikle konut bölgesi haline gelmiştir 1918'de bir ölçüde onarılmıştır 1953'te ise, içindeki bütün evler yıkılarak büyük bir onarımdan geçmiştir Bahçesi park olarak düzenlenmiş, yalnız minaresi kalan ortadaki camiinin yeri, arazinin eğiminden yararlanılarak açık hava tiyatrosuna çevrilmiştir Günümüzde de Rumeli Hisarları konseri ismiyle burada her yaz etkinlikler düzenlenmektedir

TOPKAPI SARAYI
İstanbul'da Sarayburnu sırtları üzerinde, Fatih devrinden Abdülmecid'e kadar Osmanlı padişahlarının oturduğu Topkapı Sarayı şehrin birinci tepesinde, Zeytinlik adı verilen bölgede kuruldu 1478 yılında yapılan 1400 metreleik surlarla çevrili olan Topkapı Sarayı'nın Marmara tarafındaki Otluk kapısı ve Haliç tarafındaki Demirkapı'dan başka küçük ölçüde beş koltuk kapısı olan Suru Sultani adı verilen surun ana girişi, Ayasofya arkasındaki Bab-ı Hümayundur

Topkapı sarayı 700000 metrekarelik bir alanı kaplar, içinde kasırlar, köşkler, devlet daireleri, saray halkına ayrılan koğuşlar, camiler, kütüphaneler ve büyük bir mutfak vardır Burada yapılan son köşk, Abdülmecid'in Avrupa üslubundaki Mecidiye kasrıdır Önünde toplar durduğundan sahil sarayına Topkapı Sarayı denilmeye başlanmış daha sonra bu ad bugünkü Topkapı Sarayı'na verilmiştir

Sarayın ilk avlusunun içindeki köşklerden sadece ikisi bozulmadan bugüne kadar gelmiştir Bunlardan biri 1472'de yaptırılan Sırçasaray öteki ise sur üzerindeki Sultan İkinci Mahmud tarafından yaptırılan Alay köşküdür

3 Nisan 1924'de Bakanlar kurulu kararı ile müze haline getirilen sarayın Alay Meydanı denilen birinci avlusunda, sağından Defterdar dairesi, solunda iç cephane arasından geçen bir yolla çifte kuleli orta kapıya ulaşılır Babüsselam adı verien bu kapının temeli Fatih Sultan Mehmed zamanından kaldığı sanılıyor, fakat Kanuni devrinde kuleler değiştirilmiş, Sultan Üçüncü Mustafa zamanında iç tarafı geniş saçaklı bir revak yapılmıştır Bu kapıdan geçilerek girilen ikinci avlu sarayın ana sınırlarının başladığı yerdir İkinci avlunun sağ tarafında Dolap ocağı, Marmara'ya bakan sınır boyunca Mimar Sinan'ın yaptığı mutfaklar, Aşçılar koğuşu, hamamı, camii, ayrıca Vekilharç dairesi ve Yağhane vardır Avlunun sol tarafındaki revakların sonunda, sadrazamın başkanlığında vezirlerin toplandığı ve uzun süre devletin yönetildiği Kubbealtı denilen iki kubbeli daire vardır Burası da Kanuni zamanında yapılmıştır Kubbealtının arkasında yüksek bir kule yer alır İkinci avlunun sonunda bulunan ve üçüncü avlu veya Enderun'a geçişi sağlayan büyük kapıya Akağalar kapısı denir Bugünkü biçimiyle Sultan Üçüncü Selim devrinde yapılan bu kapının iki yanında Ağa dairesi ve Akağalar koğuşu vardır Bu kapının iç tarafında uzanan üçüncü avlunun içinde temeli Fatih'ten kalan, sonraları değiştirilen, iç süslemesi ve kapıları XIX yy üslubunda yenileştirilen Arz odası vardır Arz odası elçilerin ve vezirlerin kabulünde kullanılırdı

Enderun kütüphanesi sarayın kütüphanelerinin en büyüğüdür Üçüncü avlunun sağ tarafında Enderun mektebi, meşkhanesi, Seferli koğuşu, bugün Hazine dairesi olan ve Fatih devrinden kalma köşk, Sultan İkinci Selim devrinden kalma bir hamam kalıntısı, solda Silahdar hazinesi ve Mukaddes emanetlerin saklandığı dört kubbeli Hırkai Saadet dairesi vardır Burada sol tarafta, üzeri tonozla örtülü, Ağalar camii vardır Caminin arkasında, Haremin ikinci girişinin hemen yanında bulunan ve Ağalar koğuşuna bitişik çok küçük kagir yapıda padişahın yemeğinin özel olarak hazırlandığı Kuşanedir Üçüncü avludan yokuş iki yol ile dördüncü avluya inilir Bunlardan sağdakinin iki tarafında Kilerli koğuşu ve Hazineli koğuşu, ötekinin sol yanında Emanet hazinesi dairesi bulunur

Dördüncü avlunun Marmara'ya bakan yüzünde Fatih devrinden kaldığı sanılan bir köşk bodrumunun üstünde Anadolu yakasına ve denize bakan bir noktada Çadır köşkü ve Abdülmecid tarafından yaptırılan Mecidiye kasrı vardır Bu yapının yanında, Esvap odası denilen ufak bir bina ve Sofa camii adı verilen minareli küçük bir cami yer alır Yeniköşk de denilen Mecidiye kasrının önünden aşağı kapıyı giden bir yol vardır Buradan bugün Gülhane Parkı denilen, Sarayburnu bahçesine çıkılır Harem denilen kısmın kubbealtı yanında açılan ve 1588 tarihli Araba kapısı denilen esas girişinden başka, ikinci avluya ve üçüncü avluda Akağalar dairesi yanında Kuşane kapısı ve Raht hazinesinin arkasından dışarı parka açılan bire de Şal kapısı vardır Zülüflü Baltacılar dairesi ile Hırkai Saadet dairesi arasındaki alanda bulunan Harem, eğimli bir arazi üzerinde kurularak, 400 yıl boyunca devamlı değişikliklere uğramış ve son olarak bugünkü görünümünü almıştır Harem, 250 kadar oda, hamamlar ve aralarda bulunan avlulardan kuruludur Haremin yönetimine bakan görevlilerin (Kara ağalar) Darüssaade dairesi, cariyelerin dairesi ve Hastanesi, Veliaht ve Valide Sultan dairesi, Şehzadeler dairesi ve Gözdeler dairesi gibi herbirinin bir çok bölümü olan dairelerden başka, bir de Hünkar dairesi vardır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.