|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| çok, fazladır, kirliliği, ülkelerde |
Su Kirliliği Hangi İl Veya Ülkelerde Çok Fazladır? |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Su Kirliliği Hangi İl Veya Ülkelerde Çok Fazladır?Su Kirliliği Hangi İl Veya Ülkelerde Çok Fazladır? Su Kirliliği Hangi İl Veya Ülkelerde Çok Fazladır? SU KİRLİLİĞİ NEDİR? Suların kirlenmesi… Sular neden kirlenir, nasıl kirlenir? SU kirliliğinin nedenleri nelerdir? Su kirliliğine sebep olan şeyler nelerdir? Neler suyu kirletir? Su Kirliliğinin zararları nelerdir? Su kirliliğine karşı alınacak önlemler nelerdir? SU KİRLİLİĞİ Yer yüzündeki sular, güneşin sağladığı enerji ile sürekli bir döngü içinde bulunur İnsanlar, ihtiyaçları için, suyu bu döngüden alır ve kullandıktan sonra tekrar aynı döngüye iade ederler Bu süreç sırasında suya karışan maddeler, suyun fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek ?su kirliliği? olarak adlandırılan durum ortaya çıkar Su kirlenmesi, su kaynağının fiziksel, kimyasal, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi şeklinde olur![]() Yeryüzünü saran ve okyanuslarda, denizlerde, göllerde, akarsularda ve yer altı sularında bulunan sularla atmosferdeki su buharının tümüne hidrosfer (su küre) adı verilir Yeryüzündeki sular, güneş enerjisi etkisi ile sürekli bir dolaşım içinde bulunur Yeryüzünden buharlaşarak atmosfere çıkan sular yoğunlaşarak tekrar yeryüzüne dönerler Bu dolaşma “Hidrolojik devre” denir İnsanlar yaşamlarını sürdürebilmek ve ekonomik ihtiyaçlarım giderebilmek için suyu bu dolaşımdan alır, kullandıktan sonra yine aynı dolaşıma iade ederler Bu olaylar sırasında suya karışan maddeler suların fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak özelliklerinin değişmelerine neden olurlar Su kirliliği olarak adlandırılan bu özellik değişimleri, aynı zamanda sularda yaşayan çeşitli canlı varlıkları da etkiler Böylece su kirlenmesi suya bağlı eko sistemlerin etkilenmesine, dengelerin bozulmasına ve giderek doğadaki tüm suların sahip oldukları kendi kendini temizleme kapasitesinin azalmasına veya yok olmasına yol açabilir![]() SU KİRLİLİĞİNİN NEDENLERİ Çevre kirlenmesi denilince genellikle hava, su ve toprağın kirlenmesi düşünülür Bunlardan en kolay ve çabuk kirlenen kuşkusuz sudur Çünkü her kirlenen şey genelde su ile yıkanarak temizlenir, bu da kirliliğin son mekanının su olması anlamına gelir Havanın ve toprağın kirlilik bakımından zamanla kendi kendilerini yenilemeleri bir bakıma kirliliklerini suya vermelerine neden olur![]() Havanın içinde bulunan katı ve sıvı tanecikler, havadan çok ağır olduklarından, çok geçmeden aşağı doğru inerek karalara ve sulara ulaşırlar Havanın içinde bulunan gaz ve buhar halindeki kirleticilerde zamanla yağmur suları ile yeryüzünde toprak ve suya karışırlar Bunlara örnek olarak, kükürt, azot ve karbon dioksitler verilebilir Havaya karışan pek çok kirletici madde çok dayanıklı olmadığından, zamanla oksijen, ışık ve ültraviyole ışınlarının etkisi ile parçalanır Daha sonra dünyada toprağa, göle, denize ve havaya inerler Bu kirleticilerden toprağa yayılanlarda zamanla mekaniksel ve sel suları yardımı ile veya başka etkenlerin yardımı ile topraktan suya geçerler![]() Su kirliliği antropojin etkiler sonucunda ortaya çıkan, kullanımı kısıtlayan veya engelleyen ve ekonomik dengeleri bozan kalite değişimleridir Su kirliliğinin bir başka tanımı ise; su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi, şeklinde gözlenen ve doğrudan veya dolaylı yoldan biyolojik kaynaklarda, insan sağlığında, su ürünlerinde, su kalitesinde ve suyun diğer amaçlarla kullanılmasında engelleyici bozulmalar yaratacak madde ve enerji atıklarının boşaltılmasını ifade etmektedir![]() a) Havadaki ve topraktaki kirletici maddeler eninde sonunda suya geçerler ![]() b) Dünyadaki tüm suların % 99′undan daha fazlası bir tek sistem içinde birbirine bağlı olup genel mahiyette kirlenme tehdidi altında bulunmaktadır ![]() c) Sularda, muazzam bir canlı varlık hazinesi, dolayısı ile gıda deposu mevcuttur Burada vaki olabilecek bir denge bozulması bütün dünyamızdaki yaşamı ciddi ve olumsuz yönde etkiler![]() d) Kirletici madde miktarı çok az olsa bile suda erimediği zaman, su üzerinde çok ince bir tabaka teşkil edince sudaki hayat önemli bir derecede etkilenebilir Bunun nedeni atmosferden oksijen ve ısı alışverişinin zorlaşmasıdır![]() Denizlerden buharlaşan sular yukarıda yoğunlaşıp yağmur halinde aşağıya düşünce pek çok pislikleri ve suda eriyen maddeleri beraberce nehirlere ve özellikle denizlere doğru sürüklerler Bu şekilde pislikler ve kirleticiler durmadan havadan ve topraktan sulara geçerler Karalardan sökülebilen ve sular tarafından sürüklenen taş ve topraklarda bu kirletici maddeler gibi denizlere ulaşınca bir daha eski yerlerine gidemezler Onun içindir ki denizler bilhassa nehir ağızlarında mütemadiyen dolmakta ve karaların yüzölçümü az da olsa artmakladır Kısacası karalardan ve atmosferden ister suda erimiş olsun, ister erimemiş olsun suya sürüklenen maddeler ve bu arada kirleticiler bir daha eski yerlerine gidemezler Her şeyden önce yer çekimi buna manidir Erozyon sonucunda her yıl milyonlarca ton kıymetli toprak karalardan sulara ve dolayısı ile denizlere geçer Bir bakıma bu da önemli bir çevre sorunudur![]() Dünyamız verimliliği bu yüzden gittikçe azalmaktadır Sulara ve denizlere geçen maddeler okside edilebilir cinsten iseler (mesela organik maddeler) sudaki erimiş oksijeni yakacaklarından sudaki hayat şartlarını zorlaştırırlar Genellikle organik maddeler oksijenle tahrip edilip zamanla parçalanırlar ve hüviyetlerini kaybedip zararsız hale gelirler Suda erimiş haldeki oksijen oradaki hayatın devamında büyük bir etkendir Bir kısım organik madde çok dirençli olup uzun zaman bozulmadan kalabilirler Bu gibi maddelerin çevre üzerindeki menfi etkileri de uzun sürer ve ekolojik sistem dengesini ciddi olarak bozabilirler Örnek olarak petrol ürünlerinden, suda ağır olup dibe çökenler gösterilebilir![]() Su kirliliğine neden olan unsurları genel olarak dört ana başlık altında toplamak mümkündür: Bunlar sırasıyla, a) Nüfus artışı b) Kentleşme c) Sanayileşme d) Tarımsal mücadele ilaçları ve kimyasal gübreler ![]() Yukarıda belirtilen dört ana başlık içerisinde yer alan endüstriyel ve kentleşmenin önemi tartışılmazdır Endüstri kuruluş atıklarının arıtılmadan akarsulara verilmesi veya bu atıkların toprağa gömülmesi sonucu bu atıklar yağmur sularına karışarak yeraltı sularının kirlenmesine sebep olabilmektedir![]() Enerji santralleri, çelik, kağıt ve araba fabrikaları gibi büyük endüstriyel kuruluşlar, çevreye zararlı maddeler açığa çıkaran önemli kuruluşların başında gelmektedirler Özellikle büyük şehirlerde kurulan sanayi fabrikalarının sıvı ve katı atıklarının da su kirliliğine neden oldukları bilinmektedir Ayrıca, sanayileşmenin gelişmesi ile şehirlere göç olayı daha da hızlanmış, bunun sonucunda da hızlı ve düzensiz şehirleşme ortaya çıkmıştır Şehirlerdeki nüfus artışı ve buna bağlı olarak kentleşmenin yarattığı atıkların artış göstermesi, tarımsal mücadele ilaçlarının ve kimyasal gübrelerin bilinçsizce ve kontrolsüz kullanımı da göz önüne alındığında “su kirliliğine” etki eden unsurların önemi ortaya çıkmaktadır![]() Su kirliliğinin önemli bir başka nedeni olan evsel atıklarda bulunan “sert (biyolojik parçalanmaya dayanıklı) deterjan” kalıntılarının doğal su kaynaklarının kirletilmesinde önemli payı olduğu bilinmektedir Deniz ve göl kenarı gibi ortamlara yakın kurulan büyük şehirlerde evsel atıkların fazlalığı göz önüne alınırsa, kirlenmenin buralarda önemli boyutlarda yaşandığı açıkça görülebilir![]() Su kirliliğini oluşturan diğer etmenlerin başında lağım suları, petrol atıkları ve nükleer atıklar, kimyasal kirleticiler ve tarımda verimi artırma amacıyla kullanılan doğal ve yapay maddeler, tarım ilaçları ve radyoaktif atıklar yer almaktadır Bu atıklar arıtılmadan su ortamlarına boşaltıldıklarında ya da bu atıklarla kirlenen topraklardan sulara taşındıkları zaman su kirliliğine neden olurlar![]() Özellikle tarımsal alanlarda üretimi artırmak amacıyla kullanılan kimyasal gübreler, böceklerle savaşmakta kullanılan bir takım kimyasal zehirler yağmur suları ile toprak altına geçerek yeraltı sularının kirlenmesine sebep olabilmektedirler ![]() SU KİRLİLİĞİNİN ZARARLARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER Doğrudan hastalık nedeni olabileceği gibi bazı hastalıkların yayılımını da kolaylaştırabilen bir kirlilik çeşidi olan su kirliliği başta kanser hastalığı olmak üzere kalp, kronik solunum yolu hastalıkları ve diğer hastalıklara yol açarken, gelişim ve sinir sistemi bozuklukları ile bağışıklık sistemi rahatsızlıklarına da neden olabilmektedir ![]() Tarımsal alanlarda üretimi artırmak amacıyla kullanılan kimyasal gübreler, zararlı böceklere karşı kullanılan ve içeriğinde civa, kurşun ve diğer ağır metaller bulunan kimyasal zehirler, yağmur suları ile toprak altına geçerek yeraltı sularının kirlenmesine neden olabilmektedir Akıntılarla yüzeysel sulara ve su havzalarına ulaşan bu kimyasal maddeler akarsulardaki canlı hayatının da sona ermesine sebep olmaktadırlar Özellikle civa ve radyoaktif madde gibi tehlikeli maddeler gerek deniz canlılarının yapısında gerekse bitkilerin yapısında birikerek insanoğlu ve diğer canlılar tarafından tüketildiği zaman zararlı etkiler görülmektedir Özellikle tarımda kullanılan kimyasal maddelerle kirlenen suda bulunan “nitrat” çocuklarda ciddi hastalıkların görülmesine sebep olabilmektedir![]() Lağım suları ile kirlenen sularda bakteri ve virüs oranı artarak tifo, dizanteri, hepatit, kolera ve diğer önemli bulaşıcı hastalıkların bu yolla yayılımına sebep olmaktadır ![]() Besinlerin bileşiminde doğal olarak bulunan nikel maddesinin, kirli atıkların sulara karışması ve bitkiler tarafından alınmasıyla bitki yapısındaki miktarı önemli derecede artmaktadır Bu tür bitkilerin tüketilmesiyle fazla miktarda nikel maddesi vücuda alınmakta ve buna bağlı olarak böbrek yetmezliği, karaciğer bozukluğu ve bazı kanser türlerinin oluşumuna neden olabilmektedir![]() Çeşitli nedenlerle havada yoğun olarak bulunan kurşun oksit havadan su kaynaklarına ve dolayısı ile besinlere bulaşarak tüketilmeleri sonucu insan sağlığına zararlı etki gösterebilmektedir Bu elementin özellikle ağız, yemek borusu, akciğer, meme, kalınbağırsak gibi önemli kanser türlerinin oluşumunda da rol oynadığı gösterilmiştir Eski su dağıtım sistemlerinde kullanılan kurşunun çocukların sinirsel gelişimini, büyümeyi olumsuz etkilediği ve davranış bozukluklarına yol açtığı gösterilmiştir![]() Canlı yaşamı ve dünyanın doğal dengesi için gerekliliği tartışmasız olan suyun çeşitli nedenlerle kirletilmesi sonucu gerek çevreye gerekse canlı ve insan yaşamına verdiği zararlar oldukça önemlidir Bu bilinçten yola çıkarak, yaşamımızı önemli oranda etkileyen su kirliliğini önleyebilmek için yapılması ve alınması gereken önlemler bulunmaktadır Öncelikle su kirliliğinin önemli bir nedeni olan tarım ilaçları ve yapay gübreler tarım alanlarında rast gele değil, yetkili kuruluşların önerisine göre kullanılmalıdır Sanayi kuruluşlarının atıkları arıtılmadan akarsulara ve diğer su kaynaklarına boşaltılmamalıdır İçme ve kullanma suyu olarak yararlanılan su kaynakları dışarıdan insan ya da hayvanların girmesini engelleyecek biçimde çevrelenerek kirlenmenin önlenmesi gerekmektedir Kaynak sularının bulunduğu beslenme bölgelerinde endüstri kuruluşları, hayvan barınakları ve çiftlikler kurulmamalıdır İçme ve kullanma suyu havzaları içerisinde ve civarında suların kirlenmesine neden olabilecek faaliyetler yapılmamalıdır İçme sularının şebeke sistemi ile dağıtıldığı durumlarda klor, ozon vb gibi dezenfekte edici maddelerle mikroplarından arındırılması gerekmektedir![]() |
|
Su Kirliliği Hangi İl Veya Ülkelerde Çok Fazladır? |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Su Kirliliği Hangi İl Veya Ülkelerde Çok Fazladır?Gelecekte bizi neyin beklediğini şimdiden kestirmek zor Din savaşları, petrol savaşları ya da uzay savaşları yaşanabilir Bunu zamanla beraber yaşayıp göreceğiz Fakat şimdiden bildiğimiz bir tehlike var ki belki de hepsinden daha önemli SUSUZLUK !!!!!Birleşmiş Milletler raporlarına göre 1,1 milyar insan temiz içme ve kullanma suyundan yoksun, her yıl yaklaşık 5 milyon insan temiz su kullanamamaktan doğan hastalıklardan hayatını kaybediyor ve 20 yıl sonra dünya nüfusunun 1/3′ü şiddetli su sıkıntısı çekecek ![]() Ülkemizde de durumun çok farklı olduğu söylenemez Ayrıca ülkemizin su zengini bir ülke olduğu da söylenemez Kişi başına düşen su miktarı Irak’tan bile daha az![]() Yapılan tahminlere göre 2040 yılında Dünyanın büyük kısmı çöl haline gelecek 2032 yılında dünya nüfusunun yaklaşık %50 si susuz kalacak 2015 e kadar 2,5 milyar bebek temiz su bulamadığı için yakalandığı hastalıklardan ölecek Sıcaklığın zaman zaman 40 oC nin üstüne çıktığı Afrika ülkelerinde kişi başına günlük sadece 3 bardak su düşüyor Ve her 8 saniyede 1 çocuk temiz su bulamadığı için hayatını kaybediyor Oysaki tek bir sifonun çekilmesiyle harcanan su bir insanın 5 günlük su ihtiyacını karşılıyor![]() Dünya da bulunan toplam su miktarı 1,4 milyar m3 Bunun % 97,5 i tuzlu su , % 2,5 i tatlı su Tatlı suların ise % 90′nını kutuplarda donmuş halde bulunan ve yeraltı suları oluşturuyor Sadece % 10′luk kısmı yüzey suları Halihazırda olan bu su da dünyada dengeli dağılmamıştır Mesela Ortadoğu ülkeleri bu anlamda en fazla sıkıntı yaşayan ve yaşaması muhtemel ülkeler Dünya sağlık örgütüne göre her yıl 30,000 kişi temiz su yokluğundan hayatını kaybediyor Temiz sudan yoksun ülke sayısı ise bütün dünyada 31![]() Eğer gerekli önlemler alınmazsa su kaynakları bu yüzyılın ortasında % 30 azalacak Ve 20 yıl içinde yeterli ve sağlıklı su alamayan insan sayısı 3,3 milyar olacak Buna karşılık dünya su talebi son 10 yılda 7 kat arttı Tahmini dünya nüfusu ise 2025′te 8 milyar 2050 de ise 10-12 milyar olması bekleniyor![]() Bu tablo karşısında gelecekte su savaşları beklemek içten değil Suya ihtiyacı olan birçok ülke su kaynakları fazla olan ülkelere saldırabilir Diğer bir deyişle günümüzdeki petrol savaşları yerini su savaşlarına bırakabilir![]() Mesela Çin’de ülkenin yaklaşık yarısı kuraklık sebebiyle temiz içme suyuna ulaşmakta zorlanıyor Ülkedeki göller ve su kaynakları kirlenmiş durumda İçme suyu sağlayan nehirlerin % 47’si kullanılabilir durumdayken % 53′ü kirlenmiştir Her yıl kentlerden gelen ve sadece % 10′u arıtılmış olan lağım nehirlere ve göllere akıtılıyor Sadece sorun bu bölgede değil Hindistan’da Ganj nehri de hızla kirlenmektedir Kıyılarında 90 milyon insan yaşayan Nil Nehri sulama ve enerji üretimi amaçlı aşırı kullanım sebebiyle Mısır da kuraklığa doğru sürükleniyor Orta Asya da büyük tehlike altında olan yerlerden biri Bu bölgede özellikle pamuk tarımı sebebiyle suyun dengesiz kullanımıyla Aral Gölü’nün büyük kısmı kurumuştur![]() Fakat bugün en kritik durumda olan bölge ülkemizin de içinde bulunduğu Ortadoğu Bu bölgede bugün dahi su büyük bir sorun halinde Örneğin körfez ülkelerinden biri olan Kuveyt’te su ihtiyacının büyük kısmı deniz suyu arıtılarak karşılanıyor Yine B A Emirlikleri’nde ülke suyunun sadece 75 milyon m3 ü yerel kaynaklardan karşılanırken 342 milyon m3 su deniz suyunun arıtılmasıyla elde ediliyor Fakat bu da çözüm değil çünkü arıtılan deniz sularından kalan tuz artıklarının depolanması da çözüm bekleyen bir sorun durumunda Ortadoğu’da süren gerginliğin ana sebeplerden biri de su kaynaklarının paylaşılamaması![]() Uzun vadede su sıkıntısı yaşamayacak tek kıta şu an Avrupa Kıtası olarak öne çıkıyor Avrupa kıtası hem önemli su kaynaklarına sahip hem de bu kaynakları iyi değerlendiriyor Örneğin sadece Tuna Nehri Türkiye’nin bütün su kaynaklarından daha fazla su taşımaktadır Ayrıca Avrupa Kıtası yeraltı suları bakımından da çok zengindir Ve bu kaynaklar çok sıkı kanunlarla korunmaktadır Hiçbir su kaynağından beslenmesinden daha fazla su tüketilemiyor Akdeniz ülkelerinde ufak sıkıntılar yaşanma ihtimali olmasına rağmen kıta geneli su anlamında dünyada en iyi durumda Susuzluğun böyle büyük bir sorun olmasında en önemli sebep doğanın aşırı tahribi ve kirletilmesi Sadece 3 7 lt benzin 3 milyon lt içme suyunu kirletiyor Her yıl İngiltere 10 milyon ton, ABD 7 milyon ton sanayi atığını okyanuslara boşaltıyor Rusya’da da durum çok farklı değil Aşağı Volga nehrine her yıl 300 milyon ton katı atık, 20 trilyon lt sıvı atık boşaltılıyor Bir diğer sorun da küresel ısınma…Bu kötü gidişe dur demek amacıyla Dünyada birçok sivil toplum örgütü, Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Harekete geçerek 1992 yılında Rio De Jenerio’ da düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansında 22 Martı Dünya Su Günü olarak ilan edildi Bu alternatifsiz kaynak için bugün dünyada birçok ülke projeler geliştirmekte Örneğin birçok ülkede su bakanlıkları kuruldu Dünyada su ekonomisini en etkin kullanan ülkelerden biri İsrail’dir İsrail su kaynakları bakımından risk altında olan ülkelerdendir Örneğin Tel-Aviv şehrinde 2 milyon insanın kullandığı sular ileri düzeyde arıtıldıktan sonra çölde zemine sızdırılır Bu sular yeraltında biriktirilir daha sonra biriktirilen yerin 500m metre uzağına açılan bir kuyu vasıtasıyla tekrar çekilir Ve bu çekilen su içme suyuna yakın kalitede bir sudur Bu su içme suyundan ayrı (turuncu) bir şebekeyle şehre verilir Bu suyun bedeli normal suyun yarı fiyatıdır İsteyen bu suyu ayrı bir sayaçtan geçirerek alır Bu su genelde araç yıkama, tuvalet sifonları ya da bahçe sulamada kullanılır![]() SINIR AŞAN SULAR Suyun böylesine değerli olması günümüzde sınır aşan sular konusunu ortaya çıkarmıştır Ve bu gelecekte yaşanabilmesi olası su savaşlarının tetikleyicisi olarak görülüyor Sınır aşan su bir ülkede doğup başka bir ülkenin topraklarına akan sulardır 1996 yılında kurulan Dünya Su Konseyi sınır aşan sulardan doğan sorunları engellemeyi amaçlıyor![]() SINIR AŞAN SULAR Sınır Aşan Nehir 200 Dünya sularına oranı % 30 Ülke sayısı 140 Dünya nüfusuna oranı % 40 Türkiye’nin de sınır aşan sular problemi mevcut Meriç, Fırat, Dicle gibi bütün sınır aşan nehirler ülkemiz için uzun süre problem oldu Bu problemlerin temel sebebi Hormon Doktrini idi Hormon doktrinine göre suyun kaynağının bulunduğu ülke su üzerinde mutlak egemenliğe sahiptir Bu doktrinden yola çıkarak Bulgaristan Meriç Nehrinin kendi ülkesinden doğduğu için tüm kullanma hakkının kendinde olduğunu iddia etmektedir Bu yüzden 1993 yılında yaşanan kuraklıkta Türkiye Bulgaristan’dan su satın almak zorunda kalmıştır Fırat ve Dicle için ise tamamen tersi bir durum söz konusudur Güney komşularımız bizim bu suları çok kullandığımızı ve kendilerine çok az su kaldığını iddia etmektedir Özellikle Güneydoğu Anadolu projesi bizim için iyi onlar için endişe verici bir gelişme idi İddia ettikleri Türkiye’nin bu projeyle daha da fazla su kullanacağı kendilerine az su kalacağı idi Fırat nehri ülkemiz topraklarından çıktıktan sonra önce Suriye ye ardından da Irak topraklarına geçiyor Irak Suriye’den daha fazla su istiyor fakat Suriye ise Türkiye’nin vermediğini bahane ederek buna pek yanaşmıyor Bu durum iki ülkeyi savaşa oldukça yaklaştırmıştı![]() Türkiye ve güney komşuları bu sorunları çözmek üzere kendi aralarında komisyonlar kurdu Amaçlanan uzmanların Türkiye, Irak ve Suriye’ye gidip bu ülkelerin ne kadar suya ihtiyacı olduğunu tespit edip buna göre paylaşım planı hazırlamaktı Ancak Suriye ve Irak kendi ülkelerinde araştırma yapılmasına imkan vermemesiyle bu proje de sonuçsuz kaldı![]() Dünyada sınır aşan sular konusu 1997 yılında yapılan bir antlaşmaya göre düzenlenmektedir Buna göre;1- Suyun kaynağının bulunduğu devlet daha fazla kullanma hakkına sahiptir ![]() 2 - Su mecrasını ve seyrini bozmadan diğer ülkelere de su verecek ![]() Türkiye bu Antlaşmaya dayanarak hareket etmekte ve aşağı mecrada bulunan ülkeler Suriye ve Irak’ın haklarını çiğnemeden bu su üzerindeki kullanım haklarını değerlendirmektedir ![]() |
|
|
|