|  | Deyimler İle İlgili Komposizyon |  | 
|  08-25-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Deyimler İle İlgili KomposizyonDeyimler ile ilgili komposizyon Deyimler çeşitli kaynaklardan gelmektedir  Bunların başında da Nasrettin  Hoca ve Bektaşi fıkraları yer almaktadır  Bunlardan başka kimi  masallar  efsaneler  tarihsel olaylar  halk arasında yaşanan olaylar  kültürel etkileşim içinde bulunan ülkelerle ilgili kimi durumlar vb  deyimlerin yaratılıp yaygınlaşması konusunda sağlam ipuçları  vermektedir  Deyimler de  tıpkı atasözleri gibi kısa ve özlü sözler ve etkileyici  sözlerdir  En az iki kelimeden oluşan deyimlerde  kalıplaşma olduğu  için  kelimelerin yeri değiştirilemez  ya da bir kelimenin yerine başka  bir kelime konulamaz  Deyimlerin atasözlerinden farkı şudur: Atasözleri genellikle yol gösterici bir içeriğe sahiptir  Deyimler ise  her zaman böyle olmaz  Bir  duyguyu  düşünceyi  bir kavramı vurgulayıcı bir şekilde dile getirmek  için kullanılırlar  deyimlerin bir kısmı mahalli olup  sadece söylendiği yöreye hastır  Bazı yörelerde anlaşılmaz  “Gürültüye getirmek”ten hoşlanmasak da  ‘Okkanın altına gitmek”ten başka  çaremiz olmaz kimi zaman  Bazen yapılması zor  çok uzun vakit alacak  bir işle baş başa bırakılırız  ‘deliye pös-teki saydır’ır gibi… Bazen  ‘hariçten gazel okur’uz; sadece ‘işin gırgırmda’yızdır  Bazen  ‘ağzımızdan baklayı çıkar’ıveririz; çünkü karşımızdaki ‘eski kulağı  kesiklerden’dir…  Bazılarımız bazılarına ‘yolunacak kaz’ gibi görünür  bazılarımız bazılarımızın ‘cemaziyel evvelini bilir  ’ Uzun uzadıya  birbirine bağlanmayan bu cümleleri daha fazla sıralamaya gerek yok  kimi  kelimelerin tırnaklarından maksat anlaşılmıştır; ‘arabın derdi kırmızı  pabuç’  yani deyimler… O kadar işlevseldir ki konuşurken bir sürü cümle  kurarak anlatabileceğimiz bir durumu  deyimlerin hepimizce malumu olan  anlamına ve çağrışımına yaslanarak meramımızı hem kolayca hem de etkili  bir şekilde anlatı veririz  Dilimizdeki deyimlerin pek çoğunun bir hikayesi var  Kimi komik  kimi  ilginç  kimi ders alması… Bırakın bu öyküler bilinip anlatılmasını;  deyimlerin anlamını bilen ve yerli yerinde kullananlarımızın sayısı bile  azaldı   | 
|   | 
|  | 
|  |