Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
akyürek, aziz, hüseyin

Hüseyin Aziz Akyürek

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hüseyin Aziz Akyürek




Hüseyin Aziz Akyürek II Meşrutiyet döneminde Reval buluşmasının 3 Günü, 12 Haziran 1908'de Binbaşı Enver Bey, ihtilali başlatmak üzere Selanik'i terk ederek dağlara çekildi, Kolağası Niyazi Bey ise üç gün sonra 15 Haziran'da 150 kişilik taraftarı ile onu Manastır'dan takip etti İttihat Terakki'nin Rumeli'de başlayan bu ayaklanması yayılma eğilimi gösteriyordu Sultan II Abdülhamit tarafından ihtilali bastırmak üzere olağanüstü yetkilerle görevlendirilen Arnavut Şemsi Paşa, 24 Haziran'da Selanik'te postane önünde Teğmen Atıf tarafından,

Osmanlı Devleti bürokrasisinde üst düzey görevlerden sonra, Osmanlı Devleti, 13 yüzyıl sonlarından 20 yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır

Yunan işgali sonrası Yunan işgali Avrupalı güçlerin teşviki ve cesaretlendirmesiyle ve Sevr Antlaşması hükümleri gerekçe gösterilerek, Yunan ordusunun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayan ve 9 Eylül 1922'de aynı muhitte denize dökülmeleriyle sonuçlanan

Manisa'da Manisa Ege bölgesinde, tarihi, ovası ve üzümü ile tanınan bir ilimiz 27°08 ve 29°05 doğu boylamları ile 38°04 ve 39°58 kuzey enlemleri arasında yer alır İl toprakları doğudan Uşak ve Kütahya; kuzeyden Balıkesir; güneyden Aydın; güneydoğudan Denizli; güneybatı ve batıdan İzmir illeri ile çevrilidir Osmanlı devrinde "Şehzâdeler şehri" olarak tanınan, üzümün anavatanı olarak bilinen, yeşili, mesir macunu ve üzümü ile meşhur bir ildir İl trafik plaka numarası 45tir

mutasarrıflık ve yine işgal sonrası İzmir'de önce valilik, sonra da belediye başkanlığı yapmış, TBMM 3 Dönem'den itibaren 5 dönem Erzurum milletvekili olarak Meclis'te bulunmuş Türk siyasetçisi ve idarecidir EğitimiHüseyin Aziz Bey 12 Mayıs 1882 tarihinde babasının memuren bulunduğu Trabzon'da doğdu Edirne vilayeti defterdarı olan Kars kökenli Hasanbayraktarzade ailesine mensup Erzurumlu Mehmet Mithat Efendi ile Hanife Lebibe Hanım'ın oğludur 1914 yılında Zekeriya Reşit Paşa, Şekibe kızı Müzeyyen Hanım ile evlenmiş olup Orhan ve Perihan adlarında iki çocuğu olmuştur


Aziz Bey ilk öğrenimini Adana Mekteb-i İbtidaisi'nde 1897'de tamamlamıştır Ayrıca bir yıl da Mülkiye-yi Şahane Mektebi'nin idadi kısmının son sınıfında okuyarak, buradan da 1899'da diploma almıştır 1902'de Mekteb-i Mülkiye-yi Şahane'den mezun olmuştur Sicilinde Türkçe'den başka Fransızca, İngilizce ve Ermenice konuşabildiği ve yazabildiği belirtilmektedir

Memuriyette ilk yıllar 1903'te Şura-yı Devlet Mülkiye Dairesi'nde mülazımlığa tayin olunarak devlet hizmetine girdi Burada 5 Ekim 1904 tarihinde Edirne vilayeti maiyyet memurluğuna tayin edildi Burada 29 Mayıs 1908 tarihinde "ikmal-i müddet-i nizamiye" eylemiş, yani stajını tamamlamıştır Stajındaki yeterliği üzerine, 12 Kasım 1908 tarihinde Eceabat kaymakamlığına tayini yapılmıştır Aziz Bey de 12 Kasım 1908 tarihinde göreve başlamıştır 13 Kasım 1909 tarihinde becayiş suretiyle Lüleburgaz ( Bergos) kazası kaymakamlığına nakledilmiş ve 25 Kasım'da görevine başlamıştır 11 Şubat 1911 tarihine kadar Lüleburgaz kaymakamlığını yürüten Aziz Bey, görevinden istifa ederek İttihat ve Terakki Fırkası Genel Sekreterliği'ne getirildi Bu görevde yaklaşık üç yıl kaldıktan sonra tekrar idare mesleğine döndü 17 Eylül 1913'te Edirne vilayeti merkez kazası kaymakamlığına tayin edildi ve bu görevini 18 Aralık 1913 tarihine kadar yürüttü Aynı tarihte Gelibolu sancağı mutasarrıf vekaletine atandı 14 Ocak 1914 tarihinden itibaren bu görevi yürütmeye başladı Gelibolu sancağı mutasarrıfı iken, yeteneğinden ötürü "İntihab-ı Memuriyet Komisyonu" kararıyla, 6 Ağustos 1914 tarihinde aynı maaşla Emniyet-i Umûmiye Müdüriyeti ( Emniyet Genel Müdürlüğü) siyasi kısım yardımcılığına atandı Bu görevde iken 19 Aralık 1915 tarihinden itibaren Emniyet-i Umûmiye Müdürlüğü'ne ait muamelatın yürütülmesi vekaleten ve fahri olarak uhdesine verildi 24 Nisan 1916 tarihinde de terfian ve asaleten Emniyet-i Umûmiye Müdüriyeti'ne atandı Bu görevde iken Matbuat Umum Müdürü Hikmet Nazım'ın Ocak 1918'de Hamburg başkonsolosluğuna atanması üzerine, vekaleten Matbuat Umum Müdürlüğü'nü de üstlendi Yine bu görevde iken 1 Dünya Savaşı'nın başlangıcından itibaren cepheye gönderilen gönüllü taburlarının oluşturulması, donatılması ve bekletmeksizin sevklerinin gerçekleştirilmesinde gösterdiği fedakârlıktan dolayı, 3 Ocak 1917 tarihinde Harp Madalyası ile ödüllendirilmiştir Ayrıca 24 Ekim 1917 tarihli irade-yi seniye ile başarılı hizmetleri ve liyakatinden dolayı kendisine İkinci Mecidî nişanı verilmiştir Teşkilat-ı Mahsusa göreviHüseyin Aziz Bey'in Emniyet Umum Müdürü iken, Enver Paşa tarafından kurulan Teşkilat-ı Mahsusa'nın ilk beş yöneticisi arasında yer aldığı da bilinmektedir 27 Ekim 1918'de bu görevlerinden ayrılarak Stockholm Sefareti Ticaret Ataşeliği'ne atandı Tahsisatsızlık sebebiyle esas görevine başlayamadığı için Berlin'de kaldı Mütareke ve Milli Mücadele yıllarını burada geçirdi Sakarya Zaferi'nden sonra Mersin yoluyla Türkiye'ye döndü Bir süre Adana ve Konya'da oturduİttihat ve Terakki davası sanığı Mondros Mütarekesi'nin ardından kurulan ve İttihat ve Terakki dönemi yöneticilerinin yargılandığı Divan-ı Harb-i Örfi'nin, 27 Nisan 1919'da gıyabında yargılamaya başladığı kişiler arasında Emniyet eski Müdürü Aziz Bey de bulunmaktaydı Mahkeme Aziz Bey'i, Emniyet Umum Müdürü olarak, çeşitli gizli suçları işleyen Teşkilat-ı Mahsusa'nın yönetiminde yer almak ve işlediği suçlardan sorumlu tutmaktaydı Aziz Bey hakkında önce Emniyet'e ait bazı belgelere el koymak ve imha suçlaması yapılmış, ardından mahkeme tarafından Teşkilat-ı Mahsusa'nın eylemlerinden sorumlu tutulmuştur Dahiliye Nezareti'nin 16 Nisan 1919 tarihli yazısı üzerine, Hariciye Nezareti suçluların iadesi isteğinde bulunabilmek için, 20 Haziran 1919'da Adliye Nezareti'nden gerekli evrakın hazırlanarak gönderilmesini istemiştir Adliye Nezareti Hariciye'nin yazısını ilgili mahkemeye havale etmiş, mahkeme de 18 Kasım 1919 tarihinde bu yazıya eklediği tezkerede, Aziz Bey'e isnat edilen suçu sadece Teşkilat-ı Mahsusa ile ilişkili olmak şeklinde belirtmiştir Bab-ı Âli Hukuk Müşavirliği ise bunun aynı zamanda siyasi bir suç anlamına geldiğini belirterek, iade isteğinin sadece bu noktaya dayandırılmasının sonuç getirmeyeceğini bildirmiş ve Teşkilat-ı Mahsusa ile ilgili dava henüz ilerlemediği için, Aziz Bey'in Almanya'dan iade isteğinin resmi evraka el koyma ve imha, tehcir, taktil ve yağma suçlarıyla ilişkilendirilerek hazırlanan bir dosya ile mümkün olabileceğini, 21 Aralık 1919 tarihli tezkere ile Hariciye Nezareti'ne bildirmiştir Aslında Aziz Bey yargılamaya konu olan İttihatçı liderler gibi firar etmiş değildir Ama hem mahkeme safahatında, hem de yazışmalarda firari muamelesi görmüştür Bir süre sonra konu gündemden kalktığı gibi, yargılamalar da, Ankara hükümetinin 11 Ağustos 1920 tarihinde Divan-ı Harb-i Örfileri kaldırmasıyla birlikte son bulur

24 Eylül 1922 tarihinde Yunan işgalinden yeni kurtarılmış olan Saruhan ( Manisa) sancağı mutasarrıflığına atandı 10 Ekim 1922 tarihinde başladığı bu görevini, İzmir valiliğine atandığı 8 Ağustos 1923 tarihine kadar sürdürdü Mutasarrıflık dönemini başta Yunanlılar tarafından yakılarak bir enkaz haline getirilmiş olan Manisa şehri olmak üzere (üç gün süren yangından sadece kenar mahalleler kurtulabilmiştir), Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Gördes gibi diğer şehir ve köylerin yeniden yaşanılabilir hale getirilmesi çalışmaları meşgul etti Bugünkü Manisa şehrinin genel çizgilerini koruduğu bir imar planı yapıldı İzmir valiliği dönemiİzmir valiliği görevini 1 Ekim 1923 tarihinden 6 Ocak 1924 tarihine kadar sürdürdü 16 Kasım 1924'te başlayan İzmir Belediye seçimlerine Cumhuriyet Halk Fırkası'ndan katıldı 4 Aralık'ta belli olan sonuçlara göre, 21 adayın arasında dördüncü sırada yer aldı Belediye heyeti tarafından 7 Aralık 1924 tarihinde İzmir Belediye Başkanlığına seçildi


Önce vali sonra belediye başkanı olan Aziz Bey'in İzmir'de uğraştığı ilk sorunlardan birisi, mübadil göçmenlerin yerleştirilmesi oldu Vilayetin birçok yerinde terk edilmiş bağlar olduğu ve bağcılıktan anlamayanların elinde buraların ziyan olacağı düşüncesiyle, özellikle bağcılıkla uğraşan Girit göçmenlerinden bin kişilik bir kafilenin Urla yöresine yerleştirilmesi için, Vekalet nezdinde girişimde bulunmuştur Aziz Bey zamanında İzmir önemli imar faaliyetlerine de sahne olmuştur Meşrutiyet yıllarında Rahmi Bey'in valiliği döneminde ortadan kaldırılan maşatlık, Aziz Bey zamanında bütünüyle yeniden düzenlenerek, İzmir'in en güzel park, dinlenme ve eğlence alanı haline getirilmiştir Bu parkın karşısında ve deniz kenarında güzel bir bahçe yapılmış ve buraya şimdi İzmir Devlet Tiyatrosu olarak kullanılan Türk Ocağı binası inşa ettirilmiştir Aziz Bey'in valiliği döneminde, Fransız şehircilik uzmanı R Danger ile 1924 Eylül sonunda teslim edilmesi öngörülen bir sözleşme imzalanarak, İzmir'in imar planı çalışmaları başlatılmıştır Ayrıca şehrin bir de kanalizasyon plânını yaptırdı İzmir'in beş yıllık imar projesi, Aziz Bey'in belediye başkanlığı zamanında hazırlanmış ve İzmir şehri yerleşim, ticaret ve sanayi bölgelerine ayrılmıştır Ayrıca gençlerin spor faaliyetlerinde bulunabilmeleri için Alsancak'ta bir spor sahası yapılmıştır Erikson şirketi ile anlaşılarak, yüzde 51 hissesi İzmir Belediyesi'ne ait olmak üzere, İzmir'de ilk defa olarak otomatik telefon tesisi faaliyete geçirilmiştir MilletvekilliğiHüseyin Aziz Bey 1927 genel seçimlerinde Erzurum'dan milletvekili adayı gösterildi 12 Ekim 1927 tarihinde Erzurum milletvekili oldu ve İzmir'deki görevinden istifa etti 1 Kasım 1927 tarihinde başladığı milletvekilliğinde Dönem boyunca Bütçe Komisyonunda çalıştı ve genel kurulda 4 konuda 21 kez söz aldı Erzurum milletvekilliği görevini 4,5,6 ve 7 Dönemlerde de sürdürdü 25 Mayıs 1932'de kurulan Parlamenterler Birliği Türk Grubu'nda yer almış ve genel kurulda çeşitli konularda konuşmalar yapmıştır 5 Dönemde Irmak- Filyos demiryolu açılma törenine katılacak heyete seçildi 8 Dönemde seçilemediğinden 5 Ağustos 1946 tarihinde milletvekilliği son bulmuştur


Hüseyin Aziz Akyürek 29 Mayıs 1947 tarihinde Vakıflar Genel Müdürlüğü İdare Meclisi Başkanlığı'na atanmıştır 13 Temmuz 1947 tarihinde yaş haddinden emekliye ayrıldı ve emekli olarak yaşadığı Ankara'da 15 Ağustos 1951 tarihinde öldü

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.