![]() |
Kendi Kabuğunda Üç Hayal: Düşler, Tutkular, Suçlar |
![]() |
![]() |
#1 |
[KAPLAN]
|
![]() Kendi Kabuğunda Üç Hayal: Düşler, Tutkular, SuçlarKendi Kabuğunda Üç Hayal: Düşler, Tutkular, Suçlar Cem Kayalıgil 60’larda büyülü bir şey vardı, öyle ki bizler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sinemanın yaşayan en büyük ustalarından Bernardo Bertolucci, “Son Tango”da ayrıldığı Paris’e dönüş filmi The Dreamers’da ‘68 gençliğinin politik coşkusu, entelektüel ilgileri ve bedensel arayışlarını buluşturuyor ![]() Film, ABD’den Paris’e gelen Matthew’un, kendisi gibi sinema tutkunuolan ikiz kardeşlerle (Isabelle ve Theo) beraber geçirdiği 3 aylık zaman dilimine yayılıyor ![]() ![]() Biz de; hem Fransa’daki siyasi gelişmelere hem de ikizlerin çocuksu ve kapalı dünyasına yabancı olan Matthew’un gözünden, onun ve ikizlerin ağırlıklı olarak sinemadan devşirdikleri düşsel bir dünya içerisinde gerçeğe direnmelerine tanıklık ediyoruz ![]() Üçü arasında büyüyen aşk (ya da, aslında, Menand’ın tabiriyle “Matthew’un androjen bir ideale, metafiziksel bir bütünün erkek ve kadın yarılarına duyduğu aşk”) onları İlk bakışta tatmin edebiliyorken, yadsınamayacak karşıtlıkları bertaraf edemiyor ![]() ![]() “Düş” teması, Bertolucci’nin bakışını artık bütün bir tarihsel döneme çevirip söylemini genişlettiği bu son sahneye dek, filmin üç karakterinin odağında toplanıp güçlendiriliyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() The Dreamers’ın bütününü bir “tek taraflı aşk” öyküsünün çevresinde kuran Bertolucci, güdük kalan biçimsel uyum düşünün alegorisini de aynalar üzerinden yaratılan bir sinematografi ile yapıyor ![]() Filmin, resimsel gücüyle akıllara hemen kazınan küvet sahnesinde; Matthew, Theo ve Isabelle’in yüzlerini dip dibe duran üç ayrı aynadaki akislerinden görüyoruz ![]() ![]() Düşlerin (ama sadece “düşlerin”) buluştuğu bu aşk anı, nesnel karşılığın yitimi yüzünden elbette çok fazla süremeyecek ve sonunda krizi doğuracaktır ![]() ![]() Düşler dışlayabildikleri gerçek kadar vardır ve tıpkı Theo’nun çöpten getirdikleri arasında güzel kalmış tek şey olan muz gibi, kabukları onları korudukça temiz kalabilirler ![]() ![]() İşte Bertolucci de filminde, Isabelle’in deyimiyle “sokağın eve girdiği” sahnede bize bunu gösteriyor – orada, üçlüyle birlikte biz de uykumuzdan uyanıyoruz ![]() ![]() ![]() “Hayır, hiçbir şeye – pişman değilim hiçbir şeye ![]() |
![]() |
![]() |
|