Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
2001, arthur, clarke

Arthur C. Clarke Ve 2001

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Arthur C. Clarke Ve 2001





Maymun adamlardan günümüze, insan türünün her üyesine, dünya büyüklüğünde cennet ve cehennemi verecek kadar bir yer vardır kuşkusuz gökyüzünde Ama, uzaklık engelleri parçalanıyor; bir gün bizim denklerimiz ya da efendilerimizle karşılaşacağız yıldızlarda
İnsanoğlunun bu olasılıkla yüz yüze gelmesi uzun zaman almıştır; bazıları, asla gerçek olmayacağını umut ediyor Artan bir çoğunluk ise, hep şu soruyu soruyor: Neden biz uzaya gitmeye cesaret ettiğimizden beri bu tür buluşmalar gerçekleşmedi? Gerçekten de, neden? İşte bu çok makul sorunun olası yanıtlarından biri elinizde Ancak, lütfen unutmayın: Bu, yalnızca kurmaca bir eserdir Gerçek, her zaman olduğu gibi, çok daha tuhaf olacaktır

Arthur C Clarke, 2001: Bir Uzay Efsanesi adlı kitabının önsözünde böyle diyordu 1964ün ilkbaharında, Aya iniş geleceğe ait bir hayal gibi görünürken, bu kitabı yazmaya karar vermişti Geleceği önceden tahmin etmek zorundaydı 84 yaşındaki Clarke, bugün Sri Lankanın başkenti Colombodaki evinde yaşıyor ve gelecek hak-kında düşünmeye devam ediyor Kendi ağzından anılarıyla süslü yaşam öyküsü, bilinen yazar kişiliğinin arkasındaki bilim adamını ortaya koyuyor 1917de doğan Arthur C Clarke, Somersetteki West Country çiftliğine getirildiğinde, bir gün kendini yıldızlara ve bilimkurguya adayacağını tabii ki bilmiyordu Eğer hayatı planlandığı gibi sürseydi, büyük bir olasılıkla çobanlığa devam edecek, Somerset dı-şında hiç kimse onun adını ve 2001 yılıyla ilgili kehanetlerini duymayacaktı

Çiftliğin tüm işlerini annesi Nora görüyordu Çünkü babası Charlesın Birinci Dünya Savaşı sırasında aldığı zehirli gaz yaraları bir türlü kapanmamıştı Kız kardeşi Mary ve erkek kardeşleri Fred ile Michael da, annelerine yardımcı oluyorlardı Kısa bir süre sonra, Arthurün hünerlerinin sadece koyun gütmekle sınırlı olmadığı ortaya çıkacaktı

Genç bir delikanlıyken yerel postanede çalışmaya başladı O günlerde operatörler, telefon konuşmalarını büyük bir panel üzerindeki tellerin ve fişlerin yardımıyla sağlıyorlardı Telgraf mesajları hâlâ yaygındı ve Genel Posta Teşkilatı (GPO), Britanyanın tüm iletişim ağını elinde tutuyordu 1936dan itibaren elektronik bilimi konusundaki uzmanlığı, savaşa hazırlanan ülkesi için bir değere dönüşmüş ve Kraliyet Hava Kuvvetlerinde subay olarak göreve başlamıştı
Boş vakitlerinde, teknolojinin daha barışçıl amaçlarla kullanılması için düşler kurardı Bu amaçla, bir grup bilim adamının, uzaya yolculukla ilgili teorik olasılıkları araştırdığı İngiliz Gezegenlerarası Derneğine (BIS) üye olmuştu
Bu dernekte, kâğıt üzerinde de olsa, Aya iniş mekiğinin tasarlanmasına büyük katkıda bulundu Uzak bir gelecekte, yerçekimi kuvvetinin aşılacağına ya da nükleer motorların kullanılacağına ilişkin tek çılgın fikir yoktu Biz fikirlerimizi dönemin teknolojik özelliklerine dayandırıyorduk Bu yaklaşımın sonucunda da, roket motorlarıyla itilen ve yön bulmak için optik ****tantı kullanan mekiği tasarlamışlardı Clarke, II Dünya Savaşında Kraliyet Hava Kuvvetlerine ait bombardıman uçakları için radar güdümlü iniş sistemlerini geliştirmişti Ancak, 1945 yılında en çarpıcı ve ünlü öngörüsüyle gündeme gelecekti Elektronik bilimiyle ilgili Wireless World gazetesine gönderdiği bir makalesinde, Dünya dışından yollanacak sinyallerin tüm yerküreye yayılabileceğini açıklıyordu Çalışması, bugünün uydu iletişim teknolojisini tanımlıyordu Bu maka-lem, gazeteyi pek memnun etmemişti Çünkü, bunun bilimkurgu olduğunu sanmışlardı 2001: Bir Uzay Efsanesi…




Dört milyon yıl önce, atalarımız maymun adamlar, kurak bir arazide hayatta kalma mücadelesi veriyorlardı Cansız bir dere vadiyi ikiye bölüyordu İçlerinde en güçlüsü Ay Gözcüsünün kabilesi ile otuz kişilik rakip kabile çamur gölünde karşılaşıyor, nehrin kendilerine ait olan tarafında dans etmeye, kollarını sallamaya ve bağırmaya başlıyorlardı Bütün olup biten bu kadardı Ta ki, gizemli bir kristal kaya, Ay Gözcüsünün bilincini ve zekâsını etkisi altına alıncaya kadar Ay Gözcüsü, bulduğu bir kemik parçasını *****a dönüştürebileceğini anlamıştı Artık daha güçlülerdi, çünkü bir *****ları vardı Yiyecek ve su mücadelesini Ay Gözcüsünün kabilesi kazanmış, diğer kabilenin liderini öldürmüşlerdi Bu zaferin etkisiyle, elindeki kemiği gökyüzüne fırlatıyor ve kemik bir uzay mekiğine dönüşüyordu
Yıl 2001di ve ABD astronotları Ayda aynı kristal kayayla karşılaşıyorlardı Bu gizemli kayanın ne olduğu hakkında fikirleri yoktu Bu kaya dört milyon yıldır Jüpitere radyo sinyalleri gönderiyordu Büyük bir uzay mekiği bunu araştırmakla görevlendirilmişti Gemi mürettebatına, güvenlik gerekçesiyle uçuşun amacı belirtilmemişti Ancak, ana kontrol bilgisayarı HAL 9000, durumla ilgili olarak bilgilendirilmişti HAL, görevin, insandan daha önemli olduğuna karar verince işler karışacaktı HALin onları yok etmeye yönelik çabalarından sadece tek bir kişi kurtulabilecekti HALi devre dışı bırakan yalnız astronot, uzayın derinliklerinde tek başına yolculuk ediyordu Ve dört milyon yıldır karşılaşmayı bekleyen dünya dışı güçler, onu sabırla bekliyorlardı




Clarke, ekvatorla aynı düzlemde, 35000 km yükseklikte batıdan doğuya hareket eden, yerkürenin hareketiyle eşzamanlı bir uydunun, dünyanın 24 saatte tamamladığı dönüş hızını koruyacağını ileri sürmüştü Uydu, yerden bakıldığında sabit durduğu izlenimini verecekti Bunun yanı sıra, yörüngeye eşit aralıklarla oturtulmuş üç uydu, küresel radyo bağlantısını sağlayabilirdi Bugün, insanlar bana iletişim uydularının babası gözüyle bakıyorlar Ancak bu çok da adil değil, ben yalnızca fikri ortaya at-tım Ne var ki, ileri sürdükleri, bilim adamlarını harekete geçirmiş ve iletişim uyduları fikri gerçeğe dönüştürülmüştü

Clarkeın tek hatası, bu uyduların bakımlarının yapılması ve işletilmesi için insan gücüne ihtiyaç duyulacağını belirtmesiydi Elekronik cihazların bu kadar küçüleceğini tahmin edememiştim

Modern uydular da hayal ettiğinden çok daha küçük yapılacaktıOksijen tüpüyle dalgıçlık macerası için gittiği Seylan, tüm yaşamını değiştirecekti Adanın çevresini saran tertemiz sulardaki dalışlar sırasında çok etkilenmiş ve 1959 yılında üretkenliğini kamçılayan bu ülkeye yerleşmeye karar vermişti Her dakikasını dalarak, batıkları inceleyerek, hazineler bularak ve deneyimlerinden yola çıkarak fikirler, kitaplar üreterek geçiriyordu Dalmak, bana uzayda ağırlığımdan arınarak salınmak gibi geliyordu
İlerleyen yaşı ve çocuk felci sonrası sendromları nedeniyle güçsüzleşen bedeni, artık dalmasına izin vermiyor Clarke, bugün 83 yaşında olmasına rağmen, hâlâ hayat dolu ve parlak zekâsından hiçbir şey yitirmemiş durumda Ancak, gün geçtikçe artan şikâyetleri yüzünden, günün büyük bir bölümünü yatarak geçirmek zorunda Vazgeçemeyeceği fiziksel etkinlikler de var kuşkusuz Her gün öğleden sonraları, tekerlekli sandalyesiyle Colombo Country Cluba götürülüyor ve düzenli olarak masa tenisi oynuyor Bir eliyle, masa yardımıyla sağa sola hareket ediyor; diğer eliyle de raketi tutuyor Tüm rakiplerine karşı, çoğu zaman da üstün geliyor

Clarkeın tanınan imajının ardında gerçek bir bilim adamı ve araştırma ruhu yatıyor Ancak o daha çok, yazdığı bilimkurgu romanlar, kısa hikâyeler ve senaryosunu yönetmen Stanley Kubrickle birlikte yeniden yazdıkları 2001: Bir Uzay Efsanesi adlı destansı filmle tanınıyor
Clarke, 1960lı yılların ortalarında, Kubrickle çalışırken, New York ve Londrada yaşamak zorunda kalmış Filmin iki yılda tamamlanması düşünülürken, tam dört yıla yakın bir sürede bitirilmiş

Stanley bana, 1964ün baharında ilk kez geldiğinde, zihnimizde hiçbir şey belirgin değildi Sadece çok konuşulacak bir bilimkurgu filmi çekmek istediğini, bugüne kadar bir türlü malzeme bulamadığını iletti Ben onunla aynı fikirde değildim Beyin fırtınaları sonucunda, Güneş Sisteminin keşfiyle ilgili kısa hikâyelerimden altı tanesini ona sundum
BBC Radyosunun düzenlediği bir yarışma için yazdığı Gözcü adlı öykü içlerinde en ilginciydi ve bu 1951de Ten Story Fantasy dergisinde yayımlanmıştı Öyküde, ay kâşifleri, kristal bir uzay piramidiyle karşılaşıyorlardı Bu, insanoğlunun, dünyanın beşiğinden kaçıp, evreni istila etmeye çalıştığını bildiren, bir tür kozmik soygun alarmıydı Stanleyle birlikte, daha sonra bu piramit fikrinden vazgeçtik ve 2001in kristal kayası ortaya çıktı

Clarkeın diğer ilginç fikirleri de filmin temellenmesinde etkili oldu Örneğin, filmin çar-pıcı anlarından biri de, ana kontrol bilgisayarı HALın, astronot Dawe Bowman uzay gemisinin dışında çalışırken ona kapıları kilitlediği sahneydi Bowmanın uzay giysisinin başlığı yoktu ve kendisini uzay boşluğunun çekiminden koruması gerekliydi Kişinin bu durumda patlayacağı sanılır Ancak, gerçek hiç de öyle değil Sadece donma duygusu gelir ve kısa bir süre sonra havasızlıktan kişi ölür Böyle bir durumda bilinç, 15 saniye kendini korur Bu süre kurtulmak için yeterlidir Ancak, derin nefes alınmamalıdır Bu en kötüsüdür, çünkü amboliye yol açarKubrick ve Clarkeın 2001i, uzaya yolculukla ilgili sorunlara değinmekle kalmıyordu: Evrim bizim en önemli temamızdı İlkel yaratıklarla, bir gün ulaşacağımız uygarlaşmış varlıklar arasında bir yerlerde, geçiş aşamasında olduğumuz fikri üzerine kuruluydu Filmin açılış sahnesindeki, maymun adamların uzaylıların uyarılarıyla insan benzeri bir varlığa dönüşmeleri ve ilk aleti, *****ları kullanmayı öğrenmelerinin ardında bu tema yatıyordu


Ondan tam 4 milyon yıl sonra da, yeni bir evrimsel güç, HAL 9000in efendisi insanı saf dışı bırakmaya çalıştığı sırada, egemenlik için insan ırkıyla rekabete girişecekti Bir sahne için madeni ses çıkaran bir robot tasarlamıştık; ancak, bunun iyi bir fikir olmadığına karar verdik Daha sonra, bilgisayara Athena adını uygun gördük ve kadın sesi verdik En sonunda, o ünlü kırmızı gözlü HALde karar kıldık, en iyisi de oydu zaten

HALin süper zekâsı, 2001deki öngörüler içinde, bugünkü gerçeği yansıtmayan tek unsur şeklinde değerlendirilebilir Çünkü, hâlâ gerçekten zeki bilgisayarlara sahip değiliz Clarke, onların da çok geçmeden çevremizi saracağını belirtiyor: Bilgisayarların, çoğunlukla bizim komutlarımız doğrultusunda çalıştığı söylenir Bence bu artık doğru değil Çok karmaşıklaşıp kişilik kazandıkları ve bizim isteğimiz dışında çalıştıkları da oluyor Bir diz üstü bilgisayarı sahibinin benimle aynı fikri paylaşacağına emi-nim
Zeki makinelerin bizimle eşit bir hale geleceği, hatta efendilerimiz olacağı günleri görebildiğini de ekliyor: Beynimizin ürünü bilgisayarlar, umarım bizi sadece evcil hayvanlarlar gibi eğitmekle yetinirler, böcekler gibi yok etmezler Bunu hak etmiş olsak daGenellikle 2001in, bundan 30 yıl önce biten uzay çağı fantezisini resmettiği söylenir Elbette, Aya tekrar gidilmemesi beni hayal kırıklığına uğrattı, ama şimdi uzay istasyonları kuruyoruz diyor Clarke Jüpitere, Satürne hatta Marsın yüzeyine araştırma uyduları yolluyoruz Bunları görebileceğime hayatta inanmazdım Ancak, bugün kullanılan hantal, kimyasal roketler yerine daha etkili ateşleme sistemlerine sahip araçlar geliştirmemiz lazım

2001 yılındayız ve filmle uyuşmayan birçok nokta var Clarke bu konuda: Pek çok konuda gerçeği yakalamışız Yarım yüzyıllık bir hata payı insanlık tarihinde çok da önemli bir süre sayılmaz diyor
2051 yılına çok az kaldı Defalarca kozmik olayları, uygarlıkların yok oluşunu yazan Clarke, insanoğlunun varlığının pamuk ipliğine bağlı olduğunu bilenlerden: Birçok zorluğa göğüs gerdik ve bu zorlukların hepsini kendimiz yarattık Savaş bunlar içinde en açık olanı Şimdi şekil değiştirse de bizi tehdit etmeyi sürdürüyor Sadece nükleer *****lar değil, biyolojik, hatta nano *****lar icat ettik Bunun yanı sıra, bir de doğanın kendisinden gelecek tehlikeler var; depremler, fırtınalar ve ayrıca asteroitler Ama ben yine de iyimserim Bence hayatta kalma şansımızı hâlâ yüzde 51
Kaynak: focusdergisicomtr

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.