Prof. Dr. Sinsi
|
Mantıksal Pozitivizm
Mantıksal Pozitivizm, sadece matematiğin totolojilerinin veya empirik bilimin, yani deneyle bilgiye ulaşan bilimlerin sentetik ifadelerinin anlamlı ifadeler olduğunu öne süren ve deneyle doğrulanamayan önermeleri gerçek bilgi içermeyen metafizik yargılar olarak gören felsefi doktrin
Mantıksal pozitivizme göre, bilimsel olmayan bütün ifadeler, mesela ahlak veya dinin önermeleri, anlamsız söz kümeleridir ==Felsefi konum==
Mantıksal pozitivizm, 19 yüzyıl sonlarında belirginleşen pozitivizmin yeniden değerlendirilerek devam ettirilmesidir Sonradan etkisi kaybolmakla birlikte Genel olarak, modern bilimi temele alan, ona uygun düşen ve batıl inançları, metafizik ve dini, insanlığın iler*lemesini engelleyen bilim öncesi düşünce tarzları ya da formları olarak gören dünya görüşü
20 yüzyıl felsefesinde çok etkili olmuş, bilim ve felsefe eksenli tartışmalarda belirleyici bir koum elde etmiştir Pozitivizm, bilindiği gibi deneyci (ampirist) bilgi anlayışını temel alan, deney ve gözleme dayalı olgulardan hareketle bilginin kaynağını ve geçerliliğini kabul eden bir yaklaşım biçimidir Bilginin kaynağı duyu verileri olmakla kalmaz, aynı zamanda bu duyu verilerinden kalkarak tümevarımsal bir yöntemle ulaşılan genellemelerle de yasa'lar oluşur Ve bu yasalar pozitivist düşüncede, belirli bir olay ve olgunun açıklanabilmesi için gerekli olan yasalardır Bilgi dış-dünya kaynaklıdır ve bu anlamda dış-gerçekliğe tabidir; buna göre bilgi ile gerçeklik arasında bir tekabüliyet ilişkisi vardır Mantıksal pozitivizme gelindiğinde 20 yüzyıl felsefesi, 19 yüzyıl sonlarından başlayıp günümüze kadar gelen ve devam eden düşünce geleneklerini ve felsefi akımları kapsar Her çağın felsefesinin kendi toplumsal, kültürel ve siyasal koşullarıyla etkileşimli olması gibi, 20 yüzyıl felsefesi de kendi siyasal ve toplumsal gelişmelerinden etkilenmiştir
dil ve Dil, insanlar arasında iletişimi sağlayan sesli ya da yazılı simgeler sistemi Dil simgelerine "gösterge" adı verilir Bu göstergeler, saymaca bir nitelik taşır; anlamlan doğal bir bağlantıdan kaynaklanmayıp toplumsal bir anlaşmadan, bireyler arasında üstü kapalı bir uzlaşmadan doğar Bu tanıma göre dil, yalnızca insan toplumlarında bulunan bir yetenektir Hayvan türleri de sesler ve beden hareketlerinin yardımıyla birbirleriyle iletişim kurar, hatta birçokları bir noktaya kadar insan dil
mantık alanlarının öne çıktığı görülür Mantıksal pozitivizm bu anlamda pozitivizmin bilim/bilimsellik iddialı felsefi statüsünü devam ettirir; felsefenin deney dışı kalan niteliğini yadsıyarak, metafizik ilan ederek kendilerine göre felsefeyi doğru bir temel oturtma iddiasındadırlar Bilim ve felsefe ikiye ayrı bölüm olarak ele alınır ve felsefenin görevi ''dil'' olarak belirlenir Buna göre felsefe dil çözümlemeleriyle sınırlı kalmalı, onlara dayanarak olguları dile getirdiğimiz ''önermeler'' üzerine ve bu önermelerin dilsel bağlamları üzerine açıklama yapmakla görevlidir Bu görüş özellikle Wittgenstein mantıksal pozitivist sayıldığı yaklaşımda belirgin olarak görülür Mantıksal pozitivizm, bunlardan hareketle, ikili bir görevi yerine getirmeyi üstlenir; birincisi, dünyanın bilimsel kavranışında ''metafizik ögelerin ve teolojik unsurların kuramsal olarak arındırılması'' ve ikincisi felsefeye ''bilimsel bir nitelik'' kazandırılması
Felsefi tezleri
Mantıksal pozitivizmin temel fesefi sorununu ya da konumunu Mantık doğru düşünmenin bilimidir Doğru düşünmenin kurallarını koyan normatif bir bilimdir
Mantık, düşüncenin doğru ve yanlış olduğunu ortaya koymakta yardımcı bir bilimdir İnsanın doğru düşünmesini düzenlemeye çalışır Bunun için birçok prensipler ve çeşitli araştırma usulleri tesbit edip kanun şekline koyar
anlam ve anlamsızlık meselesi bağlamında ileri sürmek mümkündür Buna göre anlamlı önermeler dogrulanabilirlikleriyle belirlenen önermelerdir Doğrulama denilen kavram bu filozoflar için temel önemdedir, çünkü bir dilsel ifadenin doğru olup olmadığı ve buna bağlı olarak anlamlı olup olmadığının belirlenmesi bu doğrulama işlemiyle belirlenmektedir Bir anlamda bu düşünce akımının öncüsü sayılan Schlick, bir önermenin anlamının onun dogrulama yöntemi olduğunu belirtir Doğrulamada öncelikli olan ise duyusal veriler, yani deney ve Alm Versuch (m)- Experiment (n), Fr Experience epreuve (f), essai (m), İng Experiment 1) Herhangi bir maddenin özellikle ticâret malının birleşiminin anlaşılması, saflık derecesinin tesbit edilmesi, bozulma veya hile durumlarının meydana çıkarılması için yapılan analiz Meselâ yemek yağının serbest asit muhteviyâtının ne mertebede olduğunun bulunması için yapılan iyot indisi deneyi gibi
gözlemle elde edilen verilerdir Böylece mantıkçı pozitivistlere göre, doğrulanabilir olmayan her her şey ''anlamsızdır'', yani Gözlem Alm Beabochtung, Fr Observation, İng Observation Araştırmada veri ve bilgi toplama metodlarından biri Öteki bilgi toplama metodları anket ve deneydir Diğer metodlarla birlikte de kullanılabilen ve anket metoduna nazaran daha objektif olabilen gözlem metodunda araştırma konusu olan kişiler, birimler, nesneler ve olaylar hakkındaki bilgiler, hiçbir müdahalede bulunmadan, sadece gözlem yapmak suretiyle toplanır
Gözlem metodunda gözlemler göz
metafiziktir Anlamsız önermeler iki türlüdür; birinciler cümle yapısı itibariyle düzgün olmalarına rağmen anlamsız olanlardır ( mutlak, hiçlik, koşulsuz olan, gerçekte olan gibi kullanıldığı cümlelerin yapısı doğru fakat anlamca doğrulanabilir olmayan önermeler) İkinci türdekiler ise cümle kuruluşları itibariyle anlamsız olanlardır (kuşlar sebzedir gibi tümceler) Metafizik olarak belirtilen ve yadsınan önermeler asıl olarak birinci tür önermelerdir Bunlar
''sözde-sorunlardır'', çünkü anlamsızdırlar, deney ve gözlem alanının dışında kalırlar Mantıksal pozitivizm, sentetik önermeleri ve mantıksal önermeleri kabul eder, ancak felsefenin görevini metafizik önermeleri cözümlemek olarak belirtir Felsefeden ''metafizik arındırmalı'' ve ''dünyanın bilimsel kavranışı'' ortaya konulmalıdır Mantıksal pozitivizmin felsefi tezleri bu iki temel yaklaşım üzerinden geliştirilmektedir ''Dünyanın bilimsel kavranışı'' yaklaşımınında ikili niteliği vardır; yukarda söylenenlere bağlı olarak bunlar, ilkin bilginin temelinde ''gözlem ve deneye dayalı olguların bulunması'' ve ikinci olarak da ''kesin bir mantıksal çözümleme'' ile meydana gelmesidir Bilimsel etkinlik, bu noktada, deneysel verileri mantıksal analiz yoluyla çözümlemek ve ortaya koymaktır
Eleştiriler
Mantıksal pozitivizm, öncelikle bilgi konusunda empirik felsefenin aldığı eleştirileri alır Deney ve gözlemlerin kuram-dışı, her tür kavramın başlangıç noktası olarak alınması, bazı deney-dışı teorik kavramların ele alınmasıyla empirizmin bir dogması olarak eleştirilmiştir ve bu mantıksal pozitivizmi ya da empirizmi de içine alır Lenin, Ampriokritisizm olarak adlandırarak Mach'a ve onun geliştirdiği ''duyumculuk'' anlayışına itiraz eder; diyalektik materyalizm anlayışını doğrulama çabası içinde ortaya konulan bu itiraz, genel çercevesi bakımından tartışmalı argümalarla yürütülmüş olsa da Lenin'in bu geleneğin ilk eleştiricilerinden biri saymak gerekir Öte yandan bilim felsefecisi Karl Popper, bir zamanlar mantıksal pozitivizmin içindeki isimlerden biri olarak anılmış olmakla birlikte, ve ayrıca halen geliştirdiği bilim görüşünün pozitivist düşünceyle ilişkisi tartışılır olmakla birlikte, temel ilkeyi, yani bilginin temelindeki doğrulanabilirlik ilkesinin dışında başka bir yol ortaya koymuş, buna karşı yanlışlanabilirlik ilkesini formüle etmiştir Yine bilim felsefesi içinde Thomas Kuhn bilimsel etkinliğin tarihselliğini ve kuram-yüklü niteliğini ortaya koyarak saf deney ve gözlem eksenli bilim anlayışının kırılmasında önemli bir alan oluşturmuştur Paul Feyerabend ise gözlem ve deneyin sanıldığı kadar saf olamadıklarını hem kuramsal hem tarihsel örnekleriyle ortaya koymuş, yanlışlanabilirlik ilkesine rağmen pozitivist bilgi anlayışı içinde duran hocası Popper'i eleştirmiştir Feyarebend, bilimsel bulgu denilen şeylerin kendi başına herhangi bilgiye ayrıcalıklı bir kuramsal statü kazandırmadığını, bilimsel yöntemin tek ve biricik yöntem olarak kutsanmasının olanaksız olduğunu öne sürmüştür Willard Van Orman Quine'ın empirizme yönelttiği analitik önermeler ile sentetik önermlerin ayrımı konusundaki eleştiri de ayrıca mantıksal pozitivistler için geçerlidir Yapısalcılık ve Postyapısalcılık felsefeleri ise empirizmi, pozitivizmi ve dolayısıyla mantıksal pozitivizmi bir bütün olarak kabul edilemez yaklaşımlar olarak eleştirmişlerdir
|