Şengül Şirin
|
İngiliz Uluslar Topluluğu'nun Gelişimi,Birleşik Krallık Tarihi,yapısı,ekonomik Bağlar
İngiliz Uluslar Topluluğu'nun gelişimi,Birleşik Krallık tarihi,yapısı,ekonomik bağlarİNGİLİZ ULUSLAR TOPLULUĞU, daha önce İngiliz İmparatorluğu'na bağlı ulusların kurduğu birliktir İngiliz Uluslar Topluluğu üyelerinin çoğu günümüzde özerk yönetimleri olan, özgür ve bağımsız ülkelerdir 49 üyesi olan toplulukta, Büyük Okyanus'taki Nauru ve Tuvalu adalarının sınırlı üyelikleri vardır İngiliz Uluslar Topluluğu üyesi ülkelerin ekonomik gelişmişlik düzeyleri farklıdır, İngiltere tam anlamıyla sanayileşmiş bir ülkedir Kanada, Avustralya ve daha sınırlı düzeyde olmak üzere, Yeni Zelanda'da sanayi oldukça gelişkindir; ama bu ülkelerin ekonomilerinde tarım hâlâ önemli bir yer tutar Bu dört ülke topluluğun zengin üyeleridir; öbür üyeler geçmişte İngiliz sömürgesi olmalarının da etkisiyle yoksul ve azgelişmiştir; ekonomileri temel olarak tarım ve madenciliğe dayanır
Gelişimi
İngiliz Uluslar Topluluğu'nun kuruluşu 400 yıl kadar önce Kuzey Amerika'daki ilk İngiliz yerleşimleriyle başlar Bu olay, aynı zamanda 19 yüzyılda ve 20 yüzyılın başlarında en parlak dönemini yaşayan İngiliz İmparatorlu-ğu'nun da başlangıcıdır
17 yüzyıl boyunca İngiltere'den Amerika'ya çok sayıda insan göç etti Buradaki yeni yerleşim yerleri ya da koloniler giderek büyüdü ve kalabahklaştı 18 yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde Amerika'da, İngiltere'nin yönetiminden çıkmak isteyen İngiliz kolonileri ayaklandı ve 1783'te bağımsızlığını kazandı
17 ve 18 yüzyıllarda İngiltere, Karayib Denizi'nde Barbados (1625) ve Jamaika (1655) gibi birçok Batı Hint adasını da ele geçirmişti Buralara yerleşenler şekerkamışı yetiştirmeye başladı Şekerkamışı üretimi köle ticaretini körükledi Binlerce Afrikalı yurtlarından koparıldı, köle olarak plantasyonlarda (büyük çiftlikler) çalıştırılmak üzere çok kötü koşullarda Batı Hint Adaları ile Kuzey ve Güney Amerika'ya götürüldü İngiliz İm-paratorluğu'nda köleliğin kaldırılması ancak 1833'te gerçekleştirilebildi
18 yüzyıl boyunca girdiği savaşlarda Hollanda, İspanya ve Fransa'yı yenen İngiltere, bu devletlerin bazı sömürgelerini de ele geçirdi Örneğin, 1759'da Fransızlar'dan Quebec'i
Hindistan'la ticaret 1600'de başladı ve ilk koloni 1662'de Bombay'da kuruldu 1818'e gelindiğinde Hindistan'ın yarısı İngiltere'nin, öbür yansı ise gene İngiliz desteğindeki Hintli prenslerin yönetimine girmişti
Napolyon'un 1815 Waterloo yenilgisi İngiltere'nin gücünü artırdı Fransızlar bazı Batı Hint Adaları'm, Akdeniz'deki Malta'yı, Mau-ritius ve Seyşel Adaları'm da İngilizler'e bıraktılar Fransa ile ittifak kurmuş olan Hollanda da Seylan'ı (bugün Sri Lanka) ve Afrika'da Ümit Burnu dolayındaki Kap Kolo-nisi'ni İngiltere'ye vermek zorunda kaldı
İngilizler ayrıca Avustralya ve Yeni Zelanda'yı da sömürgeleştirdiler Avustralya, önceleri, suçluların gönderildiği bir sürgün yeri olarak kullanıldı Ceza süresi dolan ve yerleşmelerine izin verilen kadın ve erkek mahkûmlar daha sonra özgür göçmenlerle karıştılar Avrupahlar'ın bölgeye gelmesi, Tasmanya' daki Yerliler'in yok olmasına yol açtı Yeni Zelanda'nın Maoriler'i ise haklarını korumak için çetin bir mücadele verdiler ve 1850'ye kadar beyazlara karşı direndiler
İngiltere son olarak Afrika'da büyük sömürgeler ele geçirdi Avrupalılar, Afrika'nın kıyı bölgelerini yüzyıllardır biliyordu; ama Afrika krallıklarının gücü iç kesimlere girmelerini engellemişti 19 yüzyılın ortalannda Afrika, Avrupalı işgalcilere karşı daha fazla direnemedi ve Berlin'de 1844'te yapılan konferansta Avrupa'nın güçlü devletleri kıtayı aralarında bölüştü
19 yüzyılın sonunda dünyanın en uzak bölgelerini içine alan İngiliz İmparatorluğu kuruluşunu tamamlamıştı Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika'da İngiliz göçmenlerin yerleştiği koloniler ile Hindistan ve Afrika krallıkları gibi sömürgeleri ele geçirmiş, birliklerine üsler ve gemilerine limanlar sağlayan Cebelitarık, Aden, Singapur gibi dünyanın dört bir yanında "kale" koloniler kurarak güçlü bir imparatorluk olmuştu (bak İNGİLTERE; SÖMÜRGECİLİK VE EMPERYALİZM)
Beyazların yerleştiği kolonilerde kendi yönetimlerini kurma istemleri ilk olarak Kana-da'da başladı Burada, kararların İngiliz hükümetince atanmış görevliler yerine, halkın seçtiği bakanlarca verilmesini öngören bir özyönetim sistemi kabul edildi Bakanlar ülkenin içişlerinde kendi meclislerine karşı sorumluydular Ama dış ilişkiler ve savunmaya ilişkin kararlar İngiliz yönetimince alınıyordu 1847'de bu uygulama Kanada'nın yanı sıra Avustralya kolonileri ile Yeni Zelanda'da da yaygınlaştı 1910'da ise Kap, Natal, Trans-vaal ve Oranj Bağımsız Devleti'nden oluşan Güney Afrika Birliği kuruldu
İngiltere ve yarı bağımlı koloniler, ticaret ve savunma konularını, ilki 1887'de toplanan Koloni Konferanslan'nda tartışırlardı 1907' deki toplantıda bu kolonilere "dominyon" denmesi ve konferansın adının da "İmparatorluk Konferansı" olarak değiştirilmesi kararlaştırıldı
Dış ilişkiler söz konusu olduğunda dominyonlar imparatorluğun bir parçası sayılıyordu Örneğin, 1914'te İngiltere'nin Almanya'ya savaş açma karan, tüm dominyonlarını ve sömürgelerini de bağladı Savaştan sonra ise bütün dominyonlar, bağımsız ülkeler olarak barış antlaşmalarını ayrıca imzaladı ve Milletler Cemiyeti'ne İngiltere ile eşit konumda üye oldular 1931'de Westminster Tüzüğü ile İngiltere'nin dominyonlar üzerindeki son denetimi de kalktı ve bunların her biri İngiliz Uluslar Topluluğu'nun bağımsız üyeleri oldu
İngiliz Uluslar Topluluğu üyesi ülkeler, iki dünya savaşı arasında, özellikle de ekonomik bunalım yıllarında ekonomik işbirliğine girdiler ve kendi sınırları içinde başka ülkelerin malları yerine, öteki topluluk üyelerinin ürünlerinin satılmasına öncelik tanıdılar İngiltere, öteki üyelerden besin ve hammadde satın almayı, karşılığında da sanayi malları satmayı sürdürdü 1932'de Kanada'nın Ottavva kentinde bir araya gelen topluluk üyelerinin temsilcileri, aralarında uygulayacakları yeni ticaret kurallarını oluşturdular, imparatorluk ayrıcalığı denen bu sisteme göre İngiltere, topluluk üyesi ülkelerden aldığı mallara, başka ülkelerin mallarına uyguladığından daha düşük bir gümrük vergisi uygulayacaktı Öbür topluluk üyeleri de aynı ayrıcalığı İngiltere'nin sanayi ürünlerine tanıyacaktı Ne var ki, dominyonlar da kendi sanayilerini kurmaya yöneldikleri için, bu uygulama tam anlamıyla başarılı olamadı
II Dünya Savaşı'ndan sonra Hindistan'da yükselen bağımsızlık mücadelesi sonucu İngilizler Hindistan'ı terk etmek zorunda kaldılar Daha sonra Müslümanlar ile Budacılar arasındaki anlaşmazlık nedeniyle Hindistan ikiye ayrıldı Böylece 1947'de Hindistan ve Pakistan olmak üzere iki bağımsız ülke kuruldu
II Dünya Savaşı ve ardından 1945'te kurulan Birleşmiş Milletler, bağımsızlık düşüncesinin yaygınlaşmasını destekledi Seylan ve Birmanya 1948'de bağımsızlıklarını kazandılar Birmanya, İngiliz Uluslar Topluluğu'na katılmadı, ama Pakistan, Hindistan ve Seylan topluluk içinde kalmayı seçtiler 1949'da Hindistan, İngiltere Kralı VI George yerine, kendi önderlerinden birinin devlet başkanı olmasını istedi Bu sorun, bir ülkenin topluluk içinde kalabilmesi için, İngiltere'yi İngiliz Uluslar Topluluğu'nun başı olarak kabul etmesinin yeterli sayılmasıyla çözüldü
Hindistan'dan sonra başka ülkeler de bağımsızlıklarını kazandı ve birçoğu İngiliz Uluslar Topluluğu'na katıldı Gana (daha önce Altın Kıyısı) 1957'de bağımsız oldu Bu tarihe kadar bütün tropik Afrika'da yalnızca Liberya ve Etiyopya bağımsız ülkelerdi Bunu izleyen 10 yılda Afrika'daki ve dünyanın başka bölgelerindeki İngiliz sömürgeleri birer birer özgürlüklerine kavuştu Artık İngiliz İmparatorluğu'nun egemenliği son bulmuştu İngiltere'den kopan ülkelerden bir bölümü (örneğin Kenya ve Kıbrıs) topluluk üyesi olurken, İrlanda (Eire) ve Sudan gibi bazı ülkeler de dışında kalmayı seçti
1961'de Güney Afrika, uyguladığı ırk ayrımı (apartheid) politikasına üye ülkelerin karşı çıkması nedeniyle, İngiliz Uluslar Toplulu-ğu'ndan ayrıldı Pakistan da 1972'de bağımsızlığını ilan eden Bangladeş'in (daha önce Doğu Pakistan) üye ülkelerce tanınması üzerine topluluktan çekildi Bangladeş topluluk üyesi oldu
alarak Kanada'yı elde etti
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|