09-07-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşkın Ve Kederin Kitabı...
"Edeplisi, edepsizi, argosu, aaaaasu, romantiği ile herhalde sayısız yazı yazılmıştır aşk üzerine Herkes kendisine göre bir tarifini yapmıştır aşkın, yaşadığı duygunun adını koymaya çalışmıştır Aşk, ne kadar çok söylenirse, anlatılırsa, gizemi o kadar azalacak; diğer duygular arasında o kadar net betimlenmiş, tanımlanmış ve teşhis edilmiş olacaktır Belki de bu nedenden, okuduğum yazıların neredeyse hepsi aşk üzerine Ama şimdiye dek okuduklarım arasında benim İpek'e duyduğum gibi bir aşkı açıklayan bir yazı görmedim hiç Belki her insan kendi aşkını yazmalı Bilemiyorum Ama şu bir gerçek ki, ben günden güne artan bir aşkla seviyordum İpek'i Sadece bazı zamanlarda bunu göstermeyi unutuyordum Yok, galiba ben aşkımı göstermeyi çok fazla beceremiyordum "
Bir kadın, bir erkek ve hoşlanmayla başlayıp aşka, sonra da tutkuya dönüşen bir ilişki aaaaenli, doksanlı, iki binli yılların anıları ile örülmüş yaşamlar Fonda, Türkiye'nin son otuz yılı Ankara'dan Mudanya'ya, Antalya'dan İstanbul'a, Bordeaux'dan Paris'e taşınan ölümsüz bir aşkın ve kederin "kendince" yazılmış kitabı Kâh duygusal, kâh fırtınalı, ama hey aşka dair özel bir dil Yalnızca "ilk roman"ın değil, birçok romanın ötesinde "olgun" bir yapıtla genç yazar Kaya Sancar, edebiyatımıza "Merhaba" diyor
Hayatının bir döneminde aşkı yaşamış, yaşayan ve yaşayacak herkes için: Aşkın ve Kederin Kitabı 
|
|
|