![]() |
Mecelle'nin Genel Kuralları |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mecelle'nin Genel KurallarıMecelle'nin Genel Kuralları; İlk 100 Madde, (Kelime Anlamlı ve Kısmen Örnekli) ![]() ![]() ![]() ![]() İlm-i Fıkh: Fıkıh ilmi Mesail: Meseleler Mesâil-i şer'iyye-i ameliye: Amellerle ilgili şeri/hukuki meseleler 2- "Bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir ![]() Örnek: Yitik bir malı koruyup sahibine verme niyetiyle alan kişinin, malın helak olması halinde onu tazmin etmesi gerekmezken; söz konusu malı sahiplenme niyetiyle almış olması halinde tazmini gerekir ![]() Örnek 2: Bir devlet büyüğüne ibadet niyetiyle secde edilmesi *****, bunun saygı amacıyla yapılmış olması sadece günah olarak görülmüştür ![]() 3- "Ukudda itibar mekasıd ve meaniyedir; elfaz ve mebaniye değildir ![]() Ukud: Akitler, anlaşmalar Mekasıd: Maksatlar Meani: Manalar Elfaz: Lafızlar, sözler, cümleler Mebani: Açıklamalar Bu madde, niyet ile ifade arasında aykırılık bulunduğu zaman geçerlidir ![]() ![]() ![]() Kaidede "ukud" kaydının bulunması, yeminlerle ilgili hükümleri istisna etmek içindir; zira yeminler amaca göre değil, kullanılan lafızlara göre değerlendirilir ![]() ![]() Örnek: 4- "Şekk ile yakin zail olmaz ![]() Şekk: Bir şeyin varlığına ve yokluğuna eşit derecede kani olmak Yakin: Bir şeyin varlık veya yokluğundan birine, bir delil sebebiyle, aklın kesin olarak veya kuvvetli bir zanla karar vermesi Zail olmak: Yok olmak Yani: Var olduğu yakinen bilinen bir şeyin aksine kesin delil bulunmadıkça, sonradan meydana gelen bir şüphe ve tereddütten dolayı onun yok olduğuna hükmedilmez; yakin, ancak yakin ile zayi olur ![]() Örnek: Abdestli olan bir kişi, abdestinin bozulup bozulmadığından şüpheye düşse, abdestinin bozulduğuna dair kesin bir bilgi olmadıkça bu şüpheye itibar edilmez, bu abdestle kıldığı namazlar sahih kabul edilir ![]() 5- "Bir şeyin bulunduğu hal üzere kalması asıldır ![]() Yani: Geçmişte sabit olduğu kesin olarak bilinen bir şeyin, aksine bir delil bulunmadıkça geçmişteki haline itibar edilir ![]() Örnek: Kayıp kişinin hayatta olduğu geçmişte kesin olarak bilinmekte iken, öldüğüne dair kesin bir delil bulunmadıkça hayatta olduğu kabul edilir ![]() ![]() 6- "Kadim kıdemi üzerine terk olunur ![]() Kadim: Başlangıcını kimsenin bilmediği şey, eski Kıdem: Eskilik Örnek: Bir evin yağmur suları, eskiden beri komşusunun bahçesine akmaya devam ettiği halde, komşusu, "bundan sonra akıtmam" diyemez ![]() ![]() 7- "Zarar kadim olmaz" Örnek: Yayaların geçişini engelleyecek şekilde yapılmış balkonlar, kamu sağlığını tehdit eden kanalizasyon ve çöplükler, ne kadar eski uygulamalar olursa olsun kaldırılır veya tamir edilip zararları giderilir ![]() 8- "Bir zamanda sabit olan şeyin hilafına delil olmadıkça bekasıyla hükmolunur ![]() Beka: Kalıcılık Örnek: Bir kimsenin başka birine borçlu olduğu, ikrar veya başka bir delille sabit olduktan sonra bu şahıs, borcunu ödediğini veya kendini bu borçtan ibra edildiğini iddia etse, söz, yeminle birlikte alacaklıya ait olur ![]() 9- "Bir emr-i hâdisin akreb-i evkatına izafeti asıldır ![]() Emr: İş Hadis: Sonradan gerçekleşen Akreb-i evkat: En yakın vakit İzafet: Bağlantı Konu, yeni ortaya çıktığı kabul edilen durumun ortaya çıkış tarihi ile ilgilidir ![]() ![]() Örnek: Bir kimsenin, ölmeden önce bir ikrarda bulunduğu sabit olsa, bu ikrarın ne zaman meydana geldiğinde anlaşmazlık çıkması halinde, aksine bir delil olmadığı sürece bu ikrarın ölüm hastalığı (maraz-ı mevt) esnasında meydana geldiğine hükmedilir ![]() 10- "Beraet-i zimmet asıldır ![]() Beraet-i zimmet: Kişinin temiz ve borçsuz olması Örnek: Ödünç alan kişi, ödünç malı iade ettiğini iddia ederse, bu kaide gereği onun sözüne itibar edilir ![]() 11- "Sıfat-ı arızada asl olan ademdir ![]() Sıfat: Asli ve arızi olmak üzere ikiye ayrılır ![]() ![]() ![]() ![]() Adem: Yokluk 12- "Kelamda asl olan mana-yı hakikidir ![]() Asl olan: Tercih edilen Mana-yı hakiki: Gerçek anlam, sözlük anlamı ![]() ![]() Mecaz: Kelimenin sözlük anlamında kullanılmayıp, ona benzeyen başka bir anlamda kullanılmasıdır ![]() 13- "Tasrih mukabilinde delalete itibar yoktur ![]() Tasrih: Sarih ![]() ![]() Mukabil: Karşı Delalet: Alamet, nişane ![]() ![]() 14- "Mevrid-i nassda ictihada mesağ yoktur ![]() Mevrid-i nass: Nassın bulunuğu yer, hakkında nass bulunan konu ![]() Nass: Vahiy ile sabit olan ifade, Kuran ayetlerine ve hadislere verilen ortak ad; kanun metni ![]() İctihad: Nassın bulunmadığı bir konuda bir alimin, araştırmaları sonucu belirttiği görüşü Mesağ: İzin; ruhsat; cevaz ![]() 15- "Ala hilafil kıyas sabit olan şey saire makisun aleyh olamaz ![]() Ala hilafil kıyas: Kıyas kuralına ters olarak Sair: Başka Makisun aleyh: Kendisi üzerinden kıyas yapılan nass, hüküm; asl ![]() 16- "İctihad ile diğer ictihad nakz olunmaz ![]() İctihad: Nassın bulunmadığı bir konuda bir alimin, araştırmaları sonucu belirttiği görüşü Nakz olunmak: Geçersiz kılınmak, bozulmak 17- "Meşakkat teysiri celb eder ![]() Meşakkat: Zorluk, sıkıntı Teysir: Kolaylaştırma Celb etmek: Çekmek 18- "Bir iş dıyk oldukta, müttesa olur ![]() Dıyk olmak: Daralmak Müttesa: Genişletilen 19- "Zarar ve mukabele biz-zarar yoktur ![]() Mukabele biz-zarar: Zararla karşılık vermek 20- "Zarar izale olunur ![]() İzale olunmak: Yok edilmek 21- "Zaruretler, memnu olan şeyleri mübah kılar ![]() Zaruret: Yasak olan şeyin işlenmesini caiz kılan özür Memnu: Yasaklanmış Mübah: Yapılıp yapılmaması serbest olan 22- "Zaruretler kendi miktarlarınca takdir olunurlar ![]() 23- "Bir özür için caiz olan şey, ol özrün zevali ile batıl olur ![]() Caiz: Uygun, mahzursuz Zeval: Ortadan kalkmak Batıl olmak: Geçersiz olmak 24- "Mani zail olunca memnu avdet eder ![]() Mani: Engel Zail olmak: Ortadan kalkmak 25- "Zarar kendi misli ile izale olunamaz ![]() 26- "Zarar-ı âmmı def' için, zarar-ı hâs ihtiyar olunur ![]() Zarar-ı âmm: Geniş kapsamlı zarar Zarar-ı hâs: Dar kapsamlı zarar İhtiyar olunmak: Tercih edilmek 27- "Zarar-ı eşedd, zarar-ı ehaff ile izale olunur ![]() Zarar-ı eşedd: Çok şiddetli zarar Zarar-ı ehaff: Daha hafif zarar İzale etmek: Gidermek, yok etmek 28- "İki fesat tearuz ettiğinde ehaffı irtikab ile azamının çaresine bakılır ![]() Tearuz etmek: Çatışmak Ehaff: Daha hafif Azam: Daha büyük İrtikab: Yapmak, tercih etmek 29- "Ehven-i şerreyn ihtiyar olunur ![]() Ehven: Daha iyi Şerreyn: İki kötü, zararlı şey İhtiyar olunmak: Tercih edilmek 30- "Def-i mefâsid celb-i menâfiden evlâdır ![]() Def: Gidermek Mefasid: Kötü ve zararlı şeyler Celb: Elde etmek, çekmek Menafi: Yararlı şeyler Evlâ: Daha iyi 31- "Zarar bikaderil-imkan def olunur ![]() Bikaderil-imkan: İmkanlar elverdiğince Def olunmak: Giderilmek 32- "Hacet umûmî olsun, husûsî olsun, zaruret menziline tenzil olunur ![]() Hacet: İhtiyaç Umûmî: Genel Husûsî: Özel 33- "Iztırar gayrın hakkını iptal etmez ![]() Iztırar: Zaruret hali ![]() Gayr: Başkası İptal etmek: Geçersiz kılmak 34- "Alınması memnu olan şeyin, verilmesi dahi memnu' olur ![]() Memnu: Yasaklanmış 35- "İşlenmesi memnu olan şeyin istenmesi dahi memnu olur ![]() 36- "Adet muhakkemdir ![]() Muhakkem: Hakem kılınan 37- "Nâsın istimali bir hüccettir ki, anınla amel vacip olur ![]() Nâs: İnsanlar İstimal: Uygulama Hüccet: Delil Anınla: Onunla Amel: İş Vacip olmak: Gerekmek 38- "Âdeten mümteni olan şey, hakikaten mümteni gibidir ![]() Mümteni: Mümkün olmayan 39- "Ezmanın tegayyürü ile ahkâmın tegayyürü inkâr olunamaz ![]() Ezman: Zamanlar Tegayyür: Değişmek Ahkam: Hükümler 40- "Âdetin delaletiyle mana-yı hakikî terk olunur ![]() Mana-yı hakiki: Gerçek anlam, sözlük anlamı, birinci anlam ![]() 41- "Âdet ancak, muttarit yahut galip oldukta muteber olur ![]() Muttarid: Düzenli 42- "İtibar gaalib-i şayia olup nadire değildir ![]() Galib-i şayi: Çok yaygın Nadir: Az 43- "Örfen maruf olan şey, şart kılınmış gibidir ![]() Maruf: Bilinen 44- "Beynet-tüccar mâruf olan şey, aralarında meşrut gibi¬dir ![]() Beynet-tüccar: Tüccarlar arasında Maruf: Tanınan, bilinen Meşrut: Şart kılınmış 45- "Örf ile tayin nas ile tayin gibidir ![]() Tayin: Belirlemek Nas: Kanun 46- "Vücudda bir şeye tabi olan, hükümde dahi ona tabi olur ![]() Vücud: Varlık Örnek: ? Satın alınan kilidin anahtarı ![]() ? Sütü için alınan ineğin kendi sütünü emen yavrusu ![]() ? Satılan gebe hayvanın karnındaki yavrusu ![]() ? Öldürülen hamile bir kadının sadece kendisi için diyet ödenir, çocuk için ayrıca diyet olmaz ![]() 47- "Tabi olan şeye ayrıca hüküm verilmez ![]() Örnek: ? Bir hayvanın karnındaki yavru ayrıca satılamaz ![]() ? Taşınmaz bir malın geçiş ve suyolu gibi hakları, taşınmaz malın kendisinden ayrı olarak alınıp satılamaz ![]() 48- "Bir şeye malik olan kimse, o şeyin zarûriyyatından olan şeye dahi malik olur ![]() Zarûriyyat: Ayrılmaz parça durumunda olan şeyler ![]() Örnek: ? Bir evi satın alan kişi, onun yol hakkını da almış olur ![]() İstisna: Yeraltı suları, genel olarak kamu yararına ait sulardandır ![]() ![]() 49- "Asıl sakıt oldukta, feri dahi sakıt olur ![]() Fer: Tabi olan Sakıt olmak: Düşmek, hükümsüz olmak Örnek: ? Alacaklı olan kimse alacağından vazgeçse, bu borç için kefil olan kişinin kefillik sorumluluğu da sona erer ![]() ![]() 50- "Sakıt olan şey avdet etmez ![]() Avdet etmek: Dönmek Örnek: ? Kişinin, sattığı malın ücretini alabilmek amacıyla malı elinde tutma hakkı vardır ![]() ![]() ![]() ? Alacaklı, alacaklıya borcunu hibe etse, bu hibesinden geri dönemez ![]() ? Bir arsada yol hakkı bulunan kimsenin rızasıyla orada bir bina yapılsa, o kimsenin yol hakkı sakıt olur ![]() 51- "Bir şey bâtıl oldukta anın zımnındaki şey de batıl olur ![]() Batıl: Geçersiz Oldukta: Olduğunda Zımn: Altındaki anlam; kapalı ifade 52- "Asıl sabit olmadığı halde fer'in sabit olduğu vardır ![]() Fer: Asla tabi olan 53- "Mâni ve muktezi tearuz edince mâni takdim olunur ![]() Mani: Engelleyici unsur Muktazi: Gerektirici unsur Tearuz etmek: Karşı karşıya gelmek, çatışmak Takdim olunmak: Öne geçirilmek 54- "Aslın ibkâsı îfası kabil olmadığı hâlde bedeli îfâ olunur ![]() İfa: Yapmak, ödemek Kabil olmak: Mümkün olmak 55- "Bizzat tecviz olunmayan şey, bittebâ tecviz olunabilir ![]() Bizzat: Kendisi, kendi başına Tecviz olunmak: Uygun görülmek, onaylanmak Bitteba: Tabi olmakla 56- "İbtidaen tecviz olunamayan şey bekâen tecviz olunabilir ![]() İbtidaen: Başlangıçta Bekaen: Sonunda 57- "Beka, ibtidâdan esheldir ![]() Beka: Devam ettirmek İbtida: Başlamak Eshel: Daha kolay 58- "Teberru ancak kabz ile tamam olur ![]() Teberru: Bedelsiz akitler (Hibe, hediye, sadaka gibi) Kabz: Karşı tarafın malı eline alması 59- "Raiyye, yani teba üzerine tasarruf maslahata menuttur ![]() Raiye, teba: Devlet başkanı veya başka bir idarecinin yönetimi altında bulunan bütün insanlar ![]() Maslahat: Fayda Menut: 60- "Velâyet-i hâssa velâyet-i amme'den akvâdır ![]() Velâyet: İster razı olsun ister olmasın, başkası üzerine tasarruf etmektir ![]() Velâyet-i hâssa: Dar kapsamlı, yakın, özel velayet Velayet-i âmme: Geniş kapsamlı, uzak, genel velayet Akvâ: Daha kuvvetli 61- "Kelamın imâli, ihmalinden evlâdır ![]() İmâl: İşlemek Evlâ: Daha iyi 62- "Bir kelamın imâli mümkün olmazsa ihmal olunur ![]() 63- "Manayı hakiki müteazzir olduğunda mecaza gidilir ![]() Müteazzir: Zor 64- "Mütecezzî olmayan bir şeyin bazısını zikretmek, küllünü zikir gibidir ![]() Mütecezzî: Parçalara ayrılan Küll: Hepsi 65- "Mutlak ıtlakı üzere cari olur ![]() ![]() Mutlak: Manası genel olup, herhangi bir kayıtla kapsamı sınırlandırılmamış, cüzleri belirlenmemiş sözcük ![]() Itlak: Bir ibarenin veya sözün kayıt ve şarta bağlı olmayarak, delalet ettiği manaya hamledilmesi Cari olmak: Geçerli olmak Takyid: Sınırlandırmak 66- "Hazırdaki vasıf lağv, gaibdeki vasıf muteberdir ![]() Hazır: Konuşma anında orada bulunan Gaib: Konuşma anında orada bulunmayan Vasıf: Özellik Lağv: Söylenip söylenmemesi itibara alınmayan söz ![]() Muteber: İtibar edilen 67- "Sual cevabda iade olunmuş addolunur ![]() Addolunmak: Sayılmak 68- "Sâkite bir söz isnad olunmaz ![]() ![]() Sakit: Susan kişi İsnad olunmak: Dayandırılmak Maraz-ı hacet: İhtiyaç anı, burada, konuşulması gereken an Sükut: Susmak Beyan: Konuşmak, bir şey ifade etmek 69- "Bir şeyin umur-u batınada delili, o şeyin makamına kaim olur ![]() Umur-u batına: Görünmeyen, gizli işler Delil: Alamet Makamına kaim olmak: Yerine geçmek 70- "Mükâtebe, muhâtaba gibidir ![]() Mükatebe: Yazmak Muhâtaba: Konuşmak 71- "Dilsizin işaret-i ma'hudesi, lisan ile beyan gibidir ![]() İşaret-i mahude: -Özellikle erbabınca- bilinen işaretler Lisan: Dil 72- "Tercümanın kavli her hususta kabul olunur ![]() Tercüman: Konuşmaları tercüme eden kişi Kavil: Söz 73- "Hatası zâhir olan zanna itibar yoktur ![]() Zâhir: Açık İtibar: Değer, önem 74- "Senede müstenid olan ihtimal ile hüccet yoktur ![]() Sened: Dayanak Müstenid: Dayanan Hüccet: Delil 75- "Tevehhüme itibar yoktur ![]() Tevehhüm: Herhangi bir delile dayanmayan soyut ihtimal 76- "Burhan ile sabit olan şey, ıyanen sabit gibidir ![]() Burhan: Kesin delil Iyan: Açıkça, gözle görülmüş 77- "Beyyine müddeî için ve yemin münkir üzerinedir ![]() Beyyine: Açıklama, delil getirme Müddeî: İddia eden Münkir: İnkar eden 78- "Beyyine, hilaf-ı zahiri isbat için, yemin aslı ibkâ içindir ![]() Hilaf-ı zahir: Görünenin tersi İbka: Olduğu hal üzere devam ettirme 79- "Beyyine, hüccet-i müteaddiye ve ikrar, hüccet-i kâsıradır ![]() Hüccet-i müteaddiye: Etkisini sadece ilgili şahısta göstermeyip, başkasının hakkına da sirayet eden delil İkrar: Açıktan söylemek; kabul etmek Hüccet-i kâsıra: Etkisini sadece ilgili şahısta gösteren başkasının hakkına sirayet etmeyen delil 80- "Kişi ikrarı ile muahaze olunur ![]() İkrar: Açıktan söylemek; kabul etmek Muâheze olunmak: Sorumlu tutulmak 81- "Tenakuz ile hüccet kalmaz ![]() ![]() Tenakuz: Tutarsız konuşmak, birbirine zıt düşünceler ortaya atmak; iki sözden her birinin, diğerinin ispat ettiği hükmü nefyetmesi; yani ikisinden birinin yanlış birinin doğru olmasıdir ![]() Mütenakız: Çelişen Halel: Zarar 82- "Şartın sübutu indinde ona muallâk olan şeyin sübutu lazım olur ![]() Sübut: Sabit olmak, gerçekleşmek İndinde: Yanında, katında Muallâk: Asılı, bağlantılı 83- "Bikaderil-imkan şarta riayet olunmak lazım gelir ![]() Bikaderil-imkan: Mümkün olduğunca, imkanlar elverdiğince Riayet olunmak: Uyulmak 84- "Vadler suret-i taliki iktisâ ile lazım olur ![]() Vadler: Suret-i talik: İktisâ: 85- "Bir şeyin nefi zamanı mukabelesindedir ![]() Nef: Fayda Zaman: Tazmin etme Mukabele: Karşılık 86- "Ücret ile zaman müctemî olmaz ![]() Zaman: Tazmin Müctemi olmak: Bir arada bulunmak 87- "Mazarrat menfaat mukabelesindedir ![]() Mazarrat: Zararlar Mukabele: Karşı 88- Külfet ni'mete ve ni'met külfete göredir ![]() Külfet: Zorluk 89- "Bir fiilin hükmü failine muzaf kılınır ve mücbir olmadıkça amirine muzaf kılınmaz ![]() Fail: Fiili yapan Muzaf kılınmak: Bağlanılmak, yüklenilmek Mücbir olmadıkça: Zorlamadıkça Amir: Emreden 90- "Mübaşir, yani bizzat fail ile mütesebbib müctemî oldukta hüküm, faile muzaf kılınır ![]() Mübaşir: Bir şeyi bizzat yapan Mütesebbib: Sebep olan kişi Müctemi: Toplanmış 91- "Cevaz-ı şer'i, zamana münafî olur ![]() Cevaz-ı şeri: Kanuni izin Zaman: Tazmin Münafi: Aykırı, zıt 92- "Mübaşir, müteammid olmasa da zâmin olur ![]() Mübaşir: Bir şeyi bizzat yapan Müteammid: Kasıtlı Zâmin: Tazmin eden 93- "Mütesebbib müteammid olmadıkça zâmin olmaz ![]() Mütesebbib: Sebep olan Müteammid: Kasıtlı Zâmin: Tazmin eden 94- "Hayvanatın kendiliğinden olarak cinayet ve mazarratı hederdir ![]() Hayvanat: Hayvanlar Mazarrat: Zararlar Heder: Boşa gitme; zararın hükümsüz olması ve tazmin gerektirmemesi 95- "Gayrın mülkünde tasarrufla emretmek bâtıldır ![]() Gayr: Başkası Tasarruf: Sahip olma ve kullanma; yönetme Batıl: Geçersiz 96- "Bir kimsenin mülkünde onun izni olmaksızın âhar bir kimsenin tasarruf etmesi caiz değildir ![]() Âhar: Başka 97- "Bilâ-sebeb-i meşru' birinin malını bir kimsenin ahz eylemesi caiz olmaz ![]() Bila-sebeb-i meşru: Kanuni bir sebep olmaksızın Ahz eylemek: Almak 98- "Bir şeyde sebeb-i temellükün tebeddülü o şeyin te¬beddülü makamına kâimdir ![]() Sebeb-i temellük: Tebeddül: Değişmek 99- "Her kim ki kendi tarafından tamam olan şeyi nakz etmeğe sa'y ederse sa'yi merduddur ![]() Nakz etmek: Bozmak Say etmek: Gayret etmek, çalışmak Merdud: Reddedilmiş, geçersiz 100- "Kim ki; bir şeyi vaktinden evvel istical eyler ise mahru¬miyetle muateb olur ![]() İstical eylemek: Aceleyle istemek Muateb olmak: Azarlanmak, cezalandırılmakOsmanlı Devleti zamânında, Ahmed Cevdet Paşa Başkanlığındaki ilmî bir heyet tarafından, İslâm Hukûkuna bağlı kalınarak hazırlanan ve asıl ismi Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye olan meşhur kânun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|