|
|||||||
![]() |
|
|
Konu Araçları |
| altındaki, basını, istanbul, osmanlıda, tartışmalarişgal |
Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922) |
|
|
#1 |
|
KRDNZ
|
Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922)1918-1922 Arası İstanbul'da Yayınlanan Gazete ve dergiler( * ): Alemdar Akşam Ati Aydede(Mizah dergisi) Dersaadet Diken(Mizah dergisi) Fağfur(Dergi) Güleryüz(Dergi) Hadisat Hakimiyet-i Milliye İçtihad İfham İkdam İleri İnkılab-ı Beşer İslam İstanbul Minber Peyam Sabah Sebil ür-Reşad Serbesti Söz Tanin Tasvir-i Efkar Tercüman-ı Hakikat Vakit Yenigün Yeni İstanbul Zaman ( * )Bunlara Rum,Ermeni ve Yahudi Cemaatlerinin toplam 18 yayını ile Fransızca ve İngilizce yayınlanan 10 gazete ve dergiyi de ekleyebiliriz 1 Bölüm:1918İlk bölümde 1 Dünya Savaşı süresince basının iktidarın izin verdiği bilgileri ve haberleri yayınlayan bir anlayışın parçası olduğunu,1917 yılının 2 yarısından itibaren siyasi ve askeri konular dışında,basına belirli bir eleştiri özgürlüğünün tanındığını,Haziran 1918'de ise siyasi sansürün de kaldırıldığını öğreniyoruz Ancak askeri konulardaki gerçekler toplumdan hala saklanmaktadır![]() Savaş boyunca basında Sarıkamış Faciası,Süveyş'teki Kanal Seferi,Hicaz Bozgunu gibi yenilgilerden hiç bahsedilmemiş;tersine Çanakkale Zaferi,Kut-ül Amare Zaferi,Bolşevik İhtilali'nden sonra Azerbaycan'ın kurtarılması gibi başarılardan söz edilmiştir Askeri alanda "yenilmezlik" inancının dokunulmazlığı devam ettiği için, harb sona erdiğinde toplumda "şerefli bir sulh" elde edebilme umudu vardır![]() Henüz kimsede "Savaşa neden girdik?" sorusunu dile getirecek cesaret yoktur İçten içe "Keşke girmeseydik" diye düşünenler,İttihatçılar arasında bile bulunmaktadır Dolayısıyla suçu başta Enver Paşa olmak üzere "Paşavat"a yani İttihatçı triumvirasını oluşturan Enver,Talat ve Cemal paşalara yükleyenler çoğunluğu oluşturmaktadır![]() 1918'in Temmuz ayında halk arasında "Evet efendimci" olarak tanınan Sultan Reşad'ın ölümüyle tahta geçen Vahidettin'e bağlanan büyük umutlarla,kamuoyundaki İttihatçı düşmanlığı artık saklanamaz hale gelir Öyle ki,30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’nın daha mürekkebi kurumadan ertesi gün adı pek çok yolsuzluğa karışmış İttihatçı Topal İsmail Hakkı Paşa’nın ülke dışına kaçışı;akabinde İstanbul Polis Müdürlüğü ve valilikler yapmış olan Bedri ve Azmi beylerin kaçışları toplumda öfkeli tartışmaları başlatır Ancak asıl gürültü Enver,Talat ve Cemal paşaların kaçmalarıyla kopar Bu saatten sonra adeta cadı avcılığı gibi, devletin merkez ve taşra teşkilatlarının kadrolarındaki İttihatçıları tasfiye etme çılgınlığı yüzünden devlet işleri yürümez hale gelir ve Vahidettin duruma el koymak zorunda kalır![]() (M Kemal Paşa da Kasım 1918'de İstanbul'a geldiğinde İttihatçı damgası yiyecek ve aylarca kendisine görev verilmesi talepleri -kabinede ya da orduda-yanıtsız bırakılacaktır )Bu bölüm ile ilgili dökümanlar: ![]() ![]() ![]() 1918 Ekim Ayı Gazete Manşetleri/Yorumları:
Yenigün:”Yeniden umumi sulh gündeme gelecek Şartları tayin şimdiden mümkün olamasa da,görüş farklarını telafi edecek prensiplerde ittifak edilmesine artık büyük engel kalmamıştır ”Sabah:”Bulgaristan’ın bütün istiklaline,hürriyet-i dahiliyesine set çeken bir mütareke karşısında,insanın ürpermemesi kabil değildir Parlamento,metni onaylamakla,egemenliği ve bağımsızlığını kendi eliyle teslim etmiş oldu Bu şartlar,İtilafçıların savundukları kavimler hukukuna aykırıdır ”İkdam:”Önce,insanlığın içinde dökülen bu muazzam kanlara son verecek bir yasa bulunmalıdır Her memleketin iç durumu gizli gizli barışa uygun şekilde düzelmektedir Biz de Almanya ve Bulgaristan’daki meşrutiyet gibi,yeni bir ufka hazırlanmalıyız Her şey yeni dünyaya uydurulmalıdır ”Zaman:”Harbin ikinci ve üçüncü aylarından beri bahsedilen sulh artık kesin bir şekle girmiştir Geleceklerini kurtarmak isteyen milletlere şu sırada metin bulunmak görevi düşer Bunu biz bir an için olsun hatırdan çıkarmamalıyız ”Ati:”Barış saati inşallah haysiyet korur şekilde geliyor Barış,tekrar savaş getirecek gibi olmamalı İşgaldeki yerler kurtarılmalı,ayağımızda bir diken kalmamalı Eğer istirahatımız temin edilmez,eğer yaralı kalırsak,Doğu ilelebet sulh yüzü görmez Bizimkiler ve karşımızdaki diplomatlar bunu düşünmelidir Sulandırılmamış bir Wilson Prensibi’ne Türkler taraftardır ”Vakit:”Harp inat ve tutkusunda en ileri olan İngiltere bile artık barış istiyor Bu günler bir ücret ödeyerek ve üzüntüyle değil,tarihe karşı olan sorumlulukları metanet,ciddiyet ve vakar dairesinde düşünmekle geçirilecek günlerdir ”Tercüman-ı Hakikat:”Almanya’daki,Avusturya’daki barış akımlarını İtilafçıların bir zaaf işareti saymalarına meydan verilmemelidir Barışı bu engeller Dolayısıyla bütün cephelerde kuvvetli olmalıdır Düşman,kendisine mukavemet edebilecek kuvvetlerin varlığına inanmalıdır ”1918 Kasım/Aralık Ayları Gazete Manşetleri/Yorumları Yenigün:”Haklı veya haksız,doğru veya yanlış,dört sene süren bir mücadeleden sonra,dün büyük bir İtilaf filosu,mızıkaları ve bayraklarıyla limanımıza geldi Bu geliş ne kadar sessiz ve gürültüsüz olursa olsun,sulh zamanlarında,limandan limana ecnebi sahillerini dolaşan dostane bir ziyaret değil Belki de uzun ve kanlı bir sergüzeştin hazin akıbetini gösteren galibane bir geçit resmidir Bu geçit resmini bir kısım İstanbul halkının neşe ve sürur dalgaları içinde karşılamış olmasına rağmen;Çanakkale’de verilen şehitlerin hatırasıyla titreyen öteki kısım,dünkü manzara karşısında açıkça müteessir ve dilhundu ”Tasvir-i Efkar: (Filistin Hezimeti Nasıl Oldu? adlı yazı dizisinden) “ ![]() ![]() Hataları haksız yere kabahatli olmayanlara yüklemek gibi bir niyetimiz yok Biz M Kemal Paşa’yı takdir eyleyenlerdeniz Ama şunu da söyleyelim ki,kendisi gazetecilerle fazla mülakat ediyor Suriye’den geldi geleli,üç dört defadır beyanatta bulundu Öyle zannediyoruz ki,şahsi propogandalar yapılacak,siyasi maksatlar takip edilecek zamanda hiç değiliz M Kemal Paşa gibi hayatını tehlikeye koyarak hizmet gösterebilmiş olanlardan,şu gaileli zamanlarda,ileri görüşlü hareket hususunda öncülük bekleriz Böyle yapılmayıp da,birtakım fırkalara istinaden yükselmek gayesi takip olunursa,zannederiz ki eski hizmetlerinin kıymeti de halkın nazarında derhal hiçe iner ”(*)(* ) M Kemal Paşa Kasım 1918’de İstanbul’a gelmiş;memleketin içinde bulunduğu durum karşısında gazetecilere bazı açıklamalar yapmış, kabinede görev almak için yakın arkadaşları vasıtasıyla kulislerde bulunmuştu Ancak toplumun başına ne geldiyse ordu kadrolarından geldiğini düşünen ve sivil yönetime dönme yanlısı olanlar,padişahtan kopmamış gibi görünse de,bir subayın siyasette rol oynamak istemesine,”Enverleşir” korkusuyla karşı olduklarını bu şekilde açıkça ifade ediyorlardı |
|
Cevap : Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922) |
|
|
#2 |
|
KRDNZ
|
Cevap : Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922)2 Bölüm:1919 YılıMilli Mücadele döneminde en önemli yıl olarak gördüğüm 1919'u,belli başlı olaylarıyla kısaca hatırlayalım: Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalanmasından (30 Ekim 1918) hemen sonra İttihat ve Terakki Fırkası kendini fesh ederek "Teceddüt Fırkası" adı altında yeni bir parti olarak ortaya çıkar Teceddüt,yenilenme demekti Kabine değişse de Meclis'te Teceddütçüler yani İttihatçılar hala en büyük çoğunluğa sahiptir Bu yüzden Meclis-i Mebusan üyelerinin yenilenmesi amacıyla meclis Aralık ayında fesh edilir(21 Aralık 1918)ve anayasa gereğince 4 ay sonra yeni seçimlere gidileceği ilan edilir![]() Bu tarihten 1919 yılı Ocak ayına kadar tam 20 parti ve cemiyet kurulur Seçimlere kadar ise Damat Ferit,sadarete getirilir Damat Ferid'in ilk icraatı,mevcut Divan-ı Harp kadrolarını tamamen değiştirip,içinde biri savcı iki Ermeni ve iki de Rum bulunan bir Divan-ı Harp kurmak olur Bu Divan-ı Harp,eski sadrazam Said Halim Paşa'yı,Şeyhülislam Kazım Efendi'yi,Meclis Reisi Halil(Menteşe)Bey'i ve Fethi(Okyar)Bey gibi üst düzey İttihatçıları derhal tutuklayıp yargılamaya başlar![]() İttihatçılara olan düşmanlık bu kez Teceddütçülere yöneltilir Basında şahsiyata dönük karalamalar,iftiralar kol gezmekte;İttihatçı olan düşünür ve yazarlar ise suskun kalmaktadırlar Zira sansür,cevap hakkını kullanmalarına engel olmaktadır![]() 1919 Şubat ayında Fransız General d'Esperay;Müttefik Doğu Orduları Başkomutanı sıfatıyla İstanbul'a gelir Rum ve Ermeniler tarafından yapılan büyük karşılama töreniyle İstanbul halkı,işgal donanmasının geldiği günden daha da büyük bir acı duyar![]() Şubat,Mart ve Nisan aylarında işgal güçlerinin desteğini alan birtakım Rum ve Ermeni çeteler ile haydutlar soygun,cinayet ve yangınlarla İstanbul halkını korku içinde bırakırlar Ekmek, hala vesikaya bağlıdır Devlet, memur maaşlarını ödemekte zorlanmaya başlar Üstelik seferberlik dolayısıyla asıl görevlerinden alınıp cepheye sürülen gençler,birliklerinin dağılması sonucu geri dönünce ortalıkta pek çok işsiz genç dolaşmaya başlar Bir dernek kursalar da sorunlarının çözümü için kimseden yardım görmezler (Milli Mücadele başlayınca bu gençlerin çoğu Ankara'ya sığınacaktır ) 15 Mayıs 1919'da İzmir'in Yunan işgaline uğraması, tüm yurtta büyük bir şoka neden olduğu gibi bir taraftan da basın üzerinde eskisinden daha kuvvetli bir sansür başlar Sansür, hem hükümetin hem de işgalcilerin kontrolü altında yapılmaktadır İstanbul'un gayrımüslim cemaatlerinin gazeteleri de işgalcilere tam destek vermektedirler Sansüre rağmen Yunan işgalinden haberdar olan İstanbul halkı Sultanahmet Mitingi'yle işgalcileri protesto eder Darülfünun öğrencilerinin toplantı ve protesto bildirileri Damat Ferid Hükümeti tarafından derhal "İttihatçılık" damgası yer![]() Türk halkı,aydınların/yazarların bir kısmının-Ahmet Emin(Yalman),Halide Edip ![]() ![]() - acilen Amerikan mandasının istenmesi fikri ile Ali Kemal,Refik Halid (Karay),Said Molla,Refi Cevad(Ulunay)![]() ![]() gibi bir kısmının İngilizlerin himayesini istemesi fikri arasında kalmıştır Saltanat ve Hükümet İngiliz yanlısıdır Damat Ferid hükümeti ise Paris'teki Barış Konferansı'na davet edilir![]() Bu ortam içinde M Kemal Paşa'nın yaklaşık 7 aydır beklediği görev isteği sonunda kabul edilir Aslında hepimizin bildiği gibi,direniş göstermeye başlayan Anadolu'yu- özellikle Karadeniz Bölgesi'ni- gezip gözlemlemek ve İstanbul'daki saltanatın devamı için gerekli tedbirleri almakla yetkilendirilen M Kemal'in İstanbul'dan bir an önce uzaklaştırılması hedeflenmişti![]() M Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkmasını takip eden günlerde yaptıkları, Anadolu'da ittihatçılığı yeniden hortlatacağı düşüncesiyle İstanbul basınında endişeye sebep olmuş;Erzurum Kongresi'nin başlamasından beş gün sonra da Avrupa'dan dönen Damat Ferid ,Anadolu'daki milli direnci,Paris başarısızlığının nedeni olarak ilan etmiştir![]() "Devleti batıranlar,barış girişimlerine de çomak sokarak yeni bir felaketi hazırlıyorlar " mantığı yeniden canlanmaya başlamış;M Kemal Paşa ise Sivas Kongresi'nin açılışında bütün delegelere "Fırkacılık ve İttihatçılık yapmayacağım"diye yemin ettirerek karşı atağa geçmiştir![]() Sivas Kongresi’nin hemen ardından,İstanbul Hükümeti’nin verdiği tepki çok şiddetli olur(Biraz aşağıda Peyam gazetesinde, Anadolu ile olan tüm bağların kopartıldığını ve Milli Mücadele’nin,işgalcilerin ekmeğine yağ süren bir oluşum olarak görülerek,M Kemal Paşa’nın eşkıya başı olarak nitelendirildiğini okuyacaksınız )Ancak Damat Ferid’in izlediği bu politikadan yakınan aydınlar,padişaha daha çok umut bağlayarak onun görevden alınmasını dile getirirler Sonunda 1 Ekim 1919’da Abdülmecit Efendi’nin padişahı bu konuda ikna etmesiyle Damat Ferid istifaya zorlanır ve yerine Anadolu’ya daha yakın bir çizgide bulunan Ali Rıza Paşa atanır O güne kadar sansür nedeniyle Anadolu’daki olup bitenlerden farklı şekilde haberdar edilen İstanbul halkı,peş peşe gelen haberlerle adeta istihbarat bombardımanına tutulur Sansür hafifletilir ve Sivas Kongresi’nde alınan kararlar gazetelerde yayınlanır Hatta görevinden azledilmiş olsa bile M Kemal Paşa’nın fotoğraflarına da yer verilir![]() Ancak Vahidettin’in savaştan sonra Avrupa’daki bütün imparatorluk ve krallıkların cumhuriyete dönüştüğünü aklından çıkarması mümkün değildir Sivas Kongresi’nde alınan “milli iradenin hakimiyeti” meselesi, ilişkilerdeki yumuşamanın kısa sürmesine ve sansürün yeniden başlamasına sebep olacaktır![]() Bu bölüm ile ilgili dökümanlar: ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
Cevap : Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922) |
|
|
#3 |
|
KRDNZ
|
Cevap : Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922)1919 Yılı Gazete Manşetleri/Yorumları Hadisat(9 Şubat 1919/Süleyman Nazif'in "Kara Bir Gün"adlı makalesinden): "Fransız generalinin dün şehrimize gelişi münasebetiyle bir kısım vatandaşlarımız tarafından icra olunan nümayiş,Türk'ün ve İslam'ın kalbinde ve tarihinde müebbeden kanayacak bir yara açtı Aradan asırlar geçip bugünkü hüzün ve talihsizliğimiz sevinç ve saadete dönüşse de yine bu acıyı hissedecek ve bu hüzün ve tesiri evlat ve ahfadımıza nesilden nesile ağlayacak bir miras olarak terk edeceğiz "Hadisat(9 Şubat 1919/Faik Ati'nin "Yavuz Sultan Selim'in Türbesi'nde şiiri) ![]() ![]() Bak işte,en büyük evladı olduğun bu vatan,Bu muhterem anavatan,ey büyük sultan, Ne hale geldi ![]() ![]() Felaket yatağında o,bak,Nasıl kırık,nasıl hasta,hiç tanınmayacak Kadar küçülmüş,ezilmiş,hemen hemen mürde(ölü) Tevarüs eylediğin bol fesihinde(genişliğinde) Geniş hududundan beş altı defa uzak Mesafelerde dolaştırdığın büyük bayrak Nasıl delik deşik olmuş,zavallı,boynu bükük ![]() ![]() ![]() Niçin bu günleri ya Rabbi biz niçin gördük? ![]() ![]() ![]() Zaman(3 Mart 1919):"Amerikan iaşe müdürü Howard Heinz'in takip ettiği en belirli gaye,piyasaya fazla un getirmek suretiyle fiyatları düşürmek ve bu suretle halka ucuz ekmek temin etmektir Böylece ihtikarın önü alınacak Cins ve mezhep ayırmaksızın gösterdiği bu büyük insaniyet,bizim gibi asırlarca kin ve garez görmüş bir memlekette pek ulvi bir şükran hissi uyandırmıştır "Tasvir(12 Mart 1919):"İlk gün 21 kuruştan satılan Amerikan ekmekleri,2 gün sonra 23 ve nihayet 24 kuruşa satılır oldu Bir ayda 3 kuruş artış,şüphe yarattı Üstelik fiyat artışlarına pek hassas olan ve her türlü suiistimale hazır bulunan piyasada bu artışın devam edeceği umudu uyanmıştır Oysa Amerikan iaşe şirketi ve dağıtıcı Vitol şirketi,fiyatların bir müddet sonra düşürüleceğini söylemişlerdi "Tasvir-i Efkar(12 Mart 1919):"Bilhassa şu günlerde,Bostancı'daki soyguna benzer eylemlere giren Rumlar, cüreti artırdı İki gündür çok cinayet işledikleri haberleri geliyor Samandıra'da hücum ile birkaç evi yakıp bir köylünün masum kanını akıtanlar çok mal ve para götürdüler Diğer bir çete,Şile Yeniköy'ü karakoluna saldırmak cüretinde bulundu Karakolda tutuklu oln iki haydutun serbest bırakılmasını,aksi halde Şile'yi yakacakları tehdidini savurdular Kemerburgaz'da Panayor Çavuş adlı haydut ve adamları bir Müslüman'ın çiftliğine saldırıp binayı yaktılar "18 Mayıs 1919(Şair Halil Nihat'ın İzmir'in işgali ile ilgili yazdığı şiiri) Yanık Halil'den Telgraf Türk'ündür bu yerler,dünya işitsin Çekmeli düşman burdan ayağı! Ey büyük devletler iyi düşünün Yunan'ın olamaz İzmir toprağı! Sesime ses verir dağlar,dereler! Başımda efelik rüzgarı eser! Babamın adına Çakıcı derler! Sanmayın oğlunu ondan aşağı! Kalbimde çarpıyor vatan duygusu, Oraya giremez ölüm korkusu, Çakıcı oğlunun kaçtı uykusu İzmir'in dağları olsun yatağı! Babamın adına ant verdim bugün! İzmir'in toprağı kana bürünsün! Bu işin sonunu Wilson düşünsün, Yanığın sesini duysun kulağı! İleri(24 Mayıs 1919):"Muazzam Sultanahmet Mitingi,Müslümanlığa ve Türklüğe has bir vakar ve ciddiyetle dün icra edildi "Ara Başlıklar: "Sultanahmet'te Yüz Binlerce Müslüman" "İzmir İçin Matem-i Umumi" "Müslüman Ölmez,Öldürülemez" "Türk'ün Siyah Bayrağı" "Wilson Prensipleri'nin 12 Maddesi Siyah Çerçeve İçinde"Sabah(23 Haziran 1919/Ali Kemal):" M Kemal Paşa büyük bir asker olmakla beraber,zamanın siyaseti konusunda yeterince bilgili olmadığı için,aşırı milli onur sahibi olmasına ve gayretine rağmen,yeni memuriyetinde asla başarılı olamadı İngiliz fevkalade mümessilinin talep ve ısrarıyla azledildi ve arkasından yaptıkları ve yazdıkları ile de bu kusurlarını daha ziyade meydana vurdu![]() Redd-i İlhak Cemiyetleri gibi Karesi ve Aydın havalisinde Müslüman ahaliyi haksız yere kırdırmaktan ve fakat bu vesileden istifade ile halkı haraca kesmekten başka bir iş görmeyen,emirsiz,saygısız ve gayrı kanuni teşkil eden bazı heyetler için öteden beri çektiği telgrafnamelerle de siyasi hatasını,idarecilik açısından da artırdı (![]() ![]() )Bu mühim ve vahim dakikalarda memur,ahali,her Osmanlı'ya düşen en büyük görev,Sulh Konferansınca mukadderatımıza dair karar verilirken ve beş senedir yaptığımız cinnetlerin hesabı görülürken,artık aklımızı başımıza devşirdiğimizi göstermektir "Tasvir-i Efkar(21 Temmuz 1919 ![]() ![]() Paşa'nın Tamimi* )"Mukadderat-ı milleti tayin ve tespit etmek üzere şarkta münasip bir mahalde milli bir kongre içtimaından bahisle,murahhaslar çağrısı ile ilgili telgrafnameler mütalaa edildi (![]() ![]() )Paris Konferansı'nda bulunmam sebebiyle altı hafta devam eden yokluğumda,Anadolu'nun iktisap etmiş olduğu karışıklık ve kararsızlık son derece büyük teessüfe şayandır Hepimizin itaatle yükümlü olduğumuz Kanun-i Esasi hükmünce,İstanbul şehri payitaht-ı saltanat-ı seniye olduğundan,millet meclislerinin kutsal zat-ı hümayun tarafından açılması kayıtlı ve gereklidir (![]() ![]() )Sultanın arzu ve iradesine ve vatanın yüce çıkarlarına tamamıyla aykırı hareketler meşrutiyete karşı davranışlardır Bunların engellenmesi için,şiddetle müdahalede bulunmaları için,idari amirlere talimat verilmesi![]() ![]() ![]() 20 Temmuz 1919,Sadrazam Damat Ferid Paşa" *Damat sözcüğü sansüre takılmış Bu bildirinin altında dokuz satırlık bir yorum yazısı,yine sansür tarafından çıkarılmıştır![]() Peyam(Sivas Kongresi'nin hemen sonrası) :"Millet parasının blöfü ![]() ![]() Döndürülen dolaplar,hainler,ahlaksızlar,vatansızlar,alçakl ar,kabadayılar,eşkiyalar![]() ![]() ![]() Ey dağ keçisi(M Kemal Paşa kasdediliyor)nedir bu halin?Anadolu'nun halim selim halkını ne için azdırdın?Ne yersiniz, adam eti mi?Ne içersiniz,insan kanı mı?Bütün meseleler salim bir siyaset ve irfan takibiyle başarılır Yoksa dağlardan yapılan tehditlerle,bilhassa Bolşeviklik hareketiyle hallolunmaz![]() Misak-ı Milli,ne çirkin,ne gayri milli bir kelime ![]() ![]() Fırıldak,kaşkariko,dalavere![]() ![]() "İleri(21 Eylül 1919’da şair Halil Nihat’ın gazetedeki yayınlanan şiiri):Aklım Ermiyor Mana-i hadisata benim aklım ermiyor Keyfiyet-i necata(işgalden kurtulmaya) benim aklım ermiyor Karpoz ve zırtapoz diye her gün atıp tutan Bir zat var(*),o zata da benim aklım ermiyor (*)Yazar Ali Kemal kasdediliyor ![]() İleri(4 Ekim 1919’da aynı şairin Damat Ferid’in ardından yazdığı şiir):Feridiye Sadaretimde muradım ne ise verdi zaman Hemen bir alamadığım intikam kalmıştır Bütün memaliki düşmandan eyledim tathir(temizlik) Alınamayan geri Beyt ül-Haram kalmıştır Neler neler yapacaktım çekilmeseydim ah! Ceride-i emelim natamam kalmıştır Alemdar(4 Ekim 1919/Refi Cevad’ın sansürden geçmiş bir makalesi): “ ![]() ![]() Karşı oldukları M Kemal Paşa’ya para ve özel yetkiler vererek Anadolu’ya gönderdikleri cihetle,M Kemal Paşa’nın Harekat-ı Milliye meselesinden dolayı Divan-ı Harp’e gönderilmesi gerekirse,sabık sadrazam hazretlerinin(Damat Ferid) de en önde yürümesi icap eder Mesaisi bu devlete telafisi güç zararlar verdi Bunu kendileri de takdir ettikleri halde,saygıdeğer arkadaşları Hoca Sabri Efendi Hazretleri’yle makamlarını terk etmemek için son derece kapalı davranışlarada bulunmaları fikren ve vücutça rahatsızlıklarına sebep olmuştu Sabık sadrazam hazretlerinin icraatında akıl ve mantığa temas eden bir nokta ne görülmüş ne de işitilmiştir!Belki tarih Tevfik ve İzzet paşaları mazur gösterebilir ama![]() ![]() “(Bundan sonraki sekiz satır sansür edilmiştir)Vakit(5 Ekim 1919):”Anadolu’daki Harekat-ı Milliye’nin Esbabı/Sivas Kogresi’nin Mukadderatı: -İstiklal-i millimizin temini -İşgale karşıtlık -Gayrimüslim unsurların haklarına riayet *İrade-i milliyenin hakimiyeti -Kongre istila emeli beslemeyen herhangi devletin fenni,sınai,iktisadi yardımını memnuniyetle karşılıyor ”Vakit(5 Ekim 1919 Ahmed Emin’in makalesinden):” ![]() ![]() Harekat-ı Milliye’nin de ilk hedefi,baş ile gövdenin bir an evvel birleşmesinden ve mesul ve muntazam bir hükümetin ortalığa hakim olmasından ibaret bulunmalıdır![]() Tekrar deriz ki,asıl milli gayeleri ihmal ederek teferruat ve tartışmalarla kaybedecek bir dakikamız bile yoktur Memleketin bütün kuvvetleri bir an evvel birleşmeli ve ahenk ve düzen içinde bir milli faaliyet başlamalıdır ”Peyam-ı Sabah(Peyam ve Sabah gazeteleri birleşmiş ve bu adı almıştır 1 Aralık 1919/Ali Kemal’in Son Safha başlıklı makalesi):”Tanzimat semere vermediyse yapmamız gereken,Osmanlı toprağında yaşayan Müslüman ve gayrimüslim bütün insanları birbirine ısındırmak,barındırmak,hiç olmazsa bir topraktaş gibi muamele etmek için daha etkili çare aramaktı O çare bulunsaydı,bu devletin son zamanlarda uğradığı musibetler elbette vukua gelmezdi Bu mülkte o muhtelif unsurlar beraber yaşamaya mecburdurlar Çözüm yolu da Tanzimat’ın attığı temel üzerine daha geniş,daha hürriyetçi olmak suretiyle kurulabilir![]() Osmanlı ülkesi en son hududuna geldi İzmir ve saire gibi tecrübelerle anlaşıldı ki,bu huduttan ileriye taarruz elini uzatmak,600 yıldan beri bu yerlerde ululukla yaşamış büyük bir ırka,Türklüğe son verdirmektir ki,ne insaniyet,ne de medeniyet böyle bir vahşete boyun eğer ”
|
|
Cevap : Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922) |
|
|
#4 |
|
KRDNZ
|
Cevap : Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922)3
Bölüm:1920 Yılı1920 yılının ilk ayları,feshedilen Osmanlı Mebusan Meclisi'nin yenilenmesi için yapılacak seçimlerin heyecanıyla başlar Fakat basında aylar öncesinden seçimlerle ilgili iki konu ön plana çıkarılmıştır:Birincisi Meclis'in İstanbul'da mı yoksa Anadolu'da mı toplanması doğru olur, konusudur İkincisi de, kimlerin mebus olacağı yani milletvekili seçileceğidir![]() Bildiğimiz gibi Heyeti Temsiliye,daha doğrusu M Kemal'in kendisi, işgal altındaki ve ara sokakları bile yabancı askerlerce kontrol edilen İstanbul'da toplanacak bir meclisin işleyebileceğine,hele de "Ya istiklal ya ölüm" şiarı çerçevesinde iş görebileceğine inanamıyordu Dolayısıyla Anadolu'da bir kentte toplanılması taraftarıydı![]() Babıali basınında da çoğunluk-ki aralarında Milli Mücadele'ye destek verenlerin bazıları da vardır-İstanbul'dan ayrılmaya karşıdır "Meclis Anadolu'da toplanırsa,padişahın da oraya gitmesi gerekir ki,bu takdirde bir daha İstanbul'un işgalcilerden geri alınması mümkün olamaz" düşüncesi içindedirler Kısacası İstanbul basını ve aydınları Meclis'in İstanbul'da toplanması gerektiğini yazıp çizer![]() Gündemin ikinci maddesi olan kimlerin mebus seçileceği konusunda da tüm korku,"Millici"kisvesi altında İttihatçıların kazanabilecekleri ihtimalidir Bu nedenle Rumlar,Ermeniler ve Museviler seçime katılmamaya ve imzalanacak barış antlaşmasını beklemeye karar vermişlerdir![]() Sonuçta Kuvayı Milliye taraftarları Meclis'te çoğunluğu sağlarlar,özellikle de Anadolu'dan gelen mebuslar,doğal olarak bu cenahtandır Fakat Ocak ayının ortalarında açılan Osmanlı Mebusan Meclisi,16 Mart 1920'de işgal kuvvetleri tarafından basılacak ve milletvekilleri tutuklanıp büyük çoğunluğu Malta'ya sürülecektir![]() Bu tarihe kadar basın üzerinde nisbeten hafif olan sansür,İstanbul'un fiilen işgaliyle tekrar kuvvetli olarak uygulanır ve 5 Nisan 1920 günü padişahın onayıyla 2 Damat Ferid Hükümeti kurulur![]() Meclis'in basılması ve yeniden Damat Ferid'in iş başına getirilmesi,o zamana dek M Kemal'e tam olarak destek vermeyen bir takım yazar ve askerlerin Ankara'ya gitmesine neden olacaktır (Halide Edip,Dr Adnan Adıvar,Yunus Nadi,Fevzi Çakmak![]() ![]() )Yine "Nasihatçi Heyet" olarak Anadolu'ya gönderilen Yusuf Kemal,Abdullah Azmi beyler ve Vehbi Hoca bile geri dönmeyip Kuvayı Milliye'ye katılırlar![]() İstanbul'da kalan vatanperverler ise Mim Mim (Mücadele-i Milliye) grubunu kurup kelle koltukta,Anadolu'ya silah ve mühimmatın kaçırılması ile uğraşacaklardır ![]() Damat Ferid Hükümeti hiç vakit kaybetmeden 1920 Nisan ayının 18'inde Kuvayı Milliye'ye karşı Kuvayı İnzibatiye'yi kurar 11 Mayıs 1920'de de M Kemal ve arkadaşları Divan-ı Harp tarafından idama mahkum edilir Aynı günlerde İstanbul basınında yeni kurulan Ankara TBMM Hükümeti "Bolşeviklik" ile suçlanır![]() İstanbul basınında sansürden dolayı yer almayan Anadolu ile ilgili haberler artık fısıltı gazetesi ile yayılacak ve halk Ankara Müftüsü Rıfat (Börekçi)Hoca'nın İstanbul'daki Şeyhülislam Dürrizade'nin fetvasına karşılık olarak yayınladığı fetvayı öğrenecektir Ankara TBMM Hükümeti de 29 Nisan'da "Hıyanet-i Vataniye Kanunu"nu idam kararlarına misilleme olarak çıkaracaktır 19 Mayıs 1920 günü de TBMM tarafından Damat Ferid ve arkadaşlarının vatandaşlıktan çıkarılması kararlaştırılır![]() Bütün bu gelişmeler yaşanırken,Babıali'nin kışkırtmasıyla,Anadolu'nun çeşitli yerlerinde başlatılan ayaklanmalar,"başarı" öyküleriyle İstanbul basınında yer alır Özellikle de Ankara'ya düşman olanlar tarafından![]() ![]() ![]() 22 Haziran 1920 günü eski başkent Bursa'nın işgal edilmesiyle yer yerinden oynar Sansüre rağmen tepkiler ve protestolar düzenlenir Artık basında ve halkta tüm umutlar barış konferansına giden heyetten alınacak iyi haberler üzerine odaklanmıştır Temmuz ve ağustos aylarında sürekli bu konu yazılıp çizilir Oysa 11 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması'nın ağır şartları duyulunca umutsuzluk İstanbul'da kol gezmeye başlar Sansürden dolayı özeleşiri yapamayan ve Ankara'yı destekleyen az sayıdaki gazete,"Her gecenin bir sabahı olduğunu" belirterek Anadolu'dan gelecek haberlere kulak verilmesini yazıp çizer İstanbul Hükümeti'nin politikalarındaki çözümsüzlük, doğal olarak yine şahsiyat çekişmelerini gündeme getirir ve bu antlaşmanın ağır şartlarından da yine TBMM'yi suçlar TBMM ise 19 Ağustos tarihinde Sevr'i imzalayanların hain olduğunu ve bu antlaşmayı asla tanımadığını bildirecektir![]() Sevr'in korkunçluğunu anlayan, Damat Ferid'den de bir şeyler beklemenin yanlışlığını gören yazar çizer takımının kafası hayli karışmış,gözlerini bir kez daha padişaha çevirmişlerdir Padişahın her fırsatta İngiltere'ye güvenini açıklaması,çok sayıda insanı etkilemekte ve kurtuluşun İngiltere üzerinden olacağını hesaplayıp İngiliz yanlısı yayın yapar olmuşlardır![]() Özellikle Hindistan ve Mısır örnekleri verilerek bu memleketleri İngilizlerin medenileştirdiği,Osmanlı ülkesi için de İngiliz mandasıyla çözüme gidilebileceği gazetelerde açıkça yer almaktadır Vahidettin de bu yazılara destek vermektedir Bu yazıları okuyan kişilerin Anadolu'dan yükselen"Ya istiklal ya ölüm" sloganına katılması elbette beklenemez![]() 1920'nin Ekim ayında Sovyetlerin Ankara'ya altın ve silah yardımına başlaması,İngilizler tarafından Ankara'nın zaman içinde daha da güçleneceğinin farkına varılmasına ve Doğu'da da Ermenileri yenilgiye uğratan Kuvayı Milliye'nin de artık Güney ve Batı Anadolu Cephesi'nde daha rahat hareket edeceğini net biçimde görmelerine sebep olmuştur Bu sebeple İstanbul ile Ankara hükümetlerini yakınlaştırarak gelebilecek Bolşevik tehditine karşı bir set oluşturmayı planlarlar İngilizler bunu gerçekleştirmek için şimdilik varlığı Ankara'da İngiliz aleyhtarlığını daha da artıran Damat Ferid'in iktidardan uzaklaştırılması gerektiğini Vahidettin'e adeta dayatırlar 21 Ekim 1920 günü Damat Ferid bir kez daha iktidardan uzaklaştırılır Yerine Ankara'ya yakın bir isim olan Tevfik Paşa getirilir![]() 23 Ekim 1920'de Tevfik Paşa,Ankara'ya haber göndererek tasdik bekleyen Sevr Antlaşması'nın ancak Ankara'yla temastan sonra işleme konacağını belirterek ilk dostluk elini uzatır Olumlu karşılık gören Tevfik Paşa, Ankara'ya eski sadrazam,yeni hariciye nazırı İzzet Paşa'yla birlikte iki devlet adamı gönderir TBMM Hükümeti de bir karşılıkta bulunarak Hilal-i Ahmer(Kızılay) mümessili Hamid (Hasancan) Bey'in Ankara'yı temsilen İstanbul'da göreve yollar Milletler Cemiyeti de Ermenistan konusunu Ankara'yla görüşerek çözme kararı alır Tüm bu olaylar İstanbul'da Kuvayı Milliye'ye olan bakışı köklü biçimde değiştirir![]() 1920'nin Aralık ayı başında Ahmet İzzet Paşa ve arkadaşları,Bilecik'te M Kemal Paşa ile buluşur Merak içinde haber bekleyen İstanbul halkı,Ahmet İzzet Paşa'dan aylarca haber alamayınca,Anadolu'ya giden heyetin de Kuvayı Milliye'ye katıldığını düşünür ve bir kez daha Ankara'nın prestiji artar![]() 1920 Yılı Gazete Manşetleri/Yorumları İfham(7 Ocak 1920/Ahmed Ferid'in "Ümidi Kesmeyelim,Fakat Uyumayalım!" adlı başyazısından) "Evvelki gün garptan gelen kara haberler İstanbul'u mateme gark etti Hükümet,millet, hayret ve telaş içinde birbirlerine bakıyorlardı:Ne oluyoruz,İstanbul'dan da mı gidiyoruz,diye!![]() ![]() Dün bir tekzip darbesi,hayret ve endişemizi,yeis ve füturumuzu değiştirdi Ağlayanlar sustu,ümitsiz kalpler yeniden ümitlendi Bugün hem evvelki günün azabını,hem dünkü tesellisini unuttuk ve yine mutat olan uykumuza gafilane daldık!Evvelki günkü yan not neydi;dünkü teslimiyet ne,bugünkü atalet(tembellik)nedir?Üç gün evvel işittiğimiz kara haberlerle devlet yıkılmış,millet parçalanmış mı idi?Hayır!Muhakkak değil ![]() ![]() Dünkü ümit ile bu kabustan tamamen kurtulduk mu,o da hayır!Muhakkak değil![]() ![]() Fakat bugünkü atalet ve lakaydlık ile bir gün en zalim hakikatlerin karşısında kalacak mıyız?Evet,bu muhakkak![]() ![]() Mister Lloyde George tarafından,İstanbul![]() ![]() (bundan sonra 29 satır sansürlenmiş)Arabistan'da iddiamız yok Ancak Rumlara,Ermenilere Türk toprağı verileceği,Türk barışının gizli muahedeye göre yapılacağı söyleniyor Türkiye bölünecek iddialarının bazıları geri gidebilir Lakin şu kara haritalar,mevcut işgaller,emrivakiler![]() ![]() ![]() Bunlar pek çok korkarız ki,yarın hakikat olmaya namzet durumlardır Hiç şüphe etmeyelim,eğer biz senelik,hatta asırlık uykumuzda devam edecek olursak bir gün,böyle müthiş bir felaket ile uyandırılacağımız muhakkaktır "Şair Halil Nihat'ın milletvekilliği seçimleri için "Ben de Namzedim" adlı taşlaması: Herkes mebus olmak istiyor bugün ![]() ![]() ![]() Ve ben durur muyum,nem eksik benim? Yaşım da müsait,başım da düzgün, Biraz da bu yolda yıpransın tenim! Menfaat düşünmem,haktır garazım! Feleğe karşı da yoktur niyazım! Karadenizli'yim,Laz oğlu Laz'ım! Vatan uğruna ölenlerdenim! Mekteb-i Ali'den mezun değilim, Şehadetnameli mecnun değilim! Şöhrete,servete meftun değilim, Efendi!Boş sanma,gizli madenim! Alemdar(11 Ocak 1920) "İstanbul'da seçimler dün yapıldı,daha doğrusu yapılmadı,buna başlandı Bermutat konferans salonu bayraklarla donandı,dualar okundu,sandık açıldı Alelacele oraya toplanmış seçmenler hemen uzun uzun düşünmeden yazdıkları oy pusulalarını attılar Öğleye doğru seçim sonucu hemen hemen belli olmuş addedilebilirdi Birdenbire salon boşaldı,çoğunluk olmadığından erteleme iddiası belirdi İstanbul seçmenlerinin yarısında fazlası görevini yapmadı;acaba sebebi ne?Geçen sefer İttihat ve Terakki çetesinin yapmış olduğu nümayişe adem-i iştirakle bir obstrüksiyon,bir istinkaf(geri çekilme) suretiyle mukabeleyi uygun görmüşler Böylece İstanbul'da çoğunluğu İttihatçı taraftarlarının teşkil etmediğini ve onların sade hile ve aldatmaca ile başarı sağladıklarını ve birlik bir kitle halinde hareket edecek olan muhalefetin,çetecileri daima mağlup edebileceğini ortaya koymuşlardır![]() Vakit(11 Ocak 1920/Halide Edip'in "Yarınki Türkiye" adlı makalesinden) "Yeni bir mesut Türkiye istiyorum Bunu ben bina edeceğim Cedlerim yol yaptı,nice işler gördü;her şeyi ile bize büyük bir tarihi devir yaşattı Onların bunu yapması,benim ellerim boş oturmam için değildir "Tasvir-i Efkar(27 Ocak 1920/Libya kökenli Ayan Meclisi üyesi Süleyman Baruni'nin "Mesele-i Hilafet ve Alem-i İslam" başlıklı yazısından) "Avrupalı siyaset adamları şundan emin olmalıdırlar ki,Halifenin kayıtlı ve şartlı bir şekilde İstanbul'da alıkonulması suretiyle alınan zahiri ve ihtiyadi tedbirler İslam dünyasını aldatamaz ![]() Avrupa bilmelidir ki,İslam dünyası,bir Hıristiyan eliyle seçilen halifeyi kabul edemeyeceği gibi,Halife'nin herhangi bir devletin nüfuzu altında kalmasına,işgal altında bulunan bir ülkede oturmasına ya da çağın savunma araçlarından yoksun bir hükümetin başında bulunmasına izin veremez Zira bu şartlar altındaki bir hükümdar,İslam şeriatı açısından "halife" sayılmayarak,ancak bir emir ya da küçük bir sultan olabilir "16 Mart 1920'de İşgal Kuvvetleri'nin Mebusan Meclisi ve Şehzadebaşı Karakolu Baskını sonrasında İstanbul halkını bilgilendirmek için basına gönderdikleri ve yayınlanan resmi bildiri: "İşgalin sebebi,İttihat ve Terakki güdümündeki bazı şahısların Teşkilat-ı Milliye takma adıyla mecliste bir grup kurarak padişah ve merkezi hükümeti hiçe sayan bir topluluk oluşturması ve yeniden bir savaş ortamı yaratılmasındandır ![]() İstanbul size bırakılıyor amma herkes kendi işine gücüne bakmalı,Devlet-i Osmaniye'nin enkazından yeni bir Türkiye'nin kurulması için son bir ümidi,cinnetleriyle mahvetmek isteyenlerin aldatmalarına kapılmamalı ve halen saltanatın başkenti olan İstanbul'dan verilecek emirlere itaat etmelidir ![]() Mustafa Kemal ve kendilerine sözüm "Milliyetçi" adı veren hareket onaylanmamaktadır Bunların sebep oldukları olay ve saldırılar yüzünden,barış şartları sertleşecektir İşgal,barış koşulları kabul edilinceye kadar sürecektir "5 Nisan 1920 tarihli İstanbul basınında yayınlanan Sultan Vahidettin'in padişah iradesinden: "Mütarekeden beri siyasi işlerimiz derece derece iyiye gidiyordu Milliyetçilik adı altında çıkan karışıklıklar,durumu vahim hale getirmiştir Başvurulan barış girişimleri faydasız kalmıştır Son zamanlarda beliren vakalara göre,bu isyan halinin devamı,Allah göstermesin, daha kötü durumlara yol açabilir![]() Bu gidişlerin malum olan tertipçileri ve teşvikçileri hakkında kanunun hükümleri yerine getirilmekle beraber,aldanarak kıyama katılanlar hakkında umumi af ilan ediyoruz İstediklerimiz şunlardır:Ülkenin her tarafında asayiş ve düzenin süratle iadesi,bütün sadık tebaanın saltanat ve hilafet makamına sarsılmaz bağlılıklarının kuvvetlendirilmesi,Büyük İtilaf Devletleri ile samimi bağlar kurulması ![]() ![]() Devlet ve millet çıkarlarının hak ve adalet esasına göre savunulması,ılımlı bir barışın bir an evvel imza edilmesine çalışılması,o zaman kadar da halkın sıkıntısının elden geldiği kadar hafifletilmesi için,mali ve iktisadi önlemlere başvurulması![]() ![]() "Alemdar(11 Nisan 1920) " Azimli bir hükümet,Kuvayı Milliye adını takınan bu haydutlara haddini kafalarına vurarak bildirmelidir Ebedi düşmanımız da olsalar,Yunanlılar bugünkü galiplerin müttefikidirler Onlara karşı bir girişim,İtilaf devletlerinin tepkisini çeker Bu derece gaflet,görülmüş şey değildir "Peyam-ı Sabah(11 Nisan 1920/Sürmanşetten verilen bir yorum) "Padişaha sadıkane şekilde bağlı olan Anadolu halkı,Mustafa Kemal denilen şakiye haddini bildirecektir "Peyam-ı Sabah(26 Nisan 1920/"Kuvayı Milliye'nin Hezimeti" başlıklı haberi) "Evvelki gün şiddetli ve kanlı bir çarpışmadan sonra Adapazarı,Teşkilat-ı Milliye kuvvetlerinden tamamıyla temizlenmiş ve o cani asiler perişan bir halde firara mecbur edilmiştir Adapazarı'na yürüyen meşru hükümet kuvvetleri,o bölgeyi kirleten şakilerden kurtarmışlardır "Şair Halil Nihat'ın Bursa'nın işgalinin ardından 22 Haziran 1920'de kaleme aldığı ve gazetelerde yayınlanan "Türk'ün Feryadı" adlı şiiri: Bu sulhun ismi var ancak şerait(şartlar) bir kitap oldu, Kıraat eyledim ama yanıp bağrım kebap oldu ![]() Biraz insaf edin zulüm aştı baştan bihesap oldu, Loyd Corcum,reisim Vilson'um,ey Mösyö Milleran ![]() ![]() ![]() Acep yetmez mi sel asa(sel gibi)akan kanlar,giden yerler! Bütün eşyamı sattım,kalmayıptır köhne bir minder ![]() Bu Türk evladı çok şey istemez: hak,hayat ister! Loyd Corcum,reisim Vilson'um,ey Mösyö Milleran ![]() ![]() ![]() Kabahat varsa şayet,ne salibin ne hilalindir: İsyanlar ve ceraimi zulmeti cehil ve dalalindir, Bu mesuliyet ancak Talat,Enver ve Cemal'indir ![]() Loyd Corcum,reisim Vilson'um,ey Mösyö Milleran ![]() ![]() ![]() Uzaklardan haberler hapşurup bad-ı saba(doğu rüzgarı) geldi, İşittim cuş-i cana(can kulağına)sabah vakti bir hoş nida geldi ![]() Civar-ı Üsküdar'a galiba Milli Kuvva geldi, Loyd Corcum,reisim Vilson'um,ey Mösyö Milleran ![]() ![]() ![]() İstanbul halkı sulh anlaşmasının haberini beklerken 6 Ağustos 1920'de şair Halil Nihat'ın gazetelerde yayınlanan "Periyi Sulh/Sulh Perisi" adlı taşlaması: "Senelerden beri dünyada görünmez eseri Bilmem yerde mi,ya gökte mi sakin, o peri Seni millet ne zamandan beri ferdada(yarınlarda)arar Kimi dünyada, kimi alem-i ukbada(ahirette) arar Kimi yerde, kimi gökte, kimi deryada arar Kimi dağda, kimi bağda, kimi sahrada arar Kimi fikr etmeyip encamını(sonunu), kavgada arar Kimi ilamı(son kararı), gidip Paris'e imzada arar Kimi dağlarda gezen öfkeli Paşa'da arar Kimisi haşa diyerek havf(korku)ile Haşa'da arar Yazmamış "Vakit" ve "Alemdar" ve "Peyam" ve "İleri" Haberim yok güzelim,kimden alayım haberi? Sefası eski günlerin döner gelir mi bir daha? Şu sulhu görmek isterim,gelip yetişmeden ecel daha ![]() Dersaadet (Sevr'in imzalanmasının ardından 12 Ağustos 1920'de /Yevm-i Matem/Matem Günü adlı makaleden): "Muazzam Türk İmparatorluğu'nun mazisini bugün gözyaşlarıyla,kederle,elemle ve fakat ümitsizliğe kapılmadan arkamızda bıraktık Yeni bir tarihi devre giriyoruz![]() Hiç şüphe yoktur ki,Osmanlılar 10 Ağustos 1920 gününü milli bir matem günü olarak karşılayacak,tarihimizin en büyük matem günü olarak kaydedeceğimiz bu günü azmimizle,emeğimizle yeni bir saltanatın asri,asri bir milletin ilk günü olarak kabul edeceğiz ![]() Bu feci ve elem verici hakikat karşısında,meyus olmamalı ve diğer komşu milletlerimiz gibi faal bir şekilde ve azimkarane bir tarzda çalışmaya başlamalıyız ![]() Matem günü münasebetiyle,umum müesseseler bugün saat birde,beş dakika iş durduracak ve bilcümle cami-i şeriflerde,mescitler ve tekkelerde öğle namazına davet edilecek olan halk tarafından selamet-i mülk ve devlet için dualar okunacak ve gene minarelerden salat verilecektir ![]() Bundan başka gazino ve umumi mahallerdeki çalgılar dahi çalışmayacaktır " |
|
Cevap : Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922) |
|
|
#5 |
|
KRDNZ
|
Cevap : Osmanlı'da Son Tartışmalar:İşgal Altındaki İstanbul Basını (1918-1922)1920 yılına ait basında çıkan karikatürler: ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
|
|