| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| bağımsız, dışındaki, döneminin, fünun, sanatçılar, serveti | 
|  | Servet-i Fünun Döneminin Dışındaki Bağımsız Sanatçılar |  | 
|  05-12-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Servet-i Fünun Döneminin Dışındaki Bağımsız SanatçılarTürk Edebiyatının Dönemleri… (Servet-i Fünun)  Servet-i Fünun  Döneminin DışındakiMEHMET EMİN YURDAKUL (1869-1944):    Servet-i Fünun şiirinde yalnız   nazım şekillerini ve   halk şiirinden de yalnız   ölçüyü (hece)  alan ve dili   Türkçeleştirmek iddiasıyla yapay bir dil  yaratan Mehmet Emin,   Türk   edebiyatında “Milliyetçilik” akımının ilk temsilcisi sayılır Bağımsız Sanatçılar  Şiirlerinin tamamında sosyal sorunlara eğilen şairde, bu nedenle didaktizm lirizme ağır basar  Hece sayısı bakımından uzun olan ölçüleri kullanan şair, söyleyişte nesre yaklaşmıştır  Servet-i Fünun, Çocuk Bahçesi, Türk Yurdu dergilerinde yayımlanan şiirleri, “Türkçe Şiirler”, “Türk Sesi”, “Ey Türk Uyan” gibi kitaplarda toplanmıştır  MEHMET AKİF ERSOY (1873-1936): “Ümmetçi” bir şair olarak tanınan Mehmet Akif aynı zamanda “halkçı” ve “milliyetçi” kişiliğiyle tamamen toplumcu bir şair olarak çıkar karşımıza  Türk şiirine gerçek realizmin Akif ile girmiş olduğundan şüphe edilemez  Onun kuvvetli gözlemciliğine büyük bir tasvir ev hikaye etme kabiliyetini ve konuşma dilinin bitin canlılığını taşıyan bir üslubu da eklemek gerekir  Ancak Akif”in dili bir bütün değildir  Tasvirlerinin dışında kalan birçok şiirinde dil, konuşma dilinden ayrılır, Osmanlıcanın sınırları içine girer  Ölçü olarak sadece “aruz“u kullanan şair hece ölçüsünü hiç kullanmadı  Nazım şekilleri  konusunda ise   Divan nazmının şekillerini tercih eder ve bunlar arasında en çok mesnevi şeklini kullanır  Çoğu zaman nazmı, nesre yaklaştıran şair,  Türkçeyi   aruza ustalıkla uydurmuştur  Mehemt Akif”in ilk kitabı “Safahat”tır  Dah sonra yazdığı “Süleymaniye Kürüsüsünde” “Hakkın Seleri”, “Fatih Kürsüsünde”, “Hatıralar”, “Âsım”, “Gölgeler” bir araya getirilerek “Safahat” adı ile yayımlanmıştır  HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR (1861-1944): Servet-i Fünun romanının gözde olduğu devirde Hüseyin Rahmi, Ahmet Mithat”ın popüler roman çığırını tek başına ve büyük bir kudretle devam ettiren tek şahsiyettir  Hüseyin Rahmi, Türk romanındaki ilk izlerinde 1885″ten sonra rastlanan Fransız natüralizminin ilk büyük temsilcisidir  Romanlarındaki kahramanları daima karakterlerinin ve sosyal çevrelerinin birer ortak ürünü olarak ele alan, onların psikolojik kişiliklerini irsiyete ve sosyolojik kişiliklerini de içinde yetiştikleri cemiyetin şatlarına göre değerlendiren  romancı, bu yöntemi ile olduğu kadad, realiteyi hem iyi hem de kötü yönleriyle olduğu gibi vermek konusundaki titizliği ile de tam bir “NATÜRALİST” tir  Onu natüralistlerden ayıran nokta, eserlerinde sosyal eleştiriye olabildiğince çok yer vermesidir  Halbuki natüralizmin sosyal   eleştiriye yönelik hiçbir kaygısı yoktur  Hüseyin Rahmi”deki sosyal eleştiri ise daha çok mizah yoluyla yapılır  Bunun için de genellikle anormal durumda olan karakterler ele alınır  Karakterlerdeki anormallikler ise huy (aptallık, cinsi sapıklık, şöhret düşkünlüğü), ahlak (menfaat düşkünlüğü, haksız kazanç peşinde koşma), kültürel (dini tutuculuk, batıl inançlara bağlılık, Batı taklitçiliği) yönleriyle gülünçtür  Bu yaklaşım doğal olarak romana çeşitli karakterlerin dünyayı ve yaşamı görüş açısını, dini inançlarını, yaşayış ve giyiniş şekillerini, adetlerini, görgülerini ……   de getirir ve böylece  roman bir “TÖRE”   romanı olarak ortaya çıkar  Özetle, büyük ve  sabırlı bir gözlemci olan Hüseyin Rahmi”nin, olayları hep İstanbul”da geçen   romanları , gerçek değerlerini, daha çok yazıldıkları devrin sosyal yapısını bütün canlılığı, bütün incelikleri ve tam bir objektif doğruluğu ile verebilmiş olmalarına borçludur  Yazarın kırktan fazla romanı ve pek çok öyküsü vardır  En önemli   romanları olarak, Şık, Mürebbiye, Tesadüf,  Şıpsevdi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Gulyabani, Hakka Sığındık”ı  sayabiliriz   | 
|   | 
|  | 
|  |