|  | Mutasım (Abbasi) Halifelik Yaşamı |  | 
|  08-20-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Mutasım (Abbasi) Halifelik YaşamıHalifelik yaşamı Askerin biat sorunu Tabari'ye göre Mutasım, ölen ağabeyi Memun yerine 9 Agustos 833'da halife olmuştur  Once askerler Mutasim'a biat etmekten kaçındılar ve Memun'un oğlu Abbas'in halife olmasını istediler  Fakat Abbas babasının kurmuş olduğu Tyana askeri şehrinden çağrılıp Bağdad'a geldi ve Mutasım'a biat etti  Askerler de ondan sonra Mutasım'a biat ettiler  Tyana, Bağdad ve yeni Samarra şehri devlet merkezi Mutasım ağabeyi Memun'un yeniden yaptırıp yerleştiği Tyana şehrini boşaltırdı; şehrin yeni yapılmış olan surlarını yıktırdı  Şehirde taşınamıyacak her şey yakılıp şehir ortadan kaldırıldı  Halifelik devlet merkezi yine Bağdad oldu  Fakat Abbasileri başa getiren ve sonradan Memun'un tuttuğu Horasanlı askerler ile aileleri ve Horasanlı İranlılara karşı bir güç olarak Turk asıllı kölemenlerden kurulan ordunun askerleri arasında devamlı çatışma bulunmaktaydı  Bağdad'in yerli Iraklı ahalisi bu iki yabancı unsurdan ve aralarındaki çatışmalardan devamlı tedirgin olmaktaydı  Özellikle Mutasım'ın iktidarına temel olarak kullandığı Türk asıllı kölemen askerler şehir halkı tarafından istenmemekteydi  Bu Türk kölemen askerlerin kışlaları Bağdad şehir duvarları dışında olmakla beraber Türk kölemenler şehir halkı tarafından devamlı şikayet konusu ve sosyal çekişme odağı olmaktaydı  Bağdad şehrinde Türk kölemenler aleyhinde devamlı çekişmeler ve hatta isyanlar çıkmaktaydı  Sonunda (babasının Rakka'ya ve ağabeyi Memun'un da kendine yeniden yaptırdığı Tyana'ya çekilmesini göz önüne alarak) Mutasım 833de kendi devlet merkezi için Bağdad'ın 125 km güneyinde o zaman bir eski harabe şehri olan Samarra'yı yeni devlet merkezi olarak seçti  Bu şehirde saraylar, camiler , diğer halka yararlı binalar, parklar; devlet divan memurlarının çalıştığı binalar ve askerler için kışlalar kuruldu  Babek isyanı Bu Halifeyi, en çok uğraştıran sorun Babek isyanı olmuştur  Babek kuzey İran'da gelişen Hürremiye adlı bir dinsel topluluğun başkanı idi ve bu topluluk Ebu Müslim'in Abbasiler tarafından öldürülmesinin öcünü almak üzer 816-817de (Hicri 201de) halife Memun döneminde Azerbeycan civarında isyan etmişti ve 819-820 de Yahya bin Muadh; 822de İsa bin Muhammed bin Ebu Halid; 824-825de Ahmed bin El-Cunayd ve 827-828de Muhammed bin Humayd Tuşi komutalarındaki üzerine gönderilen orduları Bizanslılarla işbirliği yaparak yenilgiye uğratıp geri püskürtmuştu  Mutasım'ın halifeliği döneminde ise Babek askerlerini ta güneye Hamedan'a kadar gönderek bu bölgelerdeki huzur ve düzeni bozdu  Hemedan'a Mutasım'ın "İshak bin İbrahim bin Müsab" komutasında gönderdiği ordu Babek taraftarlarının ordularını yenip onların Bizans'a kaçmasına neden oldu  Fakat Kuzey İran'da büyük kitleler Babek'in inançlarına katıldılar ve ordularını büyüttüler  Babek'in Hürremiye ordusunu tarihçiler 100  000-200  000 (Mesudi) olarak vermişlerdir  Mutasım Babek sorununa kat bir çare aradı ve en sonunda Türk asıllı olan ve gayet yetenekli Abbasi generali olan "Afşin Haydar bin Kavuş"'a büyük ve çok iyi disiplinli bir ordu sağlayarak ona mutlaka Babek'in ele geçirilmesi için kati bir emir verdi  Afşin önce bir sıra tahkimli mevki ve kaleden oluşan bir savunma hattı meydana getirdi ve çok iyi organize edilmiş ulak sistemi kurarak sistematik olarak Babek'in hücumlarını durdurmayı başardı  Babek iki yıl Afşin'e karşı durdu; Afşin'in bazı komutanlarını ve askerlerini ona ihanet ettirmeyi başardı  Ama metodik olarak Afşin bütün bu sorunlarını çözerek Erdebil'in kuzeyinde Babek'in bütün korumalı mevkilerini ele geçirdi  Babek son olarak Ermenistan'a kaçıp oradaki bir Ermeni prensine sığındı ve bu prens de 837de Babek'i Afşin'e teslim etti  Böylece Babek'in 23 yıl süren isyanı sona erdirildi  Bu seferinde Afşin çok sayıda esiri Babek'in zulmünden kurtardı ve Babek'in eline geçirmiş olduğu büyük servetleri ganimet olarak kendine ve ordusuna dağıttı  Sonra elinde esir olan Babek'i ve kardeşini tutuklu olarak Samarra'ya getirdi  Samarra'da Babek bir fil sırtında gezdirildi; 4 Ocak 838de kendi cellatı tarafından idam edildi ve kesilmiş kafası çeşitli şehirlerde halka gösterilmek üzere Horasan'a gönderildi  Babek'in kardeşi ise sonradan Bağdad'da idam edildi  Bizans'a seferler 837de Bizans imparatoru Theofilos güney-doğu Anadolu'ya ve Abbasi halifeliği başkentine hedefle 70  000 kişilik bir ordu ile Abbasi ülkelerine sefere geçti  Bu ordu Malatya (o zamanki Melitene) ve Samsat (o zamanki Samsota) kalelerini eline geçirdi  Sonra bu ordu Suriye'de Mutasım'ın doğum yeri olan Zibatra (Bizanslılarca Sozopetra) kalesine saldırdı; bu kaleyi ele geçirip yıktılar  Buna karşılık olmak üzere 838de Mutasım büyük bir ordu ile iki koldan Anadolu'ya girdi  Bizans imparatoru iki Arap kolunun birleşmesini önlemek amacıyla Abbasi generali "Afşin" komutasındaki bir kolu üzerine 25  000 (veya 40  000) kişilik ordu ile 21 Temmuz 838de (şimdi Dazmana mevkinde) "Anzin Savaşı" adı verilen bir çatısmaya girişti  "Afşin" Bizanslıların hücumuna karşı durup bir karsı hücumla bu muharebeyi kazanıp Bizans ordusu dağıttı  Bizans ordusu Mutasım'ın Anadolu'da ilerlemesine hiçbir direniş göstermedi  Halife'nin komutasındaki kol ise Ankara kalesini aldı ve Afşin kolu ile orada birleşen büyük Abbasi ordusu, şimdiki Bolvadin civarında Bizans'ın ikinci büyük şehri ve çok önemli kalesi olan Amorium üzerine yürüdü  Bu kaleye kuşatmaya karşı şehir 55 gün direndi  Fakat bir Müslüman köle ihanet edip Abbasilere surlarının en zayıf tarafını gösterdi ve oradan surları yaran Arap ordusu 23 Eylül 838de şehre girdi ve şehri ve kaleyi yakıp yıktı  Mutasım'a Bizanslılar "Gramerci İoannis" başkanlığında bir elçiler heyeti gönderdiler  Halife ve saray mensuplarına çok değerli hediyeler sundular  Ayrıca Bağdad halkına da 36  000 Bizans altını dağıtarak halkı barışa teşvik ettiler  Ordu komutanları komplosu Anadolu seferi sırasında ordusunun en yüksek komutanları Mutasım'ın aleyhinde bir komploya karıştılar  Bunlar arasında Şah bin Sahl, Amr-el-Fargana, Ucayf bin Anbasa ve Ahmed bin Halil bulunmaktaydı  Mutasım ordusu ile başkenti Samarra'ya döndükten sonra bu komutanları idam ettirdi  Bu komploya katılmayan Afşin ise bir dinsel kadılar heyeti tarafından inançları ve özellikle eski İran Mazdak mezheplerine inanıp inanmadığı hakkında soruşturmaya tabi tutuldu ama bu kadılar heyeti onun hakkında kesin sonuca varamadı  Fakat Afşin'in Mutasım aleyhinde diğer entrikalara katılmış olduğu tesbit edilince, Afşin hapse atıldı ve Afşin 841 ilkbaharında hapisde iken öldü  İmparatorluğun bölünmesi Mutasim'in hilafeti sırasında Abbasi imparatorluğunun bölünmesi hızlandı  Irak ve Suriye Arap olarak karekterini korudu  Horasan ve kuzey doğu gittikçe İranlı karekteri almaya başladı  Memun'un ünlü generali Tahir, çocuklari ve ahvadı yarı özerk Tahiriler devleti olarak Horasan, Fergana, Herat ve Maveraünnehir eyaletleri valilikleri ellerine aldılar  Kuzey Afrika'nin batısında, Ifrikiye'de kurulan Aglabi devleti teorik olarak Abbasi halifelerine bağlı olmakla beraber özerk idi ve Sicilya'yı ellerine geçirdiler  Donanma hazırlama ve tahribi Bizanslilara karsi Anadolu'da ordusunun başarısını karada sonuca bağlamayan Mutasım 842de 400 küçük kadırga tipi gemiden oluşan büyük bir donanmayı Suriye kıyılardan Bizans sahillerine hücum etmek üzere hazırlattı  Fakat yola çıkan donanma hiç beklenmedik büyük bir fırtınaya tutuldu ve hemen hemen tüm gemileri parçalanıp battı  Mutasım'ın ölümü Mutasım'ın donamasının bu felaketinden haberi olmadı  Tabari'ye göre 21 Ekim 841de hasta düştü  Tecrübeli doktoru bir önceki yıl ölmüş ve yeni doktoru bu eski doktorun tedavisine devam etmemiş olduğu için hastalığı gittikçe ciddileşti ve 5 Ocak 842de Mutasım hayata gözlerini yumdu  Yerine oğlu Vasık halife olarak geçti  Tabari'ye göre Mutasım görecelikle hayatı fazla ciddiye almayan, nazik, hoşa giden ve hayırseven tabiatlı bir hükümdardı  Önce gelen : Memun Abbasiler Halifesi 833 - 842 Sonra gelen : Vasık Kaynak : Wikipedia | 
|   | 
|  | 
|  |