|  | Cümlenin öğeleri-özne-yüklem |  | 
|  06-30-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cümlenin öğeleri-özne-yüklemCümlenin öğeleri-özne-yüklem Türkçe'de cümle tek sözcüklü olabileceği gibi birkaç ya da pek çok sözcükten de oluşabilir  Cümleyi oluşturan bu sözcükler tek başlarına ya da öbekler oluşturarak üstlendikleri göreve göre "yüklem", "özne", "tümleç" gibi adlar alırlar  Bunlara cümlenin öğeleri denir  Türkçe'de cümleyi oluşturan öğeler genel olarak şu sıralamaya uyar: Özne, tümleç(ler), yüklem  Bu sıralanışa uymayan ve yüklemi sonda değil başta ya da ortada bulunan cümlelere "devrik cümle" denir  Cümle en az iki öğeden oluşur: Özne ve yüklem  Ali konuşuyor  (özne(yüklem) (Ben) Anlatacağım, (özne)(yüklem) Düşündüklerimizi anlatmak için tek ya da iki sözcük kullanmak her zaman yeterli değildir  Cümleye tamamlayıcı öğeler de katarak söylemek istediklerimizi belirginleştirip kesinleştirerek açık seçik bir duruma getiririz  "Çocuk ağlıyor  " cümlesi, bir eylemi ve bu eylemi yapanı belirten iki sözcükten oluşan küçük bir cümledir  "Çekirdek cümle" diye adlandırılan bu tür cümleler yardımcı öğe olan tümleçle ya da tümleçlerle genişletilebilir: Çocuk evde ağlıyor   Çocuk bugün evde ağlıyor   Çocuk bugün evde hüngür hüngür ağlıyor  Yüklem Cümlede eylem, oluş, durum, istek bildiren ve cümlenin yargısını üzerinde toplayan söz cüğe ya da sözcük topluluğuna yüklem adı verilir  Türkçe'de tüm sözcük çeşitleri belli kurallar çerçevesinde yüklem görevini üstlenir  Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere "fiil cümlesi" denir: Orhan ödevlerini yapıyor  Ek fiil almış isim ya da isim soylu sözcüklerin yüklem olduğu cümleler de "isim cümlesi" olarak adlandırılır: Mahallenin en ağırbaşlı çocuğu Ali'dir  Yüklemin kullanım sırasında ortaya çıkan değişik türleri vardır  Kimi cümlelerde anlamı güçlendirmek ve cümleye değişik bir anlatım özelliği kazandırmak için yan yana sıralanmış iki yüklem bulunur: Adam sessizce yürüdü geçti  Cümleyi etkili kılmak, cümlenin anlamına güç katmak için yüklemin yinelendiği de olur  Yinelenen yüklemler arasına virgül konur: Çocuğun gözleri dalıyor, dalıyor, dalıyordu  Yüklem olan sözcüklerin arasına çeşitli ekler, ünlemler, bağlaçlar ve çeşitli kalıplaşmış sözler ya da deyimler getirilerek anlamın pekiştirildiği de olur: Artık konuşur da konuşur  Bir cümle çeşidi olan "sıralı cümle"de yüklem her cümle için ayrı ayrı yinelenmeyip cümleler ortak bir yüklemle de kurulabilir  Burada cümleler arasında yargı ortaklığı söz konusudur: Bahçelerin gölgeliklerine, deniz kıyılarının esintisine, dağ başlarının serinliğine doyum olmaz  Özne Yüklemle bildirilen iş, oluş, hareketin gerçekleştiricisi olan ya da herhangi bir durumu gösteren cümle öğesine özne denir  Özne de yüklemle birlikte cümlenin temel öğelerindendir  Özne, fiil cümlelerinde yüklemle bildirilen eylemi yapan kişi ya da nesnedir: Anneler çocuklarını çok severler  İsim cümlelerinde ise özne yüklemle bildirilen yargıları üzerinde toplayan, o yargıyla ilgili olan varlık ya da nesnedir: Okul bizim için sıcak bir yuvaydı  Özne her zaman isim, isimleşmiş sözcük ya da sözcük öbeğinden oluşur ve yalın halde olması gerekir  Babam eve geliyor  Kardeşimin kedisi hastalandı  Özne ile yüklem arasında tekillik, çoğulluk (nicelik) ve kişi bakımından uyum olmalıdır  Saygı ve nezaket gereği karşımızdaki kişiye "siz" diye seslenildiğinde yüklem de ikinci çoğul kişiye dönüşür  Aşırı saygı duyulan üçüncü tekil kişiden söz edildiğinde yüklem üçüncü çoğul kişi biçiminde söylenebilir: Oyuncular sahaya çıkamadüar  Ali Bey, geç kaldınız   Müdür Bey içeri  giriyorlar  Türkçe'de değişik türde özneler vardır  Yüklemdeki yargıyı doğrudan doğruya belirten özneye "gerçek özne" adı verilir  Gerçek özne, etken çatılı fiil cümleleri ile isim cümlelerinde bulunur: Ben bu işlere karışmayacağım  Sabah günün en verimli evresidir  Edilgen çatılı fiil cümleleriyle edilgen çatılı fiilimsilerin yüklem olduğu isim cümlelerinde gerçek özne yoktur  Bu tür cümlelerde öznenin yerini tutan "nesne"ye "sözde özne" adı verilir  Öznelerin yalın halde bulunmaları gerektiğinden yalnız "belirtisiz nesne"ler sözde özne olabilirler: İnsan, güçlüklerle uğraşmak için yaratılmıştır  Yüklemi edilgen çatılı fiil cümlelerinde "tarafından, yüzünden, nedeniyle, ötürü" gibi sözcükler yardımıyla belirtilen özneye "Örtülü özne" denilir  Örtülü öznenin bulunduğu cümlede sözde özne de bulunur  "Fırtına nedeniyle vapurlar denize açılamadı  " cümlesinde "fırtına" sözcüğü örtülü özne, "vapurlar" sözde öznedir  Sıralı cümlelerde genellikle ilk cümlede bulunan ve öteki cümlelerin de öznesi olan özneye "ortak özne" denir  Ortak öznenin öteki cümlelerin yüklemleriyle de uyum içinde olması zorunludur: Çocuk eve geldi, önlüğünü çıkardı, sokağa çıktı  Bunlardan başka "seslenmen" özne", "açıklamalı özne", "yinelenmiş özne", "pekiştirilmiş özne", "kalıplaşmış özne" gibi Özne çeşitleri de vardır  Yardımcı Öğeler: Tümleç Çeşitleri Nesne ya da Düz Tümleç  Cümlede öznenin yaptığı eylemden ya da belirttiği yargıdan etkilenen varlığı gösteren cümle öğesine nesne ya da düz tümleç adı verilir  Nesne yalnız yüklemi geçişli fiil olan cümlelerde bulunur  İsim cümleleri genellikle nesne almaz  İsimler, isim soylu sözcükler ve bunlardan kurulu sözcük öbekleriyle öteki sözcükler cümlede nesne görevi görürler  Nesneler yapılarına göre ikiye ayrılır: Belirtisiz nesne, belirtili nesne  Belirtisiz nesne, cümlede yalın halde bulunan ve anlam bakımından belirsiz bir varlığı gösteren nesnedir: Bu akşam fırından ekmek alacağım  Belirtili nesne ise i hal eki alan ve anlam bakımından belirli bir varlığı gösteren nesnedir: Kalemlerimi sana veriyorum  Nesneler anlam bakımından da bazı özellikler gösterir  Bu özellikler ortak, açıklamalı ve yinelenmiş nesne diye üçe ayrılmaktadır  Ortak nesne, sıralı cümlelerde cümlelerin birinde bulunan ve ötekilerle de ilgili olan nesnedir  Ortak nesne genellikle ilk cümlede bulunur: Çocuk ütülenmiş gömleğini dikkatle aradı,  dolaptan çıkardı, özenle giyindi  Asıl nesneyi daha belirgin bir duruma getirmek için sıralanan söz öbeklerine açıklamalı nesne denir  Bunlar nesneden ayrı düşünülemez, ikisi birden nesne Öbeğini oluştururlar: Çok  sevdiğim varlığı, yavrumu göreceğim  Nesnenin ya olduğu gibi ya da değişikliklerle yinelenmesiyle oluşan nesneye yinelenmiş nesne denir: Yalnızlığı, insanı anlamsız kılan yalnızlığı sevmiyorum  Dolaylı Tümleç  Fiil cümleleriyle bazı isim cümlelerinde yüklemin anlamını tamamlayan e, de ve den hal ekleri almış isimlere, isim soylu sözcüklere ya da sözcük öbeklerine dolaylı tümleç denir  Dolaylı tümleçlerin cümlede bulunmaları zorunlu olmasa da yükleme "yönelme" (e hali), "kalma" (de hali) ve "çıkma" (den hali) bakımından katkıda bulundukları için anlamın daha da belirginleşmesini sağlarlar  Dolaylı tümleçler genellikle yüklemi çekimli fiil olan cümlelerde (fiil cümlesi) bulunur: İstasyona erken gitmeliyim  Ama yüklemleri isim ya da isim soylu sözcüklerden oluşan bazı cümleler de dolaylı tümleç alır: İçme suyu evlere çok gereklidir  Yönelme bildiren dolaylı tümleçler e hal eki alır ve genellikle eylemin neye, nereye, kime yöneldiğini gösterir: İnsan her güzelliğe aldanmamalı  Ankara'ya tren var mı? Hasan'a selam götür  Kalma bildiren dolaylı tümleçler de hal eki alır ve genellikle eylemin yapıldığı, geçtiği yeri ya da kimde oluştuğunu gösterir: Başım işyerinde ağrımaya başladı  Çıkma bildiren dolaylı tümleçler den hal ekini alır ve eylemin çıkış ve başlangıç yerini gösterir: Sinemadan saat beşte çıkacağız  Cümlede her zaman e, de ve den hal eki almış öğe dolaylı tümleç olmaz  Bunlar zarf tümleci de olabilir  Bu durumda yüklemi tümleyişlerinin özelliğine bakmak gerekir  Bir cümlede ayrı yapıdaki dolaylı tümleçlerin sayısı genellikle ikidir: Kardeşim eve açık kapıdan girdi  Gerektiğinde ayrı yapıdaki dolaylı tümleç sayısı üçe de çıkabilir  Ama bu sayı hiçbir zaman üçü geçmez:  Paketleri pazardan eve sırtımda taşıdım  Zarf Tümleci  Yüklemin anlamını zaman, durum (hal), ölçü, nicelik, yer, yön, soru ve gösterme gibi özellikler bakımından tamamlayan öğelere zarf tümleci denir  Sözcük çeşidi olan zarf ile cümle öğesi olan zarf tümlecini birbirine karıştırmamak gerekir  Zarflar cümlede başka görevler de alarak yüklem, özne, nesne ve dolaylı tümleç olabilir  Bir cümlede zarf bulunması onun zarf tümleci olduğu anlamına gelmez  Cümlede e, de ve den hal eklerini alan bazı isimler ya da isim soylu sözcükler de yüklemi zaman ve durum bakımından tümlediklerinde zarf tümleci olur  Zaman zarfı tümleci yüklemin anlamını zaman bakımından tamamlar: Yıllık iznini kışa rastlatacakmış  Durum (hal) zarfı tümleçleri yüklemin anlamını durum ve nitelik bakımından tamamlar, eylemin nasıl yapıldığını, nasıl olduğunu gösterir: Bu rüzgâr camlan teker teker kıracak  Nicelik zarfı tümleçleri yüklemin anlamınımiktar, sayı, azlıkçokluk bakımından belirleyen tümleçlerdir: Bu yazı daha güzel olmamış mı? Bizim köy buralara pek uzaktır  Aradan otuz kırk yıl geçti  Yer zarfı tümleçleri eylemin geçtiği yeri ya da eylemin yönünü belirtir  Ama bazı sıfatlar ile yer zarfları da bu görevi yüklenebilirler: Yaya kaldırımlarında da arabadan uzak durunuz  Anlayan beri gelsin  Adam dilekçesini masaya bıraktı ve dışarı çıktı  Soru zarfı tümleçleri yüklemin anlamını soru yoluyla belirtir  Bu tür zarf tümleçleri soru anlamıyla birlikte nitelik, zaman, yer, neden, nicelik bakımından da yüklemi tümleme özelliğine sahiptir  Bu insanlar burada ne arıyor? Evinde niye oturmuyorsun? Bu soğukta nasıl yürüyeceksin? Edat Tümleci  Yüklemle ilgisi olsun olmasın cümleye araç, benzerlik, eşitlik, nedenlik, yöneliş, yer, cevap, seslenme, güçlendirme, gösterme, yineleme, soru, amaç, onaylama, yadsıma gibi anlamlar ve anlatım özellikleri katan tümleçlere edat tümleci adı verilir  Edat tümleçleri yalnız edatlarla kurulmaz  Öteki sözcük çeşitleri ya da değişik sözcüklerden kurulan öbekler de bu görevi yerine getirebilir: Çalışmalarınız ancak bu işten anlayanları ilgilendiriyor  Yok çok yorgunmuş, yok iştahı yokmuş  Edirne'den Ardahan'a kadar bizim değil mi bu yurt? Böyle dokunaklı konuştuğu için üzüldüm  Cümle Çeşitleri Yapı ve Anlam Bakımından Bildirdikleri anlama göre olumlu ya da olumsuz cümleler, soru, şart ya da ünlem cümleleri vardır  Sözdizimi yönünden cümleler kurallı cümle ve devrik cümle olmak üzere ikiye ayrılır  Türkçe cümle yapısında yüklem cümlenin sorumdadır (kurallı cümle) ve öbür öğeler anlamın gereğine göre yer değiştirebilir  Örneğin: "Ben dün onu okulda gördüm" cümlesinde yüklemin yanında yer alan "okulda" tümleci vurguludur ve bunun yerine öbür sözcüklerden hangisi vurgulanmak isteniyorsa, yüklemin yanma o sözcük gelebilir  Öte yandan, konuşmalarda ve şiirlerde anlatıma canlılık kazandırmak için kullanılan devrik cümle (yüklemi sonda yer almayan cümle) giderek bugünkü düzyazıda da yaygınlaşmaktadır  "Onu gördüm" yerine kullanılan "Gördüm onu" cümlesi devrik cümledir  Cümleler yapılarına göre de basit cümle ve bileşik cümle olmak üzere ikiye ayrılır  Basit cümle bir tek düşünce, duygu ya da yargı bildirir: "Okuldan eve döndüm  " Bu tür cümlenin bir tek yüklemi vardır; başka bir cümleciği tamamlamadığı gibi, başka bir cümlecik de onu tamamlamaz  Oysa birden çok duygu, düşünce ya da yargı bildiren bileşik cümle ayrı ayrı birer yargısı bulunan cümleciklerden oluşur: "Okula giderken, bakkala uğradım  " Böylece kendi başına tam bir yargı bildirmeyen, cümlede başka yargılarla tamamlanan ya da başka yargıları tamamlayan cümle bölümlerine cümlecik denir  Asıl yargıyı bildiren,  yüklemi olan ve başka cümleciklerle tamamlanan cümleciğe temel cümlecik,  temel cümleciği tamamlayan bir yargıyı bildiren cümleciğe de yan cümlecik  denir  Örneğin, yukarıdaki cümlede "okula giderken" yan cümleciği, "bakkala uğradım" temel cümleciğini tamamlamaktadır  Cümlede olduğu gibi, cümlecikte de Özne, tümleç ve yüklem bulunursa da, yan cümlecik yüklemleri çoğu zaman isim fiil (gelmek, geliş, gelme), bağfiil (gelip, eskidikçe) ve sıfatfiil (gelen, eskimiş) gibi fiilimsilerdir  Bağlantılarına göre ise bağlı cümle ve sıra cümle olmak üzere iki çeşit cümle vardır  Bağlı cümle, tek başına cümle olmakla birlikte aralarında anlam ilgisi bulunduğundan, birlikte kullanılması gereken ve bu nedenle bağlaçlarla (ve, ya da, ama, çünkü, gerek    gerek, vb) birbirine bağlanan cümlelerden oluşur: "Onu aldım ama getiremedim  " Sıralı cümle ise anlamları ve zamanları birbirine uyan bağımsız cümlelerin, anlatıma hareket kazandırmak amacıyla birbirinden virgülle ayrılıp peş peşe sıralanmasından oluşur  Her biri birer bağımsız cümledir, ama aralarında bağlaç değil, virgül kullanılır: "Ahmet bakkala uğradı, ekmek aldı, okula gitti  " 
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |