![]() |
Çeviri Nasıl Yapılır |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Çeviri Nasıl YapılırÇeviri nasıl yapılır nasıl çeviri yapılır,çeviri nasıl olmalı,çeviri ingilizce,çeviri nasıl yapılır? çeviri yapmak isteyenler için bilgiler BASİT CÜMLE 1 ![]() Normal koşullarda (yani, devrik yapı vs ![]() Özne + Yüklem (Subject) + (Verb) Türkçe'de özne çoğu zaman yüklemin sonuna bir "kişi eki" olarak eklenebildiği için açıkça kullanılmasına gerek kalmayabilir ![]() - (Ben) geldim ![]() - (Sen) nasılsın ? İngilizce'de böyle birşey - çok sınırlı da olsa bazı konuşma durumları dışında - söz konusu olamaz ![]() * (I) came ![]() * How are (you) ? Çoğu zaman basit cümlede bir de nesne bulunur ![]() 1 ![]() ![]() Türkçe bir basit cümlede şu yapı her zaman için geçerlidir ![]() 1 2 ÖZNE + YÜKLEM Mehmet öğretti ![]() İngilizce bir basit cümlede de, nesne bulunmadığı durumlarda, bir farklılık görülmez ![]() 1 2 SUBJECT + VERB Mehmet taught ![]() 1 ![]() ![]() Türkçe bir cümleye nesne eklendiği zaman, sıralama şöyle olur: 1 2 3 ÖZNE + NESNE + YÜKLEM Mehmet oğluna öğretti ![]() İngilizce bir cümleye nesne eklendiği zaman, Türkçe cümle yapı ile arasındaki ilk temel fark ortaya çıkar ![]() 1 3 2 SUBJECT + VERB + OBJECT Mehmet taught his son ![]() 2 ![]() 2 ![]() ![]() Türkçe ve İngilizce basit cümle yapıları sadece özne ve yüklem söz konusu olduğunda bir farklılık göstermediği için, çeviri konusunda yapı açısından bir sorun çıkmamaktadır ![]() 1 2 ÖZNE + YÜKLEM Mehmet geldi ![]() Mehmet came ![]() ![]() SUBJECT + VERB 1 2 2 ![]() ![]() Nesne söz konusu olduğunda Türkçe ve İngilizce basit cümle yapıları birbirinden farklı olduğu için, çeviri işlemi sırasında da cümleyi oluşturan unsurların dizilişinde değişiklik yapmak gerekecektir ![]() 1 2 3 ÖZNE + NESNE + YÜKLEM Mehmet eve geldi ![]() Mehmet came home ![]() SUBJECT + VERB + OBJECT 1 3 2 Bu cümlelere yer, zaman ve durum belirten kelime ve yapıların da eklenmesi durumunda her iki dil arasındaki yapısal farklılıklar iyice belirginleşecektir ![]() Basit cümlelerin yapısı konusu çeviri açısından - kolay göründüğü için - önemsenmeyebilir ![]() SVO (İngilizce SOV (Türkçe) yapısının, karmaşık cümlelerin çevirisini yaparken sürekli gözönünde tutulması gerekecektir ![]() ZAMAN KAVRAMI 1 ![]() Bu ve bunu izleyen ana başlık altında İngilizce'de yer alan bütün zamanlar (= tense) ve yardımcı yüklemler (= modal verbs) iki ayrı başlık altında ele alınmaktadır ![]() ![]() ![]() 2 ![]() 2 ![]() ![]() a) Her zaman olan/olabilecek olaylar için kullanılır ![]() - The earth rotates around the sun ![]() Dünya güneşin çevresinde döner ![]() b) Bir olayı naklederken, özellikle hikaye dilinde kullanılır ![]() - Rosencrantz flips a coin ![]() Rosencrantz yazı tura için para atar ![]() c) Her zaman olan, olabilecek ve bir sıkl??a sahip olayların anlatımında kullanılır ![]() - I always/sometimes/rarely brush my teeth ![]() Dişlerimi her zaman/bazan/nadiren fırçalarım ![]() Simple Present'ın bu kullanımları (A-C) Türkçe'ye aktarılırken "yüklem + -Er/-Ir" yapısı kullanılır ![]() d) Geleceğe ait kesin bir olaydan söz ederken kullanılır ![]() - We set off after lunch ![]() Öğle yemeğinin ardından yola çıkıyoruz ![]() e) Normalde "yüklem + -ing" yapısı ile kullanılmayan bazı yüklemlerle birlikte kullanılır ![]() astonish, belong to, believe, concern, consist of, contain, depend on, deserve, detest, dislike, doubt, feel, fit, forget, guess, have, hear, hate, imagine, include, impress, know, like, love, need, owe, realize, recognize, regret, resemble, remember, satisfy, see, seem, smell, sound, suppose, taste, think, understand, want, wish • feel yüklemi "fikir sahibi olmak" (- I feel he is right) anlamında "-ing" almaz; "hissetmek" anlamı (- How are you feeling today?) taşıdığında "-ing" alır ![]() • have yüklemi "sahip olmak" (- She has three children ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() • hear yüklemi alışılmadık durum belirttiğinde (- I'm hearing things ![]() ![]() ![]() • see yüklemi alışılmadık durum belirttiğinde (- I'm seeing double) "-ing" ile kullanılabilir ![]() • smell yüklemi "koku salmak" (- It smells nice ![]() ![]() ![]() • taste yüklemi "tadı olmak" (- It tastes nice ![]() ![]() • think yüklemi "fikir sahibi olmak" (- I think he is right ![]() ![]() Simple Present'ın bu kullanımları (D-E) Türkçe'ye aktarılırken "yüklem + - Er/-Ir" ya da çoğu kez "yüklem + - Iyor" yapısı kullanılır ![]() f) Emir vermek için kullanılır ![]() - Stop ! Dur ! 2 ![]() ![]() a) Şu anda gerçekleşmekte olan olaylar için kullanılır ![]() - You are reading a sentence ![]() Bir cümle okuyorsun/okumaktasın ![]() b) Şu aralar olmakta olan olaylar için kullanılır ![]() - I am reading a wonderful novel ![]() Şahane bir kitap okuyorum/okumaktayım ![]() c) Geleceğe yönelik kesin planlarda kullanılır ![]() - What are you doing tomorrow ? Yarın ne yapıyorsun ? d) Konuşmacıyı tedirgin eden ve sık tekrarlanan bir olay için "always" ile birlikte kullanılır ![]() - She is always complaining about my dog ![]() Sürekli / Hep / Durmadan köpeğimden şikayet ediyor ![]() Present Continuous'un bu kullanımları (A-D) Türkçe'ye "yüklem + -Iyor/-mEktE" kullanılarak aktarılır ![]() 2 ![]() ![]() a) Az önce tamamlanan bir olay için, genelde "just" ile kullanılır ![]() - I have just drunk a cup of tea ![]() Az önce/Daha şimdi bir fincan çay içtim ![]() b) Yapılmış ama zamanı belli olmayan eylemler için, ya da zaman belli olsa da eylemin kendisi kadar önemli olmadığı durumlarda kullanılır ![]() - Peter has been to the States twice ![]() Peter Amerika'da iki kez bulundu ![]() ![]() c) Geçmişte yapılmış, şu anda ya da gelecekte yapılabilme olasılığı var olan olaylar için kullanılır ![]() - He has won 3 Oscars ![]() 3 Oscar kazandı ![]() d) Sınırları kesin belirtilmeyen bir zamanı belirtmekte olan bir terim ile birlikte [1], ya da, olayın geçtiği zaman diliminin henüz sona ermediği durumlarda [2] kullanılır ![]() - The population has risen dramatically lately ![]() Nüfus son zamanlarda önemli ölçüde arttı/artmıştır ![]() Present Perfect'in bu kullanımları (A-D) Türkçe'ye "yüklem + -DI", çeviri metni resmi bir dil taşıdığında da "yüklem + - mIştIr" yapısı ile aktarılır ![]() - They haven't had a holiday this year ![]() Bu sene tatil yapmadılar ![]() e) "be" yüklemi ile birlikte, nitelik, yer, vs ![]() ![]() - I have been a teacher for 7 years ![]() Yedi senedir öğretmenim/öğretmenlik yapmaktayım/yapıyorum ![]() Bu kullanım (E) Türkçe'ye "yüklem + -DIr" yapısı ile aktarılırsa da -DIr takısı genelde düşer ![]() 2 ![]() ![]() a) Present Perfect'ten farklı olarak, daha süreli bir eylemi kapsar ![]() - I have been writing since ten this morning ![]() Bu sabah ondan beri yazıyorum/yazmaktayım ![]() b) Kimi zaman, olayın kendisi bitmiş olsa bile etkisi sürmektedir ![]() - You look terrible ![]() Berbat görünüyorsun ![]() Present Perfect Continuous Türkçe'ye, eylem sonuçlanmamış ise (A) "yüklem + -Iyor/-mEktE", eylem sonuçlanmış ise (B) "yüklem + -DI" ile aktarılır ![]() 3 ![]() 3 ![]() ![]() a) Geçmişte belirli bir zamanda bitmiş bir olay için kullanılır ![]() ![]() - He left a minute ago ![]() Bir dakika önce çıktı ![]() - Where did the accident happen ? Kaza nerede oldu ? Simple Past'ın bu kullanımı (A) Türkçe'ye "yüklem + -DI", daha resmi yapılarda ise "yüklem + mIştIr" kullanılarak aktarılır ![]() b) Geçmişe ait bir alışkanlık için "always", "never", vs ![]() ![]() - He always wore a hat ![]() Sürekli/Hep şapka giyerdi ![]() Simple Past'ın bu kulanımı (B) Türkçe'ye "yüklem + -I/ErdI" kullanılarak aktarılır ![]() 3 ![]() ![]() a) Geçmişe ait iki olayın bulunduğu bir durumda ve bu iki olaydan birinin diğerinden önce olması halinde, önce olan olay için "Past Perfect", sonra olan olay için de "Simple Past" kullanılır ![]() - When the police arrived, the burglad had escaped ![]() Polis geldiğinde hırsız kaçmıştı ![]() b) "Past Perfect" temelde "Present Perfect'in past halidir ![]() - He had won 3 Oscars ![]() 3 Oscar kazanmıştı ![]() Past Perfect Türkçe'ye "yüklem + -mIştI" ile, ya da, pek sık olmasa da, "yüklem + - DıydI" ile aktarılır ![]() 3 ![]() ![]() "Present Perfect Continuous" yapının past halidir ![]() - I had been writing since 10 this morning ![]() O sabah 10'dan beri yazmaktaydım ![]() - You looked terrible ![]() Berbat görünüyordun ![]() Past Perfect Continuous Türkçe'ye " yüklem + - Iyordu / -mEktEydI / -mIştI kullanılarak aktarılabilir ![]() 3 ![]() ![]() a) Geçmişte bir süre devam etmiş olan olayların aktarımında kullanılır ![]() - She was earning quite a lot of money ![]() Oldukça çok para kazanıyordu / kazanmaktaydı ![]() b) Devam etmekte iken ani ve daha kısa bir eylemle karşılaşan ya da o eylem tarafından kesintiye uğratılan bir eylem için kullanılır ![]() - When she heard the explosion she was having bath ![]() Patlamayı duyduğunda banyo yapıyordu ![]() Past Continuous Türkçe'ye "yüklem + -Iyordu / -mEktEydI" ile aktarılır ![]() 3 ![]() ![]() "Infinitive" (to + yüklem) İngilizce'de "to have + V3" ile past hali alır ![]() - He is believed to have a big fortune ![]() İnanışa göre büyük bir serveti var ![]() - He is believed to have lived in misery ![]() İnanışa göre sefalet içinde yaşadı / yaşamış ![]() 3 ![]() ![]() "Gerund" (yüklem + - ing) yapısı "having + V3" kullanılarak past yapılabilir ![]() - Having completed the task, the students had a break ![]() (= After they had completed ![]() ![]() ![]() Görevi tamamladıktan sonra öğrenciler ara verdiler ![]() Bu yapı perfect nitelik de taşıyabilir ![]() - Having completed the task, the students will have a break ![]() (= After they have completed ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() 4 ![]() ![]() a) Bir plan ya da kesinleşmiş amaç olmadığı durumlarda kullanılır ![]() - Don't worry ![]() ![]() Endişelenme ![]() ![]() Bu kullanım (A) Türkçe'ye "yüklem + - EcEk" ile aktarılır ![]() b) Sonucun kesin / doğal olduğu bilinen durumlarda, kimi zaman da bir inatlaşma söz konusu ise kullanılır ![]() - When it is wet, this paint will give a terrible smell ![]() Islakken bu boya berbat bir koku salar / salacaktır ![]() - Don't insist ![]() ![]() Israr etme ![]() ![]() Bu kullanım (B) Türkçe'ye "yüklem + - I/Er" ya da "yüklem + - EcEkDIr" ile aktarılır ![]() 4 ![]() ![]() a) Bir plan ya da kesinleşmiş amaç olduğu zaman kullanılır ![]() - Don't worry ![]() ![]() Endişelenme ![]() ![]() b) Bir eylemin gerçekleşeceğine ait kesin iz, belirti varsa kullanılır ![]() - She looks very pale ![]() ![]() Çok solgun görünüyor ![]() ![]() Bu kullanımlar (A-B) Türkçe'ye "yüklem + - EcEk" ile aktarılır ![]() c) "was / were going to" yapısı yapılması amaçlanan ama gerçekleşmesine olanak ya da gerek kalmayan eylemler için [1] - ya da bunun tam tersi olarak gerçekleşmesine gerek yokken gerçekleşen [2] - olaylar için kullanılır ![]() - I was going to call him ![]() ![]() Onu arayacaktım ![]() ![]() - They weren't going to visit the ancient church but they did so while they took shelter there during the rain ![]() Antik kiliseyi gezmeyeceklerdi ama yağmurdan korunmak için oraya sığındıklarında geziverdiler ![]() Bu kullanım (C) Türkçe'ye yüklem + - EcEktI" ile aktarılır ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() a) "will (definitely)" anlamında kullanılır ![]() - The Queen is to visit New Zealand ![]() Kraliçe Yeni Zelanda'yı ziyaret edecek ![]() Bu kullanım (A) Türkçe'ye "yüklem + - EcEk" ile aktarılır ![]() b) "should" anlamında kullanılır ![]() - You are to do your homework ![]() Ev ödevini yapman gerek ![]() Bu kullanım (B) Türkçe'ye "should" gibi aktarılır ![]() 4 ![]() ![]() Gelecekte sürüyor olacak eylem için kullanılır ![]() - This time tomorrow, I'll be sleeping ![]() Yarın bu saatler uyuyor olacağım ![]() Future Continuous Türkçe'ye "yüklem + - Iyor / - mEktE olacak" ile aktarılır ![]() 4 ![]() ![]() Gelecekte bir zamanda tamamlanmış olacak eylem için - genelde zaman belirten by kelimesi ile birlikte - kullanılır ![]() - This time tomorrow, I'll have gone to bed ![]() Yarın bu saatler yatmış olacağım ![]() Future Perfect Türkçe'ye "yüklem + - mış olacak" ile aktarılır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Çeviri Nasıl Yapılır |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Çeviri Nasıl YapılırYARDIMCI YÜKLEMLER 1 ![]() Bu bölümde ele alınan yüklemler birer yardımcı yüklemdir ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Yardımcı yüklemler alfabe sırasına göre ele alınmıştır ![]() 2 ![]() ![]() "Bir şeyi yapabilmek" anlamını taşır ![]() - I am able to run a mile ![]() Bir mil koşabilirim ![]() - They will be able to complete the project on time ![]() Projeyi zamanında tamamlayabilecekler ![]() - She was able to say a few words ![]() Birkaç kelime söyleyebildi ![]() - We haven't been able to understand it ![]() Onu anlayabilmiş değiliz ![]() Bu yapı Türkçe'ye "yüklem + - EbIl- " ile aktarılır ![]() ![]() ![]() a) bir şeyi yapabilmek - Can you speak German ? Almanca konuşabilir misin ? b) olasılık - He can be here any moment ![]() Her an gelebilir ![]() c) izin, rica - Can I leave early ? Erken çıkabilir miyim ? - Can you turn the volume down ? Sesi kısabilir misin ? Bu kullanımlar (a-c) Türkçe'ye "yüklem + - EbIl- ile aktarılır ![]() d) Olumsuz sonuç çıkarma - It can't be her ![]() ![]() Bu o olamaz ![]() ![]() e) Geçmişe ait olumsuz sonuç çıkarma ![]() - She can't have left earlier ![]() Daha erken çıkmış olamaz ![]() 2 ![]() ![]() a) Geçmişte bir şeyi yapabilmek ![]() - I could swim across the lake then ![]() O zamanlar gölü yüzerek geçebilirdim ![]() b) olasılık - Perhaps she could answer all the questions ![]() Belki de tüm sorulara yanıt verebilir ![]() c) izin, rica - Could you do me a favour ? Bana bir iyilik yapar mısın ? d) teklif - Could we meet at around 12 tomorrow ? Yarın saat 12 civarında buluşabilir miyiz ? e) Sonuç çıkarma - He could be at home ![]() ![]() Evde olabilir ![]() ![]() f) Gerçekleşmemiş, geçmişe ait olasılık - I could have passed the test ![]() Sınavı geçebilirdim ![]() 2 ![]() ![]() a) Cesaret etmek - She daren't do it ![]() Yapmaya cesaret edemez ![]() b) Sadece I daresay yapısı ile, olasılık - I daresay you are tired ![]() Sanırım yorgunsun ![]() 2 ![]() ![]() Tercih, "olsa iyi olur" - Hadn't we better start rightaway ? Hemen başlamak/başlamamız iyi olmaz mı ? - I'd better keep it in a box ![]() Onu bir kutuda saklasak iyi olur ![]() 2 ![]() ![]() a) Konuşmacının gerçeklere dayanarak ilettiği zorunluluk ![]() - She has to leave immediately ![]() ![]() Hemen çıkması gerek ![]() ![]() b) Gerekmezlik (= needn't ) - You don't have to study at all ![]() Hiç çalışman gerekmez ![]() - She won't have to go ![]() Gitmesi gerekmeyecek ![]() - We didn't have to buy anything ![]() Hiçbirşey satın almamız gerekmedi ![]() Kimi zaman have = sahip olmak yüklemi, have to yardımcı yükleminin kullanımına benzer bir çekilde kullanılıyor olabilir ![]() ![]() - This book has a lot to say ![]() (= This book has a lot of things to say ![]() 2 ![]() ![]() a) Olasılık - We may never see that comet again ![]() Bu kuyruklu yıldızı bir daha hiç göremeyebiliriz ![]() b) İzin, rica - You may go ![]() Gidebilirsin ![]() c) Gelecekte tamamlanması olası eylem ![]() - Many species may have died out by then ![]() O zamana kadar pek çok tür tükenmiş olabilir ![]() d) Geçmişe ait olası eylem - He may have missed the bus ![]() Otobüsü kaçırmış olabilir ![]() ![]() e) Geçmişte gerçekleşmemiş olasılık - They may have won the match ![]() ![]() Maçı kazanabilirlerdi ![]() f) may as well = had better "may well" kullanımına dikkat ! Bu yapıda well kelimesi pekala, neden olmasın anlamını taşır ![]() g) Dualar "may" ile olur ![]() ![]() - May God be with you ![]() Tanrı seninle olsun ![]() h) "Rağmen" anlamı veren cümlelerde, devrik yapıda "may" kullanılabilir ![]() 2 ![]() ![]() a) zayıf olasılık - This medicine might have some side effects ![]() Bu ilacın bazı yan etkileri olabilir ![]() b) izin isteme - Might we suggest something ? Birşey önerebilir miyiz ? c) gelecekte tamamlanması olası eylem - By the year 2 ![]() ![]() 2000 yılına gelindiğinde ölmüş olabilirsin(iz) ![]() d) geçmişe ait olası eylem - He might have tried to contact you ![]() Sana ulaşmaya çalışmış olabilir ![]() e) geçmişte gerçekleşmemiş olasılık - They might at least have apologized ![]() En azından özür dileyebilirlerdi [ama dilemediler] f) might as well = had better 2 ![]() ![]() a) konuşmacının zorunlu gördüğü, kendi fikrine dayalı zorunluluk - I don't want her here ![]() ![]() Onu burada istemiyorum ![]() ![]() ![]() b) çok kuvvetli olasılık - There must be a mistake ![]() ![]() Bir hata olmalı ![]() ![]() ![]() - He must be sleeping ![]() ![]() Uyuyor olmalı ![]() ![]() Bu yapının olumsuzu mustn't ile değil can't ile oluşturulur ![]() c) Yasaklama - You must not take any pictures here ![]() Burada fotoğraf çekmemelisin(iz) ![]() d) Geçmişte gerçekleşmiş olması olası eylem - He must have missed the bus ![]() Otobüsü kaçırmış olmalı ![]() Bu yapının olumsuzu musn't have ile değil can't have ile oluşturulur ![]() 2 ![]() ![]() a) Gerekmezlik (= don't/doesn't have to) - You needn't worry ![]() Endişelenmen gerekmez/gereksiz ![]() b) Gereklilik - Need I sign it ? İmzalamam gerekir mi ? c) Geçmişte gerek olmadığı halde yapılmış eylem ![]() - We needn't have brought our tent; his tent is large enough ![]() Çadırımızı getirmemiz gerekmezdi ![]() ![]() 2 ![]() ![]() a) Öğüt, tavsiye - It ought to be cleaned every two months ![]() İki ayda bir temizlenmesi gerek ![]() b) Geçmişte gerçekleş(me)miş olasılık ![]() - She ought to have been more careful Daha dikkatli olması gerekirdi ![]() 2 ![]() ![]() a) Gelecek ![]() ![]() - When shall we announce the results ? Sonuçları ne zaman açıklayacağız ? b) Sadece I ve we ile, öneri ![]() - Shall we go out ? Çıkalım mı ? c) Will yerine ![]() ![]() - The accused shall be interrogated ![]() Sanık sorguya çekilecek ![]() 2 ![]() ![]() a) Yükümlülük - He should work harder ![]() Daha fazla çalışması gerek ![]() b) Şu anda gerçekleşmesi gerekirken gerçekleşmeyen - ya da bunun tam tersi - eylem ![]() - You should be at home now ![]() ![]() Şu anda evde olman gerekirdi ![]() ![]() c) Why veya How ile, tedirginlik ve öfke ifadesinde ![]() - How should I know it ? Ben nereden bileyim ? d) Olasılık - He worked hard ![]() ![]() İyi çalıştı ![]() ![]() ![]() e) Geçmişte gerçekleşmemiş gereklilik - She should have seen her mistake ![]() Hatasını görmesi gerekirdi ![]() f) Bazı yüklem ve sıfatlarla - I advise that she should resign ![]() - Was it essential that he should be sacked ? g) Second conditional yapıda, devrik cümle oluşturmak için ![]() - Should he come, give him my message ![]() 2 ![]() ![]() a) Geçmişte olan ve artık devam etmeyen al??kanlık ![]() - I used to exercise regularly ![]() Düzenli olarak alıştırma yapardım ![]() b) Olumsuz yapıda, geçmişte olmayıp sonradan edinilen al??kanlık ![]() - She didn't use to smoke ![]() Eskiden sigara içmezdi ![]() - He never used to leave the office early ![]() Ofisten asla erken ayrılmazdı ![]() Her ne kadar used to ile doğrudan bir ilgisi olmasa da, karışıklığa çok çabuk neden olabildiği için be used to ve get used to yapılarına da değinmek yerinde olacaktır ![]() ![]() - "Your neighbours upstairs are making a lot of noise ![]() - "I'm used to it ![]() - When I first moved to Ankara, life was difficult ![]() ![]() 2 ![]() ![]() a) Geleceğe yönelik durum, eylem - I will come with you ![]() Seninle geleceğim ![]() - Next month, we'll be opening a new branch ![]() Gelecek ay yeni bir şube açıyor olacağız ![]() - Next month, we'll have opened a new branch ![]() Gelecek ay yeni bir şube açmış olacağız ![]() b) Rica, istek - Will you please leave the door open ? Lütfen kapıyı açık bırakır mısın ? c) Geleceğe yönelik kesin ve doğal sonuç - She is so stubborn ![]() ![]() Çok inatçı ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() a) Geçmişte alışkanlık ![]() ![]() - He would drink a glass of wine after dinner ![]() Akşam yemeğinden sonra bir bardak şrap içerdi ![]() b) Rica, istek - Would you send the brochures as soon as possible ? Broşürleri olabildiğince çabuk gönderir misiniz ? c) Geçmişte zorunluluk, kimi zaman inat taşıyan eylem ![]() - I begged him to help me, but he wouldn't ![]() Bana yardım etmesini istedim ama etmeyeceği tuttu ![]() d) Geçmişte gerçekleşmemiş eylem ![]() - We would have stayed longer but the weather changed ![]() Daha uzun kalırdık ama havalar değişti ![]() e) Second conditional türü kullanımda - If you had not been so lazy you would be studying at university now ![]() O kadar tembel olmasaydın şimdi üniversitede okuyor olurdun ![]() 2 ![]() ![]() "Tercih etmek, yeğlemek" anlamını taşır ![]() - I'd rather die keep silent ![]() Sessiz kalmayı yeğlerim ![]() ![]() Tercih söz konusu olduğunda than kullanılır ![]() - We'd rather starve to death than eat it ![]() Onu yemektense açlıktan ölmeyi tercih ederiz, would rather + kişi durumunda bu kişiden sonra gelen yüklem Simple Past Tense ile oluşturulur, ama anlam past değildir ![]() - I'd rather you went first ![]() Senin önce gitmeni tercih ederim ![]() 3 ![]() Bazı yardımcı yüklemler, özellikle Reported Speech yapılarda, birbirlerinin past hali olarak kullanılırlar ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Çeviri Nasıl Yapılır |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Çeviri Nasıl YapılırEDİLGEN YAPI 1 ![]() İngilizce'de "passive" yapı "be + V3" yapısı ile olur ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Simple Present English is spoken in many countries ![]() Present Continuous The house is being decorated ![]() Present Perfect She has been informed ![]() Present Per ![]() ![]() ![]() Simple Past I was informed ![]() Past Continuous I was being followed ![]() Past Perfect He had been misunderstood ![]() Past Per ![]() ![]() ![]() Future will It will be completed on time ![]() going to They are going to be invited ![]() continuous You will be being informed soon ![]() perfect It will have been opened by next week ![]() Modal verbs can can + V3 could could + V3 had better had better + V3 have to have to + V3 may may + V3 might might + V3 must must + V3 need need to + V3 ought to ought to + V3 shall shall + V3 should should + V3 used to used to + V3 would would + V3 would rather would rather + V3 * ile işaretli olan yapıların kullanımı yoktur ![]() 3 ![]() Bazı yüklemler, cümleye göre, "Passive" anlam taşıyarak kullanılabilirler ![]() - Your report reads well ![]() - The new Ford is selling badly ![]() - It is a nice material, but it doesn't wash ![]() 4 ![]() Örneklerde de görüleceği gibi, "active" bir cümlenin nesnesinin bir "clause" olması durumunda - People believed (that) the witches communicated with the devil ![]() CLAUSE İnsanlar cadıların şeytanla iletişim kurduğuna inan(ır)dı ![]() bu cümle çeşitli durumlarda "passive" yapılabilir ![]() - It was believed that the witches communicated with the devil ![]() CLAUSE - The witches were believed to communicate with the devil ![]() S V - That the witches communicated with the devil was believed ![]() S V Cadıların şeytanla iletişim kurduğuna inanıl(ır)dı ![]() Bu tür "passive" cümlelere bir diğer örnek: - Nobody knew whether he was telling the truth ![]() S V O = CLAUSE - It was not known whether he was telling the truth ![]() - Whether he was telling the truth was not known ![]() 5 ![]() 5 ![]() ![]() a) Gereksinim - These carpets are to be cleaned regularly ![]() - This form is to be filled in in ink ![]() Bu formun mürekkepli kalemle doldurulması gerek ![]() - There is a lot of work to be done ![]() Yapacak/ Yapılacak çok iş var ![]() b) "will" anlamında - An offer as generous as this one is not to be refused ![]() Bu kadar cömert bir öneri reddedilmez ![]() 5 ![]() ![]() - He was nowhere to be seen ![]() Hiçbiryerde görülmedi/ Onu gören olmadı ![]() - The dog was nowhere to be found ![]() Köpek hiçbiryerde bulunamadı ![]() 5 ![]() ![]() - Nobody is to blame for the accident ![]() Kaza için kimse suçlanamazdı ![]() ![]() 5 ![]() ![]() - There is nothing to do ![]() Yapacak hiçbirşey yok [bu yüzden canım sıkılıyor] ![]() - There is nothing to be done ![]() Yapacak hiçbirşey yok ![]() ![]() 5 ![]() ![]() - I am supposed to be at home gibi bir cümle iki tamamen farklı anlam taşıyabilir: [1] = Everyone supposes that I'm at home ![]() Herkes benim evde olduğumu sanıyor ![]() [2] = I should be at home now ![]() Şu an evde olmam gerekirdi ![]() Uygun anlam "bağlam" yolu ile anlaşılabilir ![]() 5 ![]() ![]() "to have been + V3" yapısı "perfect/past" anlam taşıdığından - I would like to be invited cümlesi Türkçe'ye Davet edilmeyi isterim ![]() şeklinde aktarılabilirken, - I would like to have been invited cümlesi Davet edilmiş olmayı isterdim ![]() şeklinde Türkçe'ye aktarılabilir ![]() 5 ![]() ![]() İngilizce'de edilgen yapıda "be + V3" yerine "get + V3" kullanılabilmektedir ![]() - How did the window get broken ? Cam nasıl kırıldı ? - He got his money stolen ![]() Parasını çaldırdı ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Çeviri Nasıl Yapılır |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Çeviri Nasıl YapılırCÜMLE + CÜMLE: "COORDINATION" 1 ![]() Cümleyi oluşturan unsurlar birbirlerine "coordination" yolu ile bağlandıklarında, çeşitli "coordinator"lar kullanılmaktadır ![]() and or but, kullanım açısından daha kapsamlı olanlar ise either ![]() ![]() ![]() both ![]() ![]() ![]() nor, neither ![]() ![]() ![]() not only ![]() ![]() ![]() olarak guruplandırılabilir ![]() 2 ![]() 2 ![]() ![]() Kullanım ve çeviri açısından bu üç basit "coordinator" önemli sorunlar oluşturmazlar ![]() - I wonder whether I should stay and wait or whether it is better to leave ![]() Kalmalı ve /Kalıp beklemeli miyim yoksa / ya da /, ayrılmak daha mı iyi bilemiyorum ![]() "And" Türkçe'ye "ve", "yüklem + - Ip", ya da "," şeklinde aktarılabilir ![]() ![]() ![]() Kimi zaman "but" kelimesi "except" (= dışında, haricinde) anlamını taşıyabilir ![]() ![]() - We have no choice but resign ![]() İstifa etmekten başka bir seçeneğimiz yok ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Either you are crazy or I know nothing ![]() (Ya sen çılgınsın ya da ben birşey bilmiyorum! ) / Eğer sen çılgın değilsen ne olayım ! - You may either stay here or (you may) go out ![]() İster burada kal ister çık ![]() Bu yapı Türkçe'ye "Ya ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - The old secretary could both type excellently and take shorthand ![]() Eski sekreter hem kusursuz daktilo yazabiliyordu hem de steno biliyordu ![]() Bu yapı Türkçe'ye "Hem ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() "Nor" kullanılan cümlede, vurgu sağlamak için, "özne + yüklem" yapısı tersyüz edilerek devrik yapı oluşturulur ![]() - He didn't accept the offer ![]() ![]() Teklifi kabul etmedi ![]() ![]() ![]() Bu yapı Türkçe'ye "ne ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Nor" kullanılan cümlede olduğu gibi, "Not only ![]() ![]() ![]() ![]() - Not only does he play the guitar but he is a good singer (as well) ![]() Sadece gitar çalmakla kalmaz, iyi bir şarkıcıdır da ![]() - They not only broke/Not only did they break into his office, (but) they also stole his computer ![]() Hem bürosuna zorla girdiler hem de bilgisayarını çaldılar ![]() Bu yapı Türkçe'ye "sadece / yalnızca + {olumsuz / olumlu yüklem } ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yapıda da vurgu amacı ile devrik yapı kullanılabilir ![]() - We are neither aware nor (are we) fully ignorant of the subject ![]() Konu hakkında ne bilgimiz var ne de tamamen bilgisiz durumdayız ![]() Bu yapı Türkçe'ye "ne ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Çeviri Nasıl Yapılır |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Çeviri Nasıl YapılırCÜMLE + CÜMLE: "SUBORDINATION" 1 ![]() İngilizce'de ve Türkçe'de cümleler birbirlerine basit bağlaçlarla bağlanabildikleri gibi, çeşitli tamlamalar yapılarak da bağlanabilirler ![]() ![]() Ana fikri taşıyan ve mutlaka tam bir yargı oluşturan cümleye "Baş / Ana Cümle" (=Main Clause), her türden diğer bileşene ise "İkincil / Yan Cümle" (=Secondary/Subordinate Clause) denilmektedir ![]() - When I met him, he was in the army ![]() Yan cümle Ana cümle 2 ![]() Cümle içindeki görevleri "özne" [1] ya da "nesne" [2] yerine geçmek olduğunda ikincil cümleler basit cümle yapısının özne ya da nesneleri olarak kabul edilebilir ve Türkçe'ye rahatlıkla aktarılabilirler ![]() ![]() - The sentence(that) you are reading is a clause sentence ![]() S V O ("Relative Clause") - They say that it is easy to make a noun clause ![]() S V O ("Noun Clause) Comparative Clause" ve "Adverbial Clause" yapılarda ise bir cümlecik + cümle durumu söz konusudur ve çeviri işlemini de buna göre yapmak gerekecektir ![]() - Tom claims that the problem is exaggerated ![]() cümlesinde, S V O - Tom claims (that) a child stole his vallet ![]() şeklinde bir yapı mevcuttur ![]() İngilizce bir basit cümle ( S + V + O ) Türkçe'ye S + O + V (Ö+ N+ Y) şeklinde aktarılabileceğine göre, önce kendi içinde bir basit cümle yapısı taşıyan "nesne" Türkçe'ye çevrilirse: ![]() ![]() ![]() S V O Ö N Y ![]() ![]() Bu nesne tüm cümleye eklendiğinde, - Tom claims that a child stole his vallet ![]() S V ( : ) O Ö N Y - Tom bir çocuğun cüzdanını çaldığını iddia ediyor çevirisi ortaya çıkacaktır ![]() Oysa bir "adverbial clause" olan - Because he was late, he missed the bus ![]() cümlesi incelendiğinde ise, - Because he was late, he missed the bus Neden belirten Ana cümle yan cümle yapısı ortaya çıkmaktadır ![]() - Because he was late, he missed the bus ![]() S V , S V O Ö Y Ö N Y - (O) geç kaldığı için (o) otobüsü kaçırdı ![]() şeklinde olacaktır ![]() RELATIVE CLAUSE 1 ![]() "Relative Clause" yapı bir isim ve o ismi tanımlayan ve isme genelde "who , which , that, where , ![]() ![]() - The ring that/which was stolen has finally been found ![]() İsim Bağlayan Tamlayan Yüklem Özne Türkçe'de bu tür bir yapı, İngilizce'nin aksine, önce tamlayan, sonra da tamlanan isim şeklinde yapılmaktadır: - Çalınan yüzük sonunda bulundu ![]() Tamlayan İsim (-an = bağlayan) Özne Bu örnekten de anlaşılacağı gibi, çeviri yaparken tamlayan ile tamlananın yerlerini değiştirmek gerekmektedir ![]() ![]() 2 ![]() 2 ![]() ![]() Nesne isimleri için "which" ya da "that" kullanılır ![]() - Tom didn't like the computer which they recommended ![]() Tom onların tavsiye ettiği bilgisayarı beğenmedi ![]() Kişi isimleri için ise "who" ya da "that" kullanılır ![]() ![]() - The man who killed the leader is being questioned ![]() Lideri öldüren adam sorgulanıyor ![]() Bağlayan kelimenin (who, which, ![]() ![]() ![]() - The car which was parked there was towed away ![]() Oraya park edilen araba çekilerek götürüldü ![]() Bağlayan kelimenin (who, which, ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - The man my sister loves has never talked to me ![]() İsim + İsim Kızkardeşimin sevdiği adam benimle hiç konuşmadı ![]() İngilizce'de kimi yüklemler ve sıfatlar bir "preposition" ile birlikte kullanılırlar (look at, listen to gibi) ![]() ![]() - He didn't tell me who he shouted at ![]() > He didn't tell me at whom he shouted ![]() Bana kime bağırdığını söylemedi ![]() Bu yapıda "preposition"dan önce kesinlikle "that" kullanılamaz ![]() "All that ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - All (that) I own is yours ![]() S V O Sahip olduğum herşey senin (dir) ![]() Ö N Y - I will give you all you want ![]() S V O O (Ben) sana istediğin herşeyi vereceğim ![]() Ö N N Y "None /All / ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - All those who want a ticket should go to the entrance ![]() S V O Bilet isteyenlerin tümünün girişe gitmesi gerekmekte ![]() Ö N Y "anything / nothing / ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - I can't find anything to say ![]() ![]() (Ben) söyleyecek birşey bulamıyorum ![]() Relative Clause" yapılarda what kelimesi de - the thing which anlamında - kullanılabilir ![]() - The gained first position in what is the most important competition of the year ![]() 2 ![]() ![]() Bu tür cümleler "who/which" ile yapılan tamlamanın bir tür kısaltması niteliğindedir ![]() - I like the girl (who is) studying over there ![]() Şurada çalışan / çalışmakta olan kızdan hoşlanıyorum ![]() ![]() Bu yapıda genelde yükleme "continuous" anlam yüklenir ![]() * The boy bringing the milk has been sick in bed for some time, cümlesi yanlıştır ![]() ![]() - The boy who brings the milk has been ill for some time, şeklinde düzeltilebilir ![]() 2 ![]() ![]() Bu yapıda ismi izleyen ve "past participle" durumda kullanılan yüklem, edilgen (=Passive) özellik ta??maktadır ![]() - The purse (which was) lost has not been found yet ![]() Kaybedilen cüzdan henüz bulunamadı ![]() 2 ![]() ![]() - ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yapı çeviri açısından bir sorun oluşturmaz ![]() 2 ![]() ![]() Cümlenin belirli bir parçasını vurgulamak gerektiği zaman, Türkçe'de vurgulanacak bölüm yükleme yaklaştırılmaktadır ![]() ![]() "Relative Clause" özelliği taşıyan "cleft" cümle, vurguyu sağlamanın bir diğer yoludur ![]() ![]() a) It is/was/ ![]() ![]() ![]() ![]() - My mother threw an egg at the President yesterday ![]() Annem dün Başkan'a yumurta fırlattı ![]() - It was my mother who threw an egg at the President yesterday ![]() Başkan'a dün yumurta fırlatan (kişi) annemdi ![]() - It was an egg that my mother threw at the President yesterday ![]() Annemin Başkan'a dün fırlattığı (şey) (bir) yumurtaydı ![]() - It was at the President that my mother threw an egg yesterday ![]() Annemin dün yumurta fırlattığı (kişi) Başkan'dı ![]() - It was yesterday that my mother threw an egg at the President ![]() Annem Başkan'a yumurtayı dün fırlattı ![]() b) What ![]() ![]() ![]() - What my mother threw at the President was an egg ![]() Annemin Başkan'a fırlattığı şey yumurtaydı ![]() - My left leg hurts ![]() What hurts is my left leg ![]() - I like her charm ![]() What I like in her is her charm ![]() 3 ![]() Bu yapıda kesinlikle that kullanılmaz ![]() ![]() "Non-defining relative clause" bu özelliğinden ötürü "Extra Information Clause" olarak da tanınır ![]() 3 ![]() ![]() - John, whom you know well, is totaly crazy cümlesinde whom you know well bölümü, aynı Defining Relative Clause yapılarda olduğu gibi, kendisinden önce gelen ismi nitelendirmektedir ![]() ![]() - John whom you know well is totally crazy ![]() S V 3 ![]() ![]() Who, which ve that yerine where ve when kelimelerini kullanmak da mümkündür ![]() - Edinburgh, where I was born, is a beautiful city ![]() Doğduğum yer olan Edinburgh güzel bir şehir ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() - He has three sisters, all of whom are students ![]() cümlesi aynı bir Defining Relative Clause gibi ele alınabilir ve bu şekilde Türkçe'ye aktarılabilir ![]() ![]() Üç kızkardeşi var; üçü de öğrenci ![]() Bir başka örnek bunun nedenini daha iyi açıklayacaktır ![]() - Tim invested all his money on four companies, three of which went bankrupt in a year ![]() cümlesi tek bir cümle halinde Türkçe'ye aktarıldığında ortaya çıkan * Tim bütün parasını üçü bir sene içinde iflas eden dört şirkete yatırdı, cümlesi hatalı bir anlam aktarıyor olacaktır, zira, bu durumda Tim üçü zaten iflas etmiş dört şirkete parasını yatırm?? olmaktadır ![]() Tim parasını dört şirkete yatırdı; bunlardan üçü bir sene içinde iflas etti cümlesi ile anlam tam ve doğru olarak aktarılmış olmaktadır ![]() 3 ![]() ![]() Sentential Relative Clause diğer relative clause yapılardan farklı bir özellik taşımaktadır ![]() ![]() ![]() Sentential Relative Clause yapıda ise tamlanan virgülden önceki cümlenin tümüdür ![]() - He died young, which was a pity ![]() Genç yaşta öldü ![]() ![]() - Around 40,000 people bought tickets for the stadium concert, which was more than was expected ![]() Yaklaşık 40,000 kişi stadyum konserini izlemek için bilet aldı ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Çeviri Nasıl Yapılır |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Çeviri Nasıl YapılırNOUN CLAUSE 1 ![]() "Noun Clause" bir tür basit cümle olarak ele alınabilir ve çeviri işlemi de buna göre yapılabilir ![]() ![]() 2 ![]() 2 ![]() ![]() a) Normal cümleler - Ann told me that Tom liked beer ![]() Ann bana Tom'un biradan hoşlandığını söyledi ![]() b) Emir / İstek cümleleri - We told the boys to keep away from the cake ![]() (Biz) oğlanlara kekten uzak durmalarını söyledik ![]() 2 ![]() ![]() "To be" yükleminin ardından, öznenin niteliğini açıklamak için "that" ile bağlanan bölüm kullanılabilir ![]() - My assumption is that inflation will remain a problem ![]() Benim tahminim enflasyonun sorun olarak kalaca??(dır) ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yapıda "notice, realise, understand, see, hear, imagine" gibi yüklemlerin ardından "that" ile başlayarak bu yüklemin nitelediği unsur anlatılmaktadır ![]() ![]() - I noticed that he was telling the truth ![]() (Ben) onun doğruyu söylemekte olduğunu farkettim ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yapı "Non-defining Relative Clause" ile benzerlik gösterir ![]() - The report, that he will take measurements, justifies me ![]() Onun önlemler alacağı (şeklindeki) rapor beni haklı çıkarıyor ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - That the budget deficit will increase is obvious türü bir cümle çeviri açısından sorun oluşturabilmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() durumda örnek cümledeki "the" kelimesinin kullanılmaması gerekirdi ![]() 2 ![]() - That the budget deficit will increase is obvious S V ? durumu ortaya çıkacaktır ![]() ![]() Bu tür cümleler - That the budget deficit will increase is obvious (S( THAT +S+V+O) + V + O) yapısı taşımaktadır ve cümlenin başındaki "That" Türkçe'ye "yüklem + -DIğI / -EcEğI" şeklinde aktarılır ![]() Bütçe açığının artacağı ortada(dır) ![]() "That" ile başlayan cümleler "It ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - It is obvious that the budget deficit will increase ![]() 3 ![]() "Who(m/se), which, where, when, why, how (much / many / far / tall / ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() Konuşan kişinin sorularının aktarımıdır ![]() - Peter asked where they had put the box ![]() Peter (onların) kutuyu nereye koymuş olduklarını sordu ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Why he didn't call the police is a mystery ![]() Onun neden polisi aramadığı bir gizem(dir) ![]() - What I gave Tom was not what he wanted from me ![]() Benim Tom'a verdiğim şey, onun benden istediği (şey) değildi ![]() 3 ![]() ![]() "To be" yükleminin ardından, öznenin niteliğini açıklamak için "WH" ile bağlanan bölüm kullanılabilir ![]() - The problem is how the children find the way ![]() Sorun çocukların yolu nasıl bulacakları (dır) ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yapıda "notice, realise, understand, see, hear, imagine" gibi yüklemlerin ardından "WH" ile başlayarak bu yüklemin nitelediği unsur anlatılmaktadır ![]() ![]() - His wife cannot understand why Peter refused the offer ![]() Karısı Peter'ın teklifi neden reddettiğini anlayamıyor ![]() 3 ![]() ![]() ![]() Bu yapı "Non-defining Relative Clause" ile benzerlik gösterir ![]() - Your question, why Max didn't tell it, is interesting ![]() Max'in onu neden anlatmadığı şeklindeki sorun ilginç (tir) ![]() 3 ![]() ![]() WH kelimesini izleyen bölümde "should" ya da "ought to" kullanılması durumunda bu yapı, WH + to olarak kısaltılabilir ![]() - I don't know where I should go ![]() to go ![]() Nereye gideceğimi/gitmem gerektiğini bilmiyorum ![]() 4 ![]() 4 ![]() ![]() Konuşan kişinin bir soru kelimesi (WH) kullanmadan oluşturduğu soruların aktarılmasıdır ![]() - My lawyer asked me if /whether I had sent the form ![]() Avukatım bana (benim) formu gönderip göndermediğimi sordu ![]() 4 ![]() ![]() "Whether" kelimesini izleyen bölümde "should" ya da "ought to" kullanılması durumunda bu yapı, whether to olarak kısaltılabilir ![]() - The boss doesn't know whether he should believe his excuse / to believe his excuse ![]() Patron onun mazeretine inanmalı mı inanmamalı mı bilemiyor ![]() 4 ![]() ![]() Kullanım açısından "if" ve "whether" çeşitli farklılıklar gösterirler ![]() ![]() a) Whether + cümle + V + (O) yapısında "if" kullanılmaması tavsiye edilir ![]() - Whether he would pass the test was oubtful ![]() Sınavı geçip geçemeyeceği kuşkuluydu ![]() b) "be" + whether yapısında "if" kullanılmaz ![]() - My problem is whether I will get a pay rise ![]() Benim sorunum zam alıp alamayaca??m ![]() c) "preposition" + whether yapısında "if" kullanılmaz ![]() - Everything depends on whether they will come on time ![]() Herşey onların zamanında gelip gelmeyeceklerine bağlı ![]() d) ![]() ![]() ![]() - You have yet to answer my question, whether I can count on your vote ![]() Daha/Bir de benim, senin oyuna güvenebilir miyim soruma yanıt vermen gerek ![]() e) whether + to yapısında "if" kullanılmaz ![]() - I don't know whether to stay ![]() Kalmalı mıyım, kalmamalı mıyım bilmiyorum ![]() f) whether or not yapısında "if" kullanılmaz ![]() - He didn't tell us whether or not he will be staying with us ![]() Bizimle kalıp kalmayacağını söylemedi ![]() 5 ![]() - He didn't know what a great chance he had missed ![]() Nasıl da / Ne de büyük bir şans kaçırm?? olduğunu bilmiyordu ![]() - It is incredible how fast he can run ![]() O kadar hızlı koşabilmesi inanılmaz (bir şey) ![]() Bu yapı kimi zaman iki ayrı anlam taşıyabilir ve doğru anlamın çıkarılması için cümlenin geçtiği metnin içeriğine bakılması gerekebilir ![]() - I told her how late she was ![]() (a) Ona ne kadar geciktiğini söyledim [saatten haber verdim] ![]() (b) Ona ne kadar da geciktiğini söyledim ![]() - They didn't know what mistake they had made ![]() Ne hata yaptıklarını bilmiyorlardı ![]() - They didn't know what a mistake they had made ![]() Nasıl da (büyük) bir hata yapmış olduklarını bilmiyorlardı ![]() 6 ![]() Türkçe'ye "yüklem + -mEk" şeklinde aktarılabilir ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() - To join the army was his only dream ![]() Orduya katılmak tek rüyasıydı ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - To challenge him is to risk your life ![]() Ona meydan okumak kendi yaşamını riske atmaktır ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() - My father didn't want me to argue with Tom ![]() ![]() ![]() ![]() Babam (benim) Tom ile münakaşa etmemi istemedi ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yapı "Non-defining Relative Clause" ile benzerlik gösterir ![]() - Your ambition, to become a lawyer, requires hard work ![]() (Senin) avukat olma(k) hevesin sıkı çalışma gerektirir ![]() Bu yapının benzeri, "It ![]() ![]() ![]() - It is natural for them to be together ![]() that they are together ![]() that they should be together ![]() - It would be unwise for you to marry her ![]() if you were to marry her ![]() 7 ![]() Türkçe'ye "yüklem + -mEk" şeklinde aktarılabilir ![]() 7 ![]() ![]() ![]() ![]() - Watching TV has been his only enjoyment ![]() Televizyon seyretmek onun tek eğlencesi olmuştur ![]() 7 ![]() ![]() - His first job had been selling computers ![]() İlk işi bilgisayar satmak olmuştu ![]() 7 ![]() ![]() Bu yapı "Non-defining Relative Clause" ile benzerlik gösterir ![]() - Her thesis, studying cognitive factors, takes up all her time ![]() Bilişsel unsurları incelemek konulu tezi tüm vaktini alıyor ![]() 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - I am against their digging the area ![]() (Ben) onların bölgeyi kazmalarına kar??yım ![]() 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - My forgetting her name was a great mistake ![]() (Benim) onun adını unutmam/unutuşum büyük (bir) hataydı ![]() 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yapının Türkçe'ye aktarılması için her zaman kullanılabilecek bir yol önermek olanaksızdır ![]() - There was no / wasn't any mistaking that voice ![]() O sesi tanımamak / başka seslerle kar??tırmak olanaksızdı ![]() - There is no / isn't any knowing what they will do next ![]() Gelecek sefer ne yapacakları bilinmez ![]() 8 ![]() 8 ![]() ![]() a) have so ![]() ![]() ![]() - We had the waiter clean the table ![]() Garsona masayı temizlettik ![]() b) get so ![]() ![]() ![]() - Can you get your father to lend you the car ? Babanı arabayı vermeye ikna edebilir misin ? c) make so ![]() ![]() ![]() - I'm not guilty ! They made me do it ![]() Ben suçlu değilim ! Bana onlar yaptırdılar ![]() d) have / get stg ![]() - She has had her hair dyed ![]() Saçını boyattı ![]() Bu yapıda "get + V3" yerine göre edilgen anlam taşıyabilir ![]() - He got himself beaten cümlesi ettirgen olarak ele alındığında Kendisini dövdürdü anlamı ortaya çıkmaktadır ![]() Dayak yedi ![]() ![]() İngilizce ettirgen yapıların çevirisi esnasında sorun oluşturmasa da, yanlışlıkla eklenecek bir "t" harfi yanlış anlam ile sonuçlanabilmektedir ![]() ![]() ![]() - I've had the car cleaned ![]() Arabayı temizlettim ![]() - I've got someone to have the car cleaned ![]() Arabayı (birisine) temizlettirdim ![]() 8 ![]() ![]() İstisna belirten durumlarda "but" ve "except" kelimelerinden sonra gelen yüklem "to" almadan kullanılır ![]() - She did everything but come to the point ![]() Sadede gelmek dışında herşeyi yaptı ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Çeviri Nasıl Yapılır |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Çeviri Nasıl YapılırCOMPARISON CLAUSE 1 ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sıfata "daha" niteliği kazandıran "-er" ve "more" eklenmesi ile oluşan yapılardır ![]() sıfat + -er / more + sıfat + than - She is more intelligent than she looks ![]() (O) göründüğünden daha zeki(dir) ![]() Bu yapı Türkçe'ye " ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() Bir kıyaslama cümlesi olmamasına karşın bu kullanım sık sık karıştırılmasından ötürü bu bölümde ele alınmaktadır ![]() - I'd call her hair chestnut rather than brown ![]() Ben onun saçına kahverengiden çok/ziyade kestane diyeceğim/derdim ![]() Bu yapı Türkçe'ye "-dEn çok/ziyade" yapısı ile aktarılır ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Gitgide", "daha da" anlamını katmak amacı ile kıyaslama yapısının tekrarlanması gerekmektedir ![]() - It is getting colder and colder ![]() Hava gitgide soğuyor ![]() - She is becoming more and more aggressive ![]() Gitgide saldırganlaşıyor ![]() 1 ![]() ![]() "More" kelimesi her zaman bir sıfatı nitelemez ![]() ![]() - More people than ever leave their villages for a major city ![]() Şimdiye kadar olduğundan daha fazla / Görülmedik sayıda insan büyük şehirde yaşamak için köyünü terkediyor ![]() 1 ![]() ![]() Sıfata "en" niteliği kazandıran "most" ya da "-est" yapılarının eklen-mesi ile oluşturulur ![]() the/my/ ![]() ![]() - My biggest contribution is this monument ![]() Benim en büyük katkım bu anıt(dır) ![]() Bu yapı Türkçe'ye "en + sıfat + isim" şeklinde aktarılır ![]() 1 ![]() ![]() İsim ile kullanıldığı zaman "most" kelimesi bir kıyaslama niteliği getirmemektedir ![]() - Most people do not care about the dangers of pollution ![]() Çoğu insan kirliliğin tehlikelerine aldırış etmemekte ![]() Bu yapı Türkçe'ye "çoğu + isim" şeklinde aktarılır ![]() 1 ![]() ![]() - The sooner you come the better (it is) ![]() Ne kadar erken gelirsen o kadar iyi (olur) ![]() Bu yapı Türkçe'ye "ne kadar ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() 2 ![]() ![]() - He is as tall as I am / me ![]() (O) benim kadar uzun boylu(dur) ![]() Bu yapı Türkçe'ye "kadar" kullanılarak aktarılabilir ![]() "As" yapısı birden fazla anlam için kullanılabilir ![]() ![]() as well as - He can't dance as well as me ![]() - She is clever as well as (being) beautiful ![]() as long as - My hair is as long as his ![]() - I'll work as long as I live ![]() - He can come as long as he is sober ![]() as soon as - I'll come in as soon as five minutes ![]() - As soon as she saw him, she fainted ![]() as far as - I went as far as Istanbul ![]() - As far as I know, she is a vet ![]() 2 ![]() ![]() - He earns the same (money) as me / I do ![]() Benimle aynı parayı kazanıyor ![]() ![]() 3 ![]() 3 ![]() ![]() ![]() - The water is acidic enough to scare people ![]() Su insanları kaçırtacak kadar asitli ![]() Bu yapı Türkçe'ye "- EcEk / - EbIlEcEk" ile aktarılır ![]() 3 ![]() ![]() ![]() - It is too heavy for me to lift ![]() O benim kaldıramayacağım kadar ağır ![]() Bu yapı Türkçe'ye "yüklem + - EmEyEcEk kadar" ya da "yüklem + - EbIlEcEğIndEn çok / fazla" yapıları ile aktarılabilir ![]() 4 ![]() İngilizce'de kıyaslamayı güçlendirmek amacı ile comparative yapının önüne çok ya da biraz anlamı ta??yan kelimeler yerleştirilebilir ![]() Bu yapılar kendi başlarına kıyas oluşturamazlar ![]() Yani, * He is much experienced than the rest of the applicants cümlesi hatalıdır ![]() - He is much more experienced than the rest of the applicants şeklinde olması gerekir ![]() Bu yapılardan much, far, a lot, even, all the Türkçe'ye çok ile, a little ve a bit ise biraz/ bir parça ile aktarılabilir ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() So ![]() ![]() ![]() so + sıfat + (that) [1] so + zarf + (that) [2] so + sıfat + a(n) + isim + (that) [3] so + many/much/few/little + isim + (that) [4] such ![]() ![]() ![]() such + sıfat + isim + (that) [5] şeklinde oluşturulur ![]() - The problem was so difficult that we couldn't solve it ![]() Problem o kadar zordu ki çözemedik ![]() - He spoke so eloquently that everybody congragulated him ![]() O kadar etkili konuştu ki kendisini herkes kutladı ![]() - It was so difficult a problem that we couldn't solve it ![]() - He has so many books that he can't remember how many ![]() O kadar çok kitabı var ki sayısını hatırlayamıyor ![]() - He gave such a wonderful speech that we were astounded ![]() O kadar güzel bir konuşma yaptı ki ağzımız açık kaldı ![]() Bu yapılar Türkçe'ye "o ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Çeviri Nasıl Yapılır |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Çeviri Nasıl YapılırTIME CLAUSE 1 ![]() "Time Clause" yapılarda zaman uyumu kuralına dikkat etmek gerekir ![]() ![]() PRESENT PRESENT I never forget to pray before I go to bed ![]() PRESENT FUTURE Will you be there when I arrive at the airport ![]() PAST PAST When we got there, the film was over ![]() "Time Clause" yapılarda zaman uyumu kuralına bir tek since uymamaktadır ![]() I've known him since I left school ![]() 2 ![]() 2 ![]() ![]() KULLANIMI until/till + isim / cümle / -ing ÇEVİRİSİ yüklem + -E / -IncEyE kadar [1] isim + -E kadar [2] - He worked patiently until he completed polishing ![]() Cilalamayı bitirene/bitirinceye kadar sabırla çal??tı ![]() - Until the war, they didn't know any poverty ![]() Savaşa kadar, yoksulluk nedir bilmediler ![]() "Until" ve "by" kelimelerinden hangisinin kullanılaca?? konusu çeviri ya da İngilizce yazma/konuşma esnasında bir tereddüt konusu olabilmektedir ![]() "Until" belirli bir zamana kadar süren bir olay ya da durum için kullanılır ![]() - I have to keep writing until the end of next year ![]() "By" belirli bir zamanda ya da o zamandan önce oluşan bir olay için kullanılır ![]() - My book will be finished by the end of next year ![]() Burada belirtilmesi gereken önemli bir nokta da, "by" kelimesinin zaman yapılarında bu tür kullanımında hiçbir zaman bir "conjunction" olarak kullanılamaması, yani, ardından bir S+V+(O) yapısının gelememesidir ![]() 2 ![]() ![]() KULLANIMI before + isim / cümle / -ing ÇEVİRİSİ yüklem + -mEdEn önce yüklem + -DEn önce - They left before the door was opened ![]() Kapı açılmadan önce gittiler ![]() 2 ![]() ![]() KULLANIMI by the time + cümle ÇEVİRİSİ yüklem + -EnE kadar - They will have gone by the time we arrive ![]() Biz varana kadar onlar gitmiş olacaklar ![]() 3 ![]() 3 ![]() ![]() KULLANIMI (just) as + cümle ÇEVİRİSİ (tam) ![]() ![]() ![]() - As she was walking down the road, she was hit by a lorry ![]() Yolda yürürken (ona) bir kamyon çarptı ![]() 3 ![]() ![]() KULLANIMI as long as/so long as + cümle ÇEVİRİSİ yüklem + -DIğI sürece/müddetçe - I'll love you as long as I live ![]() Seni yaşadığım sürece seveceğim ![]() 3 ![]() ![]() Bu kelimelerden "whilst" çok resmi yapılarda kullanılabilir ![]() KULLANIMI while/whilst + cümle [1] / -ing [2] ÇEVİRİSİ yüklem + -(i)ken - They came while I was sunbathing ![]() Ben güneşlenirken geldiler ![]() - While walking, he stumbled and fell ![]() Yürürken sendeledi ve düştü ![]() 3 ![]() ![]() KULLANIMI when + cümle [1] / sıfat [2] / -ing [3]; whenever + cümle [4] / sıfat [5] ÇEVİRİSİ (her ne) zaman ![]() ![]() ![]() yüklem + - DIğI zaman/-E/Ir(i)ken/-DIğI(n)dE/-IncE/ -DIkçE - When I sleep I always snore ![]() Ben uyurken hep horlarım ![]() - Please do your exercise when(ever) possible ![]() Lütfen mümkün olan bir zaman / fırsat bulduğunda al??tırmanı yap ![]() - Be careful when lifting this bag ![]() Bu çantayı kaldırırken dikkatli ol ![]() - She visits her parents whenever she finds time ![]() Ne zaman fırsat bulsa anababasını ziyaret eder ![]() 3 ![]() ![]() KULLANIMI now that + cümle ÇEVİRİSİ için (Hazır) ![]() ![]() ![]() - Now that everybody is here, we can start the meeting ![]() (Hazır) herkes burada olduğuna göre, toplantıya başlayabiliriz ![]() 3 ![]() ![]() - He came in shouting ![]() Bağırarak girdi ![]() Bu yapıya benzer bir yapıda hiç yüklem kullanılmamaktadır: - He came in drunk ![]() ![]() 3 ![]() ![]() KULLANIMI during + isim ÇEVİRİSİ esnasında - During the storm, a lot of people hid in the cinema ![]() Fırtına esnasında bir çok insan sinemaya s???ndı ![]() 4 ![]() 4 ![]() ![]() KULLANIMI after + cümle [1] / -ing [2] / isim [3] ÇEVİRİSİ yüklem/isim + -DEn/(mEsIn)In ardından/sonra - After he had seen the murder, he couldn't sleep whole night ![]() Cinayeti gördükten sonra bütün gece uyuyamadı ![]() - After finishing his meal, Peter went to bed ![]() Yemeğini bitirdikten sonra Peter yatmaya gitti ![]() - After the riot, everything is calm and quiet ![]() Ayaklanmanın ardından herşey sessiz ve sakin ![]() 4 ![]() ![]() KULLANIMI as soon as + cümle [1] / -ing [2] ÇEVİRİSİ yüklem + -Er yüklem + -mEz - As soon as she saw the poster, she burst out a laughter ![]() Posteri görür görmez bir kahkaha patlattı ![]() - As soon as leaving work, he rushes to the bar ![]() İşten çıkar çıkmaz bara koşar ![]() 4 ![]() ![]() Bu iki yapı da sık kullanılmaz ![]() KULLANIMI directly/immediately + cümle ÇEVİRİSİ yüklem + -Er yüklem + -mEz - She smiled immediately she heard the news ![]() Haberi duyar duymaz gülümsedi ![]() 4 ![]() ![]() KULLANIMI once + cümle [1] / -ing [2] ÇEVİRİSİ Bir kez ![]() ![]() - Once I make make up my mind, nothing can stop me ![]() Bir kez kararımı verdim mi beni hiçbirşey durduramaz ![]() - Once signing this contract, you will have to obey the rules ![]() (=Once you sign this contract ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() KULLANIMI since + cümle [1] / -ing [2] / isim [3] ÇEVİRİSİ yüklem + -Den beri/bu yana - He feels much better since he completed his exams ![]() Sınavlarını tamamladığından beri kendisini çok daha iyi hissediyor ![]() - We haven't gone out since visiting you ![]() Sizi ziyaret etmemizden beri(dir) dışarı çıkmadık ![]() - I've been typing since 12 ![]() 12'den beri daktilo yazıyorum ![]() 4 ![]() ![]() Kullanım ve çeviri açısından "Same time" başlığı altında ele alınan "when / whenever" ile aynıdır ![]() 4 ![]() ![]() Kullanım ve çeviri açısından "Same time" başlığı altında ele alınan "now that" ile aynıdır ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KULLANIM No sooner + had + Subject + V3 + than ![]() ![]() (Mutlaka devrik yapıda kullanılır) ÇEVİRİ Daha yeni/Henüz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - No sooner had he left than he heard the explosion ![]() Daha yeni çıkmıştı ki patlamayı duydu ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kullanım ve çeviri açısından "No sooner ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() "-ing" başlığı altında (aşağıda) ele alınmaktadır ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Geçici bir durumu göstermek ve durumun ortaya çıkardığı sonucu ifade etmek için kullanılır ![]() - I rushed to the door to discover it was locked cümlesinde "to discover" yapısı "in order to discover" anlamı taşımamaktadır, zira bu anlamı taşıyor olsa kapının kilitli olduğunu bile bile kapıya gitme söz konusu olacaktır ![]() * Kapının kilitli olduğunu keşfetmek için kapıya koştum ![]() Bu yapının gerçek karşılığı ![]() ![]() ![]() yaklaşımı ile Kapıya koştum ve kilitli olduğunu farkettim şeklinde olacaktır ![]() - I woke up one morning to find myself on the floor ![]() Bir sabah uyandığımda kendimi yerde buldum ![]() - She turned the corner, to find the car gone ![]() Köşeyi döndü ve arabanın orada olmadığını gördü ![]() - The curtain parted, to reveal a market scene ![]() Perde açıldı ve ortaya bir pazar dekoru çıktı ![]() 4 ![]() ![]() Aslında "yüklem + and + yüklem" şeklinde kullanılabilecek bir yapıdır ve uzunca bir süreye bağlı bir sonucu ifade eder ![]() - She lived to be 100 ![]() ![]() - The show went on to become a great success ![]() 5 ![]() 5 ![]() ![]() - Returning to the village, I met an old friend ![]() Köye döndüğümde eski bir arkadaşla kar??laştım ![]() - (On/Upon) receiving the letter, you should reply immediately ![]() Mektubu alınca hemen yanıtlaman gerek ![]() "-ing" yapısı ile "time" ve "reason" anlatıldığı zaman ana cümlenin ve yan cümlenin öznesinin aynı olması gerekir ![]() - When I returned to the village I met an old friend ![]() ![]() 5 ![]() ![]() "Having + V3" yapısı ile oluşturulur ![]() - Having completed his study he submitted it to the committee ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() Bu yapı zaman belirtmesinin yanısıra neden (= reason) de belirtebilir ![]() - By taking advantage of the darkness, he escaped ![]() Karanlıktan yararlanarak kaçtı ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - He rose to his feet, spilling coffee on his pants ![]() (= When he was rising to his feet, he spilt coffee on his pants ![]() 6 ![]() Bu yapı edilgen (=passive) özellik ta??maktadır ![]() - (When it is) taken as it is, the sentence will mean nothing ![]() Olduğu gibi ele alındığında bu cümle bir anlam taşımaz ![]() |
![]() |
![]() |
|