|  | İslamiyetten Sonraki Türk Edebiyatı |  | 
|  05-12-2009 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   İslamiyetten Sonraki Türk Edebiyatı (Divan Edebiyatı) Divan   edebiyatı,   Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra meydana  gelen yazılı   edebiyattır Divan Edebiyatının Tarihi Gelişimi  Arap ve Fars   edebiyatı etkisi altında gelişmiştir  Bu etki,   Arapca ve  Farsça sözcüklerin   Türkçeye girmesinin yanı sıra, bu dillerin   anlatım biçimlerinin benimsenmesiyle de kendini  gösterir  Bu   edebiyata   Divan   edebiyatı denmesinin sebebi, şairlerin  şiirlerini   divan denen el yazması kitaplarda toplamış  olmalarıdır  Divan edebiyatının ilk örnekleri 13  yüzyılda  verilmiştir  Bu   edebiyatın ilk ürünlerini veren Mevlana  Celaleddini Rumi bütün yapıtlarını   Farsça yazdı  Aynı yüzyılın bir başka büyük şairi Hoca Dehhani’ydi  Horasan’dan gelip Konya’ya yerleşen Dehhani, özellikle İranlı şair Firdevsi’nin etkisinde şiirler kaleme aldı  14  yüzyılda Konya, Niğde, Kastamonu, Sinop, Sivas, Kırşehir, İznik, Bursa gibi kültür merkezlerinde şairler ve yazarlar  Divan   edebiyatının yeni örneklerini verdiler  Bunların çoğu kahramanlık hikâyeleri, öğretici, eğitici ve dinsel yapıtlardı   Bu arada İran edebiyatının konuları da Türk edebiyatına girmeye başladı  Mesud bin Ahmed ile yeğeni İzzeddin’in 1350′de yazdıkları Süheyl ü Nevbahar, Şeyhoğlu Mustafa’nın 1387′de yazdığı Hurşidname, Süleyman Çelebi’nin (1351–1422) Vesiletü’n-Necât başlığını taşımakla birlikte Mevlid adıyla bilinen ünlü yapıtı, İran  edebiyatının etkisiyle yazılmıştır  Divan   edebiyatı, özellikle   şiir alanında en parlak dönemini 16  yüzyılda  yaşadı  Bâkî ve Fuzuli   Divan şiirinin en iyi örneklerini verdiler  17  yüzyıla girildiğinde   Divan   edebiyatının ulaştığı düzey, İran   edebiyatınınkinden geri değildi  Şairler,  şiirlerinde “fahriye” denen ve kendilerini övdükleri bölümlerde   şiir ustalığının doruğuna çıkmışlardı   Öğretici şiirleriyle tanınan Nabi ve bir yergi ustası olan Nef’i bu yüzyılın ünlü şairleriydi  Divan   edebiyatı, en özgün şairlerinden olan Nedim’in ve Şeyh Galib’in ardından, 18  yüzyılda bir duraklama dönemine girdi  Daha sonraki şairler özellikle bu iki şairi taklit ettiler ve özgün yapıtlar ortaya koyamadılar  19  yüzyılda  Divan   edebiyatı artık gözden düşmüş ve   eleştiri konusu olmuştu  İlk   eleştiriyi getiren Namık Kemal’di  Tanzimat’la birlikte   Türk   edebiyatında Batı etkisinde yeni biçimler,  konular denenmeye başlandı   Divan edebiyatı böylece önemini yitirmekle birilikte, Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy ve Yahya Kemal Beyatlı, Türk edebiyatının aruz ölçüsüyle son şiirlerini yazdılar  | 
|   | 
|  | 
|  |