|  | Yidiş Edebiyatı |  | 
|  02-14-2010 | #1 | 
| 
Şengül Şirin   |   Yidiş EdebiyatıYidiş Edebiyatı Yidiş, İbranice ve Aram-ca Yahudiler'in üç temel yazı dilini oluşturur  Eşkanazi ya da Aşkenazi dili olarak da bilinen Yidiş 19  yüzyılda  Yahudiler'in yerleştiği  birçok yere yayılarak dünyanın en yaygın dillerinden biri olmuştur  Aşkenazi, Haçlı Seferleri nedeniyle Polonya, Litvanya, Rusya gibi Slav  ülkelerine göç etmeden önce Ren vadisinde ve Fransa'da yaşayan  Yahudiler'e verilen addı  Doğu Avrupa'da, özellikle çarlık yönetimi  döneminde Rusya'da 17  yüzyılda Yahudiler üzerinde yoğunlaşan dinsel  baskılar nedeniyle Aşkena-ziler'in büyük bölümü Amerika'ya,  Avustralya'ya, Güney Afrika'ya, Ortadoğu'ya ve Batı Avrupa'ya yerleşti   Burada öbür Yahudi topluluklarıyla kaynaştılar  Aşkenazi adı giderek  Alman usulü sinagog ayinini benimseyen tüm Yahudiler için  kullanılır oldu  Aşkenaziler günümüzde yeryüzünde yaşayan Yahudiler'in  yüzde 80'inden çoğunu oluşturur  Aşkenaziler uzun süre, bulunduklan  ülkelerin dillerinin yanı sıra Yidiş dilini de kullandılar  Yidiş  sözcüğü ilk kez 17  yüzyılın ortalarında, Yahudiler'in Ukrayna'da  uğradığı katliamı anlatan bir metinde geçmiştir  O tarihe kadar bu dile Alman İbranicesi ya da Yahudi Almancası gibi adlar verilmekteydi  Yidiş  dilinde kaleme alınmış en eski belgeler 11  yüzyıla uzanır  Ama bilim  adamları bu dili Yahudiler'in Orta Avrupa'da kültürel bir varlık  olduklan 9  yüzyıla kadar götürürler  Yidiş, Sami ve Germen dil  öbeklerinin kaynaşması sonucu ortaya çıkmıştır  Kapsadığı sözcükler ve  dilbilgisi yapısı bakımından Germen dillerine benzeyen Yidiş'in Sami  özelliklerini Ortadoğu'dan Avrupa'ya göçen ilk Yahudi toplulukları  getirmişlerdir  Yidiş ayrıca Roman dillerinden kimi sözcükleri aldığı  gibi Doğu Avrupa'ya yayılınca Slav dillerinin de etkisinde kaldı   Yidiş, Batı (Almanca konuşulan ülkeler) ve Doğu (Slav dillerinin konuşulduğu ülkeler) olmak üzere iki ana kola ayrılır  Başlangıçta hem Talmud  akademilerinin, hem de pazar-yerinin diliydi  Edebi işlevi  özellikle İbranice ve Aramca'nın yetersiz kaldığı alanlarda gittikçe  artarak gelişti  16  yüzyılda ilk Yidiş metinlerinin basılmasıyla Batı  Yidiş koluna bağlı bir edebiyat dili de doğdu  Ne var ki, hem Almanca  karşısında varlığını koruyamaması, hem de 18  yüzyılın sonlarına doğru  ortaya çıkan ,Yahudiler'i Alman kültürüyle bütünleştirmeyi amaçlayan  Aydınlanma (Has-kala) hareketinin gerçekleştirdiği siyasal kampanyalar  Batı Yidiş'in yok olmasını doğurdu  19  yüzyıla doğru gelişen Doğu Yidiş  ise yeni edebiyat dilinin temelini oluşturdu  Yahudiler'in zaman içinde  uğradıkları saldırılar ve bunların sonucu yaşanan büyük göçler  eskiçağlara ilişkin birçok belgenin yitirilmesine yol açmış, bu nedenle  de Yidiş edebiyatının başlangıç yılları tam olarak saptanamamıştır  Ama,  kökleri çok eski dönemlere uzanan ve temalarını Yahudi dinsel geleneği  ile komşu halklardan alan bir sözlü edebiyat vardı  Kesin olarak  tarihlendirilen en eski belgeler, bazı özel isimler (1096) ve uyaklı bir  dua (1272) ile ve Hz  İbrahim, Hz  Yusuf ve Hz  Musa'ya ilişkin  öykülerdir  Dindışı edebiyatta ise Arthur efsanelerinin bir uyarlamasıyla Eliya Levita'nın 1541'de yayımlanan Bove-Buh adlı yapıtı ilk Yidiş ürünleridir  Tevrat'm Samuel ve Krallar  kitaplarının Yidiş uyarlamaları ise Avrupa edebiyatına özgü biçimlerle  geleneksel konulan bir araya getirmiştir  1540'ta basılan bu yapıtların  elyazmaları elden ele dolaşmıştı  Tevrat7 in ilk beş kitabım  oluşturan Tora'mn çevirileri, Yahudi ahlakı üzerine küçük  kitapçıklar, sözlükler ve çeşitli tarih kitapları da bu dönemde  basılmıştı  18  yüzyılın sonuna kadar Yidiş edebiyatının kaynağı Yahudi  halk kültürü, söylenceleri, ahlakıydı  Bu yapıtlar çok eskiçağlardan  beri kulaktan kulağa aktarılan öyküleri topluyordu  Bu yapıtlar içinde  Yaakov ben Yitshak Aşkenazi'nin yazdığı ve ilk baskısı 1608'de yapılan Tseno  Ureno adlı yapıt, Tevrat'ın ilk beş kitabının Yidiş  uyarlaması temelinde söylenceleri, ahlak kurallarını ve hahamların  yorumlarını içeriyordu  18  yüzyılın sonuna kadar yazılı edebiyatta Batı  Yidiş lehçeleri kullanılıyordu  Ama Almanca konuşulan ülkelerde 18  yüzyılın ikinci yansında başlayan Aydınlanma hareketi batıda gelişmekte  olan Yidiş edebiyatının gerilemesine ve sönmesine neden oldu  Bu arada Doğu Avrupa'da Yidiş konuşan nüfus çok artmıştı  Tek tek insanları  ruhsal açıdan yücelten ve mistisizme ağırlık veren Hasidilik Akımı'nın  ortaya çıkması Doğu Yidiş lehçeleriyle kaleme alınan edebiyatı  canlandırdı  Çağdaş Yidiş edebiyatının kurucusu Mendele Moher  Sefarim'dir  Doğu Avrupa Yahu-dileri'nin gerçekçi portrelerini çizen  yapıtlarında Mendele çeşitli Doğu Yidiş lehçelerinden aldığı öğeleri bir  araya getirerek günümüz Yidiş edebiyatının dilini oluşturmuştur  Yidiş  edebiyatının önde gelen mizah yazarlarından Şolem Aleyhem (1835-1917)  ile Yitshak Leyb Perets (1852-1916) klasik Yidiş edebiyatının öbür önde  gelen yazarlarıdır  Aleyhem'in yapıtları Damdaki Kemancı adlı müzikale esin kaynağı olmuş, Perets ise romantik bir bakışla geleneksel Hasidi mistisizmini ele alarak Yidiş edebiyatını Avrupa edebiyatının ana akımlarına yaklaştırmıştır  1862'de Aleksandr Zederbaum'un (1816-93)  çıkardığı ilk haftalık dergi birçok yazarın öykü ve öbür türlerdeki  yapıtlarının geniş kitlelere ulaşmasını sağladı  Yidiş edebiyatı I  ve  II  Dünya savaşları arasındaki dönemde hızlı bir gelişme göstererek  yaygınlık kazandı  I  Dünya Savaşı'nın ardından Yidiş edebiyatı hem Doğu  Avrupa' da, hem de ABD'de yeni bir çizgide gelişmeye başladı  19  yüzyılın sonuyla 20  yüzyılın başlarında yetişen yazarlar siyasal ve  toplumsal konulardan koparak Yidiş dilinin olanaklarını araştırmaya  başladılar  Bu dönemde mistik yapıtları ve oyunlanyla H  Leivik,  deneysel şiirleriyle I  J  Schwartz, Zisha Landau ve Menke Katz,  İzlenimci öyküleriyle L  Shapiro Yidiş edebiyatının önde gelen yazar ve  şairleriydi  1936'da yayımlanan "Aş-kenazi Kardeşler" adlı romanın yazan  Israel Joshua Singer (1893-1944) ve 1978 Nobel Ödülü'nü alan küçük  kardeşi Isaac Bashevis Singer (doğumu 1904)  Yidiş edebiyatının ABD'  deki en önemli temsilcileriydi  SSCB'de ise şair Moyşe Kulbak, romancı  David Bergelson ve Sembolist Der Nister (Pinhes Kahano-viç) 1920'den  sonra yetişen önemli sanatçılardır  II  Dünya Savaşı'ndan sonra Aşkenazi  yazarlar modernist akımlara yöneldiler ve Avrupa edebiyatının ana  akımlarıyla bağlarını güçlendirdiler  Bir yandan da Yahudi kültüründeki  köklerine döndüler  1980'lerde Leyb Botvınik, Pınye Fögel ve Elinor  Robinson gibi bazı yetenekli genç yazarlar yetişti   
				__________________  Arkadaşlar, efendiler            ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,            müritler, meczuplar memleketi olamaz  En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet            tarikatıdır   | 
|   | 
|  | 
|  |