12-17-2008
|
#1
|
su perisi
|
**Ölüm Yakışmamıştı Ona**
Pasha ile ilk defa 2003 yılının Mart’ında karşılaştık Silivri Ortaköy’de bir çiftliğe gitmiştik Bir sürü rottweiler arasında durdum ve birinin bana gelmesini bekledim Pasha yanıma gelmedi adeta beni al deyip atıldı üzerime Öyle bir bağ kuruldu ki aramızda kucağıma aldım ve çıktım çiftlikten, evimize geldik Yeni yuvasına o kadar çabuk alışmıştı ki Pasha'ya evimizin diğer bir bireyi haline gelmişti
Pasha her gün benim gelişimi bekliyor sokağa girdiğim an cama geliyor ve beni karşılıyordu Sabahları giderken yine aynı şekilde yolcu ediyor araba ile köşeyi dönene dek beni izliyordu Aradan bir buçuk yıl geçti, Pasha ile aramızdaki bu bir buçuk yıl öyle güzel öyle unutulmazdı ki… Yazları kampa giderdik, beni çadırdan çıkarabilmek için yavaş yavaş gelir ve sonra çadırın üzerine devrilirdi :)) Babamın unuttuğu şapkası için uzun süre havlar, dediğini yaptırır, onca yolu geri getirir, şapkayı alır ve arabaya atlardı Bozcaada'da ilk defa denize girdik birlikte, önce ben girdim o da arkamdan hemen atladı daha sonra hızla kaçtı :) Benim de bir kere daha denize girmeme izin vermedi Ben ki denizden çıkmak istemeyen, çok seven biri olarak onun korkmasına izin vermemek için iki gün boyunca kıyıda onunla top oynadım Geceleri yanımda yatar gözlerini bir an ayırmazdı, birlikte oynadığım günler şimdi aklıma geliyor da gözyaşlarımı tutamıyorum öyle derin izler bıraktı ki bende yıllar ve yıllarca unutamayacağıma eminim
Apartmanda oturduğumuz için, Pasha ile her şeyin güzelliğine rağmen zor günlerimiz de oluyordu Aylar boyunca bahçeli ev aradık 15 yıllık evimizden ayrılıp onun için gece kondu da bile oturmaya razıydık Bütün arayışlarımıza rağmen uygun bir ev bulamadık Sanki olanı biteni anlıyormuş gibi zor koşullarda ev hayatına uyum sağlamaya çalışıyordu Gerçi birçok insandan çok daha anlayışlı olduğuna da inanıyorum Sabahları bir saatliğine dışarı çıkabiliyorduk 
Dedemin küçük bir kasabada çiftliği var, atları, koyunları, arıları  Pahsa büyüdükçe apartmanda yaşamı iyice zorlaşmıştı Biz de kısa bir süre için yazın daha rahat edeceğini düşünüp içimiz ezilerek, veda bile edemeden çiftliğe gönderdik Neredeyse her gün nasıl olduğunu sorduk Havlama sesini duyabilmek için her gün dedemlerle uzun süreler telefonla konuştuk Yaklaşık 3 ay sonra kardeşim ve babam onu görebilmek için Pasha'nın yanına gittiler Ama onu bulamadılar Önce kaybolduğu ya da kaçtığı söylenmiş, daha sonra ise kulaktan duyulma bir haber geldi  Arılar tarafından sokularak öldüğü, bunları ilk defa yazıyorum, şimdiye kadar konuşulmadı bile, herkes sustu Ağladık, kahrolduk, pişman olduk Kendimize kızdık ama sustuk Hep sustuk, kelimeler çıkmadı ağzımızdan çünkü ölüm yakışmamıştı ona
Aklıma geliyor ara sıra munzurlukları :) burkularak biraz gülümsüyorum  Bir gün eve girdiğimde her yerin dağıldığını görmüştüm, hırsızdan şüphelenmiştim ama bir de baktım ki Pasha en masum bakışı ile (başı sağ yana yatık) bana bakıyor E tabi bende dayanamadım, bağıramadım bile, sarıldım ama bir daha da yapmadı Yani illaki onları korkutarak yanlış şeyler yapmamalarını sağlamak çok yanlış, sevgi ile daha da güzel şeyler başarabiliriz  Annem sinir harbi içerisinde bizi evin dağınıklığı yüzünden azarlarken Pasha da kendi eşyalarını taslarını taşımaya çalışırdı  Öyle özledim ki onu, inanın bir kere görsem yeter, rüyalar dışında, çünkü o zaten hep rüyalarımda 

Tuğba Aytaş
__________________
|
|
|