Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayalgücü, rüyalar, uyku

Uyku Rüyalar Ve Hayalgücü

Eski 05-24-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Uyku Rüyalar Ve Hayalgücü



Uyku Rüyalar ve Hayalgücü Sanat tarihine göz attığımızda yaratıcılıklarını rüyalarıyla beslemiş pek çok sanatçıya rastlıyoruz Örneğin, "Honesty" isimli pop parçasıyla dünyada pek çok dinleyiciye ulaşan Billy Joel bir röportajında yaptığı bestelerin melodisini ilk rüyalarında oluşturduğundan bahsediyor Hepimizin korku romanlarıyla yakından tanıdığı yazar Stephen King'inse "Korku Ağı" adlı romanını çocukluk kabuslarından birinden esinlenerek yazdığını biliyoruz Salvador Dali'nin rüyaların yaratıcılık üzerindeki etkisine inancıysa şaşırtıcı düzeyde Ressamın, uykuya dalmadan önce eline bir kaşık aldığı böylece uyuyakaldığında kaşığın yere düşerek çıkarttığı sesle uyanıp zihnindeki rüya imgeleri henüz canlıyken gerçek üstü öğelerle bezeli o muhteşem tablolarını ortaya koyduğu anlatılageliyor Ne var ki konuya bilimsel açıdan yaklaştığımızda, rüyaların gerçekten de yaratıcılığı tetikleyip tetiklemediğine dair bulgular oldukça kısıtlı Her ne kadar rüya görmeyle ilişkili beyin bölgeleri modern beyin görüntüleme teknikleriyle az çok aydınlatılmış olsa da, beyin, rüya ve yaratıcılığa dair böylesi çalışmalar oldukça az Bulgular az da olsa bilim insanlarının bu ilgi çekici konu hakkında bugüne kadar yürüttükleri çalışmalara büyüteç uzatalım istedik
Tablolarındaki soyut imgelerle dikkat çeken ünlü ressam Salvador Dali de rüyaların yaratıcılığını tetiklediğine inananlardandı
Yapılan son araştırmalar öyle gösteriyor ki gördüğümüz rüyalar bizlere Dali'nin tablolarını çizdiremese de günlük hayatta karşılaştığımız problemlere çözüm bulmakta yardımcı olabiliyor Modern uyku kuramlarının uykunun günlük hayatımızın devamı olduğuna vurgu yapan varsayımlarıyla da uyumlu görünen bu durum özellikle de rüyalarımızdaki semboller doğru yorumlandığında belirgin hale geliyor Uyanıkken zihnimizde tam olarak kuramadığımız bağlantıları rüyalar yardımıyla kurabileceğimize dikkat çeken bilim insanları çocuk bakımı, bahçe düzenlemesi vs gibi hayatın içine sinen pek çok alandaki yaratıcılığımızın rüyalarımızla şekillenebileceğini düşünüyor
Bilim insanları rüya hatırlama sıklığının yaratıcı kişilik özellikleriyle ilişkili olduğunu düşünüyor

Rüyalara dair bir diğer ilginç bulguysa hayal gücü yüksek kişilerin rüyalarını hatırlama yüzdelerinin daha yüksek oluşu Bu bulgu rüya hatırlamanın bir karakter özelliği olup olmadığı sorusunu getiriyor akıllara Araştırmalar, doğası gereği rüyalarını somut yaratıcı ürünlere dönüştürebilen kişilerin rüyalarını daha sık hatırlayabildiklerini destekler nitelikte Literatürde bu kişilerin karakter özellikleriyse açık fikirlilik, yüksek hayal gücü ve şizotipik yatkınlık olarak sıralanıyor Kısa bir süre öncesine kadar kaygı ve stres seviyesiyle iliştiriliyorduysa da rüya hatırlamada kişiliğin etkisi daha önemli gibi görünüyor Ancak yine de gece uykularını bölen kaygı durumlarının da rüyaları hatırlamamıza neden olması yadsınamayacak bir sebep
Tüm bu bulgulardansa yaratıcılık üzerinde etkide bulunan etmenin öncelikli olarak yetenek ve kişilik özellikleri olduğunu ve bu kişilik özelliklerine sahip kişilerin de rüyalarını daha sık hatırladıklarını çıkarsamamız yanlış olmayacaktır

UYKU VE RÜYALAR
Uykuya niçin ihtiyaç duyuyoruz, uyku düzensizlikleri hangi hastalıklara işaret, uykunun dönemleri nelerdir, psikologlar rüyalar hakkında ne söylüyor, meditasyonda ne olup bitiyor???
Evrime göz atacak olursak
Uyku ilk olarak, günümüzden yaklaşık 3 milyon yıl önce bazı organizmalarda görülmeye başlanmış İnsan türündeki biyolojik saatleri düzenleyen mekanizmaların geçmişiyse 500 milyon yıl öncesine dayanıyor
Her ne kadar bireylerin uykuya duydukları ihtiyaç çeşitlilik gösteriyor olsa da normal bir insanın uykuda geçirdiği süre 65 saat ile 85 saat arasında bir değer oluyor
ANCAK
Çocuklar günün 2/3'ünü (16 saat) uykuda geçiriyorken yaşlandıkça bu süre günün 1/4'üne (6 saat) kadar düşebiliyor
Nedeni henüz anlaşılamamış olsa da insanların uyuma süreleri ile ölüm yaşları arasında bir ilişki bulunuyor Araştırmalar, uykuları anormal seviyelerde uzun ya da kısa olan kişilerin normal olanlara göre erken ölmeye daha yatkın olduklarını gösteriyor
Döngüsel Ritimler
Gün ışığı ve karanlığın günlük devrimi çerçevesinde evrimleşen döngüsel biyolojik işleyişlere döngüsel ritim deniliyor

Nasıl yani???
Sözünü ettiğimiz bu döngüsel ritimler dikkat ve uyarılmışlık seviyelerimizle ilişkili Örneğin, kimimiz dikkatini gece daha iyi toplayabiliyorken kimimiz gün ışığında daha etkili çalışabiliyor Neden dersiniz? Yanıt sizi çok da şaşırtmayacak Uzmanların yaptığı araştırmalarda, içsel saatlerimizi kontrol eden bir takım sorumlu genler bulunmuş
"Melatonin"in rolü ne?
Döngüsel ritimlerin beynimizdeki sorumlu merkezi hipotalamus Görüntünün gözümüze düştüğü bölge olan retinadan beynimize ulaşan ve yalnızca gün ışığı gibi kuvvetli ışıklara yanıt veren özel bir sinir yolu bulunuyor Karanlıkta ise, beynimizin ortasında bulunan pineal bezi adına melatonin denilen bir hormon salgılıyor Bu hormon hem uykuyu hem de cinsel uyarılmışlık seviyesini etkiliyor
Gece nöbeti gerektiren işler, döngüsel ritimlerde aksaklığa neden olduğundan kişide sağlık problemlerini tetikleyebiliyor Her ne kadar kimileri bu aksaklıktan diğerleri kadar etkilenmiyor olsalar da huzursuzluk ya da çalışma veriminde düşüş gösteren kişilerde melatonin tedavisine gidilebiliyor
Uykuya niçin ihtiyaç duyuyoruz?
Bu sorunun yanıtına dair tartışmalar hala sürüyor Ancak uykunun öne sürülen işlevlerini şöyle listeleyebiliriz:
1) Vücudumuzdaki biyolojik işleyişleri yavaşlatarak enerji korumak
2) Beden ve zihnimizi yenilemek, büyümek
3) Gün içinde öğrenilenlerle belleği güçlendirmek
4) Bilinçaltımızdaki korku ve bastırılmış güdülerle yüzleşmek (Freudyen yaklaşım)
Yalnızca bir gece uykusuz kalmış olmak bile ertesi gece uykuya hemencecik dalmamıza neden olabiliyor Bunun nedeninin, uyanık geçen her saat beynimizin thalamus ve serebrum bölgelerinde sayısı artan adenozin isimli nörotransmitter olduğu düşünülüyor Bu kimyasal beyinde uyarılmışlık yaratan sistemleri bastırıyor ve uzun süre uyanık kalan bedenin uykuya dalmasını tetikliyor
Uykunun evreleri

EEG makinesi
Uyku birbirini takip eden bir takım evrelerden oluşuyor Bu evreler sırasında kişinin yaydığı beyin dalgaları EEG adı verilen makineler sayesinde ölçülebiliyor Kişi uykuya daldığı andan itibaren uykusu giderek ağırlaştıkça, beyin dalgaları da yavaşlayıp daha ritmik bir durum almaya başlıyor
Uyanıkken beynimiz alfa dalgaları yayıyor
Uykunun Erken Evreleri:
Evre 1: Bu evre yalnızca birkaç dakika sürüyor ve bu süre içerisinde teta dalgaları gözlemleniyor Göz hareketleri yavaşlıyor, kaslar gevşiyor, kan basıncı düşüyor ve kişi uykuya dalıveriyor
Evre 2: Bu evrede tetaya göre daha yavaş ve geniş dalgalar olan K kompleksleri gözlemleniyor Alfa aktivitesi sona eriyor
Evre 3: Yavaş, geniş ve ritmik delta dalgaları gözlemleniyor Delta dalgaları kaydedilen beyin aktivitesinin yarısını geçtiğinde kişi Evre 4'e giriyor Kaslar gevşiyor, solunum yavaşlıyor, vücut ısısı düşüyor
REM Dönemi: Hızlı göz hareketleriyle tanımlanan bu dönemde kişinin gözleri göz kapağının altından sürekli titriyor REM dönemi başlı başına farklı bir dönem olduğundan ilk 4 evre REM dışı evreler olarak da anılıyor

REM döneminde ne olup bitiyor?
Otonom sistem faaliyetleri artıyor: Nabız ve kan basıncı yükseliyor, soluk alıp verme hızlanıyor, hem kadın hem erkeklerde birkaç dakika boyunca cinsel uyarılmışlık durumu gözlemleniyor
Beyin dalgaları uyanıkken yaydığımız dalgalarla benzerlik gösteriyor: Bu da vücudumuz uykuda olsa bile beynimizin oldukça aktif olduğunu gösteriyor
Rüya görüyoruz: Gördüğümüz rüyaların birçoğu REM dönemi rüyaları
Rüyalarımız neden bilim kurgu tadında oluyor?
Çoğumuz rüyalarımızda garip yaratıklar, günlük hayatta rastlamayacağımız türden ilginç hikayeler görürüz Bunun nedeni, beynimizin mantıksal işleyiş ve kavramadan sorumlu tutulan frontal bölgesinin rüya görüyor olduğumuz sırada aktif olmaması Rüyalarımızda yine oldukça duygusal hissetmemizin nedeni ise aktivite düzeyi oldukça yüksek olarak saptanan amigdala bölgesiyle bağdaştırılıyor
Rüyalar hakkında
Psikodinamik Görüş: Freud rüyaların, bilinçaltımızdaki düşünce, his ve isteklerin su yüzüne çıkabildiği bir pencere olduklarını düşünüyor Çocukluğumuza kadar uzanan ve bilinçaltımıza ittiğimiz, bastırdığımız ve kökeninde cinsel arzularla öfke barındıran bu his ve isteklerle rüyalarımız yoluyla yüzleşebiliyoruz Freud rüyaları ikiye ayırıyor:
1) Gizil anlamlı rüyalar: Bu rüyalar sembolik anlamlar taşıyor ki Freud'a göre psikolojik yorumların bu rüyalar üzerinden yapılması gerekiyor
2) Görünür içerikli rüyalar: Bu rüyalarsa günlük hayatımızda duyduğumuz, yaşadığımız olaylarla bağlantılı olarak gördüğümüz rüyaları oluşturuyor
Psikodinamik görüşe göre, uyandığımız zaman rüyalarımızı unutuyor olmamızın nedeni bu rüyaların bizde kaygı uyandıran niteliklere sahip olması, haliyle uyanıkken onları bastırma eğiliminde oluyoruz
Bilişsel Görüş: Bilişsel görüş, rüyaların uyanıkken aklımızı kurcalayan kaygı ve düşünceleri içeren zihinsel işleyişlerin bir sonucu olduğunu düşünüyorDiğer bir deyişle, rüyaların yalnızca bir düşünce biçimi olduğunu savunuyor Öyle ki, rüyaların bazen gün içinde çözümünü bulamadığımız kimi soru ve sorunlara çözümler üretebileceğimiz dönemler olduğunu öne sürüyor
Bilişsel görüşe göre rüyalar zihinsel gelişimle ilişki içerisindeYetişkinlerin rüyaları, çocuklarınkilere oranla daha karmaşık oluyor
Biyolojik Görüş: Biyolojik görüşe göre uyku, belleğin güçlendirilmesinde çok önemli Öğrenilen yeni bilgiler uyku sırasında yeniden işlenip yorumlanıyor Bu görüşe göre, REM dışı uyku sırasında bu yeni bilgiler yeniden gözden geçirilirken, REM sırasında da eski bellek silinerek yeniden yapılandırılıyor
Meditasyon
Meditasyon yapan kişiler derin bir sükunet içine giriyorlar ve günlük hayattaki bilinçli düşünce akışlarını değiştirebiliyorlar Basit bir uyarana odaklanarak -ki bu genellikle nefes sesi gibi gözden ırak bir uyarıcı oluyor- normal bilinçli düşünce akışlarına engel oluyorlar
Meditasyon yoluyla kişi beyin dalgalarını değiştirebiliyor, kimi zaman uyku durumunda yaydığı dalgaları yayıyor İşte bu yüzden de fiziksel koşulları normal bir insanı oldukça zorlayabilecek yüksekliklerde bile, soğuk havaya rağmen saatlerce meditasyon yapabiliyor

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.