İslâm Dünyasında Modernleşme |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İslâm Dünyasında Modernleşmeİslâm dünyasında modernleşme Batı dünyası bugünkü konumunu nasıl elde etmiştir?” sorusunun cevabı bize göre basitçe şudur: Birbirinden çok uzak olmayan dönemlerde meydana gelen ve birbirini tetikleyen –yukarıda zikrettiğimiz– oluşumlar yanında, insanlık tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir “sömürü” (Batılı ülkelerin Doğulu ve Müslüman ülkeleri sömürgeleştirmesi) mekanizmasının da işletilmesiyle Kilise’nin katı hegemonyasının kırılmasıyla önü açılan “özgürlük” anlayışı, yukarıda özetlediğimiz diğer gelişmelerin de tesiriyle her alanda patlamalar yaşanmasına yol açtı Protestanlık, mensuplarına, acımasızca yürütülen rekabeti ve ne pahasına olursa olsun daha çok kazanıp daha çok yatırım yapmayı “tanrıya yaklaşmanın yolu” olarak, yani bir “ibadet” olarak telkin ediyordu Adına “Protestan ahlâkı” denen tutumun özeti buydu (Bir süre sonra bu anlayış, hiçbir değer tanımayan “Vahşi Kapitalizm”e dönüşecek ve dönüp Protestanlığı da yutacaktı; ama bunun müslümanlar tarafından fark edilmesi için hayli zaman geçmesi gerekiyordu )Bu oluşumun görünen yüzü olan dev sanayi tesisleri, büyük ve intizamlı kentler, konfora dayalı hayat tarzı ve baş döndürücü maddi servetler Batı’nın bir cazibe merkezi haline gelmesine fazlasıyla yetmişti Bilimsel, teknolojik , ekonomik, askerî… her alanında Batı dünyasının aldığı bu mesafe, Doğu/İslâm dünyasının aydınlarının gözünü kamaştırdı Tıpkı Osmanlı’dan olduğu gibi Orta ve Uzak Doğu’dan, Afrika’dan, Hindistan’dan… velhasıl dünyanın her yerinden öğrenciler, araştırmacılar, ilim, sanat ve devlet adamları İngiltere’ye, Fransa’ya… giderek “yeni dünya”yı yakından görme ve inceleme imkanı buldular Tabii ülkelerine döndükleri zaman da “Batılılar’a öykünme”, yani modernleşme virüsünü de beraberlerinde götürdüler![]() |
|
İslâm Dünyasında Modernleşme |
|
|
#2 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İslâm Dünyasında ModernleşmeAsırlar ötesinden gelen Nebevî uyarı Batı dünyasının geldiği bu noktaya İslâm dünyası da gelmeliydi! Bunun için Batı’da ne nasıl yapılmışsa, biz de onu o şekilde yapmalıydık! ![]() Tespit buydu![]() Öncelikle Batı’da Kilise’nin kendi sınırlarına çekilmek zorunda bırakılması ve reformasyon anlayışı üzerinde durulmalıydı Madem ki Batı’da Kilise mensupları devlet işlerine ve bilim dünyasına müdahaleden uzak tutulmuştu ve madem ki Hıristiyanlık’ta bir “reform” yapılmıştı; öyleyse bizde de benzeri adımlar atılmalıydı!Efendimiz s a v , Buharî, Müslim, Ahmed b Hanbel gibi Hadis imamlarının naklettiği bir rivayette şöyle buyurmuştu: “Şu muhakkak ki, karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yollarına uyacaksınız Hatta onlar bir kertenkele deliğinden girse, siz de gireceksiniz ” Sahabe: - “(Bu ümmetin arkalarından gideceği ‘öncekiler’) hıristiyanlar ve yahudiler mi ey Allah’ın Rasulü?” diye sorduğunda: - “Ya kim olacak!” diye cevap vermişti ![]() İslâm dünyasının yaşadığı modernleşme macerası, Rasul-i Ekrem s a v Efendimiz’in asırlar ötesine uzanan bu mucize ihbarını olduğu gibi tasdik etmektedir Modernleşmiş “aydın” ilim adamlarımızın, Batı’da Katolik kilisesine karşı verilen özgürleşme mücadelesini İslâm dünyasında bizzat İslâm dinine ve onun kaynaklarına karşı yürütmesi oldukça düşündürücüdür![]() |
|
|
|