Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
başkalaştırıyor, düşünceyi, düşünür, gözlemci, gözleneni

Gözlemci Gözleneni, Düşünür Düşünceyi Başkalaştırıyor

Eski 08-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Gözlemci Gözleneni, Düşünür Düşünceyi Başkalaştırıyor




GÖZLEMCİ GÖZLENENİ, DÜŞÜNÜR DÜŞÜNCEYİ BAŞKALAŞTIRIYOR
Şimdi kuantum işlemleriyle kendi içsel deneyimlerimiz ve düşünce yöntemlerimiz arasındaki yakın benzerliğin yalnızca bir tesadüf olup olmadığını sorabiliriz Düşünce süreçleriyle kuantum süreçleri arasındaki dikkat çekici benzerlik, bu ikisini birbirine bağlayan bir hipotezin verimli olacağını düşündürtebilir Eğer böyle bir hipotez doğrulanabilirse, bu bizim düşünmemizin birçok önemli özelliğini doğal bir şekilde açıklayabilir Yaklaşık kırk yıl önce ilk defa David Bohm, düşünce yöntemlerimizin davranış biçimiyle kuantum işlemleri arasındaki çarpıcı benzerlikleri ortaya çıkarmıştır
David Bohm düşünce ile kuantum işlemleri arasındaki benzerliği inceliyor
Örneğin, muğlak düşünce zinciriyle eğlenme eylemini hiç deneylememiş birisi bu yoğunlaşma eylemini daha netleştirebilmek için orijinal sekansı ya da 'aromayı' değiştirebilir Tıpkı Heisenberg'in Belirsizlik ilkesi tarafından yönetilen elektronların bir kere bakıldıklarında (ölçüldüklerinde) bir daha asla eskisi gibi olmamaları gibi, dikkat sayesinde öne çıkarılan düşünce de onu ortaya çıkaran belli belirsiz ilhamdan farklıdır Bir noktaya yoğunlaşmış düşünce, tıpkı çift yönlü doğaya sahip olan elektronun parçacık yönünün olması gibi bir 'pozisyona' sahiptir diyebiliriz, fakat öte yandan belirsiz ilhamın, tıpkı dalganınki gibi "momentumu" vardır Asla ikisini birden eşzamanlı olarak deneyimleyemeyiz (ölçümleyemeyiz)
Bu yüzden, kuantum sistemleri tıpkı düşünce süreçlerimiz gibi temelde birleşiktir Bohm'un dediği gibi "Düşünce süreçleriyle kuantum sistemleri birbirine benzerdir Bu yüzden onlar ayrı elementler gibi analiz edilemezler, çünkü her elementin 'içkin' doğası yaratılış olarak birbirlerinden ayrı olmadığı gibi diğer elementlerden de bağımsız değildir, bunun yerine diğer elementlerle kısmi bir ilişki içindedir
Bizim sonsuz ve akıcı düşünce süreçlerimizi yapılandırmaya ve netleştirmeye yardımcı olan mantıkla günlük yaşamın ayrı nesnelerini ve kuantum seviyesindeki işlemleri kapsayan ya da sınırlarını oluşturan ilişkileri tanımlanabilir kılan klasik fizik kuralları arasında bir paralellik vardır Bu klasik sınırlama olmaksızın düşüncelerimizi açık ve net bir şekilde ifade etmemize ve onları dış dünyaya göre kontrol etmemize olanak yoktur"
Bizlerle elektronlar arasındaki bağ
Bu yüzden Bohm'a göre, "eğer kuantum kuramı bugünkü klasik sınırına sahip olmasaydı, yaşam bildiğimiz gibi olamayacaktı; onun sonuçlarını mantıksal bir terminolojiyle açıklayamadığımız sürece de bildiğimiz düşüncenin varlığı mümkün olmayacaktı"
Düşünce süreçleriyle kuantum işlemleri arasında, bizlerle elektronlar arasında bir bağ olduğudur ve bu ikisinin arasındaki birçok benzetme insanı diken üstünde tutan ve önermesel türden benzetmelerdir Benzetme her zaman hem felsefenin hem de bilimsel düşüncenin gelişmesinde rol oynayan güçlü bir alet olmuştur Ve sadece bunun gücü düşünülürse kuantum işlemleriyle günlük yaşam olayları arasındaki ilişkiyi tanımlamak için güçlü bir neden vardır
Amacımız, bilincin kuantum mekaniği yasalarına göre çalıştığını gösteren bir model kurmaktır Burada akla uygun bir ilke ortaya atarsak, daha sonra kişinin dinamiğiyle elektronlarınki arasındaki yakın bağdan dolayı bazı felsefi ve psikolojik sonuçları çıkarmamız olası olacaktır Bohm, düşünce süreçleriyle kuantum olayları arasındaki benzerlikleri ilk tanımladığında, ondan daha ileriye gitmek olanaksızdı O zamanlar ne nörobiyoloji ne de kuantum fiziği, birbirlerinin herhangi bir yönünü kendi diliyle açıklayacak kadar gelişmiş değildi
En önemlisi, zaman ve uzamla birbirinden ayrılmış parçacıklar arasındaki yeri tespit edilemeyen karşılıklı ilişki etkileşimlerinin kanıtından kaynaklanan düşünce patlaması ve şaşkınlık henüz ortada yoktu Bunların yokluğunda ve daha geniş, düzenli yapılar olan lazerlerde ve üstün iletkenlerde (aşırı soğukken elektrik akımını dirençsiz olarak geçirebilen maddelerde) bulunan daha da güçlü bağlayıcı etkiler olmaksızın, şuurun fiziksel olarak anlaşılması olanaksızdır Kuantum mekaniksel yaklaşım ancak bunlarla çekicilik kazanır
Roger Penrose’ye göre yerel olmayan kuantum korelasyonları
Oxford üniversitesinden Roger Penrose diyor ki: "Kuantum fiziği içinde birçok hileli ve gizemli türden davranış biçimi barındırır Bunlar içinde en azından uzak mesafeler arasında oluşabilen (Yerel olmayan) kuantum korelasyonları var" Öyle görünüyor ki, bu gibi şeylerin şuurlu düşünce biçimlerinde de bir rol oynaması çok belirgin bir olasılıktır Sanırım, kuantum korelasyonlarının beynin farklı geniş bölgeleri arasında etkin bir rolü olduğunu söylemek gerçekten çok da uzaklaşmak olmaz Beyinde "farkındalık durumuyla" yüksek düzeyde uyumlu kuantum durumu arasında herhangi bir ilişki olabilir mi? Şuurun bir özelliği gibi görünen "teklik" ya da "globallik" bununla bir bağlantı içinde midir? Bir anlamda bunun böyle olduğuna inanmak insana çok çekici geliyor"

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.