33-El-Ahzâb |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
33-El-AhzâbMedine'de nâzil olmuştur 73 (yetmişüç) âyettir "Ahzâb", "hizb"in çoğuludur Topluluk, gurup, bölük, parti gibi manalara gelir Her gün mutad olarak devam edilen dua demetine, Kur'an cüzünün dörtte birine de hizip denir Bu sûrede, müslümanlara karşı savaşmak üzere birleşen Arap kabilelerinden bahsedildiği için, bu isim verilmiştir (Rivayete göre, bir takım ileri gelen müşrikler "Uhud" savaşından sonra Medine'ye gelmişler, münafıkların lideri Abdullah b Übeyy'in evine misafir olmuşlardı Hz Peygamber bunlara, kendisiyle görüşmek üzere emân vermişti Bu görüşme esnasında Resûlullah'a: Sen bizim taptıklarımızı diline dolamaktan vazgeç, "onlar menfaat sağlayabilir, şefâat edebilir" de, biz de seni Rabbinle başbaşa bırakalım, dediler Orada bulunan müslümanların canları sıkıldı, onları öldürmek istediler Bunun üzerine, verilmiş olan emânın bozulması konusunda Allah'tan korkmalarını ve kâfirler ile münafıkların sözlerine boyun eğmemelerini, Resûlullah'ın şahsında müminlerden isteyen 1 âyet nâzil oldu![]() Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla ![]() 1 Ey Peygamber! Allah'tan kork, kâfirlere ve münafıklara boyun eğme Elbette Allah her şeyi bilmekte ve yerli yerince yapmaktadır 2 Rabbinden sana vahyedilene uy Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır 3 Allah'a güven Vekîl olarak Allah yeter 4 Allah, bir adamın içinde iki kalp yaratmadığı gibi, "zıhâr" yaptığınız eşlerinizi de analarınız yerinde tutmadı ve evlâtlıklarınızı da öz oğullarınız olarak tanımadı Bunlar sizin ağızlarınıza geliveren sözlerden ibarettir Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir 5 Onları (evlât edindiklerinizi) babalarına nisbet ederek çağırın Allah yanında en doğrusu budur Eğer babalarının kim olduğunu bilmiyorsanız, bu takdirde onları din kardeşleriniz ve görüp gözettiğiniz kimseler olarak kabul edin Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yok; fakat kalplerinizin bile bile yöneldiğinde günah vardır Allah bağışlayandır, esirgeyendir 6 Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır Eşleri, onların analarıdır Akraba olanlar, Allah'ın Kitabına göre, (mirasçılık bakımından) birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar; ancak, dostlarınıza uygun bir vasiyet yapmanız müstesnadır Bunlar Kitap'ta yazılı bulunmaktadır![]() 7 Hani biz peygamberlerden söz almıştık; senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan da (Evet) biz onlardan pek sağlam bir söz aldık 8 Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı![]() 9 Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi 10 Onlar hem yukarınızdan hem aşağı tarafınızdan (vâdinin üstünden ve alt yanından) üzerinize yürüdükleri zaman; gözler yıldığı, yürekler gırtlağa geldiği ve siz Allah hakkında türlü türlü şeyler düşündüğünüz zaman; 11 İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı 12 Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı 13 Onlardan bir gurup da demişti ki: Ey Yesribliler (Medineliler)! Artık sizin için durmanın sırası değil, haydi dönün! İçlerinden bir kısmı ise: Gerçekten evlerimiz emniyette değil, diyerek Peygamber'den izin istiyordu; oysa evleri tehlikede değildi, sadece kaçmayı arzuluyorlardı 14 Medine'nin her yanından üzerlerine saldırılsaydı da, o zaman savaşmaları istenseydi, şüphesiz hemen savaşa katılırlar ve evlerinde pek eğlenmezlerdi 15 Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi Allah'a verilen söz mesuliyeti gerektirir! 16 (Resûlüm!) De ki: Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmanın size asla faydası olmaz! (Eceliniz gelmemiş ise) o takdirde de, yaşatılacağınız süre çok değildir 17 De ki: Allah size bir kötülük dilerse, O'na karşı sizi kim korur; ya da size rahmet dilerse (size kim zarar verebilir)? Onlar, kendilerine Allah'tan başka ne bir dost bulurlar ne de bir yardımcı 18 Allah, içinizden (savaştan) alıkoyanları ve yandaşlarına: "Bize katılın" diyenleri gerçekten biliyor Zaten bunların pek azı savaşa gelir 19 (Gelseler de) size karşı pek hasistirler Hele korku gelip çattı mı, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş gibi gözleri dönerek sana baktıklarını görürsün Korku gidince ise, mala düşkünlük göstererek sizi sivri dilleri ile incitirler Onlar iman etmiş değillerdir; bunun için Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmıştır Bu, Allah'a göre kolaydır![]() 20 Bunlar, düşman birliklerinin bozulup gitmedikleri evhamı içindedirler Müttefikler ordusu yine gelecek olsa, isterler ki, çölde göçebe Araplar içinde bulunsunlar da, sizin haberlerinizi (uzaktan) sorsunlar Zaten içinizde bulunsalardı dahi pek savaşacak değillerdi 21 Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir![]() 22 Müminler ise, düşman birliklerini gördüklerinde: İşte Allah ve Resûlü'nün bize vâdettiği! Allah ve Resûlü doğru söylemiştir, dediler Bu (orduların gelişi), onların ancak imanlarını ve Allah'a bağlılıklarını arttırdı 23 Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler var İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir 24 Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir 25 Allah, o inkâr edenleri hiçbir fayda elde edemeden öfkeleri ile geri çevirdi Allah (ın yardımı) savaşta müminlere yetti Allah güçlüdür, mutlak galiptir 26 Allah, ehl-i kitaptan, onlara (müşrik ordularına) yardım edenleri kalelerinden indirdi ve kalplerine korku düşürdü; bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da esir alıyordunuz 27 Allah, onların yerlerine, yurtlarına, mallarına ve ayak basmadığınız topraklara sizi mirasçı yaptı Allah'ın her şeye gücü yeter 28 Ey Peygamber! Eşlerine şöyle söyle: Eğer dünya dirliğini ve süsünü (refahını) istiyorsanız, gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de, sizi güzellikle salıvereyim 29 Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükâfat hazırlamıştır![]() 30 Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık bir hayâsızlık yaparsa, onun azabı iki katına çıkarılır Bu, Allah'a göre kolaydır 31 Sizden kim, Allah'a ve Resûlüne itaat eder ve yararlı iş yaparsa ona mükâfatını iki kat veririz Ve ona (cennette) bol rızık hazırlamışızdır 32 Ey Peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz Eğer (Allah'tan) korkuyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) çekici bir eda ile konuşmayın; sonra kalbinde hastalık bulunan kimse ümide kapılır Güzel söz söyleyin 33 Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resûlüne itaat edin Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor 34 Evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın Şüphesiz Allah, her şeyin iç yüzünü bilendir ve her şeyden haberi olandır![]() 35 Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır 36 Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur 37 (Resûlüm!) Hani Allah'ın nimet verdiği, senin de kendisine iyilik ettiğin kimseye: Eşini yanında tut, Allah'tan kork! diyordun Allah'ın açığa vuracağı şeyi, insanlardan çekinerek içinde gizliyordun Oysa asıl korkmana lâyık olan Allah'tır Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın Allah'ın emri yerine getirilmiştir![]() 38 Allah'ın, kendisine helâl kıldığı şeyde Peygamber'e herhangi bir vebâl yoktur Önce gelip geçenler arasında da Allah'ın âdeti böyle idi Allah'ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir 39 O peygamberler ki Allah'ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter![]() 40 Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir Fakat o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur Allah her şeyi hakkıyla bilendir 41 Ey inananlar! Allah'ı çokça zikredin 42 Ve O'nu sabah-akşam tesbih edin![]() 43 Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize rahmetini gönderen O'dur Melekleri de size istiğfar eder Allah, müminlere karşı çok merhametlidir 44 Kendisine kavuştukları gün, Allah'ın onlara iltifatı, "selâm" dır Allah onlara çok değerli mükâfat hazırlamıştır 45 Ey Peygamber! Biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik![]() 46 Allah'ın izniyle, bir davetçi ve nûr saçan bir kandil olarak (gönderdik)![]() 47 Allah'tan büyük bir lütfa ereceklerini müminlere müjdele 48 Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme Onların eziyetlerine aldırma Allah'a güvenip dayan, vekîl ve destek olarak Allah yeter 49 Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın 50 Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık) Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın Allah bağışlayandır, merhamet edendir 51 Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın Boşadığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur Allah, kalplerinizde olanı bilir Allah hakkıyle bilendir, halîmdir 52 Bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helâl değildir Allah her şeyi gözetler 53 Ey iman edenler! Siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, Peygamber'in evlerine girmeyin Ancak davet edildiğiniz vakit girin Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın Çünkü bu hareketiniz Peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır Ama Allah, hakkı söylemekten çekinmez Peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin Bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır Sizin Allah'ın Resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz Çünkü bu, Allah katında büyük (bir günah) tır 54 Bir şeyi açığa vursanız da, gizleseniz de şüphe yok ki Allah, her şeyi gayet iyi bilmektedir 55 Onlara (Peygamber'in hanımlarına), babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları (mümin kadınlar) ve ellerinin altında bulunan câriyelerinden dolayı bir günah yoktur (Ey Peygamber hanımları!) Allah'tan korkun; şüphesiz Allah, her şeye şahittir 56 Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevât getirirler Ey müminler! Siz de ona salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin 57 Allah ve Resûlünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lânet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır 58 Mümin erkeklere ve mümin kadınlara, yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir 59 Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur Allah bağışlayandır, esirgeyendir 60 Andolsun, iki yüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar (fuhuş düşüncesi taşıyanlar), şehirde kötü haber yayanlar (bu hallerinden) vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz (onlarla savaşmanı ve onları şehirden sürüp çıkarmanı sana emrederiz); sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler 61 Hepsi de lânetlenmiş olarak nerede ele geçirilirlerse, yakalanır ve mutlaka öldürülürler 62 Allah'ın önceden geçenler hakkındaki kanunu budur Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın 63 İnsanlar sana kıyametin zamanını soruyorlar De ki: Onun bilgisi Allah katındadır Ne bilirsin, belki de zamanı yakındır![]() 64 Şu muhakkak ki, Allah kâfirleri rahmetinden kovmuş ve onlara çılgın bir ateş hazırlamıştır 65 (Onlar) orada ebedî olarak kalacaklar, (kendilerini koruyacak) ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklardır 66 Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allah'a itaat etseydik, Peygamber'e de itaat etseydik! derler 67 Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yolda saptırdılar, derler 68 Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle rahmetinden kov 69 Ey iman edenler! Siz de Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın Nihayet Allah onu, dedikleri şeyden temize çıkardı O, Allah yanında şerefli idi![]() 70 Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin 71 (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur 72 Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular Onu insan yüklendi Doğrusu o çok zalim, çok cahildir 73 (Allah bu emaneti insana vermek sûretiyle), münafık erkeklere ve münafık kadınlara, müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azap edecek, inanan erkeklerin ve inanan kadınların da tevbesini kabul buyuracaktır Allah bağışlayandır, merhamet edendir![]() |
|
|
|