Şengül Şirin
|
Isparta-Tarihi-Ekonomisi-Toplum Ve Kültürü-Doğal Yapısı
Isparta-Tarihi-Ekonomisi-Toplum Ve Kültürü-Doğal Yapısı
Ispartaili, Akdeniz Bögesi'nin içbatı kesiminde yer alır Bölgenin bu kesiminde çok sayıda göl vardır ve bu kesime Göller Yöresi denir İlin kuzey sınırı aynı zamanda bölgelerarası bir sınırdır Güney sınırı Toroslar'ın Antalya Körfezi'ne doğru alçalmaya başladığı yamaçlardan geçen İsparta ili toprakları, doğuda Beyşehir Gölü kıyısından batıda Burdur Gölü kıyısına kadar uzanır İsparta kenti yakınında yer alan Bozanönü köyündeki Kapalıin Mağarası'nda fosilleşmeye başlamış kemikler ile çakmaktaşından yapılmış aletler bulunmuştur Bu buluntular, yörede geçici olarak kurulan ilk yerleşim yerlerinin tarihinin günümüzden yaklaşık 4515 bin yıl öncesine kadar gittiğini
göstermektedir İl topraklarında kurulan birçok ilkçağ kentinin kalıntılarının çoğu depremlerle yıkılıp yok olmuş ve tarihsel yapılardaki taşları sonradan konut yapımında kullanılması nedeniyle günümüze ulaşamamıştır Yalvaç kenti yakınındaki Antiokheia kentinin su gereksinmesini karşılamak amacıyla yapılmış sukemeri bugün de ayaktadır Aynı kentte Frig tanrısı Men adına yapılmış olan tapınağın bazı bölümleri de günümüze ulaşabilmiştir
Eski bir tarihe sahip olan İsparta, Göller Yöresi'nin en gelişmiş ilidir İsparta denince, gül ve halı akla gelir
İSPARTA İLİNE İLİŞKİN BİLGİLER
YÜZÖLÇÜMÜ: 8 933 km2
İL MERKEZİ: İsparta
İLÇELER VE NÜFUSLARI (1990): Merkez ilçe (133 061), Aksu (9 591), Atabey (7 561), Eğridir (41 266), Gelendost (22 739), Gönen (11 103), Keçiborlu (19 766), Senirkent (24 388), Sütçüler (21 957), Şarkikaraağaç (38 993), Uluborlu (11 970), Yalvaç (85 053), Yenişarbademli (7 323)
BAŞLICA KENTLER VE NÜFUSLARI (1990): İsparta (112 117), Yalvaç (28 028)
BAŞLICA YÜKSELTİLER: Dedegül Dağı (2 992 metre), Davras Dağı (2 635 metre), Topraktepe (2 519 metre)
SICAKLIK: İsparta kentinde en düşük 21°C (3 2 1974), en yüksek 37,5°C (1 8 1930), ortalama 12,1°C
YAĞiŞ MİKTARI: İsparta kentinde yıllık ortalama 607 mm
İL TRAFİK NO: 32
İLGİ ÇEKİCİ YERLER: Kovada Gölü ve Kızıldağ milli parkları; İsparta Gölcüğü, Çamyol ve Kuyucak orman içi dinlenme yerleri; Eğridir kasnak meşesi ve Sütçüler sığla ormanı doğayı koruma alanları; Eğridir, Uluborlu ve Yalvaç kaleleri; Pisidya Antiokheiası ve Apollonia ilkçağ kentleri; Ertokuş ve Dündar Bey medreseleri; İsparta Hızır Bey, Kutlu Bey, Firdevs Bey, İplik, Eğridir Hızır Bey, Barla Çaşnigir, Uluğbey Veli Baba camileri; Firdevs Bey Bedesteni; Eğridir Kervansarayı; Ertokuş Hanı; Baba Sultan Türbesi; İsparta ve Yalvaç müzeleri
Doğal Yapı
Akdeniz Bölgesi'nde, Antalya bölümünün İç Anadolu'ya doğru sokulduğu kesimde yer alan İsparta ili toprakları oldukça yüksek ve dağlıktır İlin orta kesimi, yerkabuğuna biçim veren jeolojik olaylar sırasında oluşan çökmeler sonucunda çukurlaşmıştır İl topraklarını Batı Toroslar'a bağlı dağlar engebelendirir
Neredeyse 90°'lik bir açıyla birbirine bağlanan Karakuş ve Sultan dağlarının en yüksek kesimleri İsparta ilinin kuzeydeki doğal sınırını oluşturur Bu sınır, aynı zamanda Akdeniz Bölgesi'yle Ege ve İç Anadolu bölgelerini de birbirinden ayırır İlin doğu kesiminde Dedegöl (Dedegül) Dağı ile Anamas (Güllüce) Dağı yükselir Dedegöl Dağı'nın 2 992 metreye ulaşan doruğu ilin en yüksek noktasıdır Göller Yöresi de ilin en yüksek kesimidir İlin batı kesiminde yer alan başlıca yükseltiler ise Davras, Barla ve Kapı dağları ile Akdağ'dır İsparta kentinin doğusunda 2 635 metreye ulaşan Davras Dağı, bu kesimdeki en önemli yükseltidir
İlin orta kesiminde yer alan çöküntü alanının alüvyonlarla dolması sonucunda oluşan İsparta Ovası, verimli bir tarım alanıdır İlin tarıma elverişli öbür düzlükleri Kuleönü, Bozanönü, Senirkent, Hoyran ve Gelendost ovalarıdır
İl topraklarının suları Aksu ve Köprü Suyu aracılığıyla Akdeniz'e, küçük bazı akarsularla da yöredeki göllere ulaşır İsparta ilinde yer alan başlıca doğal göller, Eğridir ve Kovada gölleri ile İsparta Gölcüğü'dür Yalvaç Baraj Gölü ise küçük bir yapay göldür Beyşehir ve Burdur göllerinin bir bölümü de il sınırları içinde kalır Türkiye'nin dördüncü büyük gölü olan Eğridir Gölü'nün Boğazova adıyla anılan oluktan geçerek Kovada Gölü'ne akan fazla suları buradan da Kurudere adı verilen gideğeniyle ya da gölayağıyla Aksu'ya boşalır ve bu yolla Akdeniz'e ulaşır Bu gideğen üzerinde kurulan Kovada I ve Kovada II hidroelektrik santrallarından sulamada da yararlanılır Eğridir Gölü'nün güney kesiminde Eğridir kenti açıklarında Yeşilada ve Canada denen iki adacık vardır Kovada Gölü'nün çevresinde doğal değerler bakımından zengin olan 6 000 hektardan çok orman alanı 1970'te ulusal park olarak ayrılmıştır İsparta kentinin güneybatısında yer alan İsparta Gölcüğü' nün çevresinde kurulan orman içi dinlenme yeri, yöre halkının başlıca mesire yerlerindendir Bu küçük gölün suları İsparta Ovası'nın sulanmasında kullanılır
İsparta ilinde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise Akdeniz kıyısına göre daha soğuk ve yağışlı geçer İlin alçak kesimlerindeki doğal bitki örtüsü bozkır (step) görünümündedir Bunun nedeni eskiden yaygın olan ormanların insan eliyle yok edilmesidir İsparta ilinin dağlık kesimleri ise gür bir orman örtüsüyle kaplıdır Bu ormanlar meşe, köknar, sedir, kızıl çam, kara çam ve ardıçlardan oluşur Tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan ve yöreye özgü olan kasnak meşesi ile sığla ormanları korumaya alınmıştır
Tarih
Çok eski bir yerleşme alanı olan İsparta ilinin çeşitli kesimlerinde yapılan kazı ve araştırmalar, yörede insanların bıraktığı en eski izlerin Yontma Taş Devri'nden kaldığını gösterir İÖ 21 20 yüzyıllarda bu yöre Luvi ve Arzava halklarının yurduydu Kapadokya kaynaklarında "Arzava ülkesi" adıyla anılan yöre, Arzava kralları tarafından yönetiliyordu Bu çok sayıdaki küçük krallık bir konfederasyon yapısındaydı İÖ 13 12 yüzyıllarda batıdan gelen halklar Arzavalar'ın birliğini yok etti Daha sonra Frigler'in, Lidyalılar'ın, Sabirler de denen Sabarlar'ın, Persler'in ve Makedonyalıların egemenliği altında kalan yöre, Anadolu'daki Pisidya (Pisidia) bölgesinin sınırları içindeydi
Bu yöre, İÖ 7 yüzyılda burayı ele geçiren Asya kökenli Sabarlar'ın adından kaynaklanarak Sabarta ya da Saparta diye anılıyordu Sabarta adına çok sonra, 14 yüzyıl Arap kaynaklarında da rastlanır Bu topraklara sonradan verilen İsparta adının Sabarta'dan geldiği sanılmaktadır
İÖ 3 yüzyılda Bergama (Pergamon) Krallığı'nın yönetimine giren Sabarta, kısa bir süre Selevkoslar'ın egemenliğinde kaldıktan sonra gene Bergama'ya bağlandı İÖ 2 yüzyıl sonlarında Roma'nın eline geçen yöre, Bizans döneminde Anatolikon Theması'nın sınırları içindeydi İS 8 yüzyıl başlarında kısa süre Araplar'ın yönetiminde kaldıktan sonra, 13 yüzyılda Selçuklular'in egemenliğine girdi 14 yüzyılın başında Hamidoğullan (bak Anadolu BEYLİKLERİ) tarafından yönetilmeye başlanan yöre, 1391'de Yıldırım Bayezid tarafından alındıysa da, Ankara Savaşı'ndan sonra Karamanoğulları'na bağlandı Yöre, Osmanlı döneminde Hamideli adıyla anıldı 16 yüzyılın sonlarında burada çıkan suhte (medrese öğrencisi) ayaklanmaları ve 17 yüzyılın başında bu ayaklanmaları izleyen Celali Ayaklanmaları {bak CELALİ AYAKLANMALARI) İsparta'nın hem ekonomik, hem de kültürel gerilemesine yol açtı 19 yüzyılda Konya vilayetinin bir sancağı olarak yönetilen Hamideli, Cumhuriyet'le birlikte il yapıldı ve adı İsparta olarak değiştirildi
Ekonomi
Nüfusunun yarısına yakını il ve ilçe merkezlerinde yaşayan İsparta halkı geçimini tarım, sanayi ve ticaretten sağlar İl ekonomisi, sulama ve ulaşım olanaklarının artmasına bağlı olarak gelişmiştir Elde edilen başlıca tarım ürünleri buğday, şekerpancarı, arpa, patates, yem bitkileri ile az miktarda haşhaştır İlde önemli miktarda sebze ve meyve yetiştirilir Bunların başlıcaları elma, üzüm, kavun, karpuz ve domatestir İsparta ili Türkiye'de gül yetiştiriciliğinin merkezidir Türkiye'de, "İsparta gülü" adıyla anılan ve yağ elde edilen gülün üretiminin yüzde 80'i İsparta'da gerçekleştirilir Üretilen gülyağının hemen hemen tümü yurtdışına satılarak ülkeye önemli miktarda döviz sağlanır
Parfümeri sanayisinde kullanılan gülyağı üretiminde Türkiye dünyada ilk sıradadır
Hayvancılık ilin yüksek ve dağlık kesimlerinde yaşayan halk için önemli bir gelir kaynağıdır Yetiştirilen koyun ve kıl keçilerinden elde edilen yün ve kıl halıcılıkta değerlendirilmek üzere iplik haline getirilir Eskiden evlerdeki el tezgâhlarında dokunan ünlü İsparta halısı günümüzde atölye ve fabrikalarda üretilmektedir İsparta ilinde balıkçılık da önemli bir geçim kaynağıdır Göllerde avlanan tatlı su balıkları ile kerevitlerin bir bölümü yurtdışına satılır
Yeraltı kaynaklan bakımından zengin olmayan il topraklarında linyit ve kükürt yatakları vardır Keçiborlu'daki kükürt yatakları Etibank tarafından işletilmektedir
İsparta ilindeki başlıca sanayi kuruluşları halı, yün ve pamuk ipliği, dokuma, hazır giyim, deri, orman ürünleri, un, bisküvi, meyve suyu, kurutulmuş sebze, salça, bitkisel yağ, yem, gülyağı, tuğla ve kiremit fabrikala
rıdır İlde oldukça gelişmiş bir küçük sanayi etkinliği vardır Halı ve gülyağı ticareti yoluyla önemli miktarda gelir elde eden İsparta ili, kara ve demiryolu ulaşım olanaklarıyla ülkenin öteki yörelerine bağlanır
Toplum ve Kültür
Çok eski bir yerleşme alanı olan İsparta ilinde 1920'lere kadar Türkler, Rumlar ve Yörükler ile 19 yüzyılda Kafkasya ve Rumeli'den gelen göçmenler geleneklerini sürdürerek bir arada yaşardı Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasından sonra burada yaşayan Rumlar'ın Yunanistan'a gitmesi, Yunanistan'dan da Türkler'in gelerek yöreye yerleşmesi kültürel yapıda değişimlere yol açtı İsparta'da gül yetiştiriciliği ise 187778 OsmanlıRus Savaşı nedeniyle gelen göçmenlerle başladı
İsparta ilinin dağlık kesimlerindeki düzlüklerde, Özellikle Anamas Yaylası'nda eskiden yaygın biçimde Yörükler yaşardı Göçer aşiret yapısında olan bu Yörükler hayvancılıkla uğraşırdı Günümüzde bu özelliklerini yitirmiş ve yerleşmiş olan Yörükler'den bazıları yayla yaşamını sürdürmektedir Dokumacılık da Yörükler arasında yaygın bir uğraştı Başlıcaları kilim, heybe, çuval, sofra bezi, ihram, çadır, bez, çul ve deve kolanları olan dokumalarda zengin desen çeşidine rastlanır Bu dokumalarda insanlar, hayvanlar, söylence yaratıkları ve günlük olaylar motif olarak kullanılmıştır Her desenin bir anlamı ve öyküsü vardır
İsparta ilinde tabaklık, dokumacılık, semercilik ve urgancılık kökleri çok eskilere dayanan ve günümüzde de özgünlüğünü koruyan el sanatlarıdır İlin en eski el sanatlarından biri olan tabaklık geçmişte ülkenin her yanında ün kazanmıştı Koyun ve keçi derisinden meşin ve sahtiyanlar (tabaklanarak boyanmış ve cilalanmış deri), sığır ve manda derisinden gön adı verilen köseleler yapılırdı Dokumacılıkta ise kilim yapımı halıdan daha yaygındı Ama 19 yüzyılın ikinci yarısında halı dokumacılığının önemi arttı İsparta'da yapılan ve Osmanlı eyeri, yarım Osmanlı eyeri, TatarKırım eyeri, Macar eyeri adlarıyla anılan eyer türleri de ülke çapında ün kazanmıştı
İsparta yöre yaşamının özgün yanlarından biri de erkeklerin çorap örmesidir Eğridir ve Sütçüler ilçeleri ile bazı köylerinde çok yaygın olan bu çorap örme işi yalnızca giyim için değil, gelir sağlamak için de yapılmaktadır
İl Merkezi: İsparta
Bir ilkçağ kenti olan Baris, Bizans döneminde önemli bir dinsel merkezdi Bu dönemlerden günümüze belirgin kalıntıların ulaşmamasının nedeni depremlerin yol açtığı yıkımlardır Bir Türkmen Beyliği olan Hamidoğulları döneminde bir süre bu beyliğin merkezi olan kent Hamidâbad adıyla anıldı Hamidâbad, Osmanlı döneminde Hamideli ya da Hamid adı verilen sancağın merkeziydi 1919'da bir hafta kadar İtalyanlar'ın işgali altında kalan kente, Cumhuriyet'in ilanından sonra yörenin tarihsel adından esinlenerek İsparta adı verildi
Cumhuriyet'in ilk yıllarında orta büyüklükte bir kasaba görünümünde olan İsparta'da ekonomik yaşam dokumacılık ve dericiliğe dayanıyordu Sonraki yıllarda kent bazı devlet yatırımlarının yönelmesi sonucunda gelişti Eskiden medrese eğitiminin oldukça yaygın olduğu kentte bugün Akdeniz Üniversitesi'ne bağlı İsparta Mühendislik Fakültesi ve İsparta Meslek Yüksekokulu bulunmaktadır
İldeki sanayi kuruluşlarının önemli bir bölümü İsparta kentindedir Demiryolu bağlantısı olan, İstanbul ve Ankara'dan gelip Antalya'ya uzanan karayolunun 26 km doğusunda yer alan kent, Göller Yöresi'nin başlıca ticaret ve hizmet merkezidir
Kentin nüfusu 101 215'tir (1985)
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|