Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlıca Sözlük (O Harfi)-Osmanlıca Sözlük (O Harfi)İle İlgili Kelimeler...
Osmanlıca Sözlük (O Harfi)-Osmanlıca Sözlük (O Harfi)İle İlgili Kelimeler  
Osmanlıca Sözlük (O Harfi)-Osmanlıca Sözlük (O Harfi)İle İlgili Kelimeler 
Osmanlıca Sözlük (O Harfi) OBA Ev biçimi, birkaç direkli, uzun bölüntülü keçeden yapılmış göçebe çadırı * Çadırlardan müteşekkil küçük topluluk * Göçebe ailesi Çadır halkı
OBJEKTİF Fr Hakikatı olduğu gibi aksettiren * Fotoğraf makinası ve dürbün gibi cihazlardaki mercekler * Gaye * Fls: Varlıkla alâkalı
OBÜS Ask: Dikey veya dalıcı atış yapabilen, oldukça kısa namlulu top Obüsler Milâdi 16 asırda icad olunmuştur Bir mânianın arkasında bulunan ve bu sebeple doğruca görülemeyen düşman mevzilerinin yüksek münhanilerle aşırılmak suretiyle endaht yapmak maksadıyla icad edilmiştir
OCAK İMAMI Tar: Yeniçeri Ocağı'nın imamı Cami-i Miyane adını alan ve ilkin mescid halinde bulunan Orta camii, Hicri 1000 senesinde büyütülerek cami haline getirilmiştir Camiin imamı, hatibi, müezzini, muarrifi ve kayyumu vardı İmam, Yeniçeriler arasında okuyup yazan ve tahsil görenlerden seçilirdi
OD t Ateş, nar
OFİS Fr Yazıhane, daire, büro
OĞLAK Keçi yavrusu
OK Yay veya keman denilen kavis şeklinde bükülmüş bir ağaç çubuğa gerili kirişe takılarak uzağa atılan ucu sivri demirli ince ve kısa değneğe verilen addır Ok, silâhın icadından evvel insanlar tarafından kullanılmış ise de, en büyük mahareti Türkler, Araplar göstermişlerdir (O T D S )
OKİYYE (Veya hemzenin hazfı ile "Vekiyye") Eskiden kullanılan bir ağırlık ölçüsü Yerlere ve muhitlere göre değişir Dörtyüz dirhem ağırlık Yedi miskal veya kırk dirhem ağırlık Şer'an kırk dirhem kabul edilmiş En tanınmışı dörtyüz dirhemdir (Bak: Direm)
OKKA t Eskiden kullanılan bir ağırlık ölçüsü Dörtyüz direm ağırlık Okiyye (Bak: Direm)
OKYANUS Büyük deniz Bahr-ı muhit * Arapça büyük lügat kitabı
OLİGARŞİ Yun Siyasi iktidarın, bir zümreden olan kişilerin elinde bulunması
OPERASYON Fr Bir cerrahın canlı bir vücut üzerinde yaptığı cerrahi müdahale Ameliyat
ORAN Ölçü, mikyas * Biçim, tenasüb, endam * Tahmin, keşif
ORDU t Bir devletin dinini, namusunu, vatan ve istiklâlini her çeşit yabancı taarruz ve tecavüzüne karşı koruyan askerî en büyük üç kuvvetten biri Hava Ordusu, Deniz Ordusu, Kara Ordusu gibi * En büyük askerî birlik * Aynı iman ve düşünce sahiplerinin faaliyette olanlarının hepsi (Maarif Ordusu, İlim Ordusu gibi mecazî olarak da söylenir )
ORDU-YU MÜBLÂ Perişan edilmiş, dağıtılmış ordu
ORDU (URDU) DİLİ Pakistan'da Müslümanların konuştukları Arapça, Türkçe, Farsça ve Hintçeden müteşekkil olan dil
ORDUGÂH f Ordunun konakladığı yer Açıkta konaklayan ordunun konaklama yeri
ORGAN t Uzuv Canlılarda belli bir vazifeyi yapmak için bir arada yaratılmış nesiclerin teşkil ettiği vücud parçası (El, ayak, baş, göz gibi) * Bir fikre, bir gayeye hizmet için çalışan * Âlet
ORGANİZASYON Fr Düzenleme, hazırlama, tanzim * Teşkilât
ORHAN GAZİ (Mi: 1288 - 1359) Osmanlı Devletinin kurucusu olan Babası Osman Gazi vefat edince (1326) Onun yerine tahta geçti Onu yetiştiren, Hocası Şeyh Edebâli idi Genç yaşta gazi akıncılar arasına karıştı, çok cesur ve atılgandı Akıncı Gaziler onun oğlu Süleyman Paşa kumandasında Rumeli'ye geçtiler Türbesi Bursa'dadır (R Aleyh)
ORİJİNAL Fr Bir şeyin aslı Tuhaf, garib hâli olan * Değişik * Nev'i şahsına mahsus, kendine mahsus * Vasıf ve keyfiyetleri cihetinden benzerlerinden ayrı ve üstün * Bir nümuneye göre olan
ORSA Yelkenleri mümkün olduğu kadar rüzgârın estiği cihete yaklaştırarak seyretmek hâli * Geminin sol tarafı, iskele
ORTODOKS Yun İtalya'daki Papalığa bağlı olmayıp, İstanbul'daki Fener Patrikhanesine bağlı Hristiyan Doğu kilisesine ve an'anelerine sıkı sıkıya bağlı Hristiyanların mezhebi
ORUÇ (Bak: Savm - Ramazan)(Oruç en gafillere ve mütemerridlere za'fını ve aczini, fakrını ihsas ediyor Açlık vasıtası ile midesini düşünüyor Midesindeki ihtiyacını anlar Zayıf vücudu ne derece çürük olduğunu hatırlıyor Ne derece merhamete ve şefkata muhtaç olduğunu derk eder Nefsin fir'avunluğunu bırakıp kemal-i acz ve fakr ile dergâh-ı İlâhiyeye ilticaya bir arzu hisseder ve bir şükr-ü manevî eliyle rahmet kapısını çalmağa hazırlanır Eğer gaflet kalbini bozmamış ise  M )
OSMAN (R A ) Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın en yakın sahabelerinden, Aşere-i Mübeşşere'den ve İslâmiyet için en çok fedakârlık gösterenlerdendir Hz Talha ve Zübeyr'den evvel imana geldi, iman edenlerin beşincisi oldu Resül-ü Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın üçüncü halifesi ve damadıdır Hazret-i Osman (R A ) çok zengindi Bütün malını Peygamberimiz ve İslâmiyet için feda etti Çok hayâ ve hilm sahibi idi Peygamberimizin (A S M ) iki kızı ile evlenmek nasib olduğu için kendisine "Zinnureyn" nâmı da verilmiştir Hz Ebu Bekir'in (R A ) toplayıp cem'ettiği Kur'ân-ı Kerim nüshalarını teksir ederek mühim merkez ve vilâyetlere gönderdi Sekseniki yaşında şehid edildi (R A )
OSMANÎ (Osmaniye) Osman'a ait, mensup * Osmanlı devletine mensup Osmanlılarla alâkalı Osman oğullarına ait
OSMANİYÂN (Osmanî C ) Osmanlılar
OSMANLI Osmanlı Devleti teb'asından olan * Anadolu Selçuklu Devleti'nin Bizans sınırındaki Beyliğin reisi olan Ertuğrul Bey'in vefatından sonra, Mi: 1288'de yerine geçen Osman Beyin kurduğu devlete mensup olan
OSMANLICA Osmanlıların konuştuğu dil olup, Türkçe, Arapça ve Farsçadan müteşekkildir
OST (Bak: Heme ost)
OTAĞ Padişahlarla vezirlere mahsus çadırlar Bunlardan padişahlarınkine "Otağ-ı Hümayun", sadrazamınkine ise "Otağ-ı Asafî" denilirdi
OTOMATİK Fr Kurularak veya vakti gelince harekete geçen, işleyen
OTORİTE Fr Kumanda etme hakkı, itaat ettirme iktidarı * İdari veya siyasi iktidar * Muhakemeleri veya doktrini umumiyetle doğru olarak kabul edilen ve bir sahada derinleşmiş olan şahıs veya eser
OZAN t Edb: Eski Türk şâiri ve âlimi
|