Prof. Dr. Sinsi
|
Antik Çağın Altın Şehri
Antik Çağın Altın Şehri[/b]
Anadolu, dünyada eski uygarlıkların kurulduğu,yıkıldığı, kaybolduğu ender rastlanan zenginliğe sahip topraklardır Kentler uzun yıllarda kurulur, bir anda yok olur der Seneca Çeşitli sebeplerden yok olan bu kentler uzun çalışmalar sonucunda yeniden hayat buluyor Antik çağın altın şehri EFES, Romanın küçük Asya eyaletinin görkemli başkenti, erken Hıristıyanlık döneminin en önemli dinsel merkezi, Meryem Ananın yaşamının son günlerini geçirdiği, Aziz Paulusun defalarca ziyaret ettiği ve antik çağın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağının yer aldığı SELÇUK ilçesini size tanıtmak istiyorum Tepede Selçuk Kalesi, sağda hemen kalenin altında Aziz Jean Kilisesi, solda ısabey Camii ve Artemis Tapınağı kalıntıları ile görkemli tarihi bizlere ulaştıran eşsiz turizm beldemizidir Efes önceleri, Küçük Menderes Irmağının Ege Denizine dökülen körfezin kıyısında ve Panayır Dağı eteğinde kurulmuş Küçük Menderesin getirdiği alüvyonlar limanı doldurunca dağın güney batı yönüne, Bülbül Dağı yamaçlarına taşınmış Tunç çağları ve Hititlere ait yerleşimler de bölgede saptanmıştır Hititler döneminde kentin adı Apasasdır M Ö 1050 yıllarında Yunanistandan gelen göçmenlerinde yaşamaya başladığı liman kenti M Ö 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmış Efesi sırası ile Persler, Sparta Krallığı, Büyük ıskender, Bergama Krallığı, Roma Krallığı, Gotlar ve Selçuklular ele geçirmiştir Büyük ıskenderin M Ö 333te kenti almasıyla birlikte 50 yıl süren refah dönemini yaşamıştır Helenistik dönemde en parlak dönemini yaşayan şehir, Romanın Asya eyaletindeki en önemli şehirlerinden biri olmuştur M Ö 1 y y kent önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir Efes ve tapınak 262 yılında Gotlar tarafından yıkılmış, bundan sonra eski görkemli günlerine bir daha ulaşamamıştır Bizans Çağında tekrar yer değiştiren Efes şehri, ilk kez kurulduğu Selçuktaki Ayasuluk Tepesinde yeniden kurulur 1330 yılında Türkler tarafından alınan ve Aydınoğullarının merkezi olan Ayasuluk, 16 y y itibaren küçülmeye başlamıştır 1923 yılında Cumhuriyetin kurulması ile Selçuk adını almıştır Efes ören yerinde, Hadrianus Tapınağı girişindeki frizde 3000 yıllık kuruluş kehanetinden şu şekilde söz ediliyor: Atina kralı Kodrosun cesur oğlu Androklos, Egenin karşı yakasını keşfetmek ister Önce, Delfi kentindeki Apollon Tapınağının kahinlerine danışır Kahinler ona, balık ve domuzun işaret ettiği yerde bir kent kurulacağını söyler Androklos bu sözlerin anlamını düşünürken Egenin mavi sularına yelken açar Küçük Menderes (Kaystros) ağzındaki körfeze geldiklerinde karaya çıkmaya karar verir Ateş yakarak tuttukları balıkları pişirirken, çalıların arasından çıkan domuz balığı kaparak kaçar Böylece kehanet gerçekleşir ve buraya kent kurulmaya karar verilir Efesi gezerken kendinizi zaman tünelinde hissedersiniz Sokaklarda yürürken, kütüphaneyi, tapınakları gezerken burada kimler yaşamış, yaşantıları nasılmış, bu kocaman taşları, mermerleri nasıl üst üstte yerleştirmişler, hangi teknikle yapılmış, birkaç defa yıkılmasına rağmen nasıl günümüze kadar yaşamayı başarabilmiş diye düşünürsünüz Sevinçlerin,hüzünlerin, mutlulukların paylaşıldığı bu topraklarda yaşayan insanları merak edersiniz Her şey yaşanmış ve bitmiştir Ama izleri bizlere hatta bizlerden sonraki nesillere mesaj vermeye devam edecektir Bu topraklara yaşam hikayelerini bırakarak ayrılmışlardır Sizlere kent hakkında kısa bilgiler vermeye çalışacağım Efesin tamamını, kenti savunmak amacı ile yapılan duvarlar çevreliyor Düzgün taş bloklardan iki metre genişliğinde, altı metre yüksekliğinde örülen duvarlar, sık sık kare planlı küçük kulelerle desteklenmiş Efes limanı tarafında küçük tepe üzerinde görülen kule,diğerlerinden daha büyük ve iki katlıdır Halk arasında St Paulus Hapishanesi adı verişmiştir Sur duvarlar iki kapıdan kente giriş çıkış sağlıyor KORRESOS KAPISI ve Meryem Ana yolu üzerinde bulunan MAGNESıA KAPISI ; Efesin 30 km doğusunda bulunan önemli, eski bir kenttir Magnesia Kapı Efesi, Magnesiaya bağlayan yolun başlangıcında yer alır Roma Barışı döneminde ımparator Vespasianus tarafından üç girişli ve kemerli bir görünüm kazanarak Onur Kapısına dönüştürülür Bu kapının Pion Dağı tarafında bulunan geniş alana yayılmış çok sayıdaki kız heykellerinden dolayı KIZLAR GYMNASIUMu (Doğu) olarak bilinir Antik çağda eğitim,spor kurumları olarak yapılan Gymnasiumlar, 6-16 yaş çocuklarının eğitimleri için kullanılıyormuş Spor,müzik,anatomi,tıp ve hitabet dersleri verilirmiş M Ö 1 y y DEVLET AGORAsı (alışveriş alanı) ticari agoralardan farklı olarak devletin kontrolünde dini,politik,sosyal toplantıların yapıldığı,kararların alındığı kutsal alanda bir de tapınak yer alır Agoranın kuzeyinde yer alan Stoa, Aguatus döneminde Bazalika ya dönüştürülmüş, resmi toplantıların ve borsa işlemlerinin yapıldığı yer olan Bazilika ıyon mimarisine ait 3 nefli ve kolonlu bir binadır Bazilikanın kuzeyinde bulunan VARıUS HAMAMI, klasik Roma hamam mimarisi tarzında yapılmış, Tepidarium (ılık bölüm), Caldarium (sıcak bölüm) ün tabandaki sıcak hava künkleri günümüze kadar gelmiştir ODEİON, küçük bir tiyatro olan yapı M Ö 5 y y 23 oturma sırası ile ortadan ikiye bölünmüş,1400 kişi kapasiteli sahne binası iki katlıdır Kentin ölümsüzlüğünü simgeleyen, kent ateşinin hiç sönmediği yer PRYTANEİONdur Salonun çevresinde tanrı ve imparator heykelleri
sıralanmıştır KURETLER CADDESİ,Celsus Kitaplığından başlayan cadde Panayır ve Bülbül Dağlarının kesiştiği yerde Devlet Agorasına yönelerek, Herakles Kapısında son bulur Kentin önemli yapılarının sıralandığı beyaz mermer plakalarla kaplı yolun her iki tarafı dekoratif mozaik tabanlı sütunlu galerilere açılıyor Sütun aralarını kaideleri hala yerinde duran önemli kişilere ait heykeller yer alır DOMITIAN TAPINAĞI, antik çağda kentleri için baş rahiplerin gözetim ve yönetim onuruna sahip olmak çok önemlidir Efes, dört kez sahip olduğu bu onuru korumak için Pergamon (Bergama), Smyma (İzmir) gibi rahipleri ile çatışmıştır ımparator Domitian adına yapılan 8X13 sütunlu tapınakta bulunan sunak Efes Müzesinde sergilenmektedir HERAKLES KAPISI, Roma Çağı sonlarında yapılan kapı Kuretler Caddesini yaya yolu haline getirmiş Ön cephesinde Kuvvet Tanrısı Herakles kabartması dolayısıyla bu ismi almış TRAİAN ÇEŞMESİ, M Ö 102-114 yılları arasında inşa edilmiş, eskiden havuzun ortasında Traianın büyük heykeli bulunan çeşme iki katlı ve köşeli bir yapıymış Sular havuza heykelin altından dökülürmüş HADRİANUS TAPINAĞI, Korinth düzenli ve frizlerinde Efesin kuruluş efsanesi işlenmiş Kemerin en üst orta kısmında kent tanrıçası Tyche büstü bulunmaktadır Teraslar üzerine inşa edilen çok katlı yamaç evlerde zengin aileler yaşarmış Evlerin tabanlarında mozaikler, duvarlarda mermer kaplama ve freksler yer alır Dört bin metrekare alana inşa edilen evlerde ısıtma,
soğutma sistemleri, yemek,oturma, çocuk odaları bulunur CELCUS KİTAPLIĞI, Kuretler caddesi ve Mermer Caddenin birleştiği yerde Efesin en önemli anıtsal yapısıdır M Ö 105-107 yıllarında Efesin Asya eyaleti prokonsülü Julius Cesar Polemeanusun ölmesi üzerine, onun anısına oğlu Aquila tarafından mezar anıtı ve kütüphane olarak yaptırılmış Kitap ruloları yapı içerisinde duvarlardaki nişlerde saklanıyormuş MERYEM KÜLLİYESİ, Meryem Ana adına inşa edilen ilk kilisedir Efeste hekim,profesör,rahiplerin ihtisas yaptığı yapı daha sonra ımparator Jüstinyen tarafından kiliseye çevrilmiş BÜYÜK TİYATRO, 24 000 kişi kapasiteli antik dünyanın en büyük tiyatrosudur Sahne yüksekliği 18 mt bulan sütunlu, üç katlı niş,heykel ve kabartmalarla süslü bir görünümdeymiş Oturma basamakları üç bölümlüdür ARTEMİS TAPINAĞI, antik dünyanın mermerden inşa edilen ilk tapınağı olan tapınak dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilir Büyüklüğü 105X50 mt ve ön cephesi diğer Artemis (ana tanrıca) tapınakları gibi batıya dönüktür Anadolunun ana tanrıçası Kybelenin Efese ne zaman geldiği, orada Artemis adıyla kültünün ne zaman başladığı bilinmemekle beraber Kybelenin çeşitli evreler geçirerek Artemise dönüştüğü kabul edilir 127 sütunlu, ön cephesinin 36 sütunun kabartmalarla bezeli olduğu yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkmıştır M Ö 356 yılında adının tarihe geçmesini isteyen Herostratos adlı bir akıl hastası tarafından yakılmış Sonra aynı plana sadık kalarak tekrar inşa edilmiş Tapınağı süsleyen Artemis heykelinin aslı altın,abanoz,gümüş ve siyah taştan yapılmış, bacakları ve kalçaları hayvan kabartmalı bir giysiyle örtülüdür Vücudunun üst kısmı bereketi simgeleyen 37 memeyle bezelidir Artemissiz Efes düşünülemez O kentin üne kavuşmasında rol oynamıştır Bu kadar üne ve saygıya sahip olmasının nedenleri ; doğu dinlerinin büyük ölçüde etkisini taşıması ve Anadolu halkına hitap etmesi, Artemis adını alarak Yunan ve Roma dünyasına yani batıya yayılması, bünyesinde birden fazla tanrılık niteliği taşıması olarak görülür Her derde deva olarak görülen tanrıça Artemis, Hititlerin Kubabasının ve Friglerin Kybelesinin (Sibel) bir devamı olarak görülür Roma çağında Efes, ıskenderiyeden sonra doğunun en büyük kenti olmuş, nüfusu 200 bini aşmıştır Bu yüzyılda tarihsel olaylar yaşayan kent, yer sarsıntılarından sonra kentin tekrar onarılması için imparatorlar gayret göstermiştir ımparator Neron bir karışıklıktan yararlanarak Artemis Tapınağının hazinelerini Romaya taşımıştır ama kentin onarımı için gereken para yardımını da yapmıştır Tiyatronun sahne yüksekliği onun döneminde ilk kez yapılmıştır Hirıstıyanlık tarihinde sürekli olarak rol oynayan bir kenttir Efes Yerli halkın çok çeşitli soylardan geldiği bilinmektedir Lidyalılar, Romalılar, Ermeniler,Museviler gibi Her birinin kendine ait kültürü,gelenek ve görenekleri vardı ve ulusların kültürel etkilerini ve uygarlıklarını kabul etmekteydiler Efese egemen olan Romalıların yapabildiği değişiklikler şöyledir ; Efesliler kendi istekleri ile Latince öğrendiler, dinde değişiklik olmamıştır Eğitim sistemi,yönetim ve hukuk sistemi Romalıların isteklerine uygun olarak ilerledi Buna karşılık sanatta özgürlük vardı Ev, dükkan gibi küçük olanları taş ve tuğladan yapılıyor, üstü ahşap çatı ve kiremitle kapatılıyordu Duvarlarına özel bir sıva (stuk) vurularak üzerine çeşitli resimler yapılıyordu Tapınaklar, diğer binalar civar köylerde bulunan mermer ocaklarından getirilen mermerle yapılıyor, taş işçiliğinin örnekleri veriliyordu YEDİ UYURLAR MAĞARASI; Efeste Hirıstıyanlığı kabullenmiş pek çok kişi vardı Ama bunlardan yedisinin yeni dine olan inancı bir başkaydı Çoğu imparatorun zulmünden korktuğundan dolayı onun emirlerine uyar gibi davranıyorlardı Fakat bu gençler tek tanrı fikrini kolay kolay terk edemiyorlardı İlk zamanlar altı kişi olan Efesli gençler, imparatorun verdiği birkaç günlük süre içinde düşündüler, emre uymamaya ve kentten kaçmaya karar verdiler Yolda sığınacak bir yer ararlarken, çobanla karşılaşırlar Ona dertlerini anlattıklarında çobanında kendileri ile aynı fikirde olduğunu anladılar Çobanın bildiği bir mağara olduğunu söylemesi ile yolculuğa hep beraber devam ederler Panayır Dağının güney tarafındaki mağaraya giderlerken çobanın köpeği Kıtmir, bir türlü peşlerini bırakmaz O sırada tanrı köpeğe konuşma yeteneği verir ve Kıtmir dile gelerek; benden korkmayın, ben tanrının ve sizin dostunuzum, siz uykudayken bekçilik yaparım der Bunun üzerine mağaraya giderler ve tanrının emriyle yıllar süren derin uykuya dalarlar (M S 250) Bir süre sonra olayın farkına varan halk mağaranın kapısını örerek onları ölüme terk eder Yedi genç bir inanışa göre 200 yıl, başka bir inanışa göre 309 yıl burada uyur (Kuranda Kehf suresinde yer alır ) Mağarada ne kadar uyuduklarının farkında değillerdir Uyandıklarında acıktıklarını hissederler ıçlerinden Yemliha ekmek almak için köye gider Giysiler, inançlar değişmiştir Bir günde herşeyin bu kadar çabuk değiştiğine inanamaz Üzerinde ımparator Deciusun resmi bulunan 200 yıllık gümüş parayı fırıncıya uzatınca her şeyi yeni öğrenen halk bu öyküyü II Teoddsiusa anlatırlar Böylece insanların öldükten sonra tekrar dirilebileceklerine olan inanç doğrulanmış olur Efesteki Yedi Uyurlar Mağarası (Eshab-ı Kehf) Ortaçağ boyunca sürekli olarak ziyaret edilmiştir Malazgirt zaferinden sonra, Türkler büyük bir hızla Anadoluya yayılır Efes ve yöresine Sasa Bey atanır (1304) Daha sonra Aydınoğlu Beyliğini Mehmet Bey adlı bir Türk, Birgiyi merkez yapar Sonradan Efesin değeri anlaşılır ve merkez buraya kaydırılır,beyliğin en önemli limanı olur, Kente Ayasuluğ denir Bu dönemde kentte çok hareketli ticaret gerçekleşir Cenovalı ve Venedikli tacirler kumaş,tahıl,kenevir,balmumu,şarap,şap,gümüş ,sabun ticareti yaparlar SELÇUK, İzmir - Aydın karayolunun 73 Kmde yer alır Denize ve 11 km uzunluğundaki altın sarısı kumlara sahip Pamucak plajına 9 km , Efese 3 km uzaklıktadır Dünya çapındaki antik Efese ev sahipliği yapan Selçukta stratejik öneme sahip SELÇUK KEÇı KALESı, dikkat çeken tarihi yapıdır Bir yamacın tepesine yapılan kale,konumu nedeniyle ele geçirilemeyen, kuşatılması çok zor olan bu kaleyi ele geçirmek isteyenler, bir plan yapıp boynuzlarına şamdanlı fenerler bağlı yüzlerce keçiyi gece karanlığında dağ eteklerine, kaleye doğru sürerler Kaledeki gözcü ve askerler, keçileri kendilerine yaklaşan yüzlerce kişilik ordu sanarak kaleyi terk ederler Keçilerin katkısıyla alınan bu kaleye Keçi Kalesi adı verilir İSABEY CAMİİ, Ayasuluk Tepesinde St Jean Bazilikasının batı yamacında bulunan ısa Bey Camii bir Selçuklu Dönemi yapısıdır 1375 yılında ısa Bey tarafından inşa ettirilmiş Selçuk ilçesinde bilinen yedi Türk hamamı vardır ızmir yolu üzerinden 13 km uzaklıktaki yol kavşağının doğusunda, bulunan Helenistik Çağa ait ve Anadoluda bulunan en büyük ve en yüksek mezar anıtı BELEVİ MAUSOLEUMU yer alır Doğu yönünden gelip Ayasuluk Tepesine doğru giden Bizans Dönemine ait SU KEMERLERİ tren istasyonu çevresinde görülebilir Selçuka 7 km uzaklıkta, 160 dönüm alan üzerinde yer alan Çamlık Buharlı Lokomotifler Açık Hava Müzesi n de Mustafa Kemal Atatürk, Ege manevraları sırasında Beyaz Özel Treni ile karargahını bu istasyona kurmuştur 25 adet muhtelif tiplerde TCDD da hizmet görmüş ve yaşları 50-70 arasında olan Buharlı Lokomotifler sergilenmektedir MERYEM ANA EVİ, Hirıstiyanlarca Panaya Kapulu olarak da bilinen kutsal yer M S 4 yüzyılda inşa edildiği sanılmaktadır Bülbül Dağına çıkarken yeşilliklerle bezenmiş dağın etrafını virajlarla dönerek devam eder yol Bu kutsal yere girişte büyük Meryem Ana heykeli karşılar sizi Burada arabadan inip, Selçuk ovasını seyretmek çok zevklidir Arabanızı park ettikten sonra yürüyerek eve giderken sessizlik dikkatiniz çeker Arada bir duyulan kuş seslerinden başka ses yoktur sanki ınsanlar büyük bir saygıyla sessiz davranmaya özen gösterirler ıçinizi tarif edemeyeceğiniz bir duygu kaplar Bu mistik ortamda etrafınızı dikkatle incelerken, kendinizi sakin, huzurlu, bu sessizlikte neler gizli diye düşünürken bulursunuz Hz ısanın yakalanıp çarmıha gerilmesinden kısa bir süre önce, annesini arkadaşı ve havarisi olan St Jeana teslim etmiştir Çarmıha gerilme işlemi bittikten sonra Hz Meryemin Kudüste kalmasını sakıncalı bularak, Efese gelen St Jean, hıristıyanlık dinini yaymak gibi kutsal bir görevi de üstlenmiştir Hz Meryemi kent halkından saklayarak Bülbül Dağında yaptığı bu kulübede saklamıştır Burası taşla yapılmış küçük iki odadan oluşan bir evdir Yüz bir yaşına kadar yaşadığı ve burada bilinmeyen bir yerde gömülü olduğu kabul edilir Burası kötürüm olan ve Türkiyeye gelemeyen bir Alman rahibenin tarifi üzerine bulunmuş Vatikan tarafından kutsal ilan edilen Meryem Ana Evi, Hirıstıyanların Hac yeridir ŞİRİNCE, Selçuka 7 km mesafede bulunan eski bir Rum köyüdür Köyün kuruluşu M S 5, yüzyıla kadar inmektedir Bağlık bahçelik küçük tepelerle çevrili,daracık sokaklarıyla,geleneksel mimarileri korunmuş birbirinden güzel iki katlı, cumbalı eski evleriyle tarihi yaşatmaya çalışan şirince gezilmeye,zamanınız varsa hafta sonunu geçirmeye değer Burada bir yerlere yetişmeye, her şeyi çabuk çabuk yapmaya gerek yoktur Sabah erken kalkıp kırlarda yürüyüş yapabilirsiniz Kahvede sıcak çayla beraber nefis bir kahvaltı ile güne başlayabilirsiniz Köy halkı mübadele sırasında Rumeliden getirilmiş Bağcılık yapıp, kendi şaraplarını kendileri yapmışlar Zeytinlikleri genişletip zeytinyağı elde ediyorlar şirincenin en güzel evi 150 yıllık Onu keşfeden bir Alman hanım ve tüm orjinalliği korunarak restore ettirmiş Erdem Pansiyon olarak misafirlerini ağırlıyor Selçuk-şirince arasında saat başı çalışan dolmuşlar mevcut Bunları yapmadan dönmeyin;- Pamucak plajına uğramadan
- Selçukta çöp şiş yemeden
- Nefis lezzetle tanışmak için şeftalinin ve incirin tadına bakmadan
- Efes Müzesini gezmeden
- şirince şaraplarının tadına bakmadan
- Selçuk Gevekirse Gölü Kuş Cennetini ziyaret etmeden
- Efesin büyüsüne kapılmadan dönmeyim   
SELÇUK TURıZM DANIŞMA 0-232-892 69 45
SÜRMELı EFES www surmelihotels com
HİTİT OTEL www hititotel com
ŞİRİNCE;
ERDEM PANSıYON 0-232-898 32 26
NİŞANYAN EVLERİ 0-232-898 31 17
TARİHİ ŞİRİNCE ŞARAP EVİ & RESTAURANT 0-323-898 32 40/41Not: Efesle ilgili daha geniş bilgi için EFESıN BÜYÜSÜ - SABAHATTıN
TÜRKOĞLU kitabından yararlanabilirsiniz www arkeolojisanat comNurperi Ünsal
|