09-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Heybeliada...
Halki Ada, yani Heybeliada Uzaktan baktığımızda gerçekten bir heybeye benziyor Vapur adaya yaklaşırken bunu bizzat görebiliyorsunuz Burada şehirden, gürültüden ve tabii trafikten uzak bir gün geçirebilirsiniz
Heybeliada'ya ulaşım Kabataş, Sirkeci ve Bostancı iskelelerinden kalkan vapur ve denizotobüsü ile sağlanıyor Eğer vapur başka bir adaya uğramazsa, Heybeliada'ya Bostancı'dan yaklaşık yarım saat süren aaaifli bir deniz yolculuğu sonunda ulaşıyorsunuz
İskeleye yaklaşırken, sahildeki Deniz Lisesi'ni, yani eski Bahriye Mektebini göreceksiniz Bu okulun orada olmasından mı bilinmez, vapurdan iner inmez Heybeli'nin , Büyükada ile ne kadar farklı olduğunu görüyorsunuz Çok daha az gürültü, daha az kalabalık bir ada karşılıyor sizi  Heybeli biraz sanki sakinliğin adası gibi  
İskeleden faytonculara doğru yürürken, çay bahçesinde, Orhan Pamuk'u görüyoruz Karşısında martılar, aldığı notlara dalmış ama dayanamıyoruz ve hemen soruyoruz, nedir Heybeli'yi sizin için bu kadar özel yapan?
Ve hemen cevap veriyor bize: "Ben doğduktan iki hafta sonra Heybeliada'ya bundan aşağı yukarı 50 yıl önce gelmişim O zaman bu zaman hep gelirim Burası yazları benim hayatımin merkezidir Hala da çok seviyorum Yazları burada geçiriyorum Çok da memnunum Öteki adalar biraz daha orta yukarı sınıfların zenginliklerini gösterme yeridir Burası daha çok insanların tatil yaptığı dinlediği gerçek bir tatil yeridir Bir de İstanbul'u olduğu gibi, burayı tanıyorum ve burası artık vücudumun bir parçası olmuş Buraya alışmışım Onun için seviyorum Gerçekten sevdiğiniz yerleri ve kişileri neden sevdiğimizi bilmeyiz, bilmek de istemeyiz "
Orhan Pamuk'u yakalamışken sorulmaz mı hemen, "nereyi mutlaka görmek lazım Heybeli'de " diye  Çamlimanı'na mutlaka gidin diyor bize ve Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Çamlimanı'nda geçen hikayesini hatılatıyor
Biz de hemen Orhan Pamuk'un tavsiyesine uyuyoruz ve faytona biner binmez, arabacıya, Çamlimanı'na gitmek istediğimizi söylüyoruz
Biz Çamlimanı'na faytonla gidiyoruz ama adayı keşfetmenin yolu yürümek tabii ki Zaten daha yolda burayı görür görmez içiniz ferahlamaya başlıyor çünkü burası tam anlamıyla cennetten bir köşe
Çamlimanı, özellikle haftasonları tekne ve yatlara ev sahipliği yapıyor Hava o kadar temiz ki, Heybeli'nin simgesi niteliğindeki Sanatoryum da hemen Çamlimanı'nın üzerine kurulmuş
Çam ağaçları ile deniz de o kadar güzel bir manzara oluşturuyor ki Çamlimanı'nda, buradan ayrılmakta zorlanıyoruz
Faytonlar Heybeliada'nın vazgeçilmezi Nefis bir manzara ve çam ağaçları eşliğinde adayı dolaşmak son derece aaaifli
Çamlimanı yakınında Heybeliada'nın en ünlü manastırlardan biri olan Terk-i Dünya manastırına da uğruyoruz Manastır, hakikaten adına yakışır bir sessizlik içinde
Türk edebiyatının önemli isimlerinden Ahmet Rasim ve Hüseyin Rahmi Gürpınar da yıllarca Heybeliada'da yaşamış Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın ağaçlar içindeki evi şimdi müze haline getirilmiş
İsmet İnönü'nün evinin önünden de geçiyoruz faytonla Biraz bakımsız kalmış ev doğrusu ama müze olarak gezilebiliyor
Halki Palas Oteli sadece Heybeliada'nın değil, İstanbul'un da en eski otellerinden biri Eski ama geçirdiği yangından sonra son derece konforlu ve modern bir şekilde restore edilmiş Biz de burada kalmasak bile balkonunda bir çay içelim diyoruz
Halki Palas, ikinci derecede tarihi eser olduğu için, yangından sonra dışı tamamen eskisine göre yapılmış Odalarıysa her türlü donanıma sahip Bazı odalar deniz veya çam ormanı manzaralı
Otelin lobisinde birisi size ıslık çalarsa sakın şaşırmayın Halki Palas'ın papağanı Koko'dur nasılsa  
Heybeliada'nın en yüksek tepelerinden biri olan Ümit Tepesi üzerindeki Ruhban Okulu da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden Ama önce mutlaka özel izin alınması gerekiyor
Dünyaca ünlü eski Ruhban Okulu'nun yani Papaz Okulu'nun bahçesinde manzara muhteşem Hem bahçe hem de okulun binası gezilmeye değer
Heybeliada'da birçok farklı yerden denize girmek mümkün Sadık Bey Plajı da bunların içerisinde en eskisi Burada Burgazada'yı ve Kaşıkadası'nı karşınıza alıp deniz aaafi yapabilirsiniz
Sadık Bey Plajı, İsmet İnönü'nün ünlü çivileme atlayışlarını yaptığı yerlerden biri Hala genç yaşlı birçok adalı buradan denize giriyor
Plajın yukarısında Değirmen Burnu piknik alanı var Burası adını tepedeki eski değirmenden alıyor
Tepeleri çevreleyen yollarda, çamların içerisinde güzel ve manzaralı yürüyüş güzergahları da çok İster faytonla küçük ya da büyük tur yapın, ister yürüyün, adanın büyük bölümünü bir günde keşfedebilirsiniz
Heybeli'nin lokantaları denizin kenarında Yalı Caddesi üzerinde sıralanıyor Mavi Restaurant da balık lokantaları içinde en iyilerden biri Menü de tabii ki balık ve deniz ürünleri ağırlıklı
Heybeli'deki sıra sıra balık lokantalarının hemen hepsi benzer menüler sunuyor Üç kardeşin, Nigar, Fikriye ve Faruk kardeşlerin işlettiği Mavi Restaurant kendi hazırladıkları zeytinyağlıları ile ünlü Mavi'de fava, karidesli börek ve iskorpit salatasının tadına bakmakta yarar var
Kediler de nasibini alıyor tabii balıklardan, etraf balık lokantası dolu olunca Yemekler leziz, manzara şahane, ama manzarayı bozan deniz otobüsü iskelesini görmezden gelirseniz tabii Sahilde tam ortada kurulmuş olan iskele görüntüyü bozuyor doğrusu
Heybeliada'da geçen bir günü özetlemek için bence tek bir kelime var: Huzur Bunu adanın her köşesinde hissedebiliyorsunuz İşte bu yüzden Heybeli'yi bırakıp şehrin karmaşasına dönmek çok zor geliyor
Heybeli'den ayrılmak gerçekten zor ama geç saatlerde de vapurlar var Heybeli'den Bostancı'ya son vapur gece saat ikiye çeyrek kala
|
|
|