![]() |
Elfaz |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() ElfazBazı ehl-i tahkik derler ki: “Elfâz-ı Kur’âniye ve zikriye ve sair tesbihlerin herbiri müteaddit cihetlerle insanın letâif-i mâneviyesini tenvir eder, mânevî gıda verir ![]() ![]() Elcevap: Elfâz-ı Kur’âniye ve tesbihât-ı Nebeviyenin lâfızları câmid libas değil, cesedin hayattar cildi gibidir; belki mürur-u zamanla cilt olmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Ben kendi nefsimde tecrübe ettiğim bir hâleti çok defa tetkik ettim, gördüm ki, o hâlet hakikattir ![]() Sûre-i İhlâsı Arefe gününde yüzer defa tekrar edip okuyordum ![]() ![]() ![]() ![]() Ve hâkezâ, git gide, o tekrarda yalnız bir kısım letâif kalır ki, pek geç usanıyor; devam eder, daha mânâya ve tetkikata hiç ihtiyaç bırakmıyor ![]() ![]() ![]() ![]() Ve o devam eden lâtifeler, taallüme ve tefehhüme muhtaç değiller; belki tahattura, teveccühe ve teşvike ihtiyaç gösterirler ![]() Ve o cilt hükmündeki lâfızları onlara kâfi geliyor ve mânâ vazifesini görüyorlar ![]() Ve bilhassa o Arabî lâfızlar ile, kelâmullah ve tekellüm-i İlâhî olduğunu tahattur etmekle, daimî bir feyze medardır ![]() İşte, kendim tecrübe ettiğim şu hâlet gösteriyor ki, ezan gibi ve namazın tesbihâtı gibi ve her vakit tekrar edilen Fâtiha ve Sûre-i İhlâs gibi hakaikleri başka lisanla ifade etmek çok zararlıdır ![]() Çünkü, menba-ı daimî olan elfâz-ı İlâhiye ve Nebeviye kaybolduktan sonra, o daimî letâifin daimî hisseleri de kaybolur ![]() ![]() Evet, nasıl İmam-ı Âzam demiş: (1) لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ tevhide alem ve isimdir ![]() Kelimât-ı tesbihiye ve zikriyenin, hususan ezanda ve namazda olanların ekseriyet-i mutlakası, alem ve isim hükmüne geçmişler ![]() ![]() Öyle ise değişmeleri şer’an mümkün değildir ![]() ![]() Bütün ömrünü İslâmiyetle geçiren ve kafasını binler mâlâyâniyatla dolduran adamlar, bir iki haftada, hayat-ı ebediyesinin anahtarı olan şu kelimât-ı mübarekenin meâl-i icmâlîsini öğrenmemesine nasıl mazur olabilirler, nasıl Müslüman olurlar, nasıl “akıllı adam” denilirler? Ve öyle heriflerin tembelliklerinin hatırı için o nur menbalarının mahfazalarını bozmak kâr-ı akıl değildir ![]() Hem (2) سُبْحَانَ اللهِ diyen, hangi milletten olursa olsun, Cenâb-ı Hakkı takdis ettiğini anlar ![]() İşte bu kadar kâfi gelmez mi? Eğer mânâsına kendi lisanıyla müteveccih olsa, akıl noktasında bir defa taallüm eder ![]() Halbuki günde yüz defa tekrar eder ![]() ![]() Bahusus, tekellüm-ü İlâhî haysiyetiyle aldığı kudsiyet ve o kudsiyetten gelen feyizler ve nurlar çok ehemmiyetlidir ![]() Elhasıl: Zaruriyât-ı diniye mahfazaları olan elfâz-ı kudsiye-i İlâhiyenin yerine hiçbir şey ikame edilemez ve yerlerini tutamaz ve vazifelerini göremez ![]() ![]() Amma nazariyât-ı diniyenin mahfazaları olan elfazlar ise, değiştirilmeye lüzum kalmaz ![]() ![]() Elhasıl, lisan-ı nahvî olan lisan-ı Arabînin câmiiyeti ve elfâz-ı Kur’âniyenin i’câzı öyle bir tarzdadır ki, kabil-i tercüme değildir, belki “muhaldir” diyebilirim ![]() Kimin şüphesi varsa, i’câza dair Yirmi Beşinci Söze müracaat etsin ![]() ![]() Risale-i Nurlardan alıntıdır ![]() Dipnot (1) La ilahe illallah- Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur ![]() (2) Subhanallah -Allah, her türlü kusur ve noksan sıfattan münezzehtir ![]() |
![]() |
![]() |
|