Prof. Dr. Sinsi
|
Pitagorasçılık (Pythagorizm)
Pitagorasçılık (Pythagorizm)
Antikcağ Yunan düşünürü Pitagoras'ın dinsel-felsefesel öğretisi Antikçağ Yunan düşünürü Pythagoras (İ Ö 580-504) İonia'lıdır Kroton kentinde gizli bir din okulu kurarak öğrencilerine din, töre ve siyasa öğretmiştir Bu bilimlerin tümüne matemaia'lar adını vermiştir ki ilk anlamı insan bilgisinin tümünü kuşatan demek olan matematik sözcüğü de buradan gelmektedir
Pitagoras'a göre evren, bir sayı uyumudur (harmonia) Dünyanın kurucu ilkeleri zıtlıklardır Ancak doğadaki bütün zıtlıkların kökü bir'le çok arasındaki zıtlıktır Oysa mutlak bir, ne tek ne çifttir, hem tek hem çifttir İlk varlık olan bir, noktadır Nokta, devimle çizgi; çizgi, devimle satıh; satıh, devimle cisim olmuştur Öyleyse her başka cisim, bir başka sayının karşılığıdır Duyum, anlak ve zeka işte bu cisimden çıkar (emanatizm) İnsanlar bir'le sayar, bir'le düşünürler
Bir, insanla Tanrı arasında ortak bir ilkedir Bir, bilenle bilineni, düşünenle düşünüleni bileştiren ortak bir ölçüdür Bir, erkek bir ilkeyle dişi bir ilkenin birleşimidir Sonsuz alemleri idrakinizle kucaklayınız, orada bulacağınız şey su olacaktır: Yaratıcı düşünce ve o yaratıcı düşünceyle sarmaş-dolaş olmuş ruh, can ve beden Evrenin her yönünde rastlayabileceğiniz bu üçlükle o üçlüğün ilkesi olan teklikten başka bulabileceğiniz hiç bir şey yoktur
Evrensel üçleme, tanrısal birliktelik içindir Teklik, üçlüğü özetlediği gibi üçlükle birleşerek dörtlük görünüşüne de geçebilir Sayılar biliminin ana ilkeleri bu ilk dört sayıdadır Öteki sayılar, bu dört sayının birbirleriyle çarpılması ye toplanması sonunda elde edilebilirler Örneğin yedi, üçle dördün toplanmasından meydana gelir ve insanın Tanrıyla birliğini belirtir On, ilk dört sayının toplamına eşittir ve Tanrılığın sürekliliğini anlatır
Kalliphon, Demokedes, Alkmeon Eski-Pitagorasçılar adıyla anılırlar Alkmeon'a göre ölümsüz varlıklara benzediğinden ruh da ölümsüzdür Ruhun ölümsüzlüğü, sonsuz olarak devimsel olmasındadır Çünkü bütün tanrısal varlıklar; ay, güneş, yıldızlar ve bütün gök, aralıksız ve sonsuz devingendirler Görünmeyen şeyleri ancak tanrılar bilir, biz insanlar sadece sonuç çıkarabiliriz İnsanların yok olup gitmelerinin nedeni, başlangıcı sona bağlayamamalarıdır İnsan, öteki varlıklardan, biricik kavrayan varlık oluşuyla ayrılır, ötekiler de algılarlar ama kavrayamazlar
Pitagorasçılık, İ Ö V ve IV yüzyıllarda daha da gelişmiştir Kroton'lu Philolaos, Hipparkhos, Tarent'li Arkhytas, Lokrisli Timaios bu dönemin ünlü düşünürleridir Bu dönemde Pitagorasçılık şu doğrultuda oluşmuştur; Bilinebilen biçimdir, Biçimse sayıya ve ölçüye özgüdür Her biçim, bir sayı oranıyla belirlenir Her uyum da sayıca belirlenmiştir Sayı bütün nesneleri uyumlu ve böylelikle de tanınabilir kılar Bilmek, sayıca bilmek demektir Gerçek, sayıya göredir
Pitagoras mezhebinin, Delphoi bilicilik tapmağı (Apollon ve Dionysos ortak tapımı)'yla sıkı ilişkisi kesindir Bundan başka Pitagorasçılık, aynı çağda doğup gelişmiş olan Orfik din'le de ortak yanlar taşımaktadır Mitolojik ozan Orpheus’un adına bağlanan Orfik din de, Pitagorasçılık gibi, evren birliği, evrendeki bütün varlıkların birbirlerine yakınlığı ve bundan ötürü de dayanışmaları gerektiği, ruhun göçtüğü ve bu yüzden bütün hayvan ve insan bedenlerinin birinden öbürüne göçen ruhlarla dolu bulunduğu, bu yüzden et yememek ve ruhu ilerde süreceği göksel yaşama alıştırmak için her türlü beden nazlarından uzak yaşamak gerektiği inançlarını yayar
Kimi yazarlar da bütün bu dinsel görüşlerin Dionysos tapımından doğduğunu, Orpheus'un bu tapımı arıtıp geliştirdiğini, Pitagoras'ın da Orpheus'culuğu arıtıp ona yeni öğeler kattığını ileri sürmektedirler Pitagorasçılık, yarı gizemsel ve yarı dinsel bir öğretidir Bu öğretiye sayı gizemciliği ve matematik simgecilik de denir İdealisttir, soyut nicelikleri mutlaklaştırır Pek çok boşinançlara yol açmış ve sonunda Yeni-Platonculuğa karışmıştır
|