Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dünyamız, ile, ilgili, uzay, yazılar

Dünyamız Ve Uzay İle İlgili Yazılar

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dünyamız Ve Uzay İle İlgili Yazılar



Dünyamız ve Uzay İle İlgili Yazı ve Yazılar
Alıntı Yaparak Cevapla

Dünyamız Ve Uzay İle İlgili Yazılar

Eski 09-11-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dünyamız Ve Uzay İle İlgili Yazılar



Uzayda Bir Süper Dünya Keşfedildi

Güneş Sistemimizin dışında yer alan ve ilk defa olarak gezegen olabilecek tüm şartlara sahip, yani Dünyamız gibi katı olan bir gök cismi keşfedildi! Geçen Ağustos ayında uzayda keşfedilen yeni bir gezegenle ilgili ayrıntılar yeni yeni ortaya çıkmaya başladı 26 Ağustos 2004 unutulmayacak bir gün, Dünya dışında yaşam arayışlarında bir dönüm noktası oluşturuyor

İlk kez bizimkinden farklı bir güneş sisteminde yer alan bir gezegende, yaşamı oluşturabilecek koşullar saptandı Kütlesi, yıldızıyla olan yakınlık gibi Veriler son derece uygun Astronotlar bundan önce tam 122 kez bu tür bir girişimde bulunmuşlar ancak başarılı olamamışlardı

Gök cismi tam 123 gezegen

Bu "Süper Dünya"yı keşfeden ise yine 1995 yılında güneş sistemi dışındaki ilk gök cismini bulmuş olan Michel Mayor Bu gezegenin kütlesi Dünya’nınkinin 14 katı olduğu varsayıldığından "katı" olma şansı yüksek

Süper Dünya

Bunun şimdiye kadar keşfedilmiş olan ilk Süper Dünya olduğu varsayılıyor Mavi gezegenimiz gibi bir çekirdek, katman ve kabuğa sahip olabilecek, güneş sistemi dışındaki ilk gezegen Hatta burada su bile olabilir

Ve işte asıl olağanüstülük de burada! Çünkü Dünya’da denklem basit: Suyun bulunduğu her yerde, diğer koşullar aşırı noktalarda olsa da yaşamın geliştiği bir gerçek Şimdiye kadar Güneşimiz dışında, diğer yıldızların etrafında belirlenen gezegenler bu tür bir olasılık için fazla büyüktü: Kütleleri göz önüne alındığında gazlardan oluşmaları kaçınılmazdı ve bunlar suyu olmayan Jüpiter’i andırıyorlardı

Mu Arae c adlı bu yeni gezegen, Dünya’dan 50 ışık-yılı uzaklıkta yer alan "Mu Arae" adlı bir yıldızın etrafında keşfedildi Üstelik Mu Arae c’nin güney yarıkürede çıplak gözle görülebilmesi ise bir başka heyecan verici bir ayrıntı; Mu Arae c yıldızından 01 UA (Astronomik Birim- Dünya’yı Güneş’ten ayıran 150 milyon km’ye eşdeğer uzaklık birimi) uzakta; yıldızının etrafındaki turunu da 95 günde tamamlıyor

Yeni bir yöntemi

Bu yeni gezegeni belirlemek için Michel Mayor’ın ekibi 1995’te uyguladığı yöntemi denedi Yüksek teknolojili bir aygıt olan ve 2003 yılından beri yıldızların ışıklı spektrumunu kaydeden ESO teleskopunun içinde yer alan HARPS tayfçekerinden yararlandı

Michel Mayor yıldızlar son derece parlak olduğu için mevcut aygıtlarla bunların etrafında dönen gezegenlerin görülmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle en az dünyanın kütlesinin 7 katına sahip cisimleri saptayacak bir yöntemden yararlandıklarını kaydediyor Bu kütlenin altındaki cisimler mevcut astronomi aletleriyle saptanamıyor

İşte bu nedenle de uzay, bilim adamlarının güneş sistemi dışında 14 dünya kütlesine eşdeğer bir gezegen saptamalarından duydukları heyecan daha iyi anlaşılabiliyor Sıra bu gezegeni örten sır perdesini kaldırmada

Yeryüzünün temsilcisi mi?

Şimdiye kadar güneş sistemi dışında 123 gök cismini keşfetmiş olan uzay bilim adamları kütleler, yörüngelerin eğimi ve bu yeni dünyaların rotasyonuyla ilgili değişik verilere sahipler Bu veriler o kadar değişik ki gözlemlediklerini açıklayabilmek amacıyla bizim güneş sistemimizden çok farklı gezegen modelleri geliştirdiler Bu teorik modellerin amacı bu yeni dünyaların nasıl oluştuğunu belirlemek

İşte tam da bu en çok benimsenen model Mu Arae’nin çevresinde dönen gezegenin Süper Dünya’nın ilk temsilcisi olabileceği umudunu doğurdu Dünya kütlesinin 14 katı olan bu gezegen, yoğunluğu Dünya’nınkinin aynı olması koşuluyla 25 kat daha büyük bir çapa sahip olabilir Bizim bildiğimiz değerin 14 katı olan yerçekimi kuvveti de görece düz ve "kaygan" bir zemine sahip olabileceğini gösteriyor Yüksek dağlardan çok tepeler mevcut olabilir

Gezegenin karbon dioksit gibi bileşenler, metan ve belki de hidrokarbür ve kükürtlü maddeler de içerebileceği ifade ediliyor Bu yönüyle Dünya’nın ikizi olan Venüs’e benzeyebilir

100 km derinliğinde okyanus

Suya gelince, yıldıza yakınlığı göz önüne alındığında gezegenin sıvı durumda bir suya sahip olması zor, çünkü sıcaklık 700 dereceye yakın; ancak basınç yüksek olduğunda Ğatmosfer çok yoğun olduğunda böyle bir durum söz konusu olabilir ya da gezegenin derinliklerinde su bulunması ihtimali söz konusu olabilir

Şematik olarak bu gezegenin demir ve silikatlardan oluşmuş, aynı bileşime sahip bir katmanla çevrili bir çekirdek, kabuğunun ise su, karbon dioksit ve amonyaktan oluşmuş olduğu varsayılabilir Tüm bunlar da yüz kilometre kalınlığında sıvı sulu bir okyanusla kaplı olabilir

Gezegenin çapıyla karşılaştırıldığında oldukça ince, ancak derinliği sadece 10 km olan büyük okyanus çukurlarıyla karşılaştırıldığında dev bir katman Bu okyanusun dibinde tektonik plakalara, magmaya ya da kayalıklara rastlamak mümkün değil: Uçurumları buz katmanı örtüyor

Bilim adamları bunun "klasik" bir buz olmadığını, örneğin 100 kmderinlikteki basıncın Dünya’da hissedilenin birkaç bin katı olabileceğini belirtiyorlar

Bu durumda da su, karbon dioksit ve amonyak buzları sudan daha yoğun olacaklarından yüzeye çıkma olanakları olmayacak Michel Mayor’un ekibinin keşfettiği gezegen hem kütlesi hem de yıldıza uzaklığı bakımından bir tür "okyanus gezegen" olabilir

Süper bir Dünya, okyanus bir gezegen mi söz konusu? Mu Arae’nin etrafında saptanan gök cismi için bir başka seçenek de söz konusu: Göç sürecinden sonra yıldızlarına çok yaklaşmış olan Jüpiter kategorisinden dev gezegenlerden biri olma ihtimali

Yaklaşma buharlaşırsın

Uzay bilim adamları gezegenlerin yıldızlarına çok yaklaşmaları halinde ‘buharlaşabileceklerini’ gösterdiklerini belirtiyorlar Prensipte bu gezegenler yıldızlarından çok uzakta oluşuyor Ancak yıldızı çevreleyen toz bulutu yeterince yoğun ise sadece birkaç yüz dünya kütlesi ağırlığına sahip Satürn ya da Jüpiter benzeri gezegen yıldıza yaklaşarak yavaş yavaş ağır gaz örtüsünü yitiriyor

Birkaç milyon yıl içinde de sadece demir ve silikatlardan oluşmuş çekirdek kalıyor Bu durumda Mu Arae gezegeni bir magma gezegenine benzeyebilir

Ancak ortaya konulan modellere göre yıldızından çok uzakta gözüküyor Çok uzak ve belki de daha az sıcak Ancak bu durumda bile son derece spesifik basınç ve sıcaklık koşullarında suyun sıvı halde bulunabilmesi çok zor

Bununla birlikte bilim adamları Dünya’da yaşamın uç koşullarda da var olabildiğine dikkat çekiyor

Kesin olan şu ki Mu Arae potansiyel olarak yaşanılabilir gezegenler tarihinde yeni bir sayfa açıyor Dünya dışında yaşamın izlerini sürebilmek için de sabırlı olup, Avrupa’nın "Darwin" uydusunun 2014’te uzaya gönderilmesini beklemek gerekiyor

Darwin’in hedefi güneş sistemi dışındaki atmosferlerde yaşamın varlığının kanıtları olan ozon, su ve karbon dioksit aramak olacak

Bir gezegeni görmeden yeri nasıl belirlenir?
Halihazırdaki gözlem cihazları uzaktaki bir gezegeni "görmek" için uygun değil: Yıldızı kendisinden birkaç milyon kat daha ışıklı olduğundan gezegen halesinde kaybolur Uzay bilim adamları bu nedenle dolaylı gözlem yöntemlerinden yararlanır Bunlardan en yaygını ise gezegenin oluşturduğu hafif çekim gücünün yıldızda neden olduğu titreşimi incelemektir Böylece Jüpiter Güneş’i saniyede 125 m Dünya’yı ise saniyede 9 cm sallandırır

Uzay bilim adamları "avlar"ının yerini belirlemek amacıyla yıldızın yaydığı tayf ışınlarındaki sapmayı ölçerler Eğer yıldız bize doğru geliyorsa ışıklı tayfı maviye kayar, uzaklaşıyorsa kırmızıya Bu tayfların zaman içinde değişim düzeni incelenerek gezegenin yörünge özellikleri hesaplanır: Asgari kütle, güneşine uzaklığı ve rotasyon periyodu

En umut verici gözlem yöntemi ise 2006’da Corot’da kullanılacak olan sistem Bu yöntem, gezegenin yıldız ile gözlem aygıtının ekseni arasından geçmesi umut edilerek yıldızdan elde edilen ışık oranının tam olarak hesaplanmasına dayanıyor Böylece yıldız, gezegen ve gözlem aygıtının aynı çizgide bulunması şartıyla belki de Dünya büyüklüğündeki cisimlerin yerlerinin saptanmasını sağlayabilecek

Alıntı Yaparak Cevapla

Dünyamız Ve Uzay İle İlgili Yazılar

Eski 09-11-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Dünyamız Ve Uzay İle İlgili Yazılar



Bilim çevrelerinin en iyimser tahminlerine göre, 20-30 yıl içinde dünyadaki canlı türlerinin beşte biri, soylarının tükenme tehlikesi altında bulunuyor İnsanoğlunun, modernleştikçe doğanın eski ev sahiplerini tüketmesinin yaratacağı sonuçları, bilim insanları bile kestiremiyor Modern insanın yol açtığı tür katliamlarının, yakın jeolojik devirlerde gözlenen kayıplardan 400 kat daha hızlı olduğu ifade ediliyor

Canlıların Azalmasının Nedenleri

Bilinçsiz Avlanma:
Canlı Türlerinin Korunması amacıyla her yıl Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından süreli ya da süresiz Av yasakları getirilmektedir Ancak bu yasaklar yeterli olmamakta, türler bu yüzden yok olmaya devam etmektedir

Tarım İlaçları:
Özellikle tarımda kullanılan ilaçlar bazı canlılar için ölümcül nitelik taşımakta, bu canlıların yok olmasına neden olabilmektedir Sadece tarımda değil günlük hayatta kullandığımız birçok kimyasal madde doğal yaşamı tehdit etmektedir

Doğal Yaşam Alanlarının Azalması:
Kimi canlılar sadece belli özellikleri taşıyan çevrelerde hayatlarını sürdürebilirler Habitat olarak da tanımlanabilen doğal yaşam alanının yok olması o bölgeye özgü canlıların tükenmesine neden olmaktadır

Orman ve Su Kaynaklarındaki Azalmalar:
Bilindiği gibi orman ekosistemi milyonlarca çeşit canlı türünün yuvasıdır Ormanların zarar görmesi tüm bu canlıların yaşamını, geleceğini ve soyunun devamını etkiler Her yıl hektarlarca orman bilinçsizliğimizden dolayı yok olmaktadır Bu da ormanlarla beraber birçok canlının da yok olmasını beraberinde sağlamaktadır
Su kaynaklarının yok olması birçok canlının en doğal gereksinimi olan su ihtiyacını karşılaması önünde engel oluşturmaktadır

İklim Değişikliği:
Canlı türlerinin yaşayabildikleri belirli iklim koşulları vardır Günümüzde küresel ısınma, ozon tabakasının delinmesi, bitki örtüsünün bozulması ve diğer nedenlerden dolayı iklim yapısı değişen birçok bölge vardır Dolayısıyla bu bölgede yaşayan kimi canlılarında bu sebepten dolayı nesilleri tehlike altındadır

Nesli Tükenme Tehlikesi Altındaki Canlılar İçin Neler Yapılıyor?
Türleri Yaşatma Komisyonu (Species Survival Commission – SSC); türleri, neslinin tükenmesi risk potansiyeli açısından sınıflandırmak amacıyla, çeşitli tehdit kategorileri oluşturmuştur ‘Bu kategorilerden herhangi birine ait olma’ kriterini taşıyan türler; Kırmızı Bültenlere ve Kırmızı Veri Kitaplarına (kırmızı-alarm verilen türler için) dahil edilmektedir Bu çalışmaların amacı, tehdit altındaki türlere ait veri-tabanını geliştirmek, türlerin koruma öncelikleri için temel bir oluşum hazırlamak ve kurtarma çabalarının etkinliğini izlemektir
Yeni kategoriler, 1994 yılında geliştirilmiştir Bu kategori, 10 adet bölüm altında ele alınmaktadır:
- Nesli tükenmiş, – Yaban Örtenimde Nesli Tükenmiş, – Hassas,
- Nesli Tehlikede, – Kritik Olarak Nesli Tehlikede, – Korumaya Bağımlı,
- Tehlikeye Yakın, – Az İlgi Duyulan, – Eksik Veri,
- Değerlendirilmemiş Veri

Kritik Olarak Nesli Tehlikede, Nesli Tehlikede olan ve Hassas kategorileri için, detaylı kriterler oluşturulmuştur
Her bir kategori, aşağıda verilen ayni 5 kriteri kullanmaktadır:
- Popülâsyon ve Habitat Azalması,
- Habitat Alanı,
- Popülasyon Bölünmesi veya Ayrılması,
- Popülasyon sayısı
- Popülasyon Yaşam Analizi
Her bir kategori için, farklı sayısal eşik değerler kullanılmaktadır

1995 yılında 1500 bilim adamının Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) için yaptığı tahminlere göre dünyada 14 milyon tür bulunmakta ve bunun sadece 17 milyonu bilimsel olarak tanımlanmış ve isimlendirilmiş durumda Henüz tanımlanamayan türlerin çoğunun mikroorganizmalar ve mantarlar olduğu düşünülüyor Aynı çalışmada 14 milyon türün %5-20 sinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor Yeni türlerin ortaya çıkması ve bazı türlerin yok olması aslında doğal bir süreçtir Günümüzdeyse insan etkisi nedeniyle bu yok olma süresi doğal sürece göre çok daha fazla kısalmıştır

Türkiye’de Nesli Tükenen Canlılar:
Sırtlan, büyük etoburlar, Anadolu parsı, kelaynak, toy, deniz kaplumbağaları, yırtıcı kuşlar, iç su balıkları, Türkiye’nin orkideleri, Datça hurması, mısır meyve yarasası kelebekler, yunuslar başlıklı yazılarla Anadolu da yaşam alanlarının yok olması nedeniyle nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan canlı türleri ele alınıyor Anadolu’nun çok daha yüksek sayıda tehlike altındaki türü bir arada barındıran alanları kırmızı Boşluk olarak adlandırılıyor ve bu alanlar harita üzerinde gösteriliyor

Nesli tükenen memeliler arasında, özellikle kaplan, panter, aslan, Asya fili, yaban öküzü ve çıta, başı çekiyor Türkiye’de kaplan türü hakkında son kayıt, 1970′de Hakkâri Uludere’deki avlama sonrasında tutuldu Anadolu’da İÖ 51 yılından beri yaşadığı bilinen parsla ilgili 1946′da İzmir’de kayda alınan fotoğraf, son örnek oldu

Anadolu’nun Batı, Orta, Güney ve Güneydoğu bölgelerinde 12 yüzyılın sonuna kadar yaşadığı bilinen aslan ise en son 19 yüzyılın ikinci yarısında görüldü

Asya fili ve yaban öküzü, Anadolu’da, İÖ 1 yüzyıl başlarına kadar yaşadı Güneydoğu Anadolu’da yaşayan çita ise 19 yüzyıldan sonra görülmedi

Nesli Tükenen Bitkiler:
Bitkilerin durumu da hiç iç açıcı değil 254 bitkinin de nesli tehlikede En önemlileri ise kardelen, siklamen, karçiçeği, göl soğanı, orkide, lale soğanı olarak sıralanıyor Bu bitkiler kaçakçıların gözbebeği… Canlıların yaşam alanları olan sulak alanların 200 bin hektarını da kurutmayı başararak “kurak alanlara” çevrilmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.