![]() |
İslamda Bilim Ve Müslüman Bilim Adamları |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslamda Bilim Ve Müslüman Bilim Adamlarıİslamda Bilim ve Müslüman Bilim Adamları İslamda Bilim ve Müslüman Bilim Adamları İslamda Bilim ve Teknoloji Hakkında İslam Bilim ve Teknolojiye Nasıl Yön Verdi? Dünyanın bugünkü medeniyet seviyesinde büyük payı olan bilim ve teknolojinin tarihi gelişimi de son derece hızlı oldu ![]() Yukarıda saydığımız keşiflerin tamamı, dokuzuncu yüzyıldan on dördüncü yüzyıla kadar uzanan dünya tarihinde, dönemin en ileri uygarlığı olan "İslam Uygarlığı"nın ürünüdür ![]() ![]() ![]() Kuran'da, evrenin yaratılışı ve kainatın düzeni ile ilgili ayetlerin bildirilmesi, bilgi sahibi olmaya büyük önem verilmesi, doğada Allah'ın varlığının delillerinin görülmesi, evrendeki her nesne ve varlığın birbirine olan uyum ve bağlılığı; söz konusu dönemde bilimin ilerlemesine yol göstermiştir ![]() Teknik ilimler, tıp, astronomi, cebir ve kimya gibi birçok alanda önemli neticeler elde eden Müslüman bilim adamları, medeniyet ve kültür sahasında kısa zamanda kendilerini tüm dünyaya kanıtlamışlardır ![]() ![]() ![]() Müslüman bilim adamları öncelikle, Batı'da Roma ve Doğu'da başta Çin olmak üzere, diğer devletlerde geliştirilen bilim ve teknolojiyi rehber almışlar ve önemli kaynakları tercüme etmişlerdir ![]() ![]() ![]() Beşinci yüzyılın ikinci yarısında doğup gelişen İslamiyet, deneye ve gözleme dayalı bilimin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır ![]() İslam dünyasında yetişen bilim adamlarından Cabir Bin Hayyan, 'Kimyasal maddeleri, uçucu maddeler, uçucu olmayan maddeler, yanmayan maddeler ve madenler' olarak dört grupta toplar ![]() ![]() El-Kindi, Einstein'dan 1100 yıl önce 800 yılında, izafiyet teorisi ile uğraşır ![]() ![]() ![]() Tıp ve eczacılıkta İbn-i Sina ve Razi gibi alimler, anatomi ve tedavi alanına pek çok yeni bilgi eklerken; tarih ve coğrafya bilimlerinde Idrisi, Hamevi ve Taberi ve adını bu satırlara sığdıramayacağımız pek çok İslam âlimi, bilimsel teorilerde önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyanın Eğimini Hesaplayan Fergani Harezmi, Hint rakamlarına sıfır rakamını ekleyerek bugün kullandığımız rakamları oluşturuyor; fen bilimlerinde, deneyle sabit olmayan bilgilere itibar edilmemesi gerektiğini söyleyen Ahmet Fergani, enlemler arasındaki mesafeyi hesapladığı gibi, Dünya'nın eksenindeki eğimi en doğru şekilde hesaplıyordu ![]() Trigonometrik bağlantıları bugünkü kullanılan şekliyle formülleştiren El-Battani, 877 yılından 929 yılına kadar sürekli astronomik gözlemler yapar; Tanjant ve Kotanjant'ın tanımını yaparak Sinüs, Tanjant ve Kotanjant'ın sıfırdan doksan dereceye kadar tablosunu hazırlar ![]() Ebubekir er-Razi, cerrahide dikiş malzemesi olarak ilk kez hayvan bağırsağını kullanır; tıp biliminde deney ve gözlemin çok önemli olduğundan bahseder ve başhekimi olduğu hastanede görev alacak olan doktorların uzmanlaşmaları gerektiğini söyler ![]() Ebü'l-Vefa trigonometriye Sekant ve Kosekant kavramlarını kazandırır ![]() ![]() Çeşitli maddelerin birbirinden ayırt edilme yollarından birinin, maddelerin özgül ağırlıkları olduğunu söyleyerek, sıcak su ile soğuk su arasındaki özgül ağırlık farkını tespit eden el-Beyruni; 973 yılında 'Bilimsel çalışmaların, deneylerle ispat edilmesi gerektiğini ve belgelere dayanmasının zorunlu olduğunu' söyler ![]() ![]() Bütün İslam ülkelerinde matematik, tıp, uzay bilimleri ve daha birçok ilimin okutulduğu eğitim kurumları, rasathaneler; dönemin en gelişmiş teçhizatları ile donatılmış hastaneler, herkese açık kütüphaneler bulunmaktaydı ![]() ![]() ![]() ![]() Bilimin Müslüman Öncüleri Ebul İz El Cezeri XIII ![]() ![]() ![]() Cezeri, tarihte sibernetiğin kurucusudur ![]() ![]() ![]() ![]() Sibernetik ve otomatik sistemlerin başlangıcı konusunda; Fransızlar Descartes ve Pascal'ı; Almanlar Leibniz'i, İngilizler de R ![]() ![]() Hazini Hazinî, ölçü ve tartı teorilerine yaptığı katkı ile tanınır ![]() ![]() ![]() ![]() Hazinî, kimyasal maddelerin yoğunluk ve özgül ağırlıklarını ölçmek amacıyla icat ettiği hassas terazilerle, kimya bilimine de önemli katkılarda bulundu ![]() ![]() Elementler Altın 19 ![]() ![]() Civa 13 ![]() ![]() Bakır 8 ![]() ![]() Pirinç 8 ![]() ![]() Demir 7 ![]() ![]() Kalay 7 ![]() ![]() Kurşun 11 ![]() ![]() Hazini'ye göre Modern kimyaya göre Hazinî, Zîc-i Sanacarî (Yıldız Kataloğu) adlı eserinde, yıldızlar ve gezegenlerle ilgili bilgilere ve Selçuklu Devleti'nin enlem ve boylamlarına da yer vermiştir ![]() ![]() Musaoğulları Benu Musa kardeşler, Abbasi Halifesi Memun (M ![]() ![]() ![]() Topkapı Sarayı III ![]() ![]() Hârizmi 9 ![]() ![]() ![]() Hârizmî'nin cebirle ilgili bu yapıtı, 12 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Kuşçu Semerkant Rasathanesi'nin Müdürlüğü'nü yaptığı sırada, Akkoyunlular adına Osmanlılarla barış görüşmelerinde bulunmak için İstanbul'a geldi ![]() ![]() ![]() Bilhassa, astronomi ve matematik konularında çağının sınırlarını aşacak kadar önemli eğitim ve öğretim çalışmalarında bulunan Ali Kuşçu; Ayasofya Medresesi'nin çalışma programlarını da yeniden düzenlemiştir ![]() Semerkant Rasathanesi'nde iken Zic-i Uluğ Bey' (Uluğ Bey'in Yıldız Kataloğu) adlı eserin hazırlanması için gerekli gözlem ve hesaplamaları yaptı ![]() ![]() Risaletü'l-Fethiye' adlı eseri ise 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şerafeddin Sabuncuoğlu Fatih Sultan Mehmet döneminin ünlü doktoru ve tıp bilginidir ![]() ![]() ![]() ![]() Bursalı Ali Münşi Tıp bilimine yaptığı en önemli katkılardan biri Kınakına' hakkındaki çalışmasıdır ![]() ![]() İlk kağıt fabrikasını kuran alim İbni Fazıl Kızamık ve çiçek hastalığını keşfeden; alim Razi Mikrobu ilk tanımlayan alim Akşemseddin Cüzzamı bulan alim ![]() ![]() ![]() Vebanın bulaşıcı olduğunu bulan alim İbni Hatip Verem mikrobunu bulan alim Kambur Vesîm Retina tabakasını bulan alim İbni � Rüşd İlk göz ameliyatını yapan alim Ammar İlk kanser ameliyatını yapan alim Ali bin Abbas Küçük kan dolaşımını bulan alim İbnünnefis İlk Tabipler odası başkanı Ali bin Rıdvan Sıfırı ilk kullanan alim Harizmi Trigonometriyi ilk bulan alim Battani Tanjant, kotanjant ve kosekantı ilk kullanan alim Ebul Vefa Trigonometri kitabını yazan alim Nasiruddin Tusi İlk trigonometrik dönüşüm formülünü bulan alim İbni Yunus Binom formülünü ilk bulan alim Ömer Hayyam İlk difransiyel kitabını yazan alim ![]() Ondalık kesiri ilk bulan alim Gıyaseddin Cemşid İlk usturlabı yapan alim Zerkali Dünyanın döndüğünü keşfeden ilk alim Biruni Dünyanın çevresini ilk ölçen alim Musa kardeşler Güneşin yüzündeki lekeleri ilk bulan alim Fergani Yıldızların yer ve açıklıklarını ölçen ve ilk cetveli geliştiren alim Cabir bin Eflah İlk otomatik kontrol sistemleri tasarlayan alim Ahmet bin Musa Sibernetiği ilk kuran alim ![]() İlk optik temellerini koyan alim İbni Heysem Sesin ![]() İlk torna tezgahını yapan alim İbni Karara Kanatlarla uçan ilk alim Hazerfen Ahmed Çelebi İlk uçağı yapan alim Ebu Firnas Yer çekimini ilk bulan alim Razi Sarkaçlı saati ilk yapan alim İbni Yunus Maddelerin özgül ağırlığını ilk hesaplayan alim Hazini Atomun parçalanabileceğim ilk bulan alim Cabir bin Hayyan Gök kuşağını ilk açıklayan alim Kutbettin Şirazi İlk kimya laboratuarını kuran alim ![]() Saf alkolü ilk elde eden alim Razi Fosforu ilk bulan alim Beşir Havan topunu ilk bulan alim Fatih Sultan Mehmed İlk kıta seyahatnamesini yazan alim İbni Battuta İlk dünya haritasını çizen alim Mürsiyeli İbrahim İlk ecza kitabını yazan alim İbni Baytar Hezarfen Ahmed Çelebi Kendisi dünyada ilk kez uçmayı başaran Türk bilginidir ![]() Onyedinci yüzyılda yaşadığı, 1623-1640 yılları arasında saltanat süren Sultan Dördüncü Murad zamanında, uçma tasarısını gerçekleştirdiği ve geniş bilgisinden ötürü halk arasında Hezarfen olarak anıldığı bilinmektedir ![]() Evinde deneylerle uğraşıp, çeşitli konularda araştırmalar yapan Hazerfan Ahmed Çelebi, İsmail Cevheri adlı bir başka Türk bilginini örnek alarak, bugünkü hava taşıtlarının ilkel şeklini gerçekleştirmişti ![]() ![]() Sarayburnu'ndaki Sinan Paşa köşkünden bu durumu seyreden Sultan Dördüncü Murad, Ahmed Çelebi ile önce çok yakından ilgilenmiş, ancak bu derece bilgili ve becerikli bir adamın varlığından kuşkuya düşerek onu Cezayir'e sürgün etmiştir ![]() ALİ KUŞÇU Türk-İslam dünyasının büyük astronomi ve kelam alimi olan Ali Kuşçu, XV ![]() ![]() ![]() ![]() Türk-İslam dünyasının büyük astronomi ve kelam alimi olan Ali Kuşçu, XV ![]() ![]() ![]() ![]() Daha sonra bilgisini artırmak için Kirman’a gitti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Uluğ Bey Rasathanesi, gök bilgisi araştırmaları için en doğru sonuçları alıyordu ![]() ![]() Gökyüzü bilgisi (astronomi), hem değişmez kuralların, kanunların tespit edilmesine yarıyor, hem de gözlemlerle kontrol edilebiliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Uluğ Bey, Ali Kuşçu için bambaşka bir mânâ taşıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Kuşçu bu olayla çok kırıldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Ali Kuşçu, kendisine bunca itibar eden Uzun Hasan'ın dileğini kırmayarak yol hazırlıklarını tamamladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Osmanlı tahtında oturan II ![]() ![]() ![]() ![]() Bu teklif, Ali Kuşçu için beklenmedik bir iltifattı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Kuşçu'nun bu mazereti, Fatih'e son derece akla yakın göründü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Değerli matematik ve astronomi bilgini Ali Kuşçu, sözünü tuttu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ali Kuşçu’nun İstanbul’a gelişi önemlidir; çünkü o zamana kadar İstanbul’da astronomi ile uğraşan güçlü bir bilgin yoktu ![]() ![]() Ali Kuşçu 1474’te İstanbul’da vefat etti ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslamda Bilim Ve Müslüman Bilim Adamları |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslamda Bilim Ve Müslüman Bilim AdamlarıEl Birunî Birunî Eserlerindeki yüksek fen bilgileri, kendinden sekiz asır sonra gelen fen bilim adamlarını dahi hayrette bırakmış, bugünkü fennin mimarlarının rehberi olmuş büyük fen ve islâm âlimidir ![]() ![]() ![]() Arapça yazdığı kitaplarda sık sık Türkçe kelimeler kullanması , ilk astronomi gözlemlerini Türklerin oturduğu bölgelerde yapması onun Türk olduğunu göstermektedir, ve bu yüzden Türk bilgini olarak tanınmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Vasili V ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük yaşta iken babasını kaybetmiş çok zor şartlar altında yetişmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gazneli Mahmut’un 1017’de Harezm devletine son vermesiyle Gazne’ye gelerek , 44 yaşında iken Gaznelilerin himayesine girmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sultan Mesud döneminde Ortaçağ asrtonomisinin en önemli kaynaklarından olan El- Kanunü’l Mesudî adlı kitabı yazmış ve sultana ithaf etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birunî tükenmek bilmeyen bir gözlem ve araştırma çabasına nesnellik ilkesini ve içten bir dindarlık ruhunu da ekleyerek her yönden yetkin bir kişilik sergilemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çünkü ilim güzeldir, lezzeti de kalıcıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlmin ilerlemesi ve gelişmesi için şunlar lüzumludur: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() 7 ![]() ![]() 8 ![]() ![]() Bazı Önemli Bilimsel Çalışmaları Astronomi ve Matematik İlk astronomi gözlemlerini 990’da yapmıştır ![]() ![]() Akşemseddin "Hastalıklar insandan insana bulaşmak suretiyle geçer ![]() ![]() ![]() Osmanlılar zamanında yetişen büyük evliya ve İstanbul’un manevi fatihi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Akşemseddin Kur’an-ı kerimi ezberledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Hastalıkların insanlarda birer birer ortaya çıktığını sanmak yanlıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Pasteur’un teknik aletlerle Akşemseddin’den dört asır sonra varabildiği neticeyi dünyada ilk defa haber verdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Akşemseddin, zahiri ve batıni ilimleri bilen birçok alim yetiştirdi ![]() ![]() Fatih Sultan Mehmed Han muhteşem ordusuyla İstanbul’un fethine çıktığında, Akşemseddin, Akbıyık Sultan, Molla Fenari, Molla Gürani, Şeyh Sinan gibi meşhur veliler ve alimler de talebeleriyle birlikte orduya katıldılar ![]() ![]() ![]() ![]() "Şu karşı yakadaki tepenin eteğinde bir nur görüyorum ![]() ![]() ![]() Daha sonra orası kazıldı ve Eyyub Sultan’ın (radıyallahü anh) kabri ortaya çıktı ![]() ![]() ![]() Akşemseddin, İstanbul’un fethinden sonra, Göynük’e yerleşti ve vefatına kadar orada kaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buyururdu ki: “Her işe besmele ile başla ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eserleri: 1) Risalet-ün-Nuriyye: Tasavvufa ve tasavvuf ehline dil uzatanlara cevab mahiyetindedir ![]() ![]() ![]() İbn-i Sina (980-1037) Eserleri Batı dillerine Latince yoluyla çevrilerek Avicenna diye şöhrete ulaşan İbni Sinâ ![]() ![]() ![]() Büyük Türk bilginidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Sinâ, daha çocukluğunda, çevresini hayrete düşüren bir zekâ ve hafıza örneği göstermiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buhara Emiri Nuh İbni Mansur’u ağır bir hastalıktan kurtardı ve bu yüzden de Samanoğulları sarayının kütüphenisinde çalışma iznini aldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Sînâ, çoğu fizik, astronomi ve felsefeyle ilgili olarak 150 civarında eser yazmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eserleri Batı dillerine Latince yoluyla çevrilerek Avicenna diye şöhrete ulaşan İbni Sinâ, yanlış olarak bir süre Avrupa'da İranlı hekim ve filozof olarak tanınmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Matematik, astronomi, geometri alanlarında geniş araştırmaları vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şifa adlı eseri bir felsefe ansiklopedisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Sina, 1037 tarihinde Hemedan’da mide hastalığından öldü ![]() İbn-i Sina’nın asıl büyüklüğü doktorluğundadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn-i Sina’nın Kanûn adlı eseri XII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün hala Paris Üniversitesi’nin tıp fakültesi öğrencileri St ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
İslamda Bilim Ve Müslüman Bilim Adamları |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslamda Bilim Ve Müslüman Bilim Adamlarıİbni-Sina ve Felsefe İslam filozofu ![]() ![]() Buhara yakınlarında Hormisen'de doğdu, 21 Haziran 1037'de Hemedan'da öldü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Sina'nın felsefeye karşı ilgisi deney bilimleriyle başlamış, Aristoteles ve Yeni-Platoncu görüşleri incelemekle gelişmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Bilgi sezgi ile kazanılan kesin ilkelere göre sonuçlama yoluyla sağlanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Sina'ya göre varlık, tasarlamakla bağlantılıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mantık insanı gerçeklere ulaştırmaz, yalnız birtakım yanılmalardan korur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mantığın konusu incelenirken, tanım temel alınmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Sina mantığında en önemli yeri tanım tutar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Önermeler, yüklemli ve koşullu olabilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tümeller, bütün varlık türlerinin oluşumundan önce, Tanrı düşüncesinde, birer tanrısal kavram olarak vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fiziğin konusu madde ve biçimden oluşan nesnelerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Sina'nın felsefesinde, Aristotelesi'in geliştirdiği düşünce dizgesine uygun olarak, ruh kavramının önemli bir yer tuttuğu görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Canlı sorununa, gözleme dayalı bir ruhbilim anlayışıyla çözüm arayan İbn Sina'ya göre dirilik bir bileşimdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Us konusunda İbn Sina ayrı bir düşünce ortaya atmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan, ayrıntıları duyularla algılar, tümelleri usla kavrar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaratılış konusunda İbn Sina, varlığın sıralı düzeninde, "bir'den bir çıkar" ilkesine dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evrenin varlığı, zorunlu olan, Tanrı'yı gerektirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Sina metafiziği genelde Aristoteles metafiziği ile Yeni-Platonculuk ve Kelam'ın bireşimidir ![]() ![]() ![]() ![]() Varlık üç bölüme ayrılır: 1- Olanaklı varlık, nesnelerle ilgili değişimin, oluş ve bozulmanın egemen olduğu varlıktır ![]() ![]() 2- Kendiliğinden olanaklı varlık ![]() ![]() ![]() ![]() 3- Kendiliğinden zorunlu varlık, ilk neden ya da Tanrı'dır ![]() ![]() ![]() ![]() İbn Sina'nın benimsediği tanrıbilim dört ana konuyu içerir; Evren, ötedünya, ahiret, peygamberlik, Tanrı ![]() Evren yaratılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ölüm, tinin gövdeden ayrılmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanları yaratan Tanrı, onlara verdiği özgür istençle iyi ile kötüyü seçme olanağı sağladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tanrı, özü gereği bilicidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Madde ve biçimin ilişkileri üzerinde bilimleri iç bölümde ele alırlar: 1- Maddeden ayrılmamış biçimlerin bilimi: Doğa bilimleri ya da aşağı bilimler ![]() 2- Maddesinden iyice ayrı biçimlerin bilimi: Metafizik, mantık gibi yüksek bilimler ![]() 3- Maddesinden ancak zihinde ayrılabilen, kimi yerde ayrı kimi yerde bir olan biçimlerin bilimi: Matematik, geometri, orta bilimler ![]() ![]() Felsefe ise, kuramsal ve pratik diye ikiye ayrılır ![]() ![]() ![]() İbn Sina, gerek Doğu gerekse Batı filozoflarını etkiledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() YAPITLAR (başlıca): el-Kanun fi't-Tıb, (ö ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Takiyüddin 16 ![]() ![]() 1546- 1601 yılları arasında yaşayan Danimarkalı Tyco Brahe, kral II ![]() ![]() Tyco Brahe, Copernicus'un Güneş merkezli gezegenler görüşünü destekleyenlerden bir noktada ayrılıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tyco Brahe, Copernicus sistemini reddetmesine ve astrolojiye inanmasına karşın 16 ![]() ![]() ![]() ![]() 1521 yılında Şam'da doğan Takiyyüddin, Mısır ve Şam'da döneminin tanınmış hocalarından fıkıh, hadis ve tefsir dersleri aldıktan sonra ders vermek üzere yine Mısır'a atandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Takiyüddin'in İstanbul'a yerleştiği 1570 yılına kadar, gökbilimle ilgilenmek amacıyla rasathane kurulmamış olduğundan, gökbilimle ilgili bilgiler eskiden kalma Arapça ve Farsça kitaplardan öğrenilmekteydi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Takiyüddin’in Ondalık Kesirleri Trigonometri ve Astronomiye Uygulaması Remzi Demir Bilindiği gibi, Türk bilim tarihine ilişkin araştırmaların yetersiz olması, Türklerin tarihlerinin hiçbir döneminde bilgin yetiştirmedikleri gibi yanlış bir anlayışın doğmasına ve yayılmasına neden olmuştur; "Türklerin kalem ehli değil ama kılıç ehli oldukları" biçiminde özetlenen bu anlayış, son yıllarda özellikle EI-Hârezmî, Abdülhamid ibn Türk, Fârâbî, İbn Sinâ, Uluğ Bey ve Ali Kuşçu gibi bilginlerin yapıtları üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda sarsılmışsa da yıkılmamıştır ![]() ![]() ![]() Ondalık kesirleri, Uluğ Bey’in Semerkant Gözlemevi’nde müdürlük yapan Gıyâsüddin Cemşid el-Kâşî’nin Aritmetiğin Anahtarı (1427) adlı yapıtından öğrenmiş olan Takiyüddin’e göre, el- Kâşî’nin bu konudaki bilgisi, kesirli sayıların işlemleriyle sınırlı kalmıştır; oysa ondalık kesirlerin, trigonometri ve astronomi gibi bilimin diğer dallarına da uygulanarak genelleştirilmesi gerekir ![]() Acaba Takiyüddin’in ondalık kesirleri trigonometri ve astronomiye uygulamak istemesinin gerekçesi nedir? Osmanlıların kullanmış oldukları hesaplama yöntemlerini, yani Hint Hesabı denilen onluk yöntemle Müneccim Hesabı denilen altmışlık yöntemi tanıtmak maksadıyla yazmış olduğu Aritmetikten Beklediklerimiz adlı çok değerli yapıtında Takiyüddin, ondalık kesirleri altmışlık kesirlerin bir alternatifi olarak gösterdikten sonra, dokuz başlık altında, ondalık kesirli sayıların iki katının ve yarısının alınması, toplanması, çıkarılması, çarpılması, bölünmesi, karekökünün alınması, altmışlık kesirlerin ondalık kesirlere ve ondalık kesirlerin altmışlık kesirlere dönüştürülmesi işlemlerinin nasıl yapılacağını birer örnekle açıklamıştır ![]() ![]() ![]() Takiyüddin, bu yapıtında göksel konumların belirlenmesinde kullanılan altmışlık yöntemin hesaplama açısından elverişli olmadığını bildirir; çünkü altmışlık yöntemde, kesir basamakları çok olan sayılarla çarpma ve bölme işlemlerini yapmak çok vakit alan sıkıcı ve güç bir iştir; bugün kullandığımız onluk çarpım tablosuna benzeyen altmışlık kerrat cetveli bile bu güçlüğün giderilmesi için yeterli değildir ![]() ![]() Bu önerisiyle gökbilimcilerinin en önemli güçlüklerinden birini gidermeyi amaçlayan Takiyüddin, açıları veya yayları ondalık kesirlerle gösterirken, bunların trigonometrik fonksiyonlarını altmışlık kesirlerle gösteremeyeceğini anlamış ve ondalık kesirleri trigonometriye uygulamak için Gökler Bilgisinin Sınırı adlı yapıtında birim dairenin yarıçapını 60 veya 1 olarak değil de, 10 olarak aldıktan sonra kesirleri de ondalık kesirlerle göstermiştir ![]() ![]() ![]() Takiyüddin, ondalık kesirlerin trigonometri ve astronomiye nasıl uygulanabileceğini kuramsal olarak gösterdikten sonra, 1580 yılında bitirmiş olduğu Sultanın Onluk Yönteme Göre Düzenlenen Tablolarının Yorumu adlı kataloğunda uygulamaya geçmiştir ![]() ![]() Takiyüddin, 1584 yılında İstanbul’da tamamlamış olduğu İnciler Topluluğu adlı başka bir yapıtında, son adımı atmış ve birim dairenin yarıçapını 10 birim almak ve kesirleri, ondalık kesirlerle göstermek koşuluyla bir Sinüs -Kosinüs Tablosu ile bir Tanjant - Kotanjant Tablosu hesaplayarak matematikçilerin ve gökbilimcilerin kullanımına sunmuştur ![]() ![]() Batı’da ondalık kesirleri kuramsal olarak tandan ilk müstakil yapıt, Hollandalı matematikçi Simon Stevin (1548-1620) tarafından Felemenkçe olarak yazılan ve 1585’de Leiden’de yayımlanan De Thiende’dir (Ondalık) ![]() ![]() ![]() ![]() Rasathanede Kullanılan Ölçüm Araçları Takiyüddin'in İstanbul Rasathanesi'nde ölçüm yapmak için kullandığı belli başlı dokuz alet inşa ettiği saptanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Takiyüddin'in rasathanede kullandığı önemli araçlardan biri de L****'dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Takiyüddinin kullandığı üçüncü aletin adı Zâtü's-Semt ve’l-İrtifâ’dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zâtü’s- Semt ve’l- İrtifâ ortaçağ gökbilimcilerinin geliştirdiği bir araçtır ![]() ![]() ![]() ![]() Zat-ü’s- şu’beteyn Takiyüddin’in kullandığı dördüncü alettir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rasathane’de kullanılan aletlerden beşincisi Rub-ı mıstar’dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rasathanede kullanılan altıncı alet Zatü’1-ceyb’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zatü’1-evtar Takiyüddin’in kullandığı aletlerden yedincisidir ![]() ![]() Takiyüddin’in buluşlarından biri de Müşebbehetü bi’1-monatık’dır ![]() ![]() ![]() Rasathane’de kullanılan son alet Bengam’dır ![]() ![]() ![]() Takiyüddin’in Optiğe Katkıları Hüseyin Topdemir Takiyüddin başarılı çalışmalar sergilediği optik alanında, Gözbebeğinin ve Aklın Işığı adlı bir yapıt kaleme almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Optiğe ilişkin sorunların, geometrik sorunlara dönüştürülerek geometrik yoldan incelenmesi, 2) Sorunların nedensel olarak açıklanması ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kitap bir giriş ve üç ana bölümden oluşmaktadır ![]() ![]() Birinci bölüm aracısız görme konusuna ayrılmıştır ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() 4 ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() 7 ![]() ![]() Burada öncelikle ışığın doğrusal çizgiler boyunca, ancak küresel olarak yayıldığı savının öne çıktığını hemen belirtelim ![]() ![]() Takiyüddin’e göre ışık, ışıklı bir nesneden ve o nesnedeki her bir noktadan küresel olarak yayılır ve yayılım sırasında, ister istemez bazı ışın çizgileri paralel, bazıları birbirine yakınlaşan ve bazıları ise birbirlerinden uzaklaşan doğrular boyunca yol alır ![]() ![]() Bunun dışında aracısız görme konusunda Takiyüddin’in üzerinde durmamızı gerektiren bir açıklaması daha bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Newton öncesi dönemde ise renk konusunda egemen olan kuram, değişim kuramı adı verilen ve rengin ışığın zayıflamasıyla ya da aydınlık ve karanlığın karışımıyla oluştuğunu belirten Aristotelesçi kuramdır ![]() ![]() ![]() Kitabın ikinci bölümü yansıma aracılığıyla oluşan görme konusuna ayrılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü bölüm de kırılma konusu ele alınmış ve yoğunluğu farklı olan ortamlarda ışığın yol alırken uğradığı değişimler incelenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Takiyüddin’in Elyazmaları Takiyüddin’in günümüze ulaşan elyazmaları incelendiğinde, içerdikleri bilgilerin o dönem gökbilimi hakkında sağladığı veriler yanında farklı bir önemi olduğu da görülür ![]() Takiyüddin el yazmalarında belirli bir biçim kullanmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O dönemlerde bilim adamlarının yazdıkları eserlerin kopyaları elle çıkarılmaktaydı ![]() ![]() ![]() Takiyüddin’e ait el yazmalarının bir bölümü Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nde bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Rasathanenin Hazin Sonu İstanbul Rasathanesi ilginç bir yıkım yaşamasına rağmen, yıkımın nedenine ilişkin fazlaca veri elde edilememiş ![]() ![]() ![]() Rasathanenin padişah emriyle yıktırıldığı kesin olmakla birlikte, konuyla ilgili aydınlanmamış birçok nokta vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Bunca söylentiye karşın, kesin olarak bilinen İstanbul Rasathanesi’nde nitelikli gözlemler yapıldığı ve bu gözlemlere dayanılarak son derece hassas gözlem katalogları hazırlandığıdır ![]() ![]() ![]() Ömer Hayyam (1048-1131) Asıl adı Giyaseddin Ebu'l Feth Bin İbrahim El Hayyam' dır ![]() ![]() 18 Mayıs 1048'de İran'ın Nişapur kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının oğluydu ![]() ![]() ![]() ![]() Daha yaşadığı dönemde İbn-i Sina'dan sonra Doğu'nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul ediliyordu ![]() ![]() ![]() Yazdığı bilimsel içerikli kitaplar arasında Cebir ve Geometri Üzerine, Fiziksel Bilimler Alanında Bir Özet, Varlıkla İlgili Bilgi Özeti, Oluş ve Görüşler, Bilgelikler Ölçüsü, Akıllar Bahçesi yer alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kitabında da Öklit'in aksiyomlarıyla ilgili çalışmaları toplayan Hayyam, Öklit'in paralellik aksiyomunu başka bir önerme kümesiyle değiştirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öğrenimi tamamlayan Ömer Hayyam kendisine bugünlere kadar uzanacak bir ün kazandıran Cebir Risaliyesi'ni ve Rubaiyat'ı Semerkant'ta kaleme almıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlmini genişletmek için zamanın ilim merkezleri olan Semerkand, Buhara, İsfahan'a yolculuklar yapmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
|