Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
mekanik, türk

Mekanik Türk

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Mekanik Türk






Mekanik Türk satranç oyanayan bir çeşit otomat 1769 yılında 6 ay kadar bir sürede yapılıp 1770'de ilk kez İmparatoriçe Maria Theresa için sergilenen "Mekanik Türk" adlı satranç oynayan otomat, Viyana'da İmparatoriçe Viyana Avusturya'nın başkenti ve ülkeyi meydana getiren dokuz federal eyaletten biri Avusturyanın kuzeydoğusunda, Tuna Nehri kıyısında yer alır Nüfûsu bir buçuk milyon (metropoliten alanınki ise iki milyon) civarındadır Yüzölçümü 415 km2, metropoliten alanınki ise 3862 km2dir Viyanada tipik bir kara iklimi hüküm sürer Ortalama sıcaklık ocakta 0°C, temmuzda ise 20°Cdir

Maria Theresa'nın hizmetinde çalışan yetenekli mekanikçi Maria Theresa, (13 Mayıs 1717 ? 29 Kasım 1780) Habsburg hanedanının devleti bizzat yöneten tek imparatoriçesidir 1740 yılından ölümüne kadar geçen süre içinde Macaristan ve Bohemya Kraliçesi ve Avusturya Arşidüşesi idi

Wolfgang Von Kempelen tarafından yapıldı Otomat, 120 cm uzunluğunda, 105 cm genişliğinde ve 60 cm yüksekliğinde akça ağaçtan ve üzerine satranç tahtası çizilmiş tekerlekli bir şifonyer önünde oturan bıyıklı, türbanlı ve pelerinli bir Türk figüründen oluşuyordu Öndeki kapak açılıp dolabın ve figürün içine bakıldığında irili ufaklı pek çok Türk kelimesinin aslı "türümek" fiilinden gelmektedir Bu fiilden türetilmiş, kişi ve insan anlamında "türük" ve nihayet hece düşmesiyle "Türk" kelimesi ortaya çıkmıştır Nitekim Anadolu'da bir kısım göçebeler de yürümekten "yürük" adını almışlardır Türk kelimesi, ayrıca, çeşitli kaynaklarda; "töre sahibi, olgun kimse, güçlü, terk edilmiş, usta demirci ve deniz kıyısında oturan adam" manalarında kullanılmaktadır


Coğrafi ad olarak Turkhia (Türkiye) tabiri ise altıncı yüzyıldak

kaldıraç, Kaldıraç Bir destek noktası üzerinde hareket edebilen sert çubuk Kaldıraçlar genelde küçük kuvvetlerle büyük direngen kuvvetleri yenmek maksadıyla kullanılan basit makinalardan biridir Ağır olan kaldırım taşlarını yerinden sökmek ve kalasları yerinden oynatmak için kullanılan küskü, çocuk bahçelerindeki tahteravalli, el makası, pense, ateş veya başka cisimleri tutmak için kullanılan maşa, el arabası birer kaldıraçtır


Basit makinaların temel prensibi kaldıraçlarda da geçerlidir Yani

makara ve başka karmaşık mekanik sistemler görülebilmekteydi


Kurularak çalışan "Mekanik Türk", karşısındaki gönüllüyle Makara Üzerine bükülebilir elastik elemanlar sarılabilen kenarları çıkıntılı silindir Kullanılan elastik elemanlar iplik, ip, halat, kablo, zincir, şerit, filim vb çok çeşitli yapıda olabilirler Günümüzde çeşitli kullanma alanları bulan bu elemanın, MÖ beşinci yüzyıldan beri kullanıldığı sanılmaktadır Günlük hayatta üzerlerine iplik ve fotoğraf filmi gibi elemanlar sarılarak bunların muhafazası için kullanılır Fakat esas önemli kullanma alanları, elastik elemanlar yardımıyla güç v

satranç oynamaya başladığında, gözleri satranç tahtasını tarıyor, başını arada bir sallayıp satranç taşlarını eliyle hareket ettiriyordu Yaptığı işler bunlarla da kalmıyor, pek çok oyunda rakibini yenmeyi de başarıyordu Yaptığı hamlenin bittiğini başını üç kez sallayarak belirten otomat, maç sonrasında seyredenlerden gelen soruları satranç tahtasının yanında bulunan özel bir tepside harfleri birleştirerek yanıtlayabiliyordu


"Mekanik Türk"ü izleyenler onlarca yıl boyunca sırrını çözmeye çalıştılar Bazıları çok ilginç teoriler üretmiş ve bu açıklamalara gazetelerde geniş yer verilmişti Bir teoriye göre satranç taşlarının içine yerleştirilen mıknatıslar sayesinde otomat taşları oynatıyordu Bir başka teori ise kuklanın içine bir çocuğun girmiş olduğunu savunuyordu


Dr Gamaliel Bradford ve ünlü yazar

Edgar Allen Poe en akılcı çözümleri üretenler oldu Edgar Allen Poe, otomat hakkında yazdığı Maelzel's Chess adlı tanıtım yazısında "Mekanik Türk"ü şöyle tasvir ediyordu:


"Oyunu kazanmadan önce kafasını bir zafer edasıyla sallıyor, kendini beğenmiş bakışlarla etrafına göz gezdirdikten sonra sol kolunu her zamankinden daha geriye çekiyor ve parmaklarını bir süre dinlendiriyor"


Söylenenlerin hepsi sadece teoride kalıyordu, kimse otomatın nasıl işlediğini ispatlayamıyordu Otomatın sahibi olan kişiler ve yakın çevresi de sırrı saklama konusunda çok kararlı davranıyorlardı, bu sayede uzun yıllar boyunca "Mekanik Türk"ün gizemi insanları ona çekti


Tabii bu sayede sahiplerine de bir miktar para kazandırdı Kempelen 1804'de Viyana'da öldükten sonra otomat birkaç kez el değiştirdi ve son olarak Beethoven'in yakın arkadaşı Johann Maelzel adlı bir makine mühendisinin eline geçti Daha sonraları ilk metronomu yapacak olan Maelzel, otomatı Kempelen'in oğlundan satın aldı En büyük ününü bu dönemde kazanan otomat, 1809'da Napolyon ile bile oynadı1817-1837 tarihlerinde tüm Ludwig van Beethoven (Bonn, 17 Aralık 1770 - Viyana, 26 Mart 1827) Alman besteci

Üzerinde çalıştığı her müzik formunda reform yapan tek besteci olan Beethoven, müzik tarihindeki en büyük isimlerden biridir Beethoven ailesinin kökleri Belçikada bulunan Brabanta dayanır

Avrupa'yı ve Amerika'yı gezen otomat, çalışma mekanizması ve topluluklar üzerinde yarattığı etki nedeniyle birçok kitap ve makaleye konu oldu

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.