Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
efendisi’ne, güneş, iki, sav, sesleniş, yetimlerin

İki Güneş (Yetimlerin Efendisi’Ne (Sav) Sesleniş)

Eski 09-08-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İki Güneş (Yetimlerin Efendisi’Ne (Sav) Sesleniş)



İKİ GÜNEŞ (YETİMLERİN EFENDİSİ’NE (SAV) SESLENİŞ)
İkİ gÜneŞ (yetİmlerİn efendİsİ’ne (sav) seslenİŞ)

Medine de bir şirkette elektrik teknisyeni olarak çalışan Allah dostu ve peygamber aşığı bir kardeşimiz, işin son günü sabah mesaisinde kendisine verilen teknik görevi tamamlayıp ayrılmak üzere iken, Resulullahın Ravzasında elektrik çarpması sonucu vefat etti ve ‘Cennetu’l Baki’ye defnedildi Tabii ailesi mecburi istikamet Türkiye’ye döndü O zaman 7 yaşında olan oğlu, bugün ortaokul öğrencisi Kompozisyon dersi ödevi olarak bir makale yazmış ve birincilik almış İşte o peygamber aşkını en derinden yaşayan bir yüreğin yansımaları Biliriz ki dil, kalpten geçen her şeyi ifade edemez…



Bir seni güneşim, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geldiğim yerde…

Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine'de dünyaya gözlerimi açmıştım Doğduğum hastane senin Ravza’nın hemen yanı başında olduğu için, duyduğum ilk koku senin bahçenin gül kokuları olmuş Babam gelipte daha kulağıma ezan okumadan, kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş

40 günlük olduğumda ilk ziyaretimi de senin Hane-i Saadet’ine yapmışım İlk adımlarımı senin Ravza’ndaki mermerlerinde atmış ve Rabbimle ilk buluşmamı, ilk secdemi senin mescidinde yapmışım Hemen hemen yaptığım her ilkte sen varsın Daha konuşmasını öğrenmeden seni sevmeyi öğrendim ben

Belki seni çok tanımazdım ama sanki bana çok çok yakınmışsın gibi severdim seni Senin evini her ziyarete gelişimizde seni görmesek bile senin varlığını hisseder, evinden her ayrılışımızda hüzünlenirdik…

Çocuklar evde sıkılınca babaları parka, eğlence yerlerine götürsün isterler Biz Medine de yaşadığımız sürece, hiç babamızdan parka götürmesini istemedik Bizim canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç? Sanırım Medine’deki hiçbir çocuğun canı sıkılmazdı Çünkü orada hiçbir yerde olmayan gül bahçesi ve bahçenin biricik Efendisi vardı

Bizim vaktimizin çoğu o bahçede geçerdi Senin bahçenin mermerlerine ayakkabı ile basamazdık Yalınayak dolaşırdık mermerlerin üstünde Kim bilir, korkardık belki de bahçenin güllerine basıvermekten Yazın mermerler ayaklarımı yakardı Olsun, bu da bizim hoşumuza giderdi Babama sormuştum bir seferinde:
- Babacığım neden Medine bu kadar sıcak diye Babam da:
- Evladım Medine’de iki tane güneş varda ondan, derdi
- Nasıl olur babacığım, güneş bir tane değil mi? derdim Babam gülerek…
- Bak yavrum doğru, bütün dünyayı ısıtan bir güneş var ama bir de alemleri ısıtan ve aydınlatan güneş var O güneş de Medine de olunca sıcaklık iki kat oluyor

Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve ısınırdım Gerçekten de ayaklarımızı mermerler ısıtıyordu ama senin güneşin de, sıcaklığın da içimizi ısıtıyordu…

Medine den ayrıldığımızdan beri, belki ayaklarımız ısınıyor ama içimiz bir türlü ısınamıyor…

Çünkü güneşimizin en büyüğünü orada bırakmıştık Ben güneşimi kaybetmiştim Onun evine, bahçesine gidemiyordum artık Gerçi ışığı, ta buralarda bizi aydınlatıyordu ama içimi ısıtması için onun Ravza’sında yalınayak koşmam lazımdı

Evet, bahçende yürürken ezanlar okunurdu Öyle güzel okur ki Medine müezzini ezanı, sanki Bilal-i Habeşi (ra) okuyor sanırsınız Namaz kılmak için Mescide koştururduk, bilir bilmez Babamın yanında namaz kılardık Büyük sütunların altından gelen soğuk havadan saçlarımızı savurturduk Zemzem bardaklarından güller yapardık Namaz kılarken yanımıza usulca bir kedi sokulurdu Babam 'incitmeyin sakın, onlar Ebu Hüreyre’nin (ra) kedileri' derdi, biz de inanırdık Senin Mescidine kediler de girebilirdi Sen çok iyi bir ev sahibiydin çünkü…

Çarşamba günleri hep Uhud'a giderdik Senin çok sevdiğin amcanı ziyaret etmeye O bizim de amcamızdı Kardeşlerimle Ayneyn tepesine çıkar, oradan Uhud’da yatan 70 şehide selam verirdik Uhud Dağı’na her baktığımızda, sanki orada seni görür gibi olurduk Uhud da senin Ravza’nın kokusu gibi gül kokardı Orası da ayrı bir gül bahçesi idi sanki…






İşte benim yedi senem ki en değerli en güzel yıllarım senin köyünde, senin gül bahçende, senin savaştığın yerlerde, sanki yanımda sen varmışsın gibi seninle dopdolu geçti

Seni görmesem de seninle yaşamaya o kadar alışmıştım ki senin yanından ayrılırken sanki bir yanım, bir canım, bir parçam orada kalmıştı Buraları bana gurbet oluverdi

Elimde olsa hemen yanına koşar gelirim ama hep ‘büyüyünce gidersin’ diyorlar Ben sırf senin yanına gelebilmek için büyümek istiyorum Senin yanına geldiğim zaman büyümüş bile olsam, bahçendeki mermerlerde yalınayak dolaşacağım Ta ki güneşin içimi ısıtana kadar…

Senin hasretinden içim üşüyor Belki hasretin herkesi yakar, beni de üşütüyor işte Çünkü benim ruhum doğduğumdan beri senin sevginle ısınmaya alışkın

Senin sıcaklığına o kadar muhtacım ki…

Ne olur ben sana gelemesem bile sen beni hiç bırakma Işığınla gecelerimize nur ol Sıcaklığınla bütün zerrelerimizi ısıtıver Hani sana Medine’deyken komşuyduk ya, evlerimiz birbirine çok yakındı Senin varlığın bize güven verirdi hep Yine öyle ol, ara sıra da olsa evimizi şereflendiriver

Hem benim adım Nebi, aynen seninki gibi Bu ismi bana seni çok seven bir dostun koymuş Diğer adım da Muhammed, yine senin gibi Bu ismi de canım babacığım koymuş Buraya gelirken senin köyünde bıraktığımız babacığım

Sana benzeyen bir yanım daha var Ben de senin gibi babasız büyüyorum Ben çok şanslıyım, sen bize asla yetimliğimizi hissettirmedin Medine’den ayrıldığımızdan beri sanki sen hep yanı başımızdaymışsın gibi hissediyorum Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum hep Seni tanıdığım ve seni sevdiğim için Rabbime binlerce kez teşekkür ediyorum…

Babam senin köyünde kalmıştı Biz babamın cenazesini gömerken abimin terlikleri babamın kabrine düştü ve orada kaldı Ben o terlikleri çok kıskandım Çünkü abimin terlikleri hep babamla kalacaktı Babamı son ziyaret edişimizde ben de kimse görmeden terliğimi babamın kabri üstüne gömüverdim İşte şimdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı

Evet, demiştim ya bir güneşimi, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geride Babam ve terliklerim hep oradaydı, gelemezlerdi Ama güneşim hep yanımızdaydı Yetimlerin efendisi, yetimlerini hiç ışıksız bırakır mı ? Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi bırakmayacağını biliyordum

Gözümüz gönlümüz seninle aydınlanır Efendim
Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla ısınır…
Bir gün sana gelişim geç bile olsa bana,
Gül bahçesinin mermerlerinde yalın ayak koşmak…
Ta ki aşkınla, sevginle bütün bedenim yanıp kavrulsun…
Terliklerimi bıraktığım o güzel mabed son durağım olsun

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.