|  | Anlatım Bozuklukları Ve özellikleri |  | 
|  05-21-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Anlatım Bozuklukları Ve özellikleriANLATIM BOZUKLUKLARI VE  ÖZELLİKLERİ İLE İLGİLİ KONU ANLATIM KONUYA BAŞLAMADAN ÖNCE!!!: Anlatım Bozuklukları Konusunda başarılı olmak için bu konuyla ilgili çözebildiğimiz kadar soru çözmek en iyisi………  Dilin en önemli görevi onu kullanan insanlar arasındaki anlaşmayı sağlamaktır  Söylenmek istenen her şey; açık, yalın ve anlaşılır biçimde dile getirilmelidir  İyi bir cümlede kelimeler yerli yerinde kullanılmalı, gereksiz kelimelere yer verilmemeli, anlatılmak istenenin dışında bir anlam çıkarılmasına mahal verilmemelidir  Eğer konuşmada ve yazmada açıklık, yalınlık ve anlaşılırlık yoksa ortada bir anlatım bozukluğu var demektir  Günlük konuşmalarımızda hâliyle anlatım bozuklukları yapılacaktır  Bunlar toplumdaki yerimize ve aldığımız eğitime bakılarak hoş görülür ya da görülmez  Ama yazılı anlatımda bu bozukluklar asla affedilemez  Çünkü yazı dili kültür dilidir  Kültür, bu ifade sayesinde kalıcılaşır  Eğer bu ifadede de bozukluklara yer verilirse insanlar arasında hem anlaşma eksikliği ortaya çıkar hem de farklı anlaşma yolları bulunur: “    dermişim”, “    falan”, “    yok böyle bir şey”, “Kolum iptal oldu” vb   Konuyla ilgili olarak Feyza Hepçilingirler’in Türkçe “Off” ve Dedim: “Ah” adlı kitaplarını tavsiye ederim  Şimdi en çok karşılaştığımız anlatım bozukluklarını başlıklar hâlinde ve örneklerle görelim: Eş anlamlı kelimelerin bir arada kullanılması Bu konuda herkesin fikir ve görüşünü almalısınız  Hava sıcaklığı sıfırın altında eksi sekiz derece imiş  Yirmi dakika geçmesine rağmen program henüz, hâlâ başlamadı  Güç ve müşkül zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir  Ben çok varlıklı, zengin biri değilim  Neşeli, sağlıklı, şen bir görünüşü vardı  Anlamı zaten diğer kelimelerde bulunan kelimelerin gereksiz yere kullanılması Şirketteki mevcut ikilik günden güne büyüyor  Yaşanmış deneyimlerinden hareketle bu sonuca varıyor  Millî maçın oynanacağı gün yaklaştıkça, ülkedeki heyecan gittikçe artıyor  Yanına gidiniz, konuşarak derdinizi anlatınız  Problemi çözmek için iki arkadaş üç saat süre ile uğraştılar  Japonya’daki arkadaşıyla on yıl boyunca karşılıklı mektuplaştılar  Az kalsın merdivenlerden düşeyazdı  Çocukların davranış biçimlerinde gariplikler görüldü  Takımın, boyu en kısa oyuncusu bendim  Bir kelimenin yerine yanlış anlam verecek şekilde başka bir kelime kullanılması  Bu iki sınıf arasındaki ayrıcalık tespit edilemedi  Yeni kaydolan öğrenciler bu kadar çekimser davranması normaldir  Petrol fiyatlarının ucuzlamasına halk olumlu tepki gösterdi  Olayların gerçek yüzü araştırmalar sonucunda ortaya çıkacak  Küçük kızın saçları hayli büyümüş  Ormanda yetişen bir çam fidanını salonunuzdaki saksıya ekemezsiniz  Son dakika içerisinde attığı golle takımının galip gelmesine yol açtı  Başarısızlığını düzensiz çalışmasına borçludur  Böyle hareketler ülkede demokrasinin işlememesini sağlayacaktır  Yarın İzmir’e gidecek; buna zorunlu  Elindeki bıçağı vücuduna batırmış  Bu, Türkiye’ye özel bir durumdur  Buradan gidersek yakalanma şansımız nedir? Birbiriyle çelişen sözlerin bir arada kullanılması  Kesinlikle yarın gelebilirler  Şüphesiz bu sözleri bütün öğrenciler duymuş olmalı  Aşağı yukarı bundan tam yirmi yıl önceydi  Sözünü ettiğiniz şairin herhâlde on altıncı asırda yaşadığını zannediyorum  Eminim bu saatlerde eve gelmiş olmalı Mutlaka bir gün çocukluk arkadaşlarını belki yine arayacak  Yanılmıyorsam, bu ikisinin aynı şey olduğunu tahmin ediyorum  Eklerin yanlış kullanımı Öğrencilerin başarısına ilgilenmek gerekir  Bizi en çok sevindiren onun bu sınavı kazandığıdır  Bazı yolcuların giriş işlemleri yapmaya başlandı  Dünkü toplantıda Ali bize sınıf arkadaşlarını tanıştırdı  Biricik arzumuz sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmemizdir  Bu çocuklar, fakir bir ülkenin, savaş nedeniyle kendileriyle ilgilenilmeyen, gerekli eğitimi alamayan çocuklardır  Yazarlarımızın köy yaşantısına ilgilenmeleri toplumumuz açısından çok yararlıdır  Özne-yüklem uyumsuzluğu: Farklı yüklemlerin aynı özneye bağlanması  Herkes ondan nefret ediyor, yüzünü görmek istemiyordu   İkinci cümlenin öznesi eksik  İlk özne yanlış anlam verecek şekilde ortak olarak kullanılmış   Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinden ısrar ediyordu   İkinci cümlenin öznesi eksik  İlk özne yanlış anlam verecek şekilde ortak olarak kullanılmış   Nesne-yüklem uyumsuzluğu: Nesne eksikliği Bu konuda öğrenciler aralarında anlaşıp karar verecekler ve uygulayacaklar  Söylenenlere hemen inanıyor ve her yerde savunuyordu  Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve tebrik ederim  Onlara niçin bu kadar yardım ediyor ve destekliyorsun? Büyüklere gereken saygıyı göstermeli, incitmemeliyiz  Bize yardım edeceklerine inanıyor ve bekliyoruz  Tümleç yanlışları Kayaya yaklaşıyor muyuz, yoksa uzaklaşıyor muyuz? Öğrencileri, teşvik etmeli, yüreklendirmeli, destek olmalıyız  Olanları böyle değerlendirmek, bu gözle bakmak gerekir  Öğrencileri rahat edecekleri odalara yerleştirmiş, bütün imkânları sağlamıştı  Duvarları kirletmek,yazı yazmak kesinlikle yasaktır  Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, nasıl başa çıktı? Düşünme ve mantık hataları Problemleri karşılıklı anlayış ve birlik içinde çözeceğiz  Yiyecek bir lokma ekmeğimiz hatta yemeğimiz bile yok  Bu yazıyı değil okumak, anlamak bile imkânsız  Bölgeyi iyi tanımasına rağmen her yeri gezdi  Yarın mutlaka bir gazete almayı unutmayın  Yarının mutlu günlerine özlem duyuyorum  Fiilin veya yardımcı fiilin yanlış kullanılması Ben ona ağabey, o da bana kardeşim derdi  Bazı yiyecekler sağlı yerinde ve yaşlı olmayan kişilerce özellikle yenmelidir  Kitap için kendisine verilen paranın eksik ve yeterli olmadığını söyledi  Ekşiyi az, acıyı ise hiç sevmezdi  Gerekli yerlere başvuruda bulunmuş, ama bir sonuç almış değiliz  Çorbaya biraz acı, biraz da tuz ve limon sıkılabilirdi  Boyu kısa, bedeni de pek biçimli değildi  Hangisinin başarılı, hangisinin başarılı olmadığını öğreneceğiz  Çok az veya hiç çalışmadan çok para kazananlar var  Tamlama yanlışları Verilen cümledeki özne ve zarf tümlecini bulun  Bu ülkeye teknik ve bilgi yardımında bulunulacak  Pasta ve meyve suyu ikram edilecek  Son derste belgisiz ve sayı sıfatlarını öğrendik  Siyasî ve ekonomi ilişkileri çıkmaza girdi  Bu bölge coğrafî ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir  Kar yüzünden tüm özel ve devlet okulları tatil edildi  Ülkemiz Bosna’ya askerî ve gıda yardımı yaptı  Şehrimizde çeşitli kültürel ve sanat etkinlikleri gerçekleştirildi  Kelimelerin yanlış yerde kullanılması Yeni durağa gelmiştik ki otobüs de hemen geldi  Bu toplantıda çekinmeden düşünceler dile getirilmeli  Her yolda kalan insana yardım etmeliyiz  İdare, henüz yarın ders yapılıp yapılmayacağını bildirmedi  İzinsiz inşaata girilmez  Birleşik cümlelerde yüklemler arasındaki uyumsuzluk Her ne kadar iyi hazırlanılmışsa da istenilen sonucu alamadı  Bir yıl boyunca devamlı çalışarak kazanıldı  Her ne kadar şehir dışına taşınmışsa da beklenen huzur bulunamamıştı  | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Anlatım Bozuklukları Ve özellikleri |  | 
|  06-01-2009 | #2 | 
| 
Şengül Şirin   |   Cevap : Anlatım Bozuklukları Ve özellikleriANLATIM BOZUKLUKLARI Her cümle belli bir düşünceyi, duyguyu aktarmak için kurulur  Bu cümlenin,  		ifade edeceği anlamı açık ve anlaşılır bir biçimde ortaya koyması gerekir  Ayrıca mümkün olduğunca gereksiz unsurlardan arındırılmış olmalıdır bu cümle  İşte bu özelliği göstermeyen cümleler, anlatım bakımından bozuktur  Bu konu ile ilgili, ÖSS’de 5 ya da 6 soru çıkmaktadır  Sadece anlamla  		ilgili olmayıp dilbilgisi ile de ilgili özellikler gösterdiğinden, daha  		önceki konuların, özellikle cümle öğelerinin, çok iyi bilinmesi gerekir  Bu alanda sorulan sorular değişik özellikler gösterir  Bazen bir cümle  		verilir ve “Bu cümledeki anlatım bozukluğu nasıl giderilir?” diye sorulur,  		bazen de “Aşağıdakilerden hangisinde anlatım bozukluğu vardır?” şeklinde  		sorulur  Anlatım bozukluklarını anlama ve yapıya dayalı bozukluklar olmak üzere iki grupta toplayabiliriz: 1  Anlama dayalı bozukluklar Bu bozuklukları birkaç bölüme ayırarak inceleyebiliriz  
 “Yaşlı adamın yüzüne dalgın dalgın baktı  ” cümlesinde “dalgın dalgın” bakanın “yaşlı” olduğunu belirtmek için, “yaşlı” dan sonra virgül gelmelidir  Aksi takdirde “yaşlı” sözü adam isminin sıfatı  		olacaktır  
  Bu durumda cümlenin anlam ve anlatımında bir bozulma oluyorsa  		o sözcük gerekli, olmuyorsa gereksizdir   “Herkesi eleştirip tenkit etmek bize hiçbir yarar sağlamaz  ” cümlesinde “eleştirip” sözcüğünün verdiği anlamla “tenkit etmek” sözcüğünün verdiği anlam aynıdır  Öyleyse bu cümlede “eleştirip” sözü gereksizdir  Cümleden çıkarılmalıdır  “İki kardeşten en küçüğü arkadaşımdı  ” “Bilgili insanlardan yararlanmayı, istifade etmeyi bilmeliyiz  ” cümlelerinde altı çizili sözcükler gereksizdir  
  “Böyle yüksek sesle bağırmana gerek yok, sağır değilim  ” cümlesinde “bağırmak” zaten yüksek sesle konuşmak anlamındadır  Öyleyse  		bu sözün anlamı içinde bulunan “yüksek sesle” sözüne gerek yoktur   
   Örneğin; “Geleceğini babamdan öğrendim  ” cümlesinde “geleceğini” sözü belirsizdir  Çünkü kimin geleceği belli  		değil  “Onun geleceği” de olabilir; “senin geleceğin” de olabilir  Bu belirsizlik  		giderilmeli ve sözcüğün kime ait olduğu belirginleştirilmelidir  
 “Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmeme neden oldu   ” cümlesindeki “neden olmak” eylemi daima olumsuz anlamlar verecek biçimde kullanılır  Oysa işin kısa sürede bitirilmesi olumlu bir durumdur  Öyleyse  		“neden oldu” sözü bu cümlede yanlış kullanılmıştır  Bunun yerine cümle “    bitirmemi  		sağladı  ” şeklinde bitirilebilir  
 “Bırakın patates doğramayı yemek bile yapamaz o  ” cümlesinde “bırakın” sözcüğünün cümleye kattığı anlamdan dolayı sanki patates doğramak yemek yapmaktan daha önemliymiş gibi görülüyor  Bu yanlışın  		düzeltilmesi için cümle, “Bırakın yemek yapmayı, patates bile doğrayamaz o  ” şeklinde söylenmelidir  
 “Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı zarar mı belli değil  ” cümlesinde “yarar” ve “zarar” sözcükleri “sağladı” eylemine bağlanmıştır  Ancak “yarar sağlamak” doğru olsa bile, “zarar sağlamak” doğru değildir  Cümle; “Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı, zarar mı verdi belli değil  ” şeklinde söylenmelidir  
 “Ayağına ayakkabı, omzuna şal, üzerine pardesü giyip dışarı çıktı  ” cümlesinde “ayakkabı, şal ve pardesü” sözcükleri “giymek” eylemine bağlanmıştır  Oysa şal giyilmez, atılır  
  Herkes  		kulak kabartmış, öğretmeni dinliyordu  ” cümlesinde “kulak kabartmış” yanlış kullanılmıştır  Çünkü “kulak kabartmak”  		fark ettirmeden dinlemek anlamındadır  Burada “kulak kesilmek” deyiminin  		kullanılması gerekirdi   
 “Çocukların birbiriyle uygunluk içinde olmaları beni sevindirdi  ” cümlesindeki “uygunluk” sözü yanlış anlamda kullanılmıştır  Çünkü burada  		“uyum” sözü kullanılmalıdır  
 “Yeni elbisemi giymiştim ki kapı açıldı  ” Cümlesinde “yeni” sözünün yeri anlatımda bozukluğa yol açmıştır  Çünkü  		burada söylenmek istenen, elbisenin yeniliği değil, giymenin yeni yapıldığıdır  Öyleyse cümle; “Elbisemi yeni giymiştim ki kapı açıldı  ” şeklinde olmalıdır  
 “Onun beni sevmemesinin nedeni, fikirlerini benimsememiş olmamdandır  ” cümlesinde “nedeni” sözcüğü bir olayın sebebini anlatıyor  Ayrıca “olmamdandır”  		sözündeki “-dan” eki de neden anlamı veren bir ektir  İkisinin bir arada  		bulunması cümlenin anlatımını bozmuştur  Cümle, “Onun beni sevmemesinin nedeni, fikirlerini benimsememiş olmamdır  ” şeklinde düzeltilebilir  Anlatım bozukluklarının anlama dayalı olanlarını anlattık  yapıya dayalı  		anlatım bozukluklarını anlatacağız  Bu tür bozukluklar daha çok, Türkçe’nin  		kurallarıyla ilgili olduğundan, soruları çözebilmek için dilbilgisi kurallarının  		iyi bilinmesi gerekir  Bu tür bozukluklar şu şekilde sıralanabilir: 
  Cümlede, kullanılması gereken bir öğenin bulunmaması, anlatım bozukluğuna yol açar  Bu, daha çok ortak kullanılan öğelerde görülür  Çünkü Türkçe’de  		her fiil, öğeleri aynı eklerle kendine bağlamaz  Örneğin; “Kardeşini yanına çağırdı, bir şeyler söyledi  ” cümlesindeki öğeleri inceleyelim: “Çağırdı” ve “söyledi” yüklemdir  Çağrılan  		ve söylenen kişi ise “kardeşi” dir  Yani “Kardeşini” öğesi her iki yüklemin  		ortak öğesidir  Bu ortak öğeyi yüklemlerle kullanalım  “Kardeşini çağırdı”  		doğrudur; ancak “kardeşini bir şeyler söyledi  ” denmez, “kardeşine bir şeyler  		söyledi  ” olmalı  “Kardeş” sözcüğünü iki kez kullanmamak için “ona” da diyebiliriz  Başka bir örnek verelim: “Arkadaşlarını pek sevmez, hatta çoğu zaman nefret ederdi  ” cümlesinde, sevmediği kişiler ile nefret ettiği kişiler aynıdır, yani “arkadaşları” ortak öğedir  Ancak “arkadaşlarını sevmez” dense de “arkadaşlarını  		nefret ederdi  ” denmez; “arkadaşlarından nefret ederdi  ” denmeli ya da onun  		yerine geçen “onlardan” sözü kullanılmalıdır  Görüldüğü gibi bu tür bozukluklar daha çok sıralı cümlelerde görülüyor, ancak bileşik cümlelerde de bu tür öğe eksiklikleri görülebilir  Türkçe’de bazı özneler olumlu, bazıları olumsuz anlamlar verir  Buna  		göre yüklemlerin de olumlu, olumsuz çekimlenmesi gerekir  Örneğin; “Hiç kimse okula gelmedi, geziye gitti  ” cümlesinde gelmeyen ve gidenler aynı kişiler, ancak “hiç kimse” olumsuz bir öznedir ve yüklemi daima olumsuz çekimlenir  Oysa “gitti” olumlu bir  		çekimdir  Yani ikinci cümle özneyle uyum sağlamamıştır  Buna “hepsi” şeklinde  		bir özne getirilmelidir  Gerçi bu, sadece özneyle ilgili bir durum değildir  Bu tür sözcükler  		başka öğe durumunda bulunduklarında da yüklem aynı özelliği gösterir   Örneğin; “Öğretmenimiz hiçbirimizi azarlamaz, çok severdi  ” cümlesinde, yine “hiçbirimizi” olumsuz olduğundan “hiçbirimizi severdi” şeklinde kullanılmaz; “hepimizi severdi” olmalıdır  Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği şahıs arasında bir uyum olmalıdır  Özne birinci tekil, ikinci tekil (ben, sen); birinci tekil, üçüncü tekil (ben, o); birinci tekil, ikinci çoğul, (ben, siz); birinci tekil, üçüncü çoğul (ben, onlar) şahıslardan oluşuyorsa yüklem, daima birinci çoğul şahısa göre çekimlenir  “Bu işi ancak ben ve sen halledebiliriz  ” “Dışarıda sadece ben ve o küçük çocuk kalmıştık  ” “Ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik  ” “Ben ve birkaç yaşlı adam, kahvede uzun bir sohbete dalmıştık  ” cümleleri buna örnek gösterilebilir  Eğer özne ikinci tekil ve üçüncü tekil (sen, o); ikinci tekil ve ikinci çoğul (sen, siz); ikinci tekil ve üçüncü çoğul (sen, onlar); şahıslardan oluşuyorsa, yüklem ikinci çoğul şahısa göre çekimlenir  Ancak ikinci tekil  		ve birinci çoğul (sen, biz) şahıslar özne olursa yüklem birinci çoğul şahısa  		göre çekimlenir  “Sen ve annen burada ne yapıyordunuz?” “Sen hatta hepiniz bu konuda suçlusunuz  ” “ Sen ve buradaki konukların, bize yarın gelebilirsiniz  ” "Galiba sonunda senle biz aynı sonuca ulaştık  ” cümleleri buna örnektir  Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin tekil veya çoğulluğunu etkiler  Eğer özne bitkiler, hayvanlar, cansız varlıklar ya da soyut kavramlarsa,  		yüklem daima tekil olur  İnsanlar çoğul özne olduğunda ise yüklem tekil  		veya çoğul olabilir  “Kuşlar dallara kondular  ” değil “Kuşlar dallara kondu  ” “Sevgiler gizli kaldıkça güzelleşirler  ” değil “güzelleşir  ” olacak  “Çocuklar geldi  ” şeklinde de doğrudur, “Çocuklar geldiler  ” de  Bazen özneyle yüklem arasındaki uyumsuzluk, öznenin anlamından kaynaklanır   Örneğin; “Nüfus sayımı bu yıl yapıldı, bir hayli artmış  ” cümlesinde “yapıldı” yükleminin öznesi “nüfus sayımı”dır, “artmış” yükleminin öznesi ise “nüfus” olacaktır  Ancak cümlede “nüfus” diye bir özne yoktur  Sanki nüfus sayımı, “artmış” yükleminin öznesi olmuştur  Bu ise anlamca  		uygun değildir  Sıfat ve isim tamlamalarının aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar  Çünkü isim tamlamalarında tamlanan iyelik eki aldığı halde sıfat  		tamlamalarında tamlanan ek almaz  Dolayısıyla tamlananlar, niteliği farklı  		olduğundan, ortak kullanılamaz  Örneğin; “Kaza yerine birçok askeri ve polis aracı geldi  ” cümlesinde “araç” sözü hem “askeri” hem “polis” sözcüklerinin tamlananı durumundadır  Ancak “polis aracı” isim tamlamasıdır ve tamlanan iyelik eki  		almıştır  “Askeri” sözcüğü ise sıfat olabilecek bir sözcüktür ve “askeri  		araç” şeklinde sıfat tamlaması yapar; tamlanan da ek almaz  Dolayısıyla  		araç sözcüğü ortak tamlanan olarak kullanılamaz  Cümle; “Kaza yerine birçok askeri araçla polis aracı geldi  ” şeklinde olmalıdır  Burada ayrıca sıfat tamlamalarında görülen bir özelliği de ifade edelim  Türkçe’de sıfatlar çoğul anlam verirse isimler çoğul eki almaz  Bu özellik  		genellikle belgisiz sıfatlarda görülür   Örneğin; “Geceye birçok davetliler katıldı  ” cümlesinde “birçok” sıfatı çoğul bir anlam verdiği halde davetliler sözü de çoğul eki almıştır  Cümleden çoğul eki çıkarılmalıdır  Cümlede eklerin eksik kullanılması cümlenin anlatımını bozar   Örneğin; “Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir  ” cümlesinde “gelişmesi” sözcüğündeki iyelik ekinin, sözcüğü nereye bağladığı belli değil; “kimin gelişmesi gerekir?” diye sorarsak “ülkenin” cevabı gelir  Öyleyse “ülke” sözcüğüne ilgi eki (-in) getirilmelidir  Bazen de bu durumun tersi görülür  “Sanatçının, topluma yararlı bir kişi olmak için, eserinde mutlaka toplum sorunlarına yer vermelidir  ” cümlesinde “yer veren kim?” sorusuna “sanatçı” cevap verir  Oysa cümlede  		“sanatçının” denmiş  Ya bu sözcükteki ilgi eki kaldırılmalı ya da yüklem  		“vermesi gerekir” şeklinde değiştirilmelidir  Bazı cümlelerde ise sözcükleri birbirine bağlayan ekler yanlış kullanılmıştır  Örneğin; “Senin en beğendiğim yanın, derslerine düzenli çalıştığındır  ” Cümlede öğeleri ortak olarak kullanan etken ve edilgen fiiller bir arada bulunmaz  Örneğin; “Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır  ” cümlesinde “hazırlamak” etken “koyulmalıdır” edilgen fiillerdir  Bunların  		aynı öğelerle kullanılması bozukluğa yol açmıştır  Cümle; “Bütün yemekler hazırlanarak, bir kenara koyulmalıdır  ” şeklinde düzenlenirse bozukluk giderilir  Sıralı isim cümlelerinde ekfiilin kullanılması da bazen bozukluğa yol açar  Örneğin; “O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı değildi  ” cümlesinde iki yargı vardır: Şairin geleneklere bağlı olduğu, aynı zamanda yeniliklere de kapalı olmadığı, oysa cümlede “bağlı” sözü yüklem gibi kullanılmadığından “değildi” edatına bağlanıyor ve böylece şairin geleneklere bağlı olmadığı anlamı çıkıyor  Bunu engellemek için “bağlı” sözü “bağlıydı” şekline getirilmelidir   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  | Cevap : Anlatım Bozuklukları Ve özellikleri |  | 
|  06-15-2009 | #3 | 
| 
ysnkrks
 |   Cevap : Anlatım Bozuklukları Ve özellikleriPaylaşım için Teşekkürler     | 
|   | 
|  | 
|  |