09-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Osmanlı Ordusu'nun Savaş Düzeni,Osmanlı İmparatorluğu'nda Askeri Teşkilat Nasıldı
Osmanlı Ordusu'nun Savaş Düzeni,Osmanlı İmparatorluğu'nda Askeri Teşkilat Nasıldı
Osmanlı Ordusu'nun Savaş Düzeni,Osmanlı İmparatorluğu'nda Askeri Teşkilat Nasıldı
                     Osmanlı Devletinde kurulan ilk düzenli kara kuvveti yaya ve müsellemlerdir Bu kuvvet Orhan Gazi'nin veziri Aleaddin Paşa ve Çandarlı Kara Halil'in önayak olmalarıyla kurulmuştur Piyade (yaya) ve süvari (müsellem) olmak üzere iki kısımdan oluşur Ancak fetihlerle genişleyen Osmanlı Devletine bu kuvvetler yetersiz kalmaya başladı Ve yeni bir askeri teşkilata ihtiyaç doğdu Bunun üzerine Kapıkulu ocağı meydana getirildi
*Kapıkulu Ocakları
Piyadeler:
1 Acemi Ocağı: İlk Acemi Ocağı Gelibolu'da Çandarlı Kara Halil ve Rüstem Paşaların önayak olmalarıyla Murad I zamanında kuruldu Acemi Ocağına savaş esirlerinin beşte biri (Pençik) ve Osmanlı tebasında bulunn Hristiyanların çocukları (Devşirme) alınırdı Bu esirlerle çocuklar önce Anadolu'da Türk ailelerin yanına Türkçeyi ve Türk gelenek ve göreneklerini öğrenmeleri için verilirdi Küçükler oda hizmetinde büyükler ise devlet ileri gelenlerinin hizmetine veriliyorlardı Sonra bunlar, yer açıldıkça Yeniçeri Ocağına ya da Bostancı Ocağına girerlerdi
2 Yeniçeri Ocağı: Kapıkulu Ocaklarının en önemlisidir Mevcudu devamlı değişmekle beraber orta sayısı hiç değişmemiştir Bu ortalar üç kısma ayrılmıştır
a)Yaya Ortaları:En eski yeniçeri ortalarıydı Bunların her biri Deveci,Tekke,Katrancılar,İmam Haseki,Solak,Zağaracılar,Turnacılar,Seksoncu,Ze mbe rekçi,Tüfenkçi ortaları gibi adlar alırlardı Ortabaşlarına yayabaşı adı verilirdi Bu ortalar diğer (Ağa ve Sekban) ortalarına göre imtiyazlı idiler En önemli hudut kalelerine muhafız olarak bu ortalar gönderilirdi
b)Sekban Bölükleri: Yaya ve atlı olmak üzere iki kısımdı 33 bölüğüne Avcı başlarına ise sekbanbaşı denirdi 1451 yılına kadar yeniçeriocağından ayrı bir bölümdü bu tarihten sonra Yeniçeri ağalarının sekbanbaşı olması kuralı getirildi Piyade ve süvari sekbanlar padişahla birlikte ava çıkarlardı
c)Ağa Bölükleri: Bayezıd II zamanında kuruldu Padişahın cülûsu sırasında bazı Yeniçerilerin isyankar hareketleri sonucu sekbanbaşıların Yeniçeri Ağası olma usülü kaldırıldı Bunun yerine sarayda padişaha bağlı birinin ağa olması getirildi
                        Yeniçeri Ocağının en büyük kumandanı yeniçeri ağasıdır Padişahların tahta geçebilmeleri bu yeniçeri ağalarının onlara olan itaatine bağlı olduğu için padişahlar çoğunlukla bunları en güvendikleri kişilerden seçerlerdi Yeniçeriler padişahın hassa askerlerinde olduğu için padişahla beraber sefere çıkarlar padişah çıkmazsa onlar çıkmazlardı Seferlerde çadırlarını Otağ-ı Hümayunun etrafına kurup Otağa yabancı birinin girmesini engellerlerdi Savaşlarda da ordunun merkezinde bulunurlardı
4 Cebeci Ocağı:Yeniçerilerin tüm silah araç ve gereçlerinin bakımı onarımı ve muhafazasınla görevli teknik bir sınıftır Ayıca tüm bunların harp alanına nakilleriyle de görevliydiler Bu ocaktan olanlar yeniçeriler gibi Acemi ocağından yetişmeydi Tüm Kapıkulu ocakları gibi bu ocak da 1826 da kaldırıldı
5 Topçu Ocağısmanlı ordusunda top Murad I devrinden beri kullanılıyordu Fakat topçu ocağının kesin olarak ne zaman kurulduğu bilinmemektedir Osmanlı topçuluk Fatih devriyle gelişmeye başlamış 16 yy'da ise en mükemmel haline gelmiştir Bu zarfta Osmanlıların kazandığı zaferlerde topların büyük payları vardı Bu ocağın kışlaları ve dökümhaneleri bugünkü Tophane denilen semtteydi Burada top dökümcüleri tarafından (Rihtegânı top ) tarafından dökümler yapılırdı İmparatorluğun gelişmesiyle beraber buradaki dökümhaneler yetersiz hale geldi bunun üzerine Anadolu ve Rumeli'de yeni dökümhaneler yapıldı ayrıca 18 yy'da sürat topçuları ocağı kuruldu Böylece topçu ocağı hem yeterli kapasiteye ulaştı hemde teknoljik gelişmelere ayak uydurabildi
6 Lağımcı Ocağı:Lağımcılar kale kuşatmalarında yeraltından yollar yaparak fitil ve barutla kale duvarlarını yıkmakla görevli bir teknik sınftı Bir kısmı Cebeci ocağına bağlı bir kısmı ise tımar ve zeamet sahibi idi Lağımcıların başına Lağımcıbaşı denirdi Tımar sahibi olanlar Cebecibaşına bağlıydı
7 Humbaracı Ocağı: Humbaracılar savaş sırasında humbara ( Demirden veya tunçtan içi patlayıcı madde dolu top veya elle atılan bir savaş aleti ) kullanmakla görevliydi Humbaracılar Cebeci ve topçu ocağına bağlı olmakla birlikte kale muhafazasında görevli humbaracılarda vardı Cebeci ocağına bağlı humbaracılar daha çok humbara yapımıyla uğraşıyorlardı Topçu ocağına bağlı humbaracılar ise savaşta bu savaş aracını kullanmaka görevliydi
Süvariler:
                    Kapıkulu Süvari Ocağının temeli Murad I zamanında sipahi ve silahtar birliklerinin kurulmasıyla atıldı Sonra sağ ve sol ulufeciler ve sağ ve sol garipler bölüklerinin kurulmasıyla tamamlandı Kapıkulu süvarileri de yeniçeriler gibi padişahın atlı askerleriydi Derece ve maaş olarak üstün olmalarına rağmen devletteki nüfuz ve savaşlardaki rol bakımından yeniçeriler daha üstündü Yeniçeriler acemi ocağından gelirdi süvariler ise yeniçeriler,cebeciler ve saraydaki hizmetlilerin başarı gösterenleri ve terfiye hak kazananları arasından seçilirdi
1 Sipahi Bölüğü: Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulmuştu Bu bölük barış zamanında çeşitli vergileri toplamakla görevliydi Bunların savaştaki görevleri padişahın çadırını korumak Sancak tepesi denilen yerleri yaparak orduya yol göstermek,siper kazdırmak ve kuşatılan kalelere toprak sürdürtmekti
2 Silahtar Bölüğü: Bu bölüğe Harem-i Hûmayundan çıkan iç oğlanlarla Galatasaray ve İbrahimpaşa sarayından çıkanlar alınırdı
3-4 Ulufeciler: Ulufecıyan-ı Yesar (Sol ulufeciler),Ulufecıyanı Yemin (Sağ ulufeciler) bölükleri mensupları da savaşta ve barışta padişahın hizmetinde bulunurlar ;savaşta hazineyi ve padişahın sancağını korurlardı
5-6 Garipler: Gurebayı Yemin (Sağ garipler) Gurebayı Yesar ( Sol Garipler ) bölüklerinin en önemli görevleri padişahın sancağını korumaktı Bu bölüklere Galata,İbrahimpaşa ve Edirne saraylarından çıkanlara ve savaşlarda büyük kahramanlık gösterenler alınırdı Atları için büyük otlaklara gereksinim olduğundan bu süvariler doğrudan İstanbul'a değil Anadolu ve Rumeli'de muhtelif yerlere gelirlerdi Ok,yay,balta,pala,mızrak,hançer,kalka n ve bozdoğan (gürz) kullanırlardı
*Eyalet Askerleri
                       Osmanlı ordusunun asıl büyük kısmıydı Tımarlı sipahiler ve Yerlikulu teşkilatı olmak üzere ikiye ayrılırdı:
a)Tımarlı Sipahiler: Eyalet askerlerinin dolayısıyla Osmanlı ordusunun en önemli kesimiydi Tımarlı sipahiler tımar sahiplerinden ve bunların beslemekle yükümlü oldukları askerlerden meydana gelirdi Bir seferden 2-3 ay önce tımarlı sipahilere hazır olmaları emredilirdi Bütün sipahilerin sefere katılması zorunluydu Sipahilerin subaylarına Alaybeyi denirdi Her alaybeyi 1000 sipahiye kumanda ederdi Silahları kılıç,ok,kalkan,mızrak idi Başlarında miğfer üstlerinde zırh bulunurdu
b)Yerlikulu Teşkilatı: Yerlikulu teşkilatı üç bölüme ayrılır:
Yurtiçi teşkilatı: Voynuklar,cerahorlar,martalozlar,derbentçiler,bel d eranlar ve menzilciler gibi gruplardan meydana gelirlerdi
Geri Hizmet Teşkilatı: Yaya ve müsellemler Yeniçeri Ocağı kurulduktan sonra yol açmak, köprü yapmak,kale tamir etmek,zahire nakli vb geri hizmetler ve kalelerin muhafazalarıyla görevlendirildi
Kale Kuvvetleri Teşkilatı: Sınırda ve stratejik bölgelerde muhafızlıkla görevli askerler,azablar gönüllü ve beşlilerden oluşan kuvvetlerdir Azablar kale muhafızlığı dışında köprücülük ve lağımcılık gibi işlerde de kullanılırdı Gönüllü ve beşliler sınır bölgelerindeki kasabalar,şehir ve kalelerin muhafazalarıyla görevliydiler Bunlar çoğunlukla yerli halktan ve müslümanlığı kabul etmiş olanlardan seçilirdi Gönüllüler süvari ve maaşlı olurdu Bunların maaşlarını bölgenin maliyesi karşılardı Beşliler bölgedeki köylerden bir mükellefiyet (beş evden bir kişi=Pençik) şeklinde toplanırdı
Akıncılar: Hafif süvari birliği idi Rumeli'de hudutlara yakın yerlerde bulunurlardı Devamlı düşman memleketlere akınlar yapıp para,mal ve esirler elde ederlerdi Bu arada elde ettikleri bilgileri merkeze bildirirlerdi Savaş zamanında ordunu 3-4 günlük mesafe ile önünde giderler keşifte bulunurlar,yol ve köprüleri emniyete alırlardı Silahları pala,mızrak,kılıç,kalkan ve "bozdoğan" denen gürzdü
Osmanlı Ordusu'nun Savaş Düzeni:
               Osmanlı ordusu savaş durumunda ve yürüüşlerde merkez sağ kol ve sol kol düzenini alırdı Ordu yürüyüş halindeyken baskın tehlikesini önlemek için önde akıncılar ilerlerdi Akıncıların gerisinde ise yol açan küprüleri tamir eden yol göstermek için kazık çakan kazmacılar yürürdü Onların gerisinden azablar ve karakol kuvvetleri gelirdi Osmanlı ordusu genellikle geceyarısı yürüyüşe çıkar ertesi gün öğleye kadar yürüyüş devam ederdi Geceleyin yolu ve ordugâhı aydınlatmak için meşaleler kullanılırdı Savaş meydanında da hilal ya da at nalı şeklinde pozisyon alınırdı Merkezde yeniçeriler onların önünde toplar,topların önünde ise azablar bulunurdu Sağ ve sol kollarda ise eyalet askerleri bulunurdu Savaşta düşman hilalin merkezine çekilir sonra çevresi sarılıp yok edilirdi
|
|
|