![]() |
Peygamber Ziyaretinize Gelse.... |
![]() |
![]() |
#1 |
Şengül Şirin
![]() |
![]() Peygamber Ziyaretinize Gelse...."Bir gün Peygamber ziyaretinize gelse, Yalnızca birkaç günlüğüne çalsa kapınızı, Merak ediyorum neler yapacağınızı ![]() ![]() ![]() Bunu okuduğunuz anda, inancı sıkı veya gevşek nasıl biri olursanız olun hafiften sarsılıyorsunuz ![]() Gerçekten de ne yaparız Peygamber kapımızı çalıverse! Hele O'nu dilinden düşürmeyen ama bir yandan da hayatın harala gürelesi içine "düşen"ler nasıl bir telaşa kapılırlar acaba? Ancak bu şiirimsi metni yazan aslında neler yapacağımızdan emin ![]() ![]() ![]() ![]() "Biliyorum ![]() Diyor ki ![]() ![]() ![]() "Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız? Ve bunun yerine ortalığa, Kitaplığınızın raflarında tozlanmış, Hadis kitapları mı çıkaracaksınız? Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz? Yoksa telaşla ne yapayım diyerek, Sağa sola mı koşturacaksınız?" Diyor ki ![]() ![]() ![]() "Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla? Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız, Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle? Şimdi söyleyin açık yüreklilikle, Onun kalmasını ister misiniz sizinle? Sonsuza dek, hep birlikte ![]() ![]() ![]() Kabul edelim ki çok etkileyici bir sorgulama bu! İnananların kendilerini hep eksik, hep kusurlu görme (ama alttan alta da kendilerini değil de çağı suçlu çıkarma) eğilimini destekleyici mahiyette bir etkisi var ![]() Ve adım gibi eminim ki, bu metin şimdi Mevlit Kandili ve Kutlu Doğum Haftası nedeniyle yine internette sık sık karşımıza çıkacak, e-mektup yoluyla ondan ona dolaşacaktır ![]() Yalnız namazında niyazında olanlara değil, belki daha çok da benim çevremden insanlara; yani az çok bu manevi iklimi soluyan ama kafası hep bulanık kalanlara ulaşacaktır ![]() O yüzden, belki "senin üzerine vazife değil ki" diyeceksiniz bana ama konuyla ilgili bir iki satır not düşmek istiyorum şu köşeye ![]() ![]() ![]() Çünkü bu gönül çalan, inananları hemen etkileyen metnin ciddi sorunları var ![]() Asrı Saadet, bazılarının uzaktan uzağa sandığının aksine aynı bugün gibi insani ve toplumsal eksikler, kusurlar, hınçlar, nefretler, düşmanlıklar, ayrılıklar, açgözlülükler ve yalan imanların iktidarıyla doluydu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Peygamber ziyaretimize gelse ne yapardık?" diye dövünmeye kalkışmadan önce bunu bilmek gerekir ![]() O'nu yakından tanıyanların deyişiyle "umanı umutsuzluğa düşürmeyen, güleryüzlü, yumuşak huylu, asla bağırıp çağırmayan" Peygamber'in ziyaret ettiği bir eve "bakalım içeride ne kusurlar ne sapkınlıklar göreceğim" fikri ve duygusuyla gireceğini hayal etmek ve ettirmek yanlıştır ![]() Ziyaret edilenler açısından da asıl olan O'na gönüllerini açmalarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Korkuya, telaşa ne gerek var? Huysuzluğa, karamsarlığa ne gerek var? Gelen Peygamber ![]() ![]() ![]() "Bir an önce gitmesini isteme" konusuna gelince ![]() ![]() ![]() ![]() Çünkü ![]() ![]() ![]() Gelen "sevgili"yse eğer, kim gitmesini ister? |
![]() |
![]() |
|