Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. Mevlana'nın Sevdiği Kadın Olan Gevher Hatun İle Mektuplaşmaları
Hz Mevlana'nın sevdiği kadın olan Gevher Hatun ile mektuplaşmaları
Hz Mevlana'nın Sevdiği Kadın Olan Gevher Hatun İle Mektuplaşmaları
Sizlerle çok özel ve bir o kadarda duygu yüklü bir şey paylaşmak istedim İnanın okurken gözlerim yaş içinde, yazarken ayrı bir yaş içinde kaldı  
Hz Mevlana'nın, evleneceği kadını (Gevher Hatun) bir kere gördüğünde düğününe kadar onunla yazıştığı mektuplar   
Önce Hz Mevlana yazar ;
Benim Gül'üme 
Zaman geçer  İnsan geçer  Dünyada her şey geçer; zaman öyle bir zaman olur ki sevda da zamana ayak uyduramaz Gönül sevda da geçer, gönüle yar geçer Çok değil, sadece birazcık mevsim geçer, sıcak gelir, kış gelir; bahar geçer  Taşın yanında ağır olduğunu, ateşin ancak düştüğü yeri yaktığını yeni öğrendim Aşk da ateş mi demektir, hani her düştüğü gönlü yakar ya   Mevsimlerden gözyaşı değil henüz, mevsim aşk mevsimi Ey sevdamın Gül Hatun'u, beşinci mevsimim sensin, sen sadece sen değilsin, bensin; bedensin, benimsin
Katre katre sen kokarsın toprağa nihayet düştüğümde Ruhumun arzu dolu meyvesi sensin Gül Güle gülmek yaraşır, sevdaya da gül Hani nerde aşkın sahibi gönül? Dur, yorulma ! Sevdam sana, gülüm sevdaya Gülü sakın verme başka sevdalara  
Bezm-i elestten beriyim sevdada, o bende vaktinden öncesinde, susma ! Konuş, haykır gülüne doyasıya sevdanı, sevdaya da ancak bülbülleşmek yaraşır Bütün umutlar sende, bütün aşk sende, sevda sende, gül sende  
Ertesi gün Gevher Hatun'dan cevap gelir 
Cemre bakışlıma  
Bakışlarına hasret kaldım, uzak diyarlarda ruhunu soluduğum aşk-ı sevdam Ruhuma gel, yanaş tenime ve bak usul usul, nefesini nefesim duysun Yoksun Sevda da yok ortalıkta Aşk var; sevda olmasa da sevda var Suyuna can verip damarlarımı dirilten;cansız toprağın kucağında tohumuma can veren ve sevdamı bana bağlı kılan Yaradan, ruhuma can verip sevdaya bağışladığın an bittim , yeniden doğdum da sevdamın gözlerinde dirildim Emelimi onda buldum, sevdayı sevdanda gördüm Taş üstünde taş, baş üstünde baş kalmamacasına ezelden ebede ferman ferman yazılmış bahtsız ruhumun mücerret rüyası, gönlümün sevda-yı gülü  
Kimseler bilmez, kimseler görmez bizi Aşka değer bir aşk mıdır beni benden alan, yoksa cihanda görülmeyen seslerin muhteşem ahengi midir kalpte yanan? Sana dair ne varsa, ben hepsini aşk bildim Sevda bildim Seni sen bildim de sevdayı sana bildim
Aşka sen diye bakmadıktan sonra ben aşkı neyleyim? Seni ruhuma cemre diye damlatmadıktan sonra ben bu bedende neyleyim?
Aşk da sen, hasret de sen, ben de sen   
Ardından tekrar, Hz Mevlana yazmaya başlar  
Suskunluğumu seninle bozuyorum Son nefes senin adını sürüyorum dudaklarıma, sonra kapatıyorum oruç niyetine; iftarım senin adınla oluyor yine Aşkın adını sen koydum, bütün sevdalar kıskandı
Aşkın yalın hali ise sadece ben Yalın, yalnız, yapayalnız Sevdasız yağmur bile eski bir rüyadır Aşkın içinde gül varsa gül tekrar filizlenir, kıpkırmızı kesilir Sevdada gül varsa ancak o zaman bulur aşk kendi halini Aşka dair ve sevdaya dair seni çizsem, kitap niyetine soluksuz okunur gönüllerin ulu orta yerinde Kitabın adını sen koysam , "sevda sevda" dillenir bütün gözler
Her şey bittiği zaman kainatta, gül ile sevda tekrar dirilir, son bir kez yeşerir son noktayı koyarcasına  Sustum Sevda sustu, gül sustu Sustum, sevda müptelası gül çoştukça çoştu Aşk üç kelime ile aşk oldu; Gül ve Sevda Sevdaya gül dahil, sevda güle müdahil Yaşamak sadece gülce, sevdaca  
Aşkın adını hüsran koyanlar utansın, sevda tüten güllere inat Ruhun girdaplarını gül, sevda koydum saklanıp çıkmayayım diye Güle değen bütün sözleri kıskanırım Sevdaya gelecek ruhları parça parça dağıtırım
Ben sana Gül diye yazdıkça, sen bana Cemrem diye yazardın Haklısın cemrenim ben Dördüncü cemre Havaya, toprağa ve suya düşen cemreler Yakar Kavurur Savurur Cemre düştü toprağa gözlerden Toprağı diriltti, canı verdi; canını yitirdi Canını yitirse de cemreliğini kaybetmedi Gözler önce cemreyi gönderdi, sonra kendileri de gitti Eridiler, yok oldular Cemrenin kızgınlığı zamanaydı, gözlereydi, toprağaydı ve aşkaydı  
Zaman geçiyor Ne cemre kalıyor, ne gözler kalıyor ne de toprak eski halinde kalıyor Gönül buruksa ve vurgunsa kendi ruh halini hep koruyor, kaybetmiyor ama asi oluyor Aşka isyan ediyor, zamana isyan ediyor , mekana isyan ediyor
Gül, cemreye kavuşunca sevda doyuyor mutluluğa Cemre sevdanın bir parçası, onun zerresi, onun katresi  Sevda hep güle cemreyle yalvarıyor, gül gülüyor, sevda binlerce kat daha sevdalanıyor   Gül utanınca kırmızılaşıyor
Sevdada isyankar bakışlar, gülde uslanmaz haykırışlar  Mesafe uzak; gönüller bir, gözler uzak; bakışlar bir  Ayrılık girdi araya uzunca zamandır Rüzgar , sevdayı gülden ayrı savurdu, itti bütün gücüyle gülden uzağa apayrı  Zamanda mıydı suç? Rüzgarda mı? Yok, başka kimse yok gül ve sevdaya dair  
Cemre susuz 
Cemre yarsız 
Cemre gülsüz ve sevdasız   
"Senin Cemren"
Aşkın Gözyaşları Hz Mevlana kitabından alıntıdır
|